Galatasaray tarihinde ilk kez Kadınlar Euroleague'de şampiyonluğa ulaşırken herkes bu başarının'sezonun sürpirizi' olduğu konusunda hem fikir. Çünkü sarı-kırmızılılar rakiplerine oranla mütevazı bütçeleriyle hem evsahibi Ekaterinburg'u hem de 18 maçlık yenilmezlik serisine sahip Fenerbahçe'yi yenerek mutlu sona ulaştı. Bu başarıda hiç kuşkusuz tüm oyuncuların büyük saygı duyduğu coach Ekrem Memnun'un payı çok büyük. Oyuncularıyla çok iyi ilişkiler kuran, onları hedefe motive eden ve hazırlayan Ekrem Memnun'un maç öncesi takıma yaptığı konuşma ise adeta bu başarının nasıl geldiğinin göstergesi. Takımını sahaya çıkarmadan önce soyunma odasında toplayan Memnun öyle bir konuştu ki, tüm takım ayağa kalktı ve galibiyet yemini etti. Zaten maçta da aynı soyunma odasında verdikleri söz gibi canlarını dişlerine takarak mücadele ettiler. İşte Memnun'un o konuşması:
"Coachluğa 25 yıl önce başladım. Basketbolu bırakmıştım; işsizdim. Ata abi aradı. (Ata Çetinünal) Bana Galatasaray'da küçük takımı çalıştırmam için teklif yaptı. Ama bir detay vardı. Türkiye Şampiyonası 5 gün sonraydı. Ve elimde sadece 5 oyuncu vardı. Kabul ettim. Fakat şampiyonaya 5 oyuncuyla katılamıyorduk. Bir oyuncu eksiğimiz vardı. Kulüpteki bütün lisansları indirdik. Bir kızın lisansında hem voleybol hem basketbol yazıyordu. Onu evden aradık. Annesi çıktı. Kızının basketbolu bıraktığını söyledi. Ona yeniden başlayacağını söyledim.
'Ne zaman' diye sordu. 'Bu gece. Çünkü şampiyonaya gidiyoruz. Lütfen otogara gelsin' dedim. Geldi. 6 kişiyle gittik. Yarı final maçında bir oyuncum sakatlandı. Son dakikada kadroya giren kıza döndüm 'Hadi' dedim. Heyecandan bayılmıştı. Maçı 4 kişi tamamladık. Ama finale çıktık.
Finalden önce büyük bir hata yaptım. Kızlara dönüp 'Buraya kadar çok iyi geldiniz. Tebrik ederim. Çıkın bugün sahada eğlenin, tadını çıkartın' dedim. Çıktık oynadık, yenildik. Çünkü ben hedefi küçültmüştüm.
Bugün 25 yıl sonra yine bir turnuva ve finaldeyiz. Ama ben size çıkın eğlenin demeyeceğim. Madem finale geldik. Kazanacağız. Kupayı almadan buraya dönmeyin. Finaller kazanmak içindir, kimse kaybedeni hatırlamaz. Çıkın karşı takımda benim rahmetli babam bile oynasa o kupayı söke söke buraya getirin. Hepiniz bunu hakettiniz. Hakkınızı başkasına yedirmeyin."
"Coachluğa 25 yıl önce başladım. Basketbolu bırakmıştım; işsizdim. Ata abi aradı. (Ata Çetinünal) Bana Galatasaray'da küçük takımı çalıştırmam için teklif yaptı. Ama bir detay vardı. Türkiye Şampiyonası 5 gün sonraydı. Ve elimde sadece 5 oyuncu vardı. Kabul ettim. Fakat şampiyonaya 5 oyuncuyla katılamıyorduk. Bir oyuncu eksiğimiz vardı. Kulüpteki bütün lisansları indirdik. Bir kızın lisansında hem voleybol hem basketbol yazıyordu. Onu evden aradık. Annesi çıktı. Kızının basketbolu bıraktığını söyledi. Ona yeniden başlayacağını söyledim.
'Ne zaman' diye sordu. 'Bu gece. Çünkü şampiyonaya gidiyoruz. Lütfen otogara gelsin' dedim. Geldi. 6 kişiyle gittik. Yarı final maçında bir oyuncum sakatlandı. Son dakikada kadroya giren kıza döndüm 'Hadi' dedim. Heyecandan bayılmıştı. Maçı 4 kişi tamamladık. Ama finale çıktık.
Finalden önce büyük bir hata yaptım. Kızlara dönüp 'Buraya kadar çok iyi geldiniz. Tebrik ederim. Çıkın bugün sahada eğlenin, tadını çıkartın' dedim. Çıktık oynadık, yenildik. Çünkü ben hedefi küçültmüştüm.
Bugün 25 yıl sonra yine bir turnuva ve finaldeyiz. Ama ben size çıkın eğlenin demeyeceğim. Madem finale geldik. Kazanacağız. Kupayı almadan buraya dönmeyin. Finaller kazanmak içindir, kimse kaybedeni hatırlamaz. Çıkın karşı takımda benim rahmetli babam bile oynasa o kupayı söke söke buraya getirin. Hepiniz bunu hakettiniz. Hakkınızı başkasına yedirmeyin."