FIBA yazarı Paul Nilsen, Galatasaray Odeabank’ın UMMC Ekaterinburg zaferi sonrası, baş antrenörümüz Ekrem Memnun’u kaleme aldı:
Geçen sezon, Ekrem Memnun Galatasaray Odeabank ile Ekaterinburg’dan tek maç dahi kazanamadan ayrılırken, bir sene sonra Euroleague Women Şampiyonu ünvanından sadece 40 dakika uzakta olacağını söyleseler herhalde buna zor inanırdı.
Kendisinin, dahiyane bir sürpriz tasaralayarak, yarı finallerde son şampiyon UMMC Ekaterinburg’u devirip takımını finale taşıdığını söylemek, sanırım gereğinden hafif bir tanım olmuş olur.
Çoğu kişi için (herkes olmasa bile) Ekrem Memnun’un ve oyuncularının en ufak şansı yoktu.
Türkiye Kupası galibi ve normal sezon TKBL lideri takımın antrenörü durumu şöyle değerlendiriyor:
“Normal sezon boyunca UMMC takımını analiz edemedik. Sadece buradaki maçlarda izledik ve bir plan yaptık. Bana göre oynanacak olan maç için gerçekten iyi bir planımız vardı ve bütün perşembe günü boyunca, bu durumu oyuncularıma aşılamak için elimden gelenin en iyisini yaptım. Şu an farkediyorum ki, oyuncularıma teşekkür etmem gerekiyor çünkü aşılama işlemi gerçekten tutmuş! UMMC gibi bir devi, kendi evinde ve bu denli önem arz eden bir maçta yenmenin nasıl bir başarı olduğunu tasvir etmek gerçekten imkansız. Hala kelimeleri bulmakta zorlanıyorum. Bugün buraya çok farklı bir konuşma hazırlayarak gelmiştim.”
Ekrem Memnun, takımına inanmadığından değil tabii; konu bundan olabildiğince uzak bir noktada.
Şampiyon ünvanına sahip olan takımı devirmek için, en iyi oyun planının bile yanında ek olarak büyük bir inanç ve özel bir şeyler olması gerekiyor.
1999 yılında yine Galatasaray’a tarihinde ilk defa Euroleague Women üçüncülüğü yaşatan Ekrem Memnun için, yürek ve inanç, yarattığı oluşumun her zaman temelinde olan iki şey olarak sıralanabilir.
“Size şu kadarını söyleyeyim; Galatasaray’a geldiğim günden beri, bu kulüp için her saniye nasıl savaşılır ve ne olursa olsun inanılır; bunu öğrendik.
Bir çok takımı çalıştırdım ve her zaman aynı felse ortadaydı. Çok az bir şansa sahip olduğumuzu biliyorduk ama bu, geçirdiğimiz harika sezonu devam ettirebilmek için ihtiyacımız olan yegane şeydi. Oyuncularımı tebrik ederim.”
Özellikle yarı finallerde, Galatasaray’ın UMMC karşısında sahip olduğu ruhu simgeleyen oyun kurucu Işıl Alben oldu.
Aynı zamanda milli takımın da oyun kurucusu olan Alben, muazzam bir performans sergiledi ve gelen başarının temellerinden biri olan beş hücum ribaundunu aldı.
“Uzun bir oyuncu olmayabilir ama kesinlikle kocaman bir yüreğe sahip” diye anlatıyor oyuncusunu, Ekrem Memnun.
“Bütün oyuncularımın antrenörü olmaktan gurur duyuyorum ve Işıl, bu takımın gerçekten önemli bir parçası çünkü o, bu takıma liderlik yapanlardan biri.”
Şimdi ise Ekrem Memnun, FIBA Avrupa’nın Yılın Oyuncusu ödülüne layık gördüğü, takımın yıldızı oyuncularından Sancho Lyttle’ın durumu için endişeleniyor.
“Durumundan tam emin değiliz. Bileğini hafifçe burkmuş olabilir. Bekleyip göreceğiz.”
Ancak Sancho’dan mahrum bir şekilde UMMC maçından galibiyet alınması, takımın kaderinin sadece İspanyol oyuncunun ellerinde olmadığının bir göstergesi.
En azından şu ana kadar, Ekrem Memnun harika bir iş başardı ve başarısı, maç sonrası yaptığı basın toplantısında, Rus medyasından aldığı takdir ile büyük bir yankı uyandırdı.
Kaynak:
The Heart Of Galatasaray – Paul Nilsen (FIBA)