onlar hanımlarının yanında ana avrat küfreden erkekler...koreografide yunan şövalyesi kullanılması da düşündürücüydü...sonuçta her zaman izmirde olan oldu saha dışı faktörlere yenildik....sağlık olsun....
Ergin Ataman and show business...
Maçın başında gülüp geçeceğin bir noktada takımı içeri sok ve ortamı ger hocam.
Maça başladığımız ve doğru olan ilk 5'imizi yorgunluktan ölene kadar değiştirme hocam.
En gerekli anlarda mola alma, en gereksiz anlarda mola alıp takımın ritmini böyle boz hocam.
Jaka Lakovic'i tüm maç oynatma ve en kritik yerde soğuk olarak oyuna sok sonrada kenarda şov yap hocam.
Soyunma odasında 15 dakika bekledikten sonra takımın ısınmasını isteme hocam çünkü farklısın ya hocam, şekilsin ya, kazansaydık manşete çıkacaktın ya hocam.
Kısacası şov dünyası senin dünyan hocam. Şov senin işin. Yürüyedur Ergin Ataman. Belki bir gün "birileri" seninle de 1 kadeh bir şeyler içmek ister!..
hocam yanlış anlama ama hiçbir şekilde katılmıyorum düşüncelerine..pankart üzerine niye gülüp geçecekti,demişsin ki ortamı ger,ne zaman ortam gergin olmadı bizim KSK maçlarımızda?ayakta mı alkışlasaydı taraftarları?hocanın taktiği bu hiç açıklamalarına dikkat etmedin mi,hoca dar rotasyonu seviyor,insiyatif kullanıp lakovic´i maça sokma hakkı yok mu?kapanan farkta macvan'ın,şut atarken neredeyse elleri titreyen gordon'un hiç mi suçu yok?artık bırakın bu muhalefet olma işini,olabilecek belkide en iyi koç bizim takımımızda.
Lakoviç'e çok az şans veren Ergin hoca tuttu en önemli anda en önemli görevi verdi ona! Ergin hoca dün biraz hatalar yaptı kabul edelim bunu.
Diğer yandan Macvan'ı ben beğenmiyordum şutu yetersiz ağır bir oyuncu 4 numaradan katkı alamıyoruz bu yüzden oyun kitleniyor.
Yine de çok iyi takımız takviye gelir umarım
Görkem sadece kin kusmuş. Mahmuti olayından beri nedense öyle bir taraf belirlemiş bir arkadaşımız. Pusuya yatmış ilk yenilgi geldiği gibi de coşmuş akıyor.
Sahaya inen konfetinin, oyunun durmasının lafı geçmiyor hadi yüklen Ataman'a Lakovic'e Gordon'a. ) Şaka gibisiniz gerçekten. GS taraftarının bu huyu insanı deli ediyor. Ortada bir suç varsa önce kendi takımına sokuyor hançeri. KSK maçında bir ton olay oldu son 24 saat içinde kim ne yazdı? Ammaaaan ne gerek var yüklen Gordon'a Ataman'a araya Jaka da ekle ohhh mis gibi oldu.
Ne bekliyordunuz? Namağlup şampiyon olmayı mı? Millet Hala Gordon'a yükleniyor. Gordon'un kimin yerine geldiğini bilakis Ergin hoca açıkladı. Jamon Gordon kalsaydı Jamont Gordon'u almayacaktık diye. Sanırsın ki Arroyo'yu alacaktık ama vazgeçtik Gordon'u aldık. Her maçtan sonra Gordon gordon diye inliyo millet. Kardeşim Tut ki Lucas kaldı o oynuyordu diyelim. Onun şutu nasıldı? O zaman ne diyecektiniz? Takımın kurgusunun en önemli iki adamı sakatlanmış takımda yok (Göksenin-Domercant) siz çullanacak yer arıyorsunuz. Hayır sanırsın ki Gordon geçen sene CSKA'da 20 sayı ortalama ile oynuyordu. Adam bize burada her maç 15 sayı atmayı vaat etti ama yerine getirmiyor. Gelirken bilinmiyor muydu Gordon'un kapasitesi? (Aslında daha büyük ironi var. Geçen sene Lucas alındı diye kızıp bari Jamont'u alsaydınız Jamon'u alacağınıza diyenler de çoğunluktaydı bu forumda)
Takımın sorunlarına daha 3. hafta değindim. Takım daha oynamıyor ama yıldızları ile işi götürüyor dedim. Takım yavaş yavaş toparlıyor ama hücumda hala yıldız potansiyeline göre ilerlediğinden oyuncuların günlük performansı sonuçlarda öncelik teşkil ediyor. Takıma şut istikrarı olan ribauntları iyi adam lazım dedim "aa bize 1 lazım olmadı 2 lazım 5 tane uzun var ribauntları topluyor" dediniz. Buyrun yenildiğimiz KSK maçına bakalım. Tek başına Bora topladı ribauntları. Çünkü basketbolda illa 4 veya 5 numaralar ribaunt alır diye kaide yok. Geçen senenin GS'ından da bilirsiniz ribauntlarımızın çoğunu diğer oyuncularımızın topladığını.
Hawkins için winner olmadığını ama winner'ı çok iyi destekleyen tamamlayıcı bir güç olduğunu söylemiştim. Domercant'ın yanına Hawkins cuk oturuyordu. Çünkü tamamlayıcı özelliği yüksek bir oyuncu. Ama oyunun karar anlarında top onda olursa sıkıntı yaşarız diye de konuşmuştuk kendi aramızda. Zaten çok uzağa gitmeye gerek yok. Misal geçen seneki Efes serisinde oyunun kritik anlarında Hawkins'İn yaptığı hatalar hep dikkat çekmiştir. GS'daki süreçte aynen böyle devam ediyor. Hani Lebron için yapılan eleştiriler var ya (4. periyot ortada yok) diye. Hawkins'i bu anlamda Lebron'a benzetiyorum, oyun tarzı gücü stili olarak. Ama son topu ona vermem. Ha şu an ki GS'da o son topu kime verirsin dersen şu anki performanslara göre o topu verebileceğim adam yok doğru. Arroyo Domercant gibi adam olsa tabii ki soruya yanıt vermeye de gerek yok. GS'ın optimal takım olması için o ribaunt kovalayan dış şutu iyi bir 3 numarayla işte o son topu eline alacak adama ihtiyacı var. Bu anlamda Arroyo seslerine itiraz etmiyorum. Çünkü Arroyo Henry kadar olmasa da o adamdır. Ama takım eğer sadece 1 tane oyuncu alacaksa o zaman tercihim hala 3 numaradır.
Maç esnası salonda değildim. Bu yüzden takımın neden içeride kaldığını, neden ısınmadığını bilmiyorum. Ama zaman bulduğumda Ergin hocaya sormak istiyorum. İllaki o anki koşullara göre bunun sebepleri vardır. Gene de eğer ısınmamaktan dolayı bir sorun olsa takım 3 çeyrek maçı önde götürmezdi. Demek ki sorun maç öncesi ısınamamaktan daha farklı. GS'ın izlediğimiz maçlarında temel sorun vurup geçemiyoruz. 20 sayı fark attığımız maçlarda bile rakip geri dönebiliyor. Bu yüzden şu ana kadar olan süreçte GS'ın en önemli adamı benim gözümde hala Cenk Akyoldur. Onun iyi oynadığı periyotlarda takımın hücum düzeni farklı işliyor.
5 maç kazandık diye takım için coşku ile yazmıyordum. 1 maç kaybettik diye de ah-vah edebiyatı yapmayacağım. Zaten ben normal sezonda yenileceğimizi biliyordum. Taraftar maça gelmediği gibi köstek olmaya da devam ediyor. Hocaya güveniyorum dahili-harici sorunlarla baş edecektir.
Not: Yenilgi iyi oldu. namağlup devam etseydik yönetimin transfer konusunda ağırdan alacağı isteksiz davranacağı, -bu takım yeter- diye düşüneceği mutlaktı. Şimdi en azından soru işaretleri oluştu.
Görkem sadece kin kusmuş. Mahmuti olayından beri nedense öyle bir taraf belirlemiş bir arkadaşımız. Pusuya yatmış ilk yenilgi geldiği gibi de coşmuş akıyor.
Sahaya inen konfetinin, oyunun durmasının lafı geçmiyor hadi yüklen Ataman'a Lakovic'e Gordon'a. ) Şaka gibisiniz gerçekten. GS taraftarının bu huyu insanı deli ediyor. Ortada bir suç varsa önce kendi takımına sokuyor hançeri. KSK maçında bir ton olay oldu son 24 saat içinde kim ne yazdı? Ammaaaan ne gerek var yüklen Gordon'a Ataman'a araya Jaka da ekle ohhh mis gibi oldu.
Ne bekliyordunuz? Namağlup şampiyon olmayı mı? Millet Hala Gordon'a yükleniyor. Gordon'un kimin yerine geldiğini bilakis Ergin hoca açıkladı. Jamon Gordon kalsaydı Jamont Gordon'u almayacaktık diye. Sanırsın ki Arroyo'yu alacaktık ama vazgeçtik Gordon'u aldık. Her maçtan sonra Gordon gordon diye inliyo millet. Kardeşim Tut ki Lucas kaldı o oynuyordu diyelim. Onun şutu nasıldı? O zaman ne diyecektiniz? Takımın kurgusunun en önemli iki adamı sakatlanmış takımda yok (Göksenin-Domercant) siz çullanacak yer arıyorsunuz. Hayır sanırsın ki Gordon geçen sene CSKA'da 20 sayı ortalama ile oynuyordu. Adam bize burada her maç 15 sayı atmayı vaat etti ama yerine getirmiyor. Gelirken bilinmiyor muydu Gordon'un kapasitesi? (Aslında daha büyük ironi var. Geçen sene Lucas alındı diye kızıp bari Jamont'u alsaydınız Jamon'u alacağınıza diyenler de çoğunluktaydı bu forumda)
Takımın sorunlarına daha 3. hafta değindim. Takım daha oynamıyor ama yıldızları ile işi götürüyor dedim. Takım yavaş yavaş toparlıyor ama hücumda hala yıldız potansiyeline göre ilerlediğinden oyuncuların günlük performansı sonuçlarda öncelik teşkil ediyor. Takıma şut istikrarı olan ribauntları iyi adam lazım dedim "aa bize 1 lazım olmadı 2 lazım 5 tane uzun var ribauntları topluyor" dediniz. Buyrun yenildiğimiz KSK maçına bakalım. Tek başına Bora topladı ribauntları. Çünkü basketbolda illa 4 veya 5 numaralar ribaunt alır diye kaide yok. Geçen senenin GS'ından da bilirsiniz ribauntlarımızın çoğunu diğer oyuncularımızın topladığını.
Hawkins için winner olmadığını ama winner'ı çok iyi destekleyen tamamlayıcı bir güç olduğunu söylemiştim. Domercant'ın yanına Hawkins cuk oturuyordu. Çünkü tamamlayıcı özelliği yüksek bir oyuncu. Ama oyunun karar anlarında top onda olursa sıkıntı yaşarız diye de konuşmuştuk kendi aramızda. Zaten çok uzağa gitmeye gerek yok. Misal geçen seneki Efes serisinde oyunun kritik anlarında Hawkins'İn yaptığı hatalar hep dikkat çekmiştir. GS'daki süreçte aynen böyle devam ediyor. Hani Lebron için yapılan eleştiriler var ya (4. periyot ortada yok) diye. Hawkins'i bu anlamda Lebron'a benzetiyorum, oyun tarzı gücü stili olarak. Ama son topu ona vermem. Ha şu an ki GS'da o son topu kime verirsin dersen şu anki performanslara göre o topu verebileceğim adam yok doğru. Arroyo Domercant gibi adam olsa tabii ki soruya yanıt vermeye de gerek yok. GS'ın optimal takım olması için o ribaunt kovalayan dış şutu iyi bir 3 numarayla işte o son topu eline alacak adama ihtiyacı var. Bu anlamda Arroyo seslerine itiraz etmiyorum. Çünkü Arroyo Henry kadar olmasa da o adamdır. Ama takım eğer sadece 1 tane oyuncu alacaksa o zaman tercihim hala 3 numaradır.
Maç esnası salonda değildim. Bu yüzden takımın neden içeride kaldığını, neden ısınmadığını bilmiyorum. Ama zaman bulduğumda Ergin hocaya sormak istiyorum. İllaki o anki koşullara göre bunun sebepleri vardır. Gene de eğer ısınmamaktan dolayı bir sorun olsa takım 3 çeyrek maçı önde götürmezdi. Demek ki sorun maç öncesi ısınamamaktan daha farklı. GS'ın izlediğimiz maçlarında temel sorun vurup geçemiyoruz. 20 sayı fark attığımız maçlarda bile rakip geri dönebiliyor. Bu yüzden şu ana kadar olan süreçte GS'ın en önemli adamı benim gözümde hala Cenk Akyoldur. Onun iyi oynadığı periyotlarda takımın hücum düzeni farklı işliyor.
5 maç kazandık diye takım için coşku ile yazmıyordum. 1 maç kaybettik diye de ah-vah edebiyatı yapmayacağım. Zaten ben normal sezonda yenileceğimizi biliyordum. Taraftar maça gelmediği gibi köstek olmaya da devam ediyor. Hocaya güveniyorum dahili-harici sorunlarla baş edecektir.
Not: Yenilgi iyi oldu. namağlup devam etseydik yönetimin transfer konusunda ağırdan alacağı isteksiz davranacağı, -bu takım yeter- diye düşüneceği mutlaktı. Şimdi en azından soru işaretleri oluştu.