Salonun dolacağından şüphem yok. Bu maça çok iyi organize olmamız lazım. Euroleague deki ilk senemiz ve tıklım tıklım bir salonda, ambiyansın üst düzeyde olacağı bir tribün ortamı olursa organizasyonun ilgisi direkt olarak bundan sonraki maçlarda da Abdi İpekçi'ye yönelecek. Taraftarın önemi çok ama çok büyük. Bu takımın taraftarıyla bütünleştiği zaman neleri yaptığına hep beraber şahit olduk.
Bilet peşinde koşan arkadaşlara da tavsiyem kombine alın arkadaşlar. Bayanlar 8 li finalleri de bu salonda ve yüksek ihtimal bayanlarımızın finalini burada izleyebiliriz. Bu sene Eurocup tan sonra, müthiş taraftar desteğiyle Kadınlar Eurolieague de kupa gelebilir. 4000 e yakın kombine satışı demek (Kaldı ki 5000 i de yakalayabiliriz) "bundan sonra basketbolda yapacaklarınızı takip ediyoruz" mesajını vererek, sorumluluğu kat be kat artacak bir basketbol şubesi yaratmak demektir. Bu da daha önem verilecek bir altyapı anlamına gelecek.
Ahmet Cömert'te yakılan meşale Abdi İpekçi'de çığ oldu büyüdü, takım iyi, hoca iyi, sıra bu ateşi daha da büyütmekle görevli bizlerde. Başka bir kulübü satın alarak ya da birleşerek yanan bir ateş değil bu, mazisini özleyen taraftarının yarattığı atmosferle, ilgiyle büyüyen ve bugüne gelen bir ateş. Kaldı ki böyle bir büyümenin temelleri sağlam olur, kimseye ağız bükmeden, dilenmeden verilen mücadelenin başarı sevinci çok daha büyük olacaktır.
1990-1994 arasında suyun karşı tarafıyla yapılan maçlardan birinde pota arkasında sadece 500 kişi kaldığımız bir maç aklımdan hiç gitmiyor. Rakibin 7-8 bin taraftarına karşın sadece 500 kişi, 1 davul ve boyunlarımızda atkılarımız. Tacizin had safhada olduğu, tribünümüzün maç öncesi basılıp koridorlarda mücadele verdiğimiz maç. O gün beni delirten nokta ne başımıza gelenler ne de yaşadıklarımızdı. Basketbolu Türkiye'ye getiren bir kulübün taraftarının içler acısı durumu oradakileri kahretmişti. Ben şimdi Kayseri'de, Ankara'da, Adana'da, İpekçi'de yarıya yarıya oynanan tüm maçlarda rakibin en az 2 katı taraftarımızı gördükten sonra nereden nereye geldiğimizi daha iyi anlayabiliyorum. Umarım daha da sahip çıkarak, bu takımlarımızın en kötü gününde bile o salonu rakibe dar ederek devam ederiz. O yüzden ben buna onur savaşı diyorum ve dolu olan her basketbol maçında gurur duyarak, ellerim çatlarcasına alkışlayarak o yıllara inat karşı geliyorum.
Kısacası alın kombinenizi salonların yeni efendisi ve bundan sonraki TEK EFENDİSİ olmak için kulübünüze sahip çıkın arkadaşlar. Değerini bilelim...