Re: Dee Brown hakkında görüşler
genelde bu tur konulara cevap yazmadigimi, yazilarimi takip eden arkadaslar bilir. bu prensibimi de bozmak taraftari degilim, ancak bu konu gittikce can sikici bir hal almaya basladi.
bir basketbolcu tabii ki tartisilabilir, hele galatasaray gibi beklentilerin cok yuksek oldugu bir takimda, uzun vadeye yayilan performans dusuklukleri elestirilecek, ve bu konuda gozle gorulur bir iyilesme beklentisi icine girilecektir.
fakat ozellikle bir takima sempatizanlik besleyen insanlar icin, elestiri kavrami yapici olmadiktan sonra, hele ki belli bir noktadan itibaren kendini ifade etme yolunda olumsuz elestiriyi dustur edinmek en basta kendine sonra da ayni ortami paylastigin insanlara saygisizliktir.
oncelikle biraz geriye donme taraftariyim, galatasaray basketbol subesinin dee brown transferi; herseyden once sunu dusunmeliyiz, galatasaray spor klubunun nasil bir vizyonu olmalidir.
bu transfer, senelerce arka planda kalmis, 10 yili askin bir suredir hemen her organizasyonda iddia sahibi olamamis bir klubun meydan okumasidir, en onemlisi de bu takimi yonetenlerin vizyon sahibi olduklarinin onemli bir gostergesidir. gectigimiz sene nba de konferans finali oynamis bir takimin 2. oyun kurucusunu transfer etmek basarili bir yonetim tasarrufudur.
benim de icinde bulundugum onemli bir guruh, bu transferin ardindan basketbol subemize olan ilgilerini bir seviye daha yukariya cikarmis ve sirf bu transferin ivmesiyle bile galatasaray spor klubu otoriteler tarafindan sampiyonluk adaylari arasinda gosterilmeye baslanmis, taraftarlar ise yuksek sesle sampiyonluk kelimesini telaffuz etmeye baslamistir.
belirttiklerim isiginda, gecmise donup, transferi buyuk bir hataydi ya da su oyuncu daha iyi olurdu gibi soylevler sadece abesle istigaldir, ve hatta zannimca bu hareket basketbol subemizin tarihindeki en onemli adimlardan biridir.
simdi gelelim dee brown performans cetelesine, bireysel istatistiklerin hicbirimizi tatmin etmedigi ortada, ancak herseyden once kendisinin bu takimin oyun kurucusu oldugu, bir takimin oyun kurucusu kadar varoldugu gozonune alinarak takim performansi da degerlendirmeye tabi tutulmalidir. kendi adima ulusal organizasyonlardan cok daha onemli olan ve hatta klubumuzun kurulmasinin yegane amaci olarak nitelendirebilecegimiz bizden olmayanlari yenmek konusunda, tarihinin en ozel yerine, zirveye cikan bir takima liderlik eden oyuncumuz sirf bu noktada bile derin bir saygiyi haketmektedir.
su asikardir ki, isminin yarattigi sansasyonun ve beklentinin karsiligini bireysel anlamda veremeyen bir dee portresi de vardir karsimizda, ancak bitmemis bir sezonun, ve hatta tum rakiplerimizle esit olarak baslayacagimiz playoff serilerinin oncesinde daha soylecek sozu vardir dee nin.
yazinin butununde goreceginiz gibi, hic bir noktada, ilk defa avrupada oynuyor, ya da kendisi cok duygusal, ailesinden uzakta gibi mazaretler gozonune alinmamis, buyuk bir oyuncunun bu mazaretleri siginmamasi gerektigi varsayilarak, aslinda transferinin klubumuz acisindan nasil bir rol oynadigi ve onem arzettigi gosterilmistir.
bilinmesini isterim ki, yapici elestirilere saygim buyuktur ancak, hemen her maglubiyetten sonra gsbasket.org un bir masturbasyon araci olarak gorulerek, murat ozyerin onderligindeki bu kadroya terbiyesizlik sinirinda elestiriler yapilmasina son verilmesinin zamani gelmistir.
saygilarimla