2024-2025 Kadın Voleybol Takımı (Galatasaray Daikin)

İstanbul'daki yaşam formumuz Cumartesi sabahı 05:30 kalkış, 06:00-07:00 sabah yürüyüşü, 07:00-07:30 duş, 07:30-09:00 portakal suyuyla kahvaltı, 09:00-10:00 kahve olduğundan Galatasaray-Vakıfbank maçı adına 13:00 çok ideal bir saat. Akdenizli değil de Kuzeyliyiz en nihayetinde.

Geçen sezonki maçta dahi salonda boş koltuk yoktu. İlgiden çok memnun kalındı belli ki.
 
Vakıf çok sağlam takım açıkçası pç bölgesi sıkıntılı biraz onun harici kusursuz denebilecek seviye de. Kazanmak zor ama bu takım oyununu güzel oynarsak Vakıfın oyununu kırıp galibiyet alabiliriz bence. Ama ben 5 setli bir maç izleriz gibi bekliyorum iki takım adına da zor.
 
Bu küçük turnuva nitelikli kupa volley süreci ile ilgili olarak bazılarının garip beklentilerini de dikkate alarak şöyle küçük bir çalışma yapayım dedim. Sonuçları oldukça ilginç çıktı. Hazırladığım ve başka hiçbir yerde bulamayacağınız tablo, aşağıdaki gibidir. Bu tablo ile ilgili kısa yorumlar, tablonun altındadır.

TakımSayı OrtalamasıAce OrtlamasıBlok OrtalamasıPozitif SK %Kusursuz SK %Hücum %Hücum Etkinliği %
Galatasaray Daikin
19.83
1.5​
1.83​
51
21​
50
36
Sarıyer
14​
0.66​
1.17​
42​
22​
39​
24​
Zeren
16.17​
0,5​
3.5
42​
19​
34​
23​
Aydın
16.29​
1.58​
2.42​
36​
16​
33​
20​
Bahçelievler
17.87​
1.63​
2.65​
49​
22​
40​
29​
Nilüfer
16.44​
1.11​
1.88​
47​
24​
41​
26​
Aras Kargo
15.22​
1.22​
2.22​
43​
20​
42​
29​
Beşiktaş
16.37​
1.75
2.38​
49​
32
42​
25​
Keçiören Sigorta Shop
13.43​
0.57​
1.57​
36​
19​
41​
26​
Ortalama
16.18​
1.17​
2.18​
43.89​
21.67​
40.22​
26.44​

1- 9 takım içerisinde rakip hatası dışında alınan sayılar itibarı ile set başına 19.83 (yaklaşık 20) sayı ile şu ana kadar set başına en çok sayı alan takımıyız.
2- Ace'lerde, set başına 1.5 sayı almamıza rağmen ortalamanın üzerindeyiz ama daha da etkili atarsak, daha çok ace alabiliriz. BJK bu konuda en başarılı olan takım.
3- Bloklarda, ne yazık ki ortalamanın altında kalmışız. Blok yıldızımız YASO'nun daha çok devreye girmesi gerekiyor. YASO 2, Timmerman 5 blok ile oynadı. Zeren bu konuda 3.5 ortalama ile öne çıktı. Kübra ve Yasemin Şahin bu noktada oldukça etkili oldu.
4- Pozitif servis karşılamada %51 ile açık ara öndeyiz. Yaklaşabilen yine % 49 ile Bahçelievler ve Beşiktaş. Kusursuz servis karşılamada ise biraz durmak lazım. Takımımızı bu alanda %21 olarak görüyoruz ama İlkin ile ilgili istatistikte bir hata var gibi görünüyor. Servis karşılama, farklı kriterlerle genelde biraz spekülatif olabiliyor özellikle de kusursuz servis karşılama. Pozitif servis karşılama, ister manşet, ister parmakla topu pasöre ileterek, pasörün en az bir hücumcuya pas verebilecek imkanı sağlayan pas'dır. Mükemmel pas ise, atılan çok kaliteli pas ile, pasöre birden fazla hücumcu opsiyonu ile tercih yapmasını sağlayan pas'dır. Özellikle İlkin'in Sarıyer maçında kaydedilmiş olan %38 pozitif ve % 8 mükemmel pas istatistiği çok sorgulanacak bir istatistik. Bu istatistiği görmek için, servis karşılayıcının, aldığı topları beceriksiz bir servis karşılayıcı gibi dağa taşa göndermesi gerekir ki, maçı 3 kez izledim ve hiç öyle bir resim görmedim. Bununla ilgili bir istatistik veremem ama bu istatistiğin kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bloklarda da, İlkin'in Tara Taubner'e yapmış olduğu tertemiz monster blok, hanesine yazılmadı. Kime yazıldı araştıramadım ama her iki konu ile ilgili olarak, araştırmaları için volleystation'a mail attım. Sonuçta, kusursuz servis karşılama konusunda şimdilik en başarılı görünen Beşiktaş'dır
5- Hücuma gelince, %50 Top öldürme ve %36 etkinlik ile açık ara öndeyiz ve bu alan, şapka çıkarılması gereken en başarılı olduğumuz alandır. Bu resim, her takım hocasının görmek isteyeceği bir resimdir ve bu resmin oluşmasında hızlı oyun ve mükemmel pas dağılımı (Bongaerts becerisi), ve hücumcuların başarısı, en büyük etkendir. Ortalarımız da dahil olmak üzere, rakip takım kime önlem alacağına şaşırıyor. Yani bu, bir sistem oyununun başarı ile uygulanmasının sonucudur.

Bireysel olarak, hücumcularımıza yeniden bakarsak, 2 maç sonunda İlkin Aydın %54 Hücum %36 Etkinlik, Lazovic %49 Hücum %43 Etkinlik, Carutasu ise %50 Hücum ve %33 etkinlik ile oynadı. Smaçör için çok iyi başarı kriteri olarak kabul edilen %45 hücum ve %30 Etkinlik dikkate alınırsa, herkesin bu turnuvada İlkin ve Lazovic'e şapka çıkarması ve Alexia'yı alkışlaması gerekir.

2 hazırlık turnuvası, 3 balkan kupası ve 2 kupa volley maçı sonrası kaybedilen sadece 1 set ve çok iyi bir hazırlık süreci. Bence hezeyana gerek yok. Takımımız Vakıfbank veya başka takımlar karşısında ne yapar noktasından ziyade, diğer takımlar Galatasaray karşısında ne yapar diye bakmak lazım. Evet ligi ilk 3'de bitiren takımlar yine çok güçlü ama bana sorarsanız, Yaso'nu birazcık daha bloklarda kendisini toparlaması halinde, şu anki THY'nin kazma Bergman yada eskimiz Anthi ile hiçbir şansı yok. Hele ki on tane Emine Arıcı, Karmen Aksoy, Büşra Kılıçlı ile 1 tane Timmerman, Güveli yada Ayçin'i değişmem. Üst düzey görebileceğim bir Duarte var, onun da ne yapabileceğini izleyip göreceğiz.

Ve son olarak, sisteme uyabilmesi halinde, bir Li Yingying, Gabi veya o düzeyde bir oyuncu alınacaksa hiçbir itirazım olamaz ama abuk ses çıkararak POWER diye zırlamanın bu takımla ilgili hiçbir anlamı yok. Önceden de yazdığım gibi, eğer yakın zamanda piyango düşerse, Alexia yanına üst düzey sayılabilecek bir PÇ düşünülebilir, özellikle de devre arasında böyle bir imkan olursa, kaçırmamak gerekir. Bu, Alexia ile ilgili bir şüpheden değil ama olası bir sakatlık ve herhangi bir nedenle forumsuzluk bizi sıkıntıya sokabilir. Önceden de yazdığım gibi, Yasemin Özel'in bu sorumluluğu alabileceği konusunda, hala kafamda soru işareti var.

Umarım, anlamayanlar şimdi anlamıştır. Yine anlamamışlarsa, boşuna debeleniyorlar.
 
Son düzenleme:
Galatasaray kadın voleybol şubesinin eleştirildiği yer tepedeki dörtlüye yaklaşması beklenirken daha da geriye gitmesi idi ki bu sebeple Kuzeyboru üzerimize çıktı.
Bu yılki takımın son senelerin en potansiyeli yüksek takım olduğu hiç olmazsa elinde iyi bir nüve bulunduğu konusunda çoğunluk hemfikir. Neler olacağını sezon içinde görüp değerlendiririz.

Bugün Vakıfbank'ın Mia Markova'yı ısrarla istemesi, İtalyan takımının yarım sezon dahi olmasada ona sözleşme vermiş olmasının Fenerbahçe'nin Arina'yı yarım sezon da olsa bekleyecek bir oyun kurgusu yaratması, Ebrar'ın Millî takımda smaçör oynatılması bunların hepsinin bir nedeni var bir oyun planı var siz bunlara power smaçör demezsiniz, ya da eldeki smaçör rotasyonunu yeterli bulabilirsiniz, bunlara hiçbir itiraz yok zaten voleybolun tek doğrusu da yok. Bize göre pasör çaprazından sonra ya da onunla beraber en çok sayı alması beklenen oyuncu işte o köşe oyuncusudur, ve her zaman iyi manşet alıp, a planınız ile oynayamazsınız ya da yapılan bir defans sonrası her zaman o kaliteli pas gelmez oyuncunun eline işte smaçör kalitemiz burada ortaya çıkacak. İşte böyle anlarda ya da iyi manşette dahi yüksek blok geldiği zaman üç smaçör ve doğal olarak pasör çaprazı pozisyonundan azami top öldürme bekliyoruz Galatasaray voleybol takımının geleceğini bu tayin edecektir.

Ha bir Li Yingying, Gabi'yi de hiçbir koç benim sistemime uymuyor diye almamazlık etmez. Nikolai Karpol'u mezarından çıkarmıyorsanız ya da Julio Velasco değilseniz, ha ben bu oyunculara gidiyorum bunları alıyorum demek de ben Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna oynayacağım demektir. Biz de bunu istiyoruz.
 
Galatasaray kadın voleybol şubesinin eleştirildiği yer tepedeki dörtlüye yaklaşması beklenirken daha da geriye gitmesi idi ki bu sebeple Kuzeyboru üzerimize çıktı.
Bu yılki takımın son senelerin en potansiyeli yüksek takım olduğu hiç olmazsa elinde iyi bir nüve bulunduğu konusunda çoğunluk hemfikir. Neler olacağını sezon içinde görüp değerlendiririz.

Bugün Vakıfbank'ın Mia Markova'yı ısrarla istemesi, İtalyan takımının yarım sezon dahi olmasada ona sözleşme vermiş olmasının Fenerbahçe'nin Arina'yı yarım sezon da olsa bekleyecek bir oyun kurgusu yaratması, Ebrar'ın Millî takımda smaçör oynatılması bunların hepsinin bir nedeni var bir oyun planı var siz bunlara power smaçör demezsiniz, ya da eldeki smaçör rotasyonunu yeterli bulabilirsiniz, bunlara hiçbir itiraz yok zaten voleybolun tek doğrusu da yok. Bize göre pasör çaprazından sonra ya da onunla beraber en çok sayı alması beklenen oyuncu işte o köşe oyuncusudur, ve her zaman iyi manşet alıp, a planınız ile oynayamazsınız ya da yapılan bir defans sonrası her zaman o kaliteli pas gelmez oyuncunun eline işte smaçör kalitemiz burada ortaya çıkacak. İşte böyle anlarda ya da iyi manşette dahi yüksek blok geldiği zaman üç smaçör ve doğal olarak pasör çaprazı pozisyonundan azami top öldürme bekliyoruz Galatasaray voleybol takımının geleceğini bu tayin edecektir.

Ha bir Li Yingying, Gabi'yi de hiçbir koç benim sistemime uymuyor diye almamazlık etmez. Nikolai Karpol'u mezarından çıkarmıyorsanız ya da Julio Velasco değilseniz, ha ben bu oyunculara gidiyorum bunları alıyorum demek de ben Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna oynayacağım demektir. Biz de bunu istiyoruz.
Kadın voleybolu artık iyice fiziksel olarak erkek voleyboluna dönmeye başladı. Dediğiniz gibi Giovanni gibi manşette aksayan smaçöre tahammülü olmayan bir antrenör bile markovaya yatırım yapmak istedi çünkü fbnin golden triosunu başka türlü alt edemeyeceğinin farkında. Ana Cristina, arina, vargas üçü de fiziksel olarak çok üstünler o sırada biz atletizm açısından çok eksik köşelerle oynuyoruz tabiki bu oyun yapısının işe yarayacağı anlar ve takımlar olacak. Ama üst düzey takımlara yaklaşmak için hücumda sıkışacağımız anlarda kaldır topu sayıyı alsın diyebileceğimiz bir smaçöre ihtiyacımız var. Henüz bunu yaşamamış olabiliriz ama chieri ile oynarken eczacı fb Vakıfbank ve Thy ile oynarken -hatta belki kuzeyboru- top öldürüp bize nefes aldıracak bir isme ihtiyaç duyacağız. Devre arası yapılacak hamle neden smaçör olmalı onu da açıklayayım; Alexia ile oynamak bize yabancı oyuncu kontenjanı açıyor eğer yabancı Pç ile oynarsak bu hakkımız olmayacak. Alexia da kötü gitmiyor bizi orada idare edebilir o yüzden ekleme 4 numaraya yapılmalı. Elimizde gabi-mbh ikilisi olsa ben de gidip power smaçör alalım demezdim mesela ama ilkin ve partneri hiç atletik kalmıyor çok zorlanacağımız anlar olacak bu anlarda keşke dememek için devre arası bir bomba patlatmak gerekiyor. Lyy evet pahalı bir isim ama bu profile oldukça uygun bence. Şuan tolok novarada olmasa o da olabilirdi bize. Zaten seçenek çok yok en iyi smaçörler arina ana gabi markova bunlar sözleşmeli. Hem boşa düşecek hem bize seviye atlatacak tek isim lyy bence. Madisen skinner diyenler oluyor ama kolej sonrası ilk defa pro oynayacak biri ne kadar etkin olabilir 3-4 ay için bilemiyorum. Orada paraya kıyacağız başka çare yok
 
Dün akşamla birlikte Galatasaray - Sarıyer maçını 4.kez izledim. İzlerken de özellikle İlkin'in servis karşılama performansını, not alarak bir kez daha izledim. Pozisyon tekrarlarında rakibin servislerinin atlanması dışında 13 servis karşılama saydım. Bunlardan 3'ü mükemmel, 3 mükemmel ile birlikte toplam 7 pozitif, 5 negatif ve 1 tane de hata saydım. Bunları formüle ettiğimde, %54 pozitif, %23 Kusursuz ve 1 servis hatası sonucuna vardım. Yani sonuç olarak bu değerler, aşağı yukarı İlkin'in ortalama değerlerine karşılık geliyor. Daha iyisi olabilirmi yada olmalı'mı? Kesinlikle evet ama volleystation'ın verileri %38 pozitif %8 kusursuz karşılama kesinlikle hatalı. Buna göre volleystation, İlkin'in 1'i mükemmel olmak üzere, toplam 5 pozitif servis karşıladığını söylüyor ki, bunu sizler de imkanınız dahilinde yeniden izlerseniz, doğru olmadığını tespit edebilirsiniz. Farklı sonuçlar bulur ve set veya dakikası ile paylaşırsanız, yeniden üzerinden geçeriz.

Bununla ilgili volleystation'a yazdığım mail'e, bugün yanıt aldım. Wictor Koncki imzası ile verilen yanıtta, sezon öncesi kupa maçları için sağladıkları bir yazılım sonucu bu sonuca vardıklarını ve o maçlardaki potansiyel hataları düzeltemeyeceklerini ifade etti.

Bunun üzerine kendilerine yazdığım yanıtta, bunun sadece sezon öncesi kupa maçları ile sınırlı olmasını dilediğimi ve net olan bu tür hataların uzun sezon içerisinde tekrarlamaması dileğini ileterek konuyu kapattım.

Sonuçta İstatistik çok önemli ve özellikle toplamda hazırlanmış tablolar, hala genel bir fikir verme açısından faydalı oluyor. İki maç üzerinden ortalama bireysel performansı ölçmek ise, özellikle hatalı veri girişi veya performans dalgalanması nedeni ile istatistiksel olarak daha fazla sapma yaratabileceğinden, ilk başta biraz daha ihtiyatlı yaklaşılması gereken sonuçlardır ama size sunmuş olduğum tablo, takımlar performansı ile ilgili olarak 2şer maç sonunda, şimdilik genel bir fikir verebilecek niteliktedir. İlerleyen zamanda, uzun lig etabı ile birlikte, bu sonuçlar değişebilir ve değişecektir.

Tüm bunların ötesinde, esas olan, takımı yakınen takip etmek, hem bireysel hem de takım olarak neler yapabildiğimizi gözlemlemektir diye düşünüyorum. Ne yazık ki bunu görmeyen, göremeyen yada maksatlı yorumlar yapmaya çalışan takıntılı odaklar hala iş başında.
 
Galatasaray kadın voleybol şubesinin eleştirildiği yer tepedeki dörtlüye yaklaşması beklenirken daha da geriye gitmesi idi ki bu sebeple Kuzeyboru üzerimize çıktı.
Bu yılki takımın son senelerin en potansiyeli yüksek takım olduğu hiç olmazsa elinde iyi bir nüve bulunduğu konusunda çoğunluk hemfikir. Neler olacağını sezon içinde görüp değerlendiririz.

Bugün Vakıfbank'ın Mia Markova'yı ısrarla istemesi, İtalyan takımının yarım sezon dahi olmasada ona sözleşme vermiş olmasının Fenerbahçe'nin Arina'yı yarım sezon da olsa bekleyecek bir oyun kurgusu yaratması, Ebrar'ın Millî takımda smaçör oynatılması bunların hepsinin bir nedeni var bir oyun planı var siz bunlara power smaçör demezsiniz, ya da eldeki smaçör rotasyonunu yeterli bulabilirsiniz, bunlara hiçbir itiraz yok zaten voleybolun tek doğrusu da yok. Bize göre pasör çaprazından sonra ya da onunla beraber en çok sayı alması beklenen oyuncu işte o köşe oyuncusudur, ve her zaman iyi manşet alıp, a planınız ile oynayamazsınız ya da yapılan bir defans sonrası her zaman o kaliteli pas gelmez oyuncunun eline işte smaçör kalitemiz burada ortaya çıkacak. İşte böyle anlarda ya da iyi manşette dahi yüksek blok geldiği zaman üç smaçör ve doğal olarak pasör çaprazı pozisyonundan azami top öldürme bekliyoruz Galatasaray voleybol takımının geleceğini bu tayin edecektir.

Ha bir Li Yingying, Gabi'yi de hiçbir koç benim sistemime uymuyor diye almamazlık etmez. Nikolai Karpol'u mezarından çıkarmıyorsanız ya da Julio Velasco değilseniz, ha ben bu oyunculara gidiyorum bunları alıyorum demek de ben Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna oynayacağım demektir. Biz de bunu istiyoruz.
Dikkatli ve güzel bir anlatımla kaleme aldığınız yorumu genel olarak beğendim. Tek katılmadığım nokta, Ebrar'dan smaçör yaratılması konusundaki Santarelli ısrarıdır ki sanırım yada umarım ki, Santarelli bunun tutmayacağını anlamıştır. Velasco bile Antropova'nın smaçör olarak kullanılma fikrine sıcak bakmadı ve Egonu ile dönüşümlü olarak çapraz fikrini benimsedi.

Smaçör, pasörden sonra en zor mevkidir ve smaçör sadece sayı almak için değil, ama aynı zamanda takım savunması ve servis karşılama yönünden çok güçlü, atik ve bu alanda yetenekli olan oyunculardan seçilir. Tüm bunları yapabilmek için de üstün bir kondüsyona sahip olmak ve bu mevkide yıllarca oynayarak tecrübe kazanmak gerekir. 3-5 maçta hiç kimse başarılı smaçör olamaz hele ki hem savunma hem hücumda, sizin tabirinizle komple smaçör olamaz. Elimizdeki mecutlara ve hatta milli takıma çağrılmamış smaçörleri de dikkate aldığımızda, Ebrar bu mevkide hiç düşünülmemesi gereken bir oyuncudur. En akıllıca olanı, Ebrar'ın Vargas ile birlikte, belki ikili değişiklikle belki Vargas'ın formsuz yada aşırı efor sonucu düşmesi sonucu mutlaka faydalanılacak bir oyuncu olarak kullanılmasıdır. Smaçör mevkiinde oyundan erken düşme olasılığı yüksek bir oyuncu üzerinde ısrar etmek anlamsızdır. Hele ki Ebrar'ı çözen takımlar, moral olarak da oyundan düşürürse, ortaya bu yıl ruh gibi gezinen bir Ebrar çıkar.

An itibarı ile, hiç kimse bu yıl şampiyonluğa oynarız demiyor. İlk üç de dahil olmak üzere tüm takımların +ları ve - leri var ve ilk üç içerisinde yer almak çok zor ama imkansız değil. Şu anki kurgumuz içerisinde çok üst düzey olmadığı sürece takıma yeni bir smaçör monte denemesi, oturmaya başlayan düzeni sarsar.

Geçtiğimiz yıl oynanan sistem ile bu yılki sistem arasında dağlar kadar fark var. Hernandez geçen yıl eline teslim edilen oyuncularla, sezon boyunca kimden nasıl faydalanabilirim arayışı ile sürekli 2li değişiklikler ve rotasyonlarla birşeyler yapmaya, sistem oturtmaya çalıştı. O oyuncuların verimliliği/verimsizliği, sakatlıklar ve forumsuzluklarla yine de 6. bitirerek bugün itibarı ile bizi CEV Challenge Cup'a taşıdı. Bunun için bile özellikle hem Hernandez'e, hem de geçen yılın kadrosunda olup bu yıl da kadromuzda devam eden ve yine geçen yılın kadrosunda olan tüm oyunculara, çabalarından dolayı teşekkür etmek gerekir. Bu yıl, geçen yıldan farklı olarak, tıkır tıkır işleyen bir sistem var ve dikkat ederseniz, bu yıl özellikle kupa volleyde 1 kez bile 2li değişiklik yapılmadı. Nedeni apaçık ortada. Bekleyelim ve şu ana kadar çok izleyemediğimiz Kalandadze'nin de neler yapabileceğini görelim ve ilerleyen zamanlarda resim daha da net olunca, bir kez daha değerlendirelim diyorum.

Son maçlardan sonra, benim de beklentilerim var. Örneğin Yasemin Güveli'nin daha etkili olarak bloklara daha çok katkı verebilmesi ki bu konuda en iyilerden birisidir, veya özellikle smaçörlerden daha çok blok verimliliği alabilmek ki, bunların olması durumunda evet bu takım ilk 3ü zorlar.
 
Kadın voleybolu artık iyice fiziksel olarak erkek voleyboluna dönmeye başladı. Dediğiniz gibi Giovanni gibi manşette aksayan smaçöre tahammülü olmayan bir antrenör bile markovaya yatırım yapmak istedi çünkü fbnin golden triosunu başka türlü alt edemeyeceğinin farkında. Ana Cristina, arina, vargas üçü de fiziksel olarak çok üstünler o sırada biz atletizm açısından çok eksik köşelerle oynuyoruz tabiki bu oyun yapısının işe yarayacağı anlar ve takımlar olacak. Ama üst düzey takımlara yaklaşmak için hücumda sıkışacağımız anlarda kaldır topu sayıyı alsın diyebileceğimiz bir smaçöre ihtiyacımız var. Henüz bunu yaşamamış olabiliriz ama chieri ile oynarken eczacı fb Vakıfbank ve Thy ile oynarken -hatta belki kuzeyboru- top öldürüp bize nefes aldıracak bir isme ihtiyaç duyacağız. Devre arası yapılacak hamle neden smaçör olmalı onu da açıklayayım; Alexia ile oynamak bize yabancı oyuncu kontenjanı açıyor eğer yabancı Pç ile oynarsak bu hakkımız olmayacak. Alexia da kötü gitmiyor bizi orada idare edebilir o yüzden ekleme 4 numaraya yapılmalı. Elimizde gabi-mbh ikilisi olsa ben de gidip power smaçör alalım demezdim mesela ama ilkin ve partneri hiç atletik kalmıyor çok zorlanacağımız anlar olacak bu anlarda keşke dememek için devre arası bir bomba patlatmak gerekiyor. Lyy evet pahalı bir isim ama bu profile oldukça uygun bence. Şuan tolok novarada olmasa o da olabilirdi bize. Zaten seçenek çok yok en iyi smaçörler arina ana gabi markova bunlar sözleşmeli. Hem boşa düşecek hem bize seviye atlatacak tek isim lyy bence. Madisen skinner diyenler oluyor ama kolej sonrası ilk defa pro oynayacak biri ne kadar etkin olabilir 3-4 ay için bilemiyorum. Orada paraya kıyacağız başka çare yok
Allah akıl fikir versin. Gizem'mi sır'mı yoksa X hesaplarında sürekli negatiflik aşılamaya çalışarak yada daha da ileri giderek küfüre varan hakaretler yapan BurakHaak yada ArzuBLGS kafalılarmı... Bu tür kafalardan bu camiaya zaten hayır yok ve artık iyice hasıl olmaya başladı ki bunlar GS görünümlü trollerden başka birşey olamaz.

Bu saygın forum, ezici bir çoğunlukla aklı başında, ne dediğini bilen, eleştirilerini somut bir zemine oturtan, beklenti ve dileklerini seviyeli ve dayanaklı biçimde dile getiren bireylerden oluşuyor. Sırasında sert bir şekilde tartşmalar da olabilir ama seviye ve dayanak önemli. Oysa ki hala içinde kendisi ile barışık olmayan insanların gizleyemedikleri İlkin nefreti ve düşmanlığı hatta sinsice Galatasaray düşmanlığı, her fırsatta karşımıza çıkıyor.

Şu cümleye bakarmısınız "Elimizde gabi-mbh ikilisi olsa, ben de gidip power smaçör alalım demezdim mesela ama ilkin ve partneri hiç atletik kalmıyor çok zorlanacağımız anlar olacak bu anlarda keşke dememek için devre arası bir bomba patlatmak gerekiyor" diyor. Öncelikle imla yönünden tümü ile hatalı yazılmış bir cümle. Ne nokta ne virgül ne de özel isimlerde büyük harf var. Hadi bunları geçtik diyelim "ilkin ve partneri hiç atletik kalmıyor" demek, hem İlkin'e hem de İlkin dışındaki tüm smaçörlere hakaret demektir. Atletik veya partner gibi sözcükleri kullanarak, bilgi küpü olduğu izlenimi yaratmaya çalışmak da komiklikten öte acınası bir durum. Sürekli İlkin düşmanlığı yapan çevrelerle birlikte aynı dili konuşmak, Galatasaraylılıkla hiçbir şekilde ne örtüşür ne de kesişir. 4 numara transferine gerekçe olarak bu sözde düşünceyi şuursuzca ifade etmek tam anlamıyla numara çekme çabasından başka birşey değil.

Bu bu fikirleri benimseyen arkadaşlar, önceleri smaçörler özellikle de İlkin için POWER Smaçör değil diyorlardı. Belli ki İlkin'in çatır çatır yüksek yüzdelerle hücumları ve sayıları karşısında şimdi de atletik'liğine kaymış durumdadırlar. Hiç kimse kusura bakmasın ama bunu iddia etmek için ya maksatlı yada aptal olmak gerekir. İlkin'in, son milli takım kariyerinden sonra defanstan çıkardığı topları ki saymaktan yorulduk, kaç smaçör çıkarabilir hele son Sarıyer maçında, gitti çıkmaz denilen topu planjonla çıkarıp karşı tarafa gönderdikten sonra, hemen akabinde toparlanıp fişek gibi hücumla sayı alabilecek, dünyada kaç smaçör var? Tüm bunlar, voleyboldaki atletizmin üst seviyesidir. Haaa atletizm'den yada atletik olmaktan kasıt, üç adım atlama, uzun atlama, yüksek atlama yada 100metre koşusunda rekor ise, bari söyleyelim onlara da çalışsın. Rekor kıramasa bile eminim hakkını verir.

Çirkin bir yakıştırma ile ifade edilen, İlkin'in partneri sözcüğündeki kasıt, sanırım Lazovic'dir ki bu da yine İlkin iddiasındaki kadar şuursuz, bilgisiz ve aptalca bir iddia olur. Lazovic, savunma yönü ile dünyanın önde gelen sayılı smaçörlerinden birisidir ve son Dünya Şampiyonası ve Olimpiyatlarda, Lazovic'den yeterince faydalanmaması, Guidetti'nin en çok eleştirilen tercihlerinden birisidir. Lazovic bu maçlarda aksayan Busa ve Uzelac'ın üzerine çıkarak, hücumda da önemli katkılar yaptı. Kaçıranlar varsa, Sırbistan'ın son Dünya Kupası ve özellikle Olimpiyat maçlarını yeniden izlesinler. Kısacası Sırbistan'ın en parlak smaçörlerinden birisidir ve tüm yabancı otoriteler ve forumlarda bunlardan bahsediliyor. Takip etmelerini öneriyorum. Galatasarayımız, sözleşmesini yenileyerek çok doğru bir iş yaptı. Artık boş konuşmaları ve eleştirileri bırakıp gerçeğe dönme zamanı geldi de geçti bile.
 
Son düzenleme:
Dün, hem ilginç hem de güzel günlerden birisi. Önce ilginçlik ile başlayalım. Keçiören Sigorta Shop ile Fenerbahçe hazırlık maçı yapmış ve Keçiören Sigorta Shop maçı 3-0 kazandı. Bu maçı önemli kılan konu, Fenerbahçe'nin, Ana Cristina dışında maçı tam kadro oynaması idi. Buradaki istatistik de önemli. Vargas bildik Vargas idi. Yine de hücumda %41 ile oynamasına rağmen etkinlik olarak %24'de kaldı ki bu Vargas seviyesi için düşük kaldı. Diğer oyuncu Stysiak, Ana Cristina yokluğunda smaçör olarak oynadı. Hücumda %60 topöldürme ve etkinlikle ile oynamasına rağmen servis karşılamada %24 pozitif ve %12 mükemmel ile oldukça düşük kaldı. En kötü performans Meliha Diken'den geldi. Hücumda %9 top öldürme ve etkinlikte -%18 (evet yanlış değil -18) ile oynarken, servis karşılamada %37 pozitif ve %11 ile ve -7 W/L ile tamamladı. Meliha adına üzüldüm ama İlkin'e sakatlık sonrası ve Milli takım krizi sonrası saldırılara bakılınca, malum camia için şok niteliğinde bir sonuç.

Gelelim güzelliğe. Dün gece PAOK'u 3-1 ile resmen dağıttık. Hiç detaya girmeyeceğim ama asıl güzellik kızlarımızın dün akşam oynanan maçta, tribünlerdeki yerlerini almış olmasıydı. Son dönemlerde sıkça yaşanmayan bir görüntü idi ve bu, camianın ne kadar değerli bir birliktelik içerisinde olduğunun resmidir. Bir diğer önemi ise, özellikle yabancı ve yeni kızlarımızın, camianın büyüklüğünü yaşamaları için mükemmel bir organizasyon idi. Bu organizasyonda, eminim ki İlkin'in önemli bir payı vardır.

Son olarak Kadın Futbol'unda Şampiyonlar ligi gruplarına kalan Kadın Futbolcularımızı ve yöneticilerini, canı gönülden kutlarım. Gelen bu topyekün başarılara, kimsenin gölge düşürmemeye çalışması dilekleriyle herkese sevgi ve saygılar.
 
Son düzenleme:
Son 4 yıldır her sene bu kadro ne eleştirisi yapan biri olarak söylüyorum bu sene ki kadro eleştiri hak etmiyor mallesef yatırım başlangıcı için en iyi kadro 3 senelik her sene üstüne koyarak ilerlenecek bir programla bizde şampiyonluk yarışına gireriz.
Yazmayım diyorum ama biz Fb taraftarına bu saflar ne kadar kolay kanıyor diye dalga geçerken, bizim bazı taraftarın daha da saf bi şekilde kendini kandırabilmesi insanı üzüyor.

Neymiş gelişip gelişip 3 yıl içinde zirveye oynayacakmışız. Daha öncede yazdım, bugün zirveye oynayan takımım hiçbiri bu şekilde bu konuma gelmediler. Dünyada da hiç örneği yok. Olması da mümkün değil. Bu bir masal. Bunun farkına varmak inan ki çok zor değil..
Hele ki bizim lig. Dünyanın en iyi ligi. Bu ligde 3 sene sonra şampiyonluğa oynamak için yapman gereken şey çok ciddi yatırım yapmaktır. Bunu bu senede yapsan zirveye oynardın, seneye de yapsan oynarsın.Ama yapmadın, muhtemelen seneye de yapmayacağız 3 sene sonra da..Peki ne oluyor sizin gibi yöneticilerin işini kolaylaştıracak, kolayca kandırabilecek taraftar profili sayesinde bu masal devam ediyor.
Oysa gerçek olan şu. “Babalar sözünü tutmadı”. Söylediklerini yapmadılar. Bu yıl da zirveye oynamayacaz. Ben maalesef sizin gibi bu yıl 4. olma ihtimalimiz var diye mutlu olamıyorum. Çünkü Galatasaray taraftarı olmak bunu gerektirir. Umarım sizde bu hikayelerden uyanıp, romantizmi bırakarak Galatasaray’ın olması gerektiği gibi zirveye oynamasını talep etmeye başlarsınız.

Sözün özü geçen senelerden daha iyi olmak, 4. olmak başarı değildir, mutlu olunmaz. Başlangıç da değildir. Zaten 15 senedir hemen her yıl dördüncü oluyoruz ki.
GALATASARAY zirvede olmalı bu kadar basit.
 
Bak zeki arkadaş Hakan Karakaş,
İyi ki yazmışsın. Sizler kadar zeki ve voleybol'un içinde olmadığım yada olmadığımız için ne yapalım herşeye kanıyoruz. Gözümüzü açmış oldunuz, yoksa nereden bilebilirdik ki İlkin Aydın ve PARTNER'i Lazovic gibi iki çöp smaçör, dünyanın en rezil ve uyumsuz pasör/orta ikilisi Bongaerts ve Timmerman gibi değersiz, katkı yapmayacak oyuncular transfer edilmiş, Yasemin Güveli gibi çok güçsüz bir blokör takıma kazandırılmış. Kendisine hiçbir takımda yer bulamamış Alexia, takımımıza bonservisli olarak alınmış, Eylül libero'ya monte edlmiş velhasılı kelam babalar sözünü tutmamış ve biz saflar. tüm bunlara kandık.

Şimdi bir kez daha bak Hakan Karakaş arkadaş,
Bu yılın, her zamankinden çok daha çetin geçeceği, ayan beyan ortada. Takımımız, an itibarı ile ligin en formda ve hazır takımıdır. Oynanmış olan hazırlık maçlarındaki form grafiği, BVA Cup ve Kupa Volley maçları ve alınan sonuçlar, bunun en somut örneğidir. Dün, Ana Cristina dışında tam kadro oynanan Keçiören Sigorta Shop- Fener maçındaki Fener'in performansı, tüm Fenerlileri endişelendirdi. Şu an en hazır takım Galatasaray. Burada oyuncuların uyumu ve kurgulanmış sistem, neredeyse oturmuş durumda.

Buradaki hiç kimse, yakın geçmişte oynanan oyunlar, alınan sonuçlar ve puan durumu ve sıralamamız konusunda mutlu değildi. Bunu bu forumda da hemen hemen tüm arkadaşlar dile getirdi. Bunlara neden olan kulübün mali problemleri üzerine, yanlış transferler ve türlü yönetsel beceriksizliklerle alt yapıya boşvermişlik, neredeyse bizi Avrupa'nın dışına itti. Bunlar, geçmişe yönelik yapılması gereken muhasebedir.

Hal böyle iken, takımın şu an için sanki başıboş ve kötü olduğunu ima edecek şekilde yorum yapmak, en hafif tanımlama ile doğru olmasa gerek. Aklı başında hiç kimse, takıma takviye yapılması düşüncesine karşı değil, hele ki uzun lig maratonu ve Avrupa birlikte düşünüldüğünde, ben de dahil olmak üzere, geniş kadro amaçlı üst seviye oyuncu transfer veya transferlerinin gerekli olabileceğini söyleyip duruyoruz ama sırf transfer yapılsın diye de transfer yapılmaz. Şu anda takımın başında değerli bir hoca var ve mevcut kadroyu, geçen yıldan bağımsız olarak, bu yıl kendisi oluşturdu. Başarı da başarısızlık da ona ait olacak. Durum böyle iken, eğer bir gereksinim olursa, buna karar verecek olan da yine kendisidir.

Bu yıl, Julia Sanciacomo, Yasmeen Beda, Micaya White, Tara Taubner, Alexandra Uzelac, Martyna Czyrnianska, gibi ilk etapta dikkat çeken yeni oyuncular izleyeceğiz. Bu yıl hiçbir şekilde hiçbir takıma karşı, geçen yıl olduğu gibi ezilmeyeceğimizi şimdiden görebiliyorum ve hatta ilk 3 içerisindeki bazı takımlara karşı galibiyet alabileceğimizi bile düşünmekteyim. Şampiyon oluruz yada olmayız, tüm bunların ötesinde, bu yıl farklı bir Galatasaray izleyeceğimize yürekten inanıyorum. Siz istediğinizi düşünmekte yada istediğinize inanmakta özgürsünüz ama bunu yaparken, sakın sizin gibi düşünmeyenleri saflıkla tanımlamaya kalkmayın. Hepimizin gözü açık, sahada takımın üzerinde olacak. Sizler de iyi niyetle destekleyerek izlemeye devam ediniz.
 
Mete daha öncede defalarca gözlemlediğim ve sadece benim değil bence burayı okuyan herkesin kolayca farkedebileceği bir sorunun var. Okuduğunu anlayamama problemi. Oysa o kadar net yazdım ki. Çok ama çok alakasız cevap geldi yine.
Geçen yıl hatırlarsan zirveye oynayacak takım sözü verilmişti. Senin bahsettiğin gibi ben takıma kötü falan demedim. Ama bu takım zirveye oynayamaz. Çünkü burası bence dünyanın en güçlü ligi. Bu takımın zirveye oynayacağını voleyboldan birazcık anlayan tek bir kişi idda edemez. Bak tek bir kişi bile diyorum. Yani o kadar net bir gerçek bu. Ee zirveye oynamayacaksak o zaman verilen söz tutulmamış oluyor. Bunun neyini inkar ediyorsun?. Bu sezon değilde 3 sene 5 sene sonra zirveye oynarız,bu yılda ne güzel 4. oluyoruz diye kendini kandırmaya gerek yok diyorum. Sanki daha önce hiç 4. olmadık. Bunları yazıyorum ama yine anlayabileceğini sanmıyorum. Esas sorunun en başta yazdığım şey çünkü.
 
Son düzenleme:
Mete daha öncede defalarca gözlemlediğim ve sadece benim değil bence burayı okuyan herkesin kolayca farkedebileceği bir sorunun var. Okuduğunu anlayamama problemi. Oysa o kadar net yazdım ki. Çok ama çok alakasız cevap geldi yine.
Geçen yıl hatırlarsan zirveye oynayacak takım sözü verilmişti. Senin bahsettiğin gibi ben takıma kötü falan demedim. Ama bu takım zirveye oynayamaz. Çünkü burası bence dünyanın en güçlü ligi. Bu takımın zirveye oynayacağını voleyboldan birazcık anlayan tek bir kişi idda edemez. Bak tek bir kişi bile diyorum. Yani o kadar net bir gerçek bu. Ee zirveye oynamayacaksak o zaman verilen söz tutulmamış oluyor. Bunun neyini inkar ediyorsun?. Bu sezon değilde 3 sene 5 sene sonra zirveye oynarız,bu yılda ne güzel 4. oluyoruz diye kendini kandırmaya gerek yok diyorum. Sanki daha önce hiç 4. olmadık. Bunları yazıyorum ama yine anlayabileceğini sanmıyorum. Esas sorunun en başta yazdığım şey çünkü.
Bak Hakan,
Kim olduğunu ve kimler adına konuştuğunu bilmiyorum ve daha fazla polemiğe girmek istemiyorum ama okuduğunu anlayamama problemi, tümüyle sana ait bir konu olsa gerek...

Geçmiş yıllar da dahil olarak, şu ana kadar hiç kimse, bu takım zirveye oynar yorumu yapmadı ve yöneticilerden de bu yönde çok iddialı sözler duymadık. Sadece başarılı olma ve ilk 4 üzerine (ki ana tema 4'.lük üzerine idi) yorumlar yapıldı bu yöndeki beklentilere yönelik kadrolar oluşturuldu. Önceki yorumlarımda da belirttiğim üzere, kötü transferler, türlü beceriksizlikler ve yine idari kadroların (ki buna önceki koç da dahil olmak üzere) hataları sonucu adeta seyirci ve taraftar da takıma küstü. Geçen sezon oluşturulan yetersiz ve düşük düzeyli kadro, yeni gelen koç'a teslim edilmiş ve mucize yaratması beklenmişti. Ben de dahil olmak üzere, birçok arkadaşımız, sırasında gerek Bihter, gerek Tashiro/Duygu, gerek Heather, gerek Cuttino, gerekse neredeyse hiç oynatılmamış Yağmur, Polina transferlerini, gerekse kadroda bulunan ama forma giyme şansını kazanamayan oyuncuları ve yönetimi çok eleştirmiştik. Bunların dışında tuttuğum tek oyuncu, birçok kişi eleştirirken Logan idi çünkü NCAA'den dolayı kapasitesini ve neler yapabileceğini biliyordum ve sonunda bunu, Logan'ın kapasitesini bilen, aklı başında objektif tüm taraftarlar da anladı.

Kadın voleybolunun özellikle son yıllarda önlenemez yükselişi, artan ilgi ve rekabetle birlikte taraftar beklentisinin sonucu olarak, belli ki yönetim de hareketlendi ve bu takımın koçu Hernandez lideriğinde, çok önemli, akılcı ve nokta transferler yapıldı. Sezon başından beri birçok arkadaşla birlikte söylediğim budur. Buna karşın, karşımızda ağlak ve sürekli olarak oyuncularımızı neredeyse aşağılayacak küçük bir grup, şampiyonluk şampiyonluk diye zırlayıp duruyor.

Sultanlar ligi, İtalya ligi ile birlikte, dünyanın en güçlü liglerinden birisi olduğu gerçektir. Burada Vargas/Boskovic varsa İtalya'da Egonu/Antropova/Haak var. Brezilya ve Çin ligi de yabana atılmaz. Daha da önemli olanı, Amerika'da yeni kurulan LOVB, milyonlarca dolar dökerek hala hazırda çok kariyerli üst seviye oyuncuları, yerel ile buluşturma çabasında önemli bir temel attı ve devamı gelecek gibi görünüyor, hatta bunun Avrupa ve Asya voleybolunu krize sokma olasılığından söz ediliyor. Yani sizin gibi Türkiye ligindeki 3 takıma takılı yorum yapmak yerine genel resme bakarak yorumlar yapıyorum. Sadece fiziki güç üzerinden değil ama yanısıra oyun kurgusu, teknik, strateji ve yönetsel beceri (kenar yönetim dahil) üzerinden bakıyorum.

Sonuç olarak Hakan Karakaş, senin arzu etiğin gibi, bu yıl lig şampiyonluğu bana bağışlanmış olsa bile, belli bir sistemi oturtmuş ve istikrarlı kenar yönetimi ile kaliteli oyunuculardan kurulmuş bir takımla Avrupa'da başarıyı önceliğim olarak alır, devre arasındaki duruma bakar ve başarılı olan mevcut tüm oyuncularımla daha sezon bitmeden yeni sözleşme yapar, sezon sonunda da üzerine olabilecek en iyilerini ilave ederek belki CEV Avrupa yada Şampiyonlar ligini hedeflerdim. Jordan'lı Vakıf yada Boskovic'li Ecza şampiyon olamadı ama bu onların değerini düşürmedi. Asıl olan başarıda istikrardır ve bu yıl bunun temeli atılmak üzere. Tüm yabancı forumlarda takımımız üzerine methiyeler yazılırken ve hatta geçmişte milli takımlar konularında tartıştığım birçok Sırp, Hollandalı ve İtalyan'ın söz birliği etmişçesine ne kadar güzel ve dengeli takım kurulduğu konusunda hemfikir olunduğu görülürken ve özellikle birçok Hollandalı voleybolseverin, Timmerman ve Bongaerts nedeniyle takımımızın fanı olma yolunda, takımımızdaki hemen hemen tüm oyuncularımızla ilgili güzel yorumlar yaptığını görürken, sizlerin Şampiyonluk da şampiyonluk sızlanmalarını yada oyuncularımızla ilgili küçümseyici ifadeleri okudukça, veya bu tür paylaşımlara beğenilerinizi gördükçe hayret ediyor ve üzülüyorum ve Galatasaray taraftarı bu olamaz diyorum. Hatta bunları, ağlak Fener taraftarlarının sızlanmalarına benzetiyorum ve seninle birlikte düşünen ve davranın birkaç kişi dışında, başka hiçkimsenin seninle hemfikir olmadığını da görüyorum.

Sen hiç merak etme, okuduğumu anlayacak ve yazdığımı bilecek kadar eğitimli olup, voleybol dünyasını takip eden, geçmişte bu dünyanın içerisindeki olan ve gelişmeleri takip eden birisi olarak, voleybolun dinamiklerini bilecek kadar da deneyimliyim.

Umarım kapasiteni aşıp, yukarıda yazılanların tamamının ne anlama geldiğini anlar ve bundan sonraki yorumlarını da buna göre yaparsın.
 
Galatasaray Daikin Kadın Voleybol Takımımız, hazırlık maçı kapsamında bugün Nilüfer Belediyespor’u Galatasaray Taçspor Tesisleri'nde ağırladı.

Dört set üzerinden oynanan maçı takımımız 25-19, 25-15, 25-18, 25-18 set sonuçlarıyla 4-0 skorla kazandı.

Oynanan bu mücadelede takımımız ; Aslıhan Kılıç, Alexia Carutasu, Yasemin Güveli, Ayçin Akyol, İlkin Aydın, Ann Kalandadze, Eylül Akarçeşme(L) 6’sıyla başladı.
 
Şimdi burada dönüp dolaşıp aynı noktalara geliyoruz ama şunu ifade etmek lazım bu takımın potansiyel taşıdığını herkes görüyor takım son yıllarda 4.'lükten dahi uzak kaldığı için ligde rekabetçi takım sayısı da artmaya başladıkça 4. olmak bir başarı olarak adledilebilir mevcut kurulan takımın zaten tepe dörtlü dışında her takımı yenmesi lazım. Tepeledeki dörtlü ile ne yapar izleyip görmek lazım o günkü maç performans ve şansı biraz da.

Yapılanma ve zaman içinde zirveye çıkma olayına gelince bu konuya ilişkin de daha önce yazdık böyle bir yapılanma voleybolda mevcut değil, çok uzun süre çok iyi yatırım ile zirvede kalmış takımlar var çok harcayıp belli noktaları aşamamış takımlar var ama üç yılda on yılda buralara gelen takım yok. Galatasaray kadın voleybol şubesi olarak ocak ayında yıldız transferi bitiremiyorsanız iki üç tane kariyeri olan bir koçunuz yoksa Türkiye gibi İtalya gibi bir ligde ben zirveye oynarım demek çok kolay değil bizim iyi olduğumuz kadar rakiplerin de ekstra kötü oynaması lazım. Bunu mevcut voleybol şubesi becerir mi derseniz ben yapabilecekleri kanaati taşımıyorum ama aksi görüşe de saygı duyarız.

Bir küçük noktayı daha ifade etmek lazım henüz takım kendi seviyesi için dişe dokunur bir maça çıkmadığı henüz teknik bir şey söylemiyorum şahsım adına ama burada eleştiri yapıldığı zaman hemen bir karşı hücuma geçmek takımın mental olarak bozulduğunu ya da bozulabilecek olduğunu ifade etmeye sonuç olarak burada herkes düşüncesini ifade ediyor. Sahada oynayan anterene eden bu takımı kuran belli başarı da başarısızlık da onların olacaktır.
 
Muhammet bey,
Fikrimce ifade ettiğiniz birçok noktaya katılmamak mümkün değil. Eleştiri yapmak son derece doğal ve zaten hepimiz şöyle yada böyle bunu yapıyoruz ama asıl önemli olan bunun seviyesi ve yapıcılığıdır. Tek bir nokta üzerinden, şampiyon oluruz yada olmayız veya ligde ancak 3. oluruz 4. oluruz seviyesine indirgemek yanlıştır ve şahsen ben bunu vurguluyorum. Benim tek görmek istediğim şey, ilk 5 içerisinde olacak her takıma karşı kora kor bir mücadele ve bu mücadelede keyif alacağım bir oyun sergilenmesidir. Zaten bu olunca, başarı sıralaması beraberinde gelecektir ama ille de şampiyonluk diye yola çıkanların, birçok kulvardaki başarısızlıklarına da hep birlikte tanık oluyoruz.

Son 3-4 yılı saymazsak, geçmiş yıllarda, alt yapımızdan milli takıma en çok oyuncu veren kulüptük ancak son yıllarda alt yapı da dahil olmak üzere, şubeye yatırım ve verilen önem ve destek, şu veya bu nedenle çok azaldı. Çalışmaya ve transferlere bakınca, bu yılı toparlanma yılı ve süreci olarak görüyorum. Vakıf, Ecza ve Fener, son yıllarda bu alana önemli yatırımlar yaptı voleybol okulları açıldı, pahalı transferler yapıldı bu doğru. Bizim de gecikmiş olarak bir yerlerden başlamamız lazım. Sezon başından beri söylediğimiz şey, takımın çekirdek kadrosu için iyi bir çalışma yapıldığı ve devam eden süreçlerde üzerine eklenecek yeni transferlerle, bunun çok daha iyi olabileceğidir. Bazı arkadaşlarımızın birkaç yıl veya 3-4 yıl demesindeki kasıt da sanırım budur.

Bu doğal olan bir süreçtir ve olması gereken de budur. İlk 3'deki takımlara bakıldığında, ilk 6'da uzun süre oynayan (3-4 sezon) bir kısmı alt yapıdan gelen en az 3-4 hatta 5 oyuncu sayabilirsiniz. Bizde ise ile 6'da oynayan İlkin'den başkası yok. Bihter sadece geçen sezon ilk 6 oyuncusu oldu ve bu yıl doğru bir kararla yeniden yedeğe çekildi. Ayçin'in ise bu sezon 3. sezonu olacak. Yani burada kasıt, oluşturulan bu güzel kadronun bir bölümü, süreklilik arz edecek şekilde korunur ve üzerine üst düzey oyuncu takviyesi yapılırsa lokal sıralamadaki başarı, kendiliğinden gelir. Sizin dediğinizden farklı olarak bu şekilde bir yapılanmanın son derece önemli ve kilidi açacak anahtar olduğunu düşünüyorum ve çok önemsiyorum Her yıl yeni takım yaratarak şampiyonluk aramak sağlıklı bir yöntem olamaz. Avrupa başarısından ise, bu yıldan itibaren daha umutluyum. İzleyip görelim.

Yıkıcı eleştirilerle algı yaratmaya çalışmak, tabii ki direkt yada endirekt olumsuz etki yaratabilir. Bu hem potansiyel seyirci, hem de oyuncular üzerinde kişiliğine göre etki yaratabilir. Bazı profesyoneller ise sadece işine odaklanır ve minimum düzeyde etkilenir. Fenerli rezil troller ve Tuğba fanları tarafından, milli takımın başarılı olup olmamasını bile önemsemeden İlkin'in alçakça linç edilmeye çalışılması bile, İlkin üzerinde ve kendi iç dünyasında nasıl bir etki yarattı bilinmez ama kız çıkıp tıkır tıkır oyununu oynuyor ve son derece de başarılı oluyor. Özet olarak diyeceğim şudur ki, her türlü eleştiriye evet ama imalı ve hakaretamiz sözde eleştiriye hayır.

Hoca konusuna gelince. Bu konuda da önceden fikir belirtmiştim ama yineleyeyim. Kendi kurmadığı ve küme düşeceği iddiasında bulunulan (ki sadece bu forumda değil ama tüm yerli ve yabancı forumlarda aynı şey söyleniyordu) takımı alıp, yapabileceğinin en iyisini yaparak, en azından bu sezon ile birlikte CEV Challenge'e taşıdı. Bu bile bir başarıdır ve yeni sezonda daha iyilerini yapabileceğini tahmin ediyorum. Müdahalelerine baktığımda, son derece yerinde ve zamanında yapılan müdahaleler ve oyuncularla iletişimi son derece iyi görünüyor. Hele ki geçen yıl Logan'dan çapraz üretmesi her türlü takdir'in üzerindedir. Buna Amerikalılar bile inanamadı. Biraz zaman verip izlemeye devam edelim. İlk etapta hedefimiz Avrupa'da başarı olmalı. Bu devam ederse ve yukarıda belirttiğim şekilde bir yapılanmaya gidilirse, diğerleri de beraberinde gelecektir diyorum.
 
Yerli iskeleti konusundaki fikirlere katılıyorum elbette tabii ki elimizde iyi bir iskelet olduğu muhakkak burada şunu ifade etmek lazım Yasemin'i aldık mükemmel, Ayçin bizde Eylül bizde bunların iyi bir sene çıkardığı senaryoda kaçını tutabileceğiz ve üstüne hangi eklemeleri yapacağız Galatasaray'ın bir adı var ama futboldaki kadar büyük değil voleybol camiasında.Vakıfbank'ın Zehra'yı, Cansu'yu tutabilmesi gibi düşünebiliriz bunu alt yapılara çok hakim olmadığım için o konuda bir şey söyleyemem. Burada üç senelik ya da uzun vadeli yapı konusunda anlaşılan şu biz şu an top klas oyuncu alamıyoruz, kadro kuramıyoruz ama zamanla salon yapılacak gelir artacak o seviyelerde oyuncuların alınacağı bizim söylemek istediğimiz bunun voleybolda mümkün olmayacağı bu noktada seneye büyük yatırım alırsınız üç top klas oyuncuyu ocaktan bağlarsınız şampiyonluğa oynarsınız sonrası sizin voleybola yapacağınız yatırımın sürekliliği ve voleybol aklınız ile ilgilidir. Zaten eleştiri alan temel noktalardan biri de bu üst voleybol aklı.

Oyuncu ve diğer profesyonellerin etkilenmesi üzerine de, voleybola ilginin artması ile sadece bizim oyuncularımız değil bütün oyuncular daha çok göz önündeler daha çok övgü ve eleştiri alıyorlar bunların olumlu yönleri olduğu gibi kadar olumsuz yönleri de var gerek bireysel gerek takım içinde mental olarak güçlü kalmasını sağlamaları gerekiyor. Twitter kullanmadığım orada neler söyleniyor bilemem ben burada herhangi bir linç görmediğimi belirtmem lazım. Bunu sadece Türk oyuncular da değil İtalyan, Polonyalı, Brezilyalı oyuncular da yaşıyor. Genel olarak da Türk oyuncuların mental olarak çok da olmadığı kanaatindeyim. Koça gelecek olursak; geçen yıl biz de eleştiridik kadroyu kendi kurup kurmadığı konusunda da yazmıştık yönetim bir şans daha vermiştir umarım başarılı olur, sezon içinde yine değerlendirmeler yapılabilir.
 
Bana göre uzun vadeli iskelet üzerine şu an karar vermek için henüz erken. Şu ana kadarki tüm oyuncuların performansı üzeriden konuşursak, ilk 6+Libero performansı oldukça iyi. Tekrar olacak ama, sadece Yasemin'in biraz daha Bongaerts'e adapte olması gerekiyor. Ayçin geçen yılki sakatlık sonrasında ne verebilecek henüz net değil. Aynı durum, Kalandadze için de geçerli. Bunu görmek için ilk yarı sonunu beklemek gerekiyor. Şu anki performanslar itibarı ile elde tutulması gereken 5 oyuncu sayabiliyorum. Lazovic, İlkin, Bongaerts ve Timmerman. Buna Alexia'yı da ekleyebiliriz. Özellikle Bongaerts Timmerman ikilisi, orta hücum ve defans için mükemmel ikili olarak duruyor. İlkin Lazovic smaçör ikilisi de çok iyi işledi, Birisinin herhangi bir alanda biraz aksaması halinde diğeri bunu hemen kapatıyor, her ne kadar bir tanesi önde iken diğeri arkada olsa bile.

Kalandadze, Ayçin, Yasemin ve Eylül beklenen ve istenen düzeye ulaşamazsa, sezon sonu sözleşmeleri yeniden gözden geçirilip değerlendirilebilir. Buna Sude ve geriye kalan diğerleri de dahildir. Bekleyip görmek ve devre arası ile sezon sonunda konuşmak gerekir. Alexia için ayrı parantez açılacak olursa, kesinlikle elde tutulmalı ama sezon sonuna kadar göstereceği performans dikkate alınarak çok üst düzey bir PÇ düşünülebilir. Olası sakatlık durumunda bu mevki yumuşak karnımız olarak duruyor.

Salon konusu ile bağdaştırılan transfer, tam bir zırvalık ve algıdır ve transferi salona bağlamak gibi bir aymazlık içinde olan kimseyi görmedim ve duymadım. Burada tartışılan konu, Vakıf, Ecza, Fener gibi kulüplerin kendi salonları için çalışmalarının bazılarını tamamlanmış, bazıları devam ederken, Galatasaray markasının bunu şimdiye kadar halletmemiş olması konuşuluyor en azından bu gelişmeler olurken, bizim de buna hız vermemiz gerektiği söyleniyor. Buna eş zamanlı olarak oluşturulacak, başarılı sonuçlar alan ve zirve mücadelesi verecek takım (şampiyon olur yada olmaz), kendi salonunda dolu tribünlere oynayarak, forma satışı ve yeni sponsorluk anlaşmaları ile şubeye extra bir gelir katkısında bulunacak deniliyor. Söylenen ve özlenen budur. Gerisi, birilerinin yaratmaya çalıştığı ve söylenmeyenleri söylenmiş gibi kabul ederek algı yaratma çabası veya zırvasından başka birşey değildir.

Son olarak,benim de Twitter yada X hesabım yok ama yazılan çizilen iğrençlikleri görebiliyorum. Allahtan bu forumda böylesi bir iğrençlik yok ama muhakkadır ki bazı kullanıcılar bunlardan az yada çok etkilenebiliyorlardır. Kimseyi suçlamak yada akıl vermek gibi bir amacım yok ama atasözünde söylendiği gibi, çok duy az inan. Ancak bazı durumlarda birtakım olayların da, yazılı yada boyalı basın, sosyal medya hatta televizyon ekranlarında pompalanması durumunda oyuncuların bunlardan etkilenmemesi mümkün değil.
 

Üst