Krasnodar da yöneticiydi diye biliyorum.Hatta onların stadını yaptırdı yanlış bilmiyorsam.Krasnodara daha yakın hisediyor demek ki kendini adam parasını o kulübe döküyor çünkü.
2024-2025 Kadın Voleybol Takımı (Galatasaray Daikin)
- Konbuyu başlatan Mert Dervişoğlu
- Başlangıç tarihi
Neden bu forumdasınız? Burası futbol forumu değil farkındaysanız biz futbol kulübüyüz gibi saçma argümanları futbol forumlarında yazın. Biz burda bu şubelere değer vermeyen taraftarların yorumlarını neden okuyoruz anlamıyorum asla
Önemli ölçüde galibiyet şansımızın olduğu, güç dengelerinin açık ara farklı olmadığı takımlara karşı alınan mağlubiyet insanı çok üzer, hatta Cumartesi günkü HDI Sigorta maçında olduğu gibi, setlerde 2-1 önde iken ve sonraki setlerde defalarca maç sayısı atmamıza rağmen 3-2 kaybedilirse kahreder...
Bugünkü maçta ise, güç dengelerinin öne çıktığı, tartışmasız ligin en iyi servis atan takımı ve yine ligin en iyi hücum etkinliği olan takımlarından birisi ile yapılan bir maçtı ve böylesi bir maçta, rakibe karşı tüm oyuncular, ancak ve ancak yüksek bir performansla oynadığı takdirde, dişe diş mücadele edilebilirdi ama olmadı. Bu maçta hiçbir oyuncunun aksamaması gerekirken, görünür şekilde tam 3 oyuncu aksadı. Özellikle Alexia, Timmerman ve Lazovic, çok kötü bir performans sergiledi, ama öyle bir Lazovic vardı ki, sezon başından bu yana, istikrarsız oyunu ile güven vermediğini defalarca yazdım ve sonuçta maalesef haklı çıktım. Önceki Fener maçının en iyisi olan Lazovic, bu maç performansı ile iyi servis karşılama dışında (ki karşıladığı 24 servis sonrası) hiçbirşey yapamadı ve sadece hücumda 9 hata ve bloklanma, -%20 etkinlik ve -5 sayı ile oynadı ve hücumda takımın çöküşünde tam anlamıyla başrolü oynadı. Daha da önemlisi, Kalandadze ile rotasyona girmedi. Bu da sorgulanması gereken bir durum. Hal böyle iken, önceden hem Hernandez hem de bugün Bigarelli tarafından oyuna alınmamasının nedeni ne olabilir? Sorun teknik heyette'mi yoksa bizzat oyuncunun kendisinde'midir? Açıkçası, bu maç sonrasında gelinen durum itibarı ve şu ana kadar gösterdikleri dalgalı ve tatmin etmeyen performansları nedeni ile, sezon sonunda her iki oyuncuya da teşekkür ederek yollar ayrılmalı diyorum. Söylentiye göre de Lazovic, Vakıf'a hayırlı olsun.
Timmerman ve Alexia'ya gelince, bu iki oyuncuyu, Lazovic'den ayrı tutuyorum. Nedenlerine gelince, önceden defalarca yazdım, yine yazıyorum. En azından belli alanlarda, blok olsun, hücum olsun hatta servis olsun istikrarları var ve Özellikle Alexia, ligin ilk 5 Pasör Çaprazlarından birisidir ve yerli oyuncu olması nedeni ile her takıma büyük faydası olur ve birçok maçta skor yükünü çekebilme özelliğine sahiptir ancak bir yedeğinin olmaması, hatta belli maçlarda bench'de oturmaması nedeni ile hem fiziken hem de mental olarak yıpranan bir oyuncudur. Bu nedenle böylesi maçlar için üst düzey bir PÇ alınması şarttır. Bunu da defalarca yazıp çizdim.
Timmerman'a gelince, kim ne derse desin umursamıyorum. Timmerman iyi bir orta oyuncudur ve bu maçın istatistiklerinin, ortalamasını olumsuz etkilemesine rağmen %54 hücum ve %40 etkinlikle ve maç başına 1.71 blok ile oynayan bir oyuncudur. İyi oynayan bir oyuncunun da bir maçta kötü oynama olasılığı olabilir ve Timmerman da bu maçta kötü performans sergiledi. Bir maçtaki kötü performans, o oyuncunun kötü olduğu anlamına gelmez. Bunun üzerinde tepinmek ise tam bir saçmalıktır.
Görünmeyen aksamaya gelince, burada biraz da Bongaerts'e bakmak lazım. Servis bombardımanına tutulan takım, servis karşılamada (özellikle mükemmel karşılamada) sıkıntılar yaşayınca, geçmiş maçlardan farklı olarak mükemmele yakın oynayan Bongaerts de, sorgulanacak paslar atmaya başladı. Özellikle Alexia'ya attığı file içine giden her topta, Alexia blokun içine vurmak yada plase atmak zorunda kaldı. Blokun içine vurulan toplar da genellikle bloklandı ve bu da Alexia'yı kötü duruma düşürdü. Alexia'nın en iyi verimlilikle yaptığı hücumlar, genellikle 3 metrenin ortasına doğru atılan toplarda, 3 metre gerisinden öne hamle yaparak vurduğu smaçlardır.
Bir de rakibe bakarsak, iki smaçör köşesinin (Ana Cristina ve Arina) bu kadar berbat manşet alırken, bu kadar etkin hücum yapmasına izin vermek, bizim adımıza çok üzücü ama herhalde bu manşet zaafiyetini kimse görmemiş olacak ki, takımımızı bu konuda en acımasızca eleştirenler, Fenerin bu zaafiyetini görmezden gelmişler. Sezonun ilk yarısındaki maçta takımımız 9 ace yerken 1 ace atmış ancak bu maçta 5 ace yerken 4 ace atmışız. Geçen maçta olmayan Arina'nın füzelerine karşı bile önlem almışız ama bu sert ve isabetli servisler, takımımızın dengesini birhayli etkilemiş. Asıl belirleyici olan ise ortalarımızı yeterince oyuna sokamayarak, yaptığımız basit hatalar ve Fenerin yüksek hücum gücüne karşın (%58 Hücum, %45 verimlilik), bizim %35 Hücum ve %10 Verimlilik gibi oldukça düşük bir performansta kalmış olmamızdı ki, burada en büyük sorumluluk, başta Lazovic ve Timmerman olmak üzere Alexia'nın oldu. Geçen sezonun ilk yarısındaki maçın en kötüsü Yasemin, bu maçın en iyilerinden birisi idi. İlkin ise takımını kurtarmak için elinden geleni yaptı ve oldukça iyi idi (%41 hücum ve %32 verimlilikle 9 sayı) ama diğer köşe oyuncuları ona eşlik edemedi. İlkin için ileri geri konuşanlara söyleyecek söz bulamıyorum ve Allah'a havale ediyorum. Sanki oyunun her alanında, İlkin'den çok daha iyi yerli smaçör varmış da biz bilmiyoruz. Aslında değerini bilmeyenlere İlkin çok fazla geliyor. Dünkü 97Km'lik son smaçını onlara hediye etmiş galiba...
Eğer takımımız 4.lüğü kovalayacaksa, hücum etkinliği yüzdesini yükselterek, bugünkü performansla %29'dan %28'e düşen yüzdeyi, %30'un üzerine çıkarmak zorundadır ki, bunu en fazla 1 maç kaybı ile yapmak zorundadır. Nedenlerini ve önemini önceki paylaşımlarımda detaylı bir şekilde yazmıştım.
Son olarak, bir paylaşımı çok garipsedim. Sanki salonun yarısı Fenerli imiş gibi yorumlar okudum. İyi ki yayınlar var da, salonun neredeyse %90'ının yada o cıvarda bir oranın GS seyircisi olduğunu kendi gözlerimizle gördük. Fener seyircisi salonun görmediğimiz noktasındamıydı bilmiyorum ama Fener lehine birkaç zayıf alkışa karşın, Cimbom seyircisi dinamit gibiydi, gümbür gümbürdü. Sezon başından bu yana seyiriciyi eleştirenlere, seyirci bu maçta yanıtını verdi. Salonda 4154 biletli seyirci vardı. Yoksa salonda parçalı formamızı giyen kriptolar vardı da biz'mi kaçırdık?
Herşeye rağmen ve bu yenilgiye rağmen, ben bu takımı seviyor ve destekliyorum....Tabii ki yeni sezon için çok iyi yeni transferler şart...
Bugünkü maçta ise, güç dengelerinin öne çıktığı, tartışmasız ligin en iyi servis atan takımı ve yine ligin en iyi hücum etkinliği olan takımlarından birisi ile yapılan bir maçtı ve böylesi bir maçta, rakibe karşı tüm oyuncular, ancak ve ancak yüksek bir performansla oynadığı takdirde, dişe diş mücadele edilebilirdi ama olmadı. Bu maçta hiçbir oyuncunun aksamaması gerekirken, görünür şekilde tam 3 oyuncu aksadı. Özellikle Alexia, Timmerman ve Lazovic, çok kötü bir performans sergiledi, ama öyle bir Lazovic vardı ki, sezon başından bu yana, istikrarsız oyunu ile güven vermediğini defalarca yazdım ve sonuçta maalesef haklı çıktım. Önceki Fener maçının en iyisi olan Lazovic, bu maç performansı ile iyi servis karşılama dışında (ki karşıladığı 24 servis sonrası) hiçbirşey yapamadı ve sadece hücumda 9 hata ve bloklanma, -%20 etkinlik ve -5 sayı ile oynadı ve hücumda takımın çöküşünde tam anlamıyla başrolü oynadı. Daha da önemlisi, Kalandadze ile rotasyona girmedi. Bu da sorgulanması gereken bir durum. Hal böyle iken, önceden hem Hernandez hem de bugün Bigarelli tarafından oyuna alınmamasının nedeni ne olabilir? Sorun teknik heyette'mi yoksa bizzat oyuncunun kendisinde'midir? Açıkçası, bu maç sonrasında gelinen durum itibarı ve şu ana kadar gösterdikleri dalgalı ve tatmin etmeyen performansları nedeni ile, sezon sonunda her iki oyuncuya da teşekkür ederek yollar ayrılmalı diyorum. Söylentiye göre de Lazovic, Vakıf'a hayırlı olsun.
Timmerman ve Alexia'ya gelince, bu iki oyuncuyu, Lazovic'den ayrı tutuyorum. Nedenlerine gelince, önceden defalarca yazdım, yine yazıyorum. En azından belli alanlarda, blok olsun, hücum olsun hatta servis olsun istikrarları var ve Özellikle Alexia, ligin ilk 5 Pasör Çaprazlarından birisidir ve yerli oyuncu olması nedeni ile her takıma büyük faydası olur ve birçok maçta skor yükünü çekebilme özelliğine sahiptir ancak bir yedeğinin olmaması, hatta belli maçlarda bench'de oturmaması nedeni ile hem fiziken hem de mental olarak yıpranan bir oyuncudur. Bu nedenle böylesi maçlar için üst düzey bir PÇ alınması şarttır. Bunu da defalarca yazıp çizdim.
Timmerman'a gelince, kim ne derse desin umursamıyorum. Timmerman iyi bir orta oyuncudur ve bu maçın istatistiklerinin, ortalamasını olumsuz etkilemesine rağmen %54 hücum ve %40 etkinlikle ve maç başına 1.71 blok ile oynayan bir oyuncudur. İyi oynayan bir oyuncunun da bir maçta kötü oynama olasılığı olabilir ve Timmerman da bu maçta kötü performans sergiledi. Bir maçtaki kötü performans, o oyuncunun kötü olduğu anlamına gelmez. Bunun üzerinde tepinmek ise tam bir saçmalıktır.
Görünmeyen aksamaya gelince, burada biraz da Bongaerts'e bakmak lazım. Servis bombardımanına tutulan takım, servis karşılamada (özellikle mükemmel karşılamada) sıkıntılar yaşayınca, geçmiş maçlardan farklı olarak mükemmele yakın oynayan Bongaerts de, sorgulanacak paslar atmaya başladı. Özellikle Alexia'ya attığı file içine giden her topta, Alexia blokun içine vurmak yada plase atmak zorunda kaldı. Blokun içine vurulan toplar da genellikle bloklandı ve bu da Alexia'yı kötü duruma düşürdü. Alexia'nın en iyi verimlilikle yaptığı hücumlar, genellikle 3 metrenin ortasına doğru atılan toplarda, 3 metre gerisinden öne hamle yaparak vurduğu smaçlardır.
Bir de rakibe bakarsak, iki smaçör köşesinin (Ana Cristina ve Arina) bu kadar berbat manşet alırken, bu kadar etkin hücum yapmasına izin vermek, bizim adımıza çok üzücü ama herhalde bu manşet zaafiyetini kimse görmemiş olacak ki, takımımızı bu konuda en acımasızca eleştirenler, Fenerin bu zaafiyetini görmezden gelmişler. Sezonun ilk yarısındaki maçta takımımız 9 ace yerken 1 ace atmış ancak bu maçta 5 ace yerken 4 ace atmışız. Geçen maçta olmayan Arina'nın füzelerine karşı bile önlem almışız ama bu sert ve isabetli servisler, takımımızın dengesini birhayli etkilemiş. Asıl belirleyici olan ise ortalarımızı yeterince oyuna sokamayarak, yaptığımız basit hatalar ve Fenerin yüksek hücum gücüne karşın (%58 Hücum, %45 verimlilik), bizim %35 Hücum ve %10 Verimlilik gibi oldukça düşük bir performansta kalmış olmamızdı ki, burada en büyük sorumluluk, başta Lazovic ve Timmerman olmak üzere Alexia'nın oldu. Geçen sezonun ilk yarısındaki maçın en kötüsü Yasemin, bu maçın en iyilerinden birisi idi. İlkin ise takımını kurtarmak için elinden geleni yaptı ve oldukça iyi idi (%41 hücum ve %32 verimlilikle 9 sayı) ama diğer köşe oyuncuları ona eşlik edemedi. İlkin için ileri geri konuşanlara söyleyecek söz bulamıyorum ve Allah'a havale ediyorum. Sanki oyunun her alanında, İlkin'den çok daha iyi yerli smaçör varmış da biz bilmiyoruz. Aslında değerini bilmeyenlere İlkin çok fazla geliyor. Dünkü 97Km'lik son smaçını onlara hediye etmiş galiba...
Eğer takımımız 4.lüğü kovalayacaksa, hücum etkinliği yüzdesini yükselterek, bugünkü performansla %29'dan %28'e düşen yüzdeyi, %30'un üzerine çıkarmak zorundadır ki, bunu en fazla 1 maç kaybı ile yapmak zorundadır. Nedenlerini ve önemini önceki paylaşımlarımda detaylı bir şekilde yazmıştım.
Son olarak, bir paylaşımı çok garipsedim. Sanki salonun yarısı Fenerli imiş gibi yorumlar okudum. İyi ki yayınlar var da, salonun neredeyse %90'ının yada o cıvarda bir oranın GS seyircisi olduğunu kendi gözlerimizle gördük. Fener seyircisi salonun görmediğimiz noktasındamıydı bilmiyorum ama Fener lehine birkaç zayıf alkışa karşın, Cimbom seyircisi dinamit gibiydi, gümbür gümbürdü. Sezon başından bu yana seyiriciyi eleştirenlere, seyirci bu maçta yanıtını verdi. Salonda 4154 biletli seyirci vardı. Yoksa salonda parçalı formamızı giyen kriptolar vardı da biz'mi kaçırdık?
Herşeye rağmen ve bu yenilgiye rağmen, ben bu takımı seviyor ve destekliyorum....Tabii ki yeni sezon için çok iyi yeni transferler şart...