BSL 4. Hafta | Galatasaray Odeabank 62-83 Fenerbahçe Doğuş

Basketbol Süper Ligi'nde 4. Haftada Derbi Heyecanı!

Galatasaray Odeabank - Fenerbahçe Doğuş

Tarih: 29 Ekim Pazar
Saat: 17:00
Salon: Sinan Erdem Spor Salonu
Yayın: Bein Sports 3



Zeljko Obradovic liderliğindeki Fenerbahçe Doğuş ligde oynadığı üç karşılaşmada iki galibiyet aldı. Brad Wanamaker, Kostas Sloukas, James Nunnaly, Luigi Datome, Nicolo Melli, Jan Vesely ve Jason Thompson ön plana çıkan oyuncuları. Sakatlıkları devam eden Bobby Dixon ve Nikola Kalinic'in oynaması beklenmiyor.


Takımımıza Fenerbahçe Doğuş karşısında başarılar diliyorum.


Bilgi: Karşılaşma geçtiğimiz sezon aldığımız cezadan dolayı seyircisiz oynanacak.
 
Son düzenleme:
Bu takımın ve bu koçla bırakın fenerbahçeyi yenmesi maç kazanması bile süpriz.Yani bence şu takım Sakarya basketi de yense süpriz sonuç.Koçun ve takımın zayıf iş ahlakı ve ruhsuzluklarını da hesaba katarsa fenerbahçe seyircisiz maçta idman havasında maçı çok rahat kazanacaktır.
 
İlk defa maçın seyircisiz olmasına sevindim. Yoksa mecburen arma sevdamızdan gidecektik maça ve işkenceye canlı tanık olacaktık. Bu takım bu saatten sonra nasıl düzelir hatta düzelir mi bilmiyorum. Bir dış oyuncu lazım o kesin ama o da gelse bile yeter mi emin değilim. Sene başında biraz umutlanmıştım ama büyük hayal kırıklığı yaşattılar şu ana kadar. Umut ışığı da gözükmüyor maalesef.
 
Bu takımın ve bu koçla bırakın fenerbahçeyi yenmesi maç kazanması bile süpriz.Yani bence şu takım Sakarya basketi de yense süpriz sonuç.Koçun ve takımın zayıf iş ahlakı ve ruhsuzluklarını da hesaba katarsa fenerbahçe seyircisiz maçta idman havasında maçı çok rahat kazanacaktır.
Koçun zayıf iş ahlakı vs diye okuyorum sağda solda, nedir bu zayıf iş ahlakı mesela..? bilmediğimiz bir şey mi oldu takımda..?
ya da disiplinsiz deniyor, mesela neye dayanarak söylüyorlar bunu..? somut örnekler üzerinden gidelim ki herkes her şeyi anlasın..

Her şey bir kenara şu ana kadar kesinlikle çok başarısız o net.
 
Koçun zayıf iş ahlakı vs diye okuyorum sağda solda, nedir bu zayıf iş ahlakı mesela..? bilmediğimiz bir şey mi oldu takımda..?
ya da disiplinsiz deniyor, mesela neye dayanarak söylüyorlar bunu..? somut örnekler üzerinden gidelim ki herkes her şeyi anlasın..

Her şey bir kenara şu ana kadar kesinlikle çok başarısız o net.

Zayıf iş ahlakı diye bir şey yok. Erman Kunter'in yıllar yılı bilinen en büyük özelliği genel Doğu Avrupa kurallarından farklı olarak oyuncuları daha özgür bırakması. Hem oyun içinde, hem de dışında. Bugüne kadar pek çok sayıda değerli oyuncu yetiştirip NBA'e göndermesinin altında da esasında bu neden yatıyor. Oyuncuların bireysel gelişiminin hep arkasında duran bir isim. Ancak Beşiktaş-Galatasaray gibi şartlar ne olursa olsun kupa bekleyen takımlarda bu yaklaşım tarzı sıkıntı yaratıyor tabii ki. Erman Kunter'e 1 yıl ligi 10. bitirecek kredi verirseniz eminim seneye taş gibi takım çıkartır. Ancak 6 yıldır oynadığı her platformda ortaya iyi kötü bir şeyler koymaya çalışan takıma böyle bir dudak payı vermek pek tabii ki kimsenin işine gelmiyor. Görünen o ki elimizdeki oyuncular da Kunter'in bu tarzını avantaja değil, tabiri caizse suistimal edecek hale getirecek karakterdeler. Son Buducnost maçı da açıkcası bunun en büyük kanıtı oldu. Yugoslav deplasmanları her zaman zordur, en yeteneksiz oyuncu bile oyunun ipuçlarını adı gibi bilir ama bilhassa ilk 30 dakikada oynanan oyun koçun kimyasıyla eldeki kadronunkinin tutmadığının ispatı gibiydi. Esasında Kunter'in yaklaşımı şu an dünyanın bütün üst düzey basketbol coğrafyalarında uygulanan bir şey. Yaptığı iş NBA'de her oyuncunun alışık olduğu sistem, basketbolda belki de Amerika'ya en yakın coğrafya Fransa'da da öyle. Ancak iş Türkiye'ye ve oyuncu yapılanmasına gelince pek tabii ki Kunter'in bu tarzı defolara neden oluyor. Fransa'da zaten düşük bütçeyle çok sayıda yerel oyuncu ile oyuna aç genç Amerikalılarla çalışmıştı. Bugün eldeki kadrodaki oyuncular Avrupa'da bir sınıra kadar gelmiş ancak yukarısını görememiş ya da NBA'i denemiş ancak kalıcı olamamış oyunculardan oluşuyor. Yani bugünkü oyuncularımız zaten yukarıda bahsettiğimiz ve bütün üstün basketbol coğrafyalarında kabul gören oyuncu yaklaşımına doğru cevap veremedikleri için bu kıtada oynuyorlar. Kunter de o doğru iş ahlakına sahip oyuncularla çalışamayınca açıkcası ortaya lay lay lom takımlar çıkıyor. Aynı bugünkü Galatasaray gibi. İşin doğrusu yıllar yılı Obradovic, Ivkovic, Pesic gibi üst düzey Avrupalı antrenörlerinin NBA'de çalışamamasının altında da Kunter'in aksine en ters oyuncuları bile birer robota çevirip alabilecekleri en yetkin katkıyı alabilmelerinden kaynaklanıyordu. Kunter'in elinde bir oyuncu zirvesini de görebilir, en dibi de. Ancak diğer koçların ortaya koyduğu oyuncu profilleri, sırf o oyun standartıyla bile her şartta takımlarına katkı verebilecek durumda oluyorlar. Zaten bu homojen yapı da 30 yıldır bu koçların Avrupa kıtasını domine etmesini sağlıyor. Bu koçlar Avrupa için ne kadar parmakla gösterilecek kadar değerlilerse, NBA için de bir o kadar genel profilden uzak tipler.

Maça gelirsek yukarıda Obradovic gıyabında da bahsettiğim nedenler neticesinde en kötü günündeki Fenerbahçe bile sırf oyuna saygısı nedeniyle Buducnost maçındaki gibi oynayan Galatasaray'ımı hallaç pamuğu gibi atar. Eğri oturalım doğru konuşalım. Fenerbahçe zaten her şartta bizden iyi kadro, büyük bütçe ama bir gerçeği karıştırmayalım ki Fenerbahçe net 2 senedir de bizden çok daha iyi takım. Taraftarın olmaması belki kötü ama zaten kötü giden maçta bir de taraftarın hırsından attıkları pet şişeleri izlemektense oyun kesilmeden bitecek 40 dakikalık bir basketbol müsabakasını takip etmeyi yeğlerim. Fenerbahçe şu an yenilmeyecek bir kıvamda değil, belki de tarihlerindeki en değerli 2 oyuncuyu aynı sene içinde kaybettiler. Ancak dediğim gibi ne kadar hazırlıksız ve sistemsiz de olsalar sırf oyun açlıkları bile şu aşamada bize üstün gelmelerine yeter. Bizim başarı görmemiz için ya Erman Kunter'in yıllar yılı alıştığı karakterini değiştirmesi gerek ya da takımın bir anda bir hallere zerk olup sporu sadece para ve güzel vücut için yapmadıklarını hatırlamaları gerek. Bu da kısa vadede olmayacağına göre kendimi de telkin ettiğim üzere Galatasaraylı arkadaşlarıma kendilerini pek üzmemelerini tavsiye etmekten fazla bir yorum yapamıyorum bu maça.
 
Koçun zayıf iş ahlakı vs diye okuyorum sağda solda, nedir bu zayıf iş ahlakı mesela..? bilmediğimiz bir şey mi oldu takımda..?
ya da disiplinsiz deniyor, mesela neye dayanarak söylüyorlar bunu..? somut örnekler üzerinden gidelim ki herkes her şeyi anlasın..

Her şey bir kenara şu ana kadar kesinlikle çok başarısız o net.

Zayıf iş ahlakından kastım şu.Bu takımın ne bir savunma ne de bir hucum planı var? İdmanda ne çalışıyor bu takım? İş ahlakı olan bir insan bir şeyler dener ve ortaya bir şeyler koymaya çalışır.Kötü oynarsın olmaz vs.Ama bir plan denediğini görmek istiyoruz sadece.Her eline topu alanın ne yaptığını bilmeden bireysel bir şeyler saçmaladıkları (bireysel bir planda yok) savunmada zayıf rakiplere karşı sıfır direnç yürüyerek turnike ve şutlar? Bu kadar kötü olmaya hakkın yok.Bu işini yapmadığının göstergesi.
 
Geçtiğimiz yıl Fener Doğuş Ülker üçlüsünden ilk ikisi mevcuttu. Onlara karşı oynadığımız maçları sırası karışık olarak 92-74, 79-74, 103-87, 85-80 gibi skorlarla kaybettik. Ondan önceki sezon da oynadığımız altı maçın dördünü kaybetmiştik, zaten deplasmanlara bırak kazanmayı 15 in üzeri fark olmasın diye gidiyor 80-55 gibi skorlarla dönüyorduk. O sıralar Ergin Hoca nın tek bildiği Obradovic beni kendi evimde yenemedi demekti, nitekim üst üste 2 defa yenildi.
Koca sezon FBÜlker e karşı hiç maç kazanamadığımız en son 2007 filandır meşhur Özyer dönemi. Ne yazık ki 10-15 sayı fark yemek bizim için sıradan bir durum haline geldi. Geçtiğimiz yıl oynadığımız dört maçın ikisini 15 ve üzeri farkla kaybettik.

On senedir takımın başında kim varsa destekledim açıkçası. Beni tek pişman eden Okan Çevik olmuştur. Ne Oktay Hoca geldiğinde çok sevindim ne de Ergin Hoca, çünkü istediğim yabancı koçlar vardı ama getirilmedi. Yine de Oktay Hoca ilk sezon şampiyon olamayınca veya Ergin Hoca daha gruplarda Eurocup tan elenince istifa etsinler filan demedim, diyene de rastlamadım. İkisi de iyi koçlardır ve sonuçta biri yükselişi devam ettirerek EL oynattı, sezonu lider bitirdi; diğeri takımı şampiyon yaptı ve EL de pek iş yapamasa da Eurocup ı aldı. Yalnız bunların döneminin bittiğini artık kabul etmek gerek. Oktay Hoca göreceli olarak başarısız oldu, Ergin Hoca ise net şekilde batırıp gitti. Öyle son seneye kadar yine idare ediyordu geyiği yapmaya gerek yok, işte belki skor taraftarlığı yapıyorduk ve söylenmesi gerekenleri söylemedik, suç biraz da bizde. Sonunda kafasına göre suçu kendi getirdiği oyunculara, taraftara, bütçeye getirmeye ve maçlarda favori belirlemeye kadar gitti. Olimpiyat elemelerinde başarısız olsa da Milli Takımdan gönderilmesi ve bugün maruz kaldığı durum ona haksızlık ama son sene kendini bu takımın üstünde görünce onu savunacak insan da bırakmadı.

Erman Hoca iyidir kötüdür sezon sonu belli olacak zaten. Adam daha geldi hemen iki buçuk milyonluk BJK ya EL de ikinci tur oynatması değil Banvit e elenmesi konuşuldu. Kendi oyuncularını getirecek dendi, adam farklı oyuncular getirince bu defa daha iyisi yok muydu dendi. Ergin Hoca Barcelona ya gidecek biz Fransa dan adam getiriyoruz dendi.

Bir de şunu konuşalım: Mesela dört senedir topu beş saniye içinde oyuna sokamayan takım artık bu sorunu yaşamıyor. Evet belki sokamadık ama son pozisyonda doğru düzgün çizilen set gördüm mesela. Ataman ın böyle bir set çizişini en son bizi BJK yla yendiği kupa yarı finalinde Serhat Çetin in bulduğu üçlükle görmüştüm. Yerinde mola alıyoruz, koç trip atmak için mola almıyor... Mesela Kunter e oyun planı yok filan da deniyor ama Ataman ın beş senesinin ilk sezonunun ikinci yarısı-Arroyo sonrası- ve üçüncü sezonun ilk yarısının bir bölümü hariç ne gibi bir oyun planı vardı acaba?

Sorun yok mu? Sorun çok. Maçtan maça değil maç içinde bile yaşanan inişler ve çıkışlar, bazı oyuncuların rollerini yeterince benimsemeyişi, beklediğimiz gelişimi gösteremeyenler, koçun bazen oyuna geç müdahale edişi, tempoyu ayarlayamama ve maç başlarındaki konsantrasyon sorunumuz diye uzar gider.

Benim maçtan beklentim iyi oynamaya çalışan ve mücadele eden bir takım görmek. Aslanlara başarılar.
 
Son düzenleme:
6 kişilik rotasyonla çıktığımız maçta bile 'yeneriz bunları' diyebiliyordum ama yarın 15 sayının altında farkla bitecek her sonuç beni şaşırtır. teşekkürler dursun özbek, teşekkürler can topsakal. bir teşekkürü de biz, yani galatasaray taraftarı ve camiası hak ediyor(uz) aslında. ezeli rakibimizin euroleague şampiyonu olduğu yılın ertesinde küçülmeye gittik ve sırf futbol takımı iyi gidiyor diye bir avuç basketbol sever dışında kimsenin sesi çıkmıyor camiada. futbol takımından ben de memnunum, hatta kombinem bile var ama galatasaray markası, vizyonu ve hedefleri her yerde aynıdır. bir tarafta başka, öbür tarafta başka olmaz. bu kabulleniş ve umursamazlık beni kahrediyor.

bir teşekkür de erman hocaya edecektim ama galatasaray lisesi'nden can topsakal'ın arkadaşı olmak onun suçu değil. Veya tüm buy-out parasını kendi cebinden ödemeyi kabul etmediyse, bu da saso filipovski'nin suçu olmaz.
 
Kötü olan takımdan öte taraftarın artık heyecanını kaybetmesi. Gs-Fb maçına bir gün kaldı. Yazılan yorumlar 1 sayfayı geçmemiş. Kimse galibiyete inanmıyor. Hasbelkader Galip gelsek bile sonrasına inanmıyor...Taraftarın basketboldan soğuması kötününse kötüsü...
 
Maçı kazanmamız mucize olur. Kısaca, verilen sözler tutulmadı. Maç sonrası refleks bekliyorum. Keşke Topsakal gitse ama önümüzde seçim olduğu için hayatta gitmez. Bu sebeple eldeki malzemeye bir oyun kurucu transferi yapacak ve mücadeleci hale getirecek bir antrenör alırız umarım.
 

Üst