Hakemler kötü müydü? Evet. Daha ilk pozisyonda çembere teması görmeyip sayıyı yazdılar. Carlos'un son pozisyonu ise bana göre net faul. Ama çok kritik bir hücum olduğu için ve hepimiz atmamız gereken baskete kilitlenmişken, ilk anda büyük tepki gösterdik. Ama tekrarda net bir şekilde gözüküyor. Artı, Banvit aleyhine çalınan bir kaç pozisyon da var, vs. Hakemler kötü yönettiler, net, ama sadece bize değil. Belki bizim canımız biraz daha fazla yanmış olabilir..Kötü oyunu ve mağlubiyeti hakeme bağlamak mümkün mü? Bence değil.
Genel olarak bizim millette takımdan bağımsız, hatayı hep dışarıda arama eğilimi var. Böylesi sanıyorum herkesin işine geliyor. Koç, hakem rezildi, ben ne yapayım diyebiliyor. Oyuncu, yenecektik, hakem bizi doğradı diyor, sıyırıyor. Yönetim, ekibimize güveniyoruz, hakem adil olsa kazanırdık deyip, hedef saptırıyor, taraftarın gözünde temize çıkmaya çalışıyor. Taraftar da, bütün dünya bana karşı, hepsiyle mücadele ediyorum diye, kendi kendini gaza getirip safları sıklaştırıyor. Ama maalesef bu yaklaşım, kendini tatminden başka bir işe yaramıyor. Oysa yapılması gereken, tamamen takımın düzelmesine yönelik kendi içimizdeki hamlelere odaklanmak.
Dünkü maçta da net bir şekilde görüldü ki, Carlos dışında hücumda ne kendine ne de başkasına pozisyon yaratabilen oyuncu yok. Bir de sağlamken Gordon'un transition hücumu vardı. O da yok artık. Şimdi hızlı çıkarken, boş turnike haricinde, bitirebiilecek bir oyuncu var mı? Bu arada Carlos dünkü maçta da 35 dk'dan fazla oynamış. Yaşı da neredeyse 35. O tartışmalı faul pozisyonunda yorgunluktan nefes alacak hali kalmamıştı. Kendini veya topu sıkıştırmadan çıkaracak gücü tükenmişti. Hücümda durum böyle iken, savunma zaten evlere şenlik. Ama bence savunmada gelişim alanı da çok değil. Erceg, en ufak bir temas varsa asla net bir savunma ribaundu alamıyor. Herkes birebir'de çok kolay yeniliyor. Alan savunmasında alan paylaşımı diye bir şey zaten yok. Rakip her türlü boş atış buluyor. Girip girmemesi tamamen Allah'a kalmış. Sonuç:
1. Şimdi herkesin gözü Hairston'a çevrilecek. Gelsin kurtarsın takımı denecek. Aman diyeyim. Hücumda bir kişi daha pozisyon yaratabilir olacak ama diğer sorunlar devam edecek.
2. Erceg'in kafa sahada değil, çok açık. Benim pek tuttuğum tarzda bir oyuncu değil ama bu kadar kötü bir oyuncu da değil. Mutlaka bir şekilde devreye girmeli. Saha dışında bir sorun varsa bilelmem ama sahada aktifleşmesi için savunması zayıf olsa da enerjisini tetiklemek için belki savunmada ondan farklı bir rol üstlenmesi istenebilir.
3. Domercant'in durumu daha farklı. Çok istiyor, beden dilinden, uğraşıp didinmesinden bu çok belli. Ama, kolay değil, vücudu onu frenliyor. Çok karakterli bir oyuncu. Biraz daha beklenebilir.
4. Macvan, geleceğinin bu takımda olmadığının farkında. Bu sahadaki duruşuna da yansıyor. Ha, ful konsantre sahada olsa, ne olur? O ayrı bir tartişma konusu.
5. Bonsu'ya sakat dendi ama o da 35 dk civarında oynuyor. Eskisi gibi uçup kaçamadığı ortada ama yine de katkı veriyor. Takımın enerjisi o kadar düşük ki, onun da savunmadaki blok tehdidini henüz kullanamıyoruz.
6. Sinan, hiç bir zaman net şutu olan bir oyuncu olmadı ama şu haliyle abisinin dahi bir hayli gerisinde.
7. Furkan sağlıklı olduğunda, ondan beklentiler de normalize olduğu için, beklenenleri yapıyor denebilir.
8. Göksen için fazla söylenecek bir şey yok. Takımı tamamlayacak bir oyuncu olabilir ancak, yukarı çekebilecek bir oyuncu değil şu anda. Şu anda tamamalanacak bir "takım" da olmadığı için sahadaki beşinci oyuncu sadece...
9. Ender ile Cenk tamamen iyileştiklerinde onlardan beklenen katkıyı verirler. Şu an o seviyede değiller.
10. Ödemelerle ilgili bir sorun yaşanmazsa, ben yine de Koç'un takımı toparlayabileceğini düşünüyorum.