EL 3. Hafta | Montepaschi Siena 103 - 77 Galatasaray MP

Hala tecrübe masalını dinleye duralım...Ya da 4.'lük hayallerini, Kazan'ı deplasmanda yenme düşlerini kuralım....
Bu grupta rahatça sonuncu oluruz bu oyunla, dost acı söyler...
Helal olsun Oktay Hoca, Tutku Açık gibi geçen sene seni finale taşıyan oyuncuya sırtını çevirdin ya, onu kaybettin ya....
Gordon gibi 3. sınıf yabancıları ona tercih ettin ya. Üstelik kaybettiğin tek yerli oyuncu Tutku olsa bari. Göksenin, Cevher, Haluk( 40 yaşında olması önemli değil, gelsin 2 dakika oynasın, ateşlesin yeter)....Başka birşey demiycem...
Tutku, Cevher gibi yürekli yerli oyuncuları kazanmadan değil Top 8, F4, gruptan çıkma hayallerini bile bıraktım ben bugün...
Songalia, Lakovic gibi bitmiş yıldızlarla Avrupa'da işimiz yok, biz evimize geri dönelim. Özellikle Songalia beni çok yanılttı, ah diyorum onun yerine gerçek bir "5" alsaydık...
Takıma bakıyorum, çoğu "çakma" pozisyonlarında oynuyor. Furkan gerçekte "4", Gordon "1", Lakovic "1", Shumert "3" Shipp "2",Songalia "4"...Olacağı bu, üst düzey bir takım karşısında ezilmek...
Belki biraz sert eleştirdim ama benim yaşımda olanlar muhtemelen Avrupa'da rezil olmak için beklemedi Euroleague anını. 3 periyod deyince maçtan önce eleştiri almıştım, 1 period dahi direnemedik... Asıl Tecrübeye bakıyorsak, son 10 yılı gözden geçirelim bir Avrupa'da. üst üste 2 malubiyet sonrası serbest düşüş. Gruptaki iddayı kaybetme, kendi evinde saçma sapan malubiyetler...Bu seneki rakipler daha da güçlü üstelik...

Euroleague'nin gediklisi olan FB ÜLKER yıllardır üst turlara çıkma haricinde bir başarı yakalayamamış ve gruplara bu sene 2'de 0'la başlamıştır bildiğiniz üzere. Caja Laboral gibi orta derece bir takıma yenilmiş, OLY gibi bitmiş, parasal sıkıntılara girmiş, yeniden yapılanan bir takıma yenilmiştir. Eyüp abinin bir sözü var(Yıldız); Biz yıllardır EL'de Siena'dan bu farkı yemek için çabalıyorduk taraftar ve şube olarak. Doğal olarak Siena gibi her sene f4 yapan bir takıma bu denli yenildik diye bu acımasız eleştiriler maalesef çok üzdü beni. Ne bekliyorduk ki yani?

Lakovic gibi bir yıldızı 2 maç kötü oynadı diye bu şekilde eleştirmek büyük talihsizlik. Bakın iddaa ediyorum. Jaka avrupanın en iyi "piq"ini oynayan yıldız. Son 2 maçtır skor anlamında pek katkı veremese de Furkan'a, Songaila'ya hazırladığı pozisyonları izleyin lütfen. Yayın içinde bu 4 ve 5 numaraları oynadığı piqlerle bomboş bırakıyor. Her maç 7-8 tane piq oyunu var. Belki daha fazla.

Biz EL'ye katıldıysak bunda en büyük katkısı olanlardan biri de JAKA'dır. Sanki her sene EL'ye katılıyoruz, "ilk 8" içinde yer alıyoruz da bu denli eleştirilere maruz kalıyor takım. Yapmayın Emrah abi lütfen.


"Siena deplasmanından aldığımız bu mağlubiyeti bize sorgulattıran herkese helal olsun"
 
Bu deplasmanda Fb Ülker'in son 2 yılda 29 ve 43 fark yediğini.Oly,Barcelona,Maccabi,Real Madrid gibi takımlarında ondan aşağı fark yemediğini hatırlatmakta fayda var.
 
Ahmet hocam bahsettigim sezon 2000-01 sezonudur. MontePaschi bankasinin takima sponsor oldugu ilk sene. Hatta yanlis hatirlamiyorsam Ulker ile ayni gruptalardi. PAO, CSKA, Alba Berlin falan vardi o grupta. Chiacig'in Siena'ya geldigi ilk seneye denk gelir ayni zamanda. Meshur ULEB - FIBA ayriligi. Saglam takimlarin cogu FIBA Suproleague'de kalmis (Ispanya ve Italya haric.), final four'da Efes, PAO, Maccabi ve CSKA mucadele etmisti. Dun gibi hatirlarim.

Not: Yukarida yazdigim yazimin ilk kisminda tarihleri karistirip Ducato'yu Siena'ya sponsor yapmisim. Duzelttim. Gece vakti hafiza karismasi. Kusura bakmayin.

Yok hocam bahsettiğim 2002-2003 sezonu Siena'nın ilk EL tecrübesi olan sezon. Benetton, Cska, Siena ve Barcelona 4'lü finalde mücadele etti. Öncesinde ise 2001-2002 EL'de oynamadı Siena. benim hatırladığım Saporta kupasını almışlardı.

Senin bahsettiğin ise 2000-2001 sezonu. Euroleague'de değil, Supralegue'de oynadı Siena diye hatırlıyorum. dediğin gibi Ülker'le aynı grupta olduğunu hatırlıyorum. Suproleaguede de Euroleaguede de iyi takımlar vardı. siena'nın olduğu suprolleague'de efes, ülker, panathinaikos , maccabi, cska vardı. O sezon bence Euroleague biraz daha daha kuvvetli takımlardan oluşmuştu. iki bologna takımı, tau, benetton ve AEK gibi dönemin çok güçlü takımları vardı.

edit: fatih yanlış hatırlamıyorsam maçta takımın en fazla asist yapan oyuncusu Gordon'du bu arada ayrıca son 3 yıldır EL'de oynayan 2-3 oyuncumuzdan birisidir kendileri.
 
Maç sonrası taraftar bazında gösterilen reaksiyonlara iki şekilde yaklaşıyorum. Daha ilk yılında, Avrupa'nın tartışmasız en zor deplasmanlarından biri olan Siena'da, normal bir sonuçla dönen takımımızı eleştirel şekilde yaklaşmamıza seviniyorum açıkçası. Daha 2 sene önce TBL Playoff'una kalma hesapları yapan bir taraftarın geldiği seviye gurur veriyor. Diğer bir yönden, takımımızın ilk tecrübesinde çok büyük beklentiler içerisinde olanları ise anlamakta zorluk çekiyorum. Evet, teknik ekibiyle, oyuncusuyla, oynadığı basketbolla çok büyük aşama kaydetti Galatasaray erkek basketbol takımı. Hiç kimsenin tahmin edemediği seviyeye, 1 buçuk yılda çıktı bu takım. Bütün bu başarıları göz önüne aldığımızda, beklentilerin yüksek olması gayet normal ama başarı çıtasını iyi belirlemek gerekiyor, sonra yaşanılan hayal kırıklığı büyük oluyor.

Düne gidersek, skorun herkes tarafından kötü göründüğü bir tabloda, skordan bağımsız baktığım oyunun o kadar da kötü olduğunu düşünmüyorum. Tekniğe inmeden önce, takımımızın durumunu ortaya koyalım. Sezona müthiş bir performans ile giren takımımız, 9 maçlık serisinin içine Euroleague bileti ve Cumhurbaşkanlığı kupasını koydu. Düşüşün başladığı Prokom maçından Siena maçına gelene kadar bir mağlubiyet aldık. Oynanan oyunlar, sonu galibiyet ile bitse de memnuniyet vermiyordu hiç birimize. Bu dönemde, lokavttan transfer ettiğimiz ve takıma kısa vadede katkı sağlaması beklenilen Zaza'nın da sakat olması, Siena deplasmanı öncesi var olacak çok az umutların da tükenmesi sebebiyet verdi. Bütün bu şartlar ışığında, Siena deplasmanına bakmak, skor'dan bağımsız düşünerek oyunun detaylarını yakalamak daha sağlıklı olacaktır.

10/18, %55 üçlük yüzdesi.
24/46, %52 ikilik yüzdesi.
25/28, %89 serbest atış yüzdesi.
Bo & Rimantas ikilisi, 15/18 ile 43 sayı.

Oynadıkları seviyeyi, en üst noktaya taşımadan bile yeterince korkutucu bir takım olan Siena'nın, bu yüzdeleri tutturduğu bir maçta değil biz, Barca, CSKA, Maccabi, Pana gibi Euroleague'in en üst tabaka takımlarının da şansının olacağını düşünmüyorum. Bu yüzdelerin ortaya çıkmasında bizim savunmanın payı yok mu, belli bir ölçüde var ama bir noktadan sonra savunmanın da yapabileceği bir şey kalmıyor. Bu denli ezici oyun karşısında, oyunun başlangıcında 20 sayılık farkı, 7 sayıya kadar indiren, (40-33), maçın son kısmında 30 sayılık farkı 15'e indiren ve Siena takımının as oyuncularının yeniden sahne almasını sağlayan, (82-67), yediği 103 sayıya rağmen, oyun karakterinden bir saniye bile kopmayan ve bağlı olduğu sistemi son saniyeye kadar sergileyen takımımızın, ne hezimete uğradığını ne de büyük bir tokat yediğini düşünüyorum. Aksine, karakterinden asla vazgeçmeyen Galatasaray basketbolunun ileride geleceği seviyeye, yeni umutlar taşıdım.

Prokom - Banvit - Unics - KSK maçlarında düşüşü tam yaşayan takımımızın, dünkü Siena karşılaşması ile birlikte tekrardan vitesi yükselteceğine dair sinyalleri ben aldım açıkçası. Yenilen sayı miktarının yapımıza %100 aykırı olduğu ortada. Bunun üstüne düşünceler, teknik ekibimiz tarafından yapılacaktır. İyi yönlerin yanında, her ne olursa olsun yenilen 103 sayıyı ben kabul edemiyorum. Savunma gücüyle her maçta öne çıkan, bütün oyun felsefemizi bu gücün üstüne kuran takımımız, dünkü sonuçtan gerekli dersleri çıkartacaktır.

103 sayının negatifliğinin yanında, son maçlarda büyük sorun yaşadığımız ribaund konusunda, 32-29 gibi iyi bir sonuç çıkardığımızın da altını çizmek gerekiyor. Mahmuti'nin son Unics maçının ardından, ''Bu konunun üzerine eğilmek durumundayız'' lafının meyvesini de erkenden görüyoruz ama yeterli değil. Zaza'nın da eklenmesi ile daha keskin bir ribaund gücünün ortaya çıkması elzem.

Tarihinde ilk defa çıktığı Siena deplasmanında, 26 sayılık fark ile geri dönse de, Galatasaray erkek basketbol takımı yüzümüzde gülümseme yaratıyor, geleceğe dair her geçen gün daha fazla umutlu olmamızı sağlıyor. Hedef olmayan maçlarda, daha iyi bir Galatasaray'ı Abdi İpekçi'de oynanacak maçlarda göreceğimizi umuyorum, keza bizim de daha göstermediğimiz yanlarımız var.
 
son 2-3 yılın belkide en kötü maçını oynadık.1.dk dan 40. dk ya kadar mücadele örneği gösteremedik maalesef.
100 sayının üzerinde yiyip 26 sayı farkla mağlup olmamız takımı da olumsuz etkileyecektir ve güven kaybı yaşatacaktır.
umarım bu durum kısa sürer çünkü kazım ayı içerisinde çok zorlu 7 maç daha bizi bekliyor.
songaila ve gordon hala beklenen seviyeye çıkamadı.zaza zaten daha birşey veremedi.bizim için çok kritik olan kasım ayında
bu oyuncular aynı performansı gösterirse EL de başarı hayal olur.grubun bizim adımıza kader maçına önümüzdeki hafta çıkacağız.işallah oyuncularımız biran önce toparlanır ve bize bir galibiyet armağan eder.
 
Ernoyan Çavdar
Güzel yazmışsın ancak verdiğin örnek başta kendini yalanlamış...
Hatta verdiğin örnek benim tezime geliyor.....
Sieana ilk Euroleague sezonunda "F4" yaptı...
Tekrar yazıyorum "İLK"...
Ve öyle ahım şahım bir kadroyla yapmadı...En büyük iki yıldızı "Thornton" ve "Mirsad" idi...Ancak doğru koç, doğru parçalar ilişkisi...Ergin Ataman ilk sezonunda herkesin şaşkın bakışları önünde Saporta kupasını aldı...İlk yapılanma başlangıcında....Tekrar yazıyorum "İLK"...
Tecrübe ancak genç takımların özrü ya da başarısız takımların bahanesi olur.
Tecrübeyi Formalar değil Oyuncular kazanır....
Madem biz iddaa ettiğin gibi yeni yapılanmadayız, nerede Göksenin, nerede Melih, nerede İlkan, Nerede Can, Nerede Sertaç ??????? Bir tek Furkan ile mi yapılanmaya gidiyoruz ???? Bu gençler oynasın, 50 sayı fark yiyelim hiç bir şey yazmam. Ama hiçbiri yok...
Bırakın saçmalamayı ya...Yapılanma gençlerle yapılır, biz yapılanma döneminden gayri-resmen VAZGEÇTİK...Tutku, Cevher gibi isimler bile artık oynamıyor...
 
Yalnız mccaleb den söz etmezsek olmaz..Mümkün olduğunca özetle söylemek gerekirse hakikatten Büyük oyuncusun
 
Beklenen bir sonuç oldu.Euroleague'in en zorlu deplasmanlarından bir tanesi sonuçta Montepaschi deplasmanı.Fazla kızılacak ve takıma isyan edilecek bir durum olmadığını düşünüyorum.İlk Euroleague maceramızda en zor deplasmandan galip çıkmak veya iyi oynamak ne kadar kolay olabilir ki zaten.Önemli olan kendi oyunumuzu yansıtabilmekti bunu da belirli bölümlerde yaptık zaten.Önemli olan içerdeki Montepaschi maçı olacaktır.Bu maçtan daha ümitliyim.
 
Yok hocam bahsettiğim 2002-2003 sezonu Siena'nın ilk EL tecrübesi olan sezon. Benetton, Cska, Siena ve Barcelona 4'lü finalde mücadele etti. Öncesinde ise 2001-2002 EL'de oynamadı Siena. benim hatırladığım Saporta kupasını almışlardı.

Senin bahsettiğin ise 2000-2001 sezonu. Euroleague'de değil, Supralegue'de oynadı Siena diye hatırlıyorum. dediğin gibi Ülker'le aynı grupta olduğunu hatırlıyorum. Suproleaguede de Euroleaguede de iyi takımlar vardı. siena'nın olduğu suprolleague'de efes, ülker, panathinaikos , maccabi, cska vardı. O sezon bence Euroleague biraz daha daha kuvvetli takımlardan oluşmuştu. iki bologna takımı, tau, benetton ve AEK gibi dönemin çok güçlü takımları vardı.

edit: fatih yanlış hatırlamıyorsam maçta takımın en fazla asist yapan oyuncusu Gordon'du bu arada ayrıca son 3 yıldır EL'de oynayan 2-3 oyuncumuzdan birisidir kendileri.

Yanlış hatırlıyorsunuz...
Sieana 2002'de Saporta kupasını aldı, ilk Ergin Ataman'ın başa geldiği sene...
2003'de ise Siena F4 oynadı, tam 1 yıl sonra...
Siena başlangıcında başarıyı yakaladı, ama kadro tüm taşlarıyla cuk oturur cinstendi...Avrupa için asla önemli bir yıldızı yoktu. Ama thornton, Vanderpool gibi isimlerle kendi yıldızlarını yarattılar...En büyük yıldızları merhum "Alphonso Ford" ve "Mirsad Türkcan" idi...Başarısının sırrı yapılanmasında değil, alt yapıdan asla önemli isimler çıkarmadılar. Biz şu anki halimizle model olarak Siena'yı seçemeyiz. Biz gençlere yatırım yaptık ama şimdi onları siliyoruz...

Dipnot : Ergin Ataman'ın Sieana ile vedasından sonraki açıklaması :

Ataman, ‘‘Geçen yıl Saporta Kupası'nı kazandık. Bu sezon Avrupa Ligi'nde Final Four'a kalmamızın dışında İtalya'da ilk dörde girdik. Buna karşın taraftarların bazı hareketleri beni üzdü’’ . İnternette her yerde bulabilirsiniz. 2001-2002 Saporta Kupası (Supro değil), (2002-2003 Euroleague F4)...Sieana daha önce Euroleague'e katılan bir takım değiliz. Eğer teziniz varsa Sieana bize uygun bir örnek ya da yapılanma kesinlikle ama kesinlikle değil...
 
Yanlış hatırlıyorsunuz...
Sieana 2002'de Saporta kupasını aldı, ilk Ergin Ataman'ın başa geldiği sene...
2003'de ise Siena F4 oynadı, tam 1 yıl sonra...
Siena başlangıcında başarıyı yakaladı, ama kadro tüm taşlarıyla cuk oturur cinstendi...Avrupa için asla önemli bir yıldızı yoktu. Ama thornton, Vanderpool gibi isimlerle kendi yıldızlarını yarattılar...En büyük yıldızları merhum "Alphonso Ford" ve "Mirsad Türkcan" idi...Başarısının sırrı yapılanmasında değil, alt yapıdan asla önemli isimler çıkarmadılar. Biz şu anki halimizle model olarak Siena'yı seçemeyiz. Biz gençlere yatırım yaptık ama şimdi onları siliyoruz...

Siz Suproleague'i Euroleague seviyesinde saymiyorsaniz benim yapabilecegim bir sey yok.

O Suproleague ki icerisinde cok saglam takimlari barindirir.

Her yapilanma genc oyunculari temel alarak, alt yapidan oyuncu yetistirerek kurulmaz. Futbolda Porto ornegi vardir. Sisteminiz bellidir, yapiniza uygun oyunculari alirsiniz, islersiniz ve seviye atlarsiniz. Once bunu iyi algilamaniz gerekmektedir.

Kendi adima bu tartismayi burada kapatiyorum. Daha fazla hakaret dinleyecek durumda degilim.
 
Hakaret ??
Şu ana kadar 716 yazdığım mesajın hiçbirinde kimseye hareket etmedim. Etmemde...
Benim kastettiğim zaten Supro League...(FİBA'nın Eroleague'i)
2002'de Saporta alındı, 2003'de Siena F4 yaptı...
İstediğin kaynağa bakabilirsin...
Sen ve senin gibi düşünenler bize hiç mi hiç uymayan Porto ve Siena örnekleriyle avunabilir. Ancak bizim yolumuzda o yol değilki zaten. Geçen sene başlattığımız yapılanma yolu o değil. Her sene yeni yabancılarla bir takım yaratmaya alıştık zaten. Seneye Songalia, Gordon ve Lakovic gider, Sieana olucağız diye bir kez daha avunmaya başlar, sonra başarı gelmeyince yerli oyuncu kadromuz "yetersiz" diye ağlamaya devam ederiz...
 
Hakaret ??
Şu ana kadar 716 yazdığım mesajın hiçbirinde kimseye hareket etmedim. Etmemde...
Benim kastettiğim zaten Supro League...(FİBA'nın Eroleague'i)
2002'de Saporta alındı, 2003'de Siena F4 yaptı...
İstediğin kaynağa bakabilirsin...
Sen ve senin gibi düşünenler bize hiç mi hiç uymayan Porto ve Siena örnekleriyle avunabilir. Ancak bizim yolumuzda o yol değilki zaten. Geçen sene başlattığımız yapılanma yolu o değil. Her sene yeni yabancılarla bir takım yaratmaya alıştık zaten. Seneye Songalia, Gordon ve Lakovic gider, Sieana olucağız diye bir kez daha avunmaya başlar, sonra başarı gelmeyince yerli oyuncu kadromuz "yetersiz" diye ağlamaya devam ederiz...

Jamon Gordon hiçbir yere gitmez Emrah abi.
 
Takım yine son saniyeye kadar mücadele etti. Fark yirmi küsürlerde ve maçın bitmesine bir dakikadan az kalmışken mücadelesi hala devam ediyordu oyuncularımızın.-Andriç'in pota altında pozisyon alma savaşı v.b- Bizim yakın atışların neredeyse hiçbiri girmedi adamlar neredeyse hiç boş dönmedi, Kaukenas hayatının maçlarından birini oynadı bir de Bo maccaleb gibi inanılmaz bir oyuncuda olunca bu sonuç kaçınılmaz oldu. Planlar tutmadı
Gücümüz yetmedi olabilir. Ama mücadeleye devam. Ve aslolan mücadele etmek.
Geçen sene Kayserideki FB Ülker e karşı Türkiye kupasında da olduğu gibi skor ne olursa olsun sonuna kadar mücadele etti takım. Sonuç ne olursa olsun verdiği mücadele ile bir taraftarı olarak beni hep gururlandırdı bu takım.
Takım değil belki ama taraftarlar olarak bizler kaldıramadık, hazmedemedik sanıırım bu kadar kısa sürede böylesi başarılar.
Sonuna kadar mücadele edildiği sürece kazanmışız kaybetmişiz çok da dert etmiyorum çünkü doğru yolda olduğumuza inanıyorum.
Her sene üstüne koyarak önce düzeni oturtup, organizasyonu güçlendirip, bir geleneğe sahip olup oradan da ekol olabilmek için çalışmak. Aslolan bu hedefe tüm camia olarak inanıp gereğini yapabilmek.
Kimileri masal dese de, bu masalla 1 yılda gelinen nokta ortada.
Tüm takıma bir taraftar olarak bana Euroleuge heyacanı yaşattığı için tekrar teşekkür ediyorum.
İyi ki varsın Galatasaray MP
 
ntvspor ligtv ikiside kanaryaseverler derneğine dönmüş. bu kadar bariz olmaz artık dünkü maçta spiker sieana taraftarını öve öve bitiremedi bizim içinde 12000 kişinin doldurduğu salonda bu kadar ses olmadığından bahsetti yazık geçen maçta kazan koçu ilk on dakika oyuncularının taraftardan çok etkilendiğini İstanbulun en zor deplasmanlardan biri olduğunu söyledi. Bugünde fener maçında aynen ifade şu belki az belki yetersiz bir seyirci var ama nerde destek nerde tepki vereceğini bilen muhteşem bir seyirci topluluğu var iki ayrı spiker tek yorum, yuh yani kazan maçında ben 113. bloktaydım ve destek çok güzeldi ama sorun şu abdi ipeçideki maçlarda ntvspor arenadaki maçlarda lig tv ekrana yansıyan seyirci sesini kısarak veriyor esas rezalette bu bunu biz biliyoruz ama bilmeyenler için istediğinizi yapın Galatasarayı ve Taraftarını bütün dünya biliyor. Barca maçında görüşürüz bu arada dişi aslanlar kayıpsız devam ediyor bu akşamda fark attılar helal olsun size dişi aslanlar
 
Her türlü varım.:) 2 Yıllık sözleşmeye imza attığını unutma Emrah abi.

gordon gitmesin zaten. zor anlarda ne yapacağını bilen birisi. ender kötü tutku kötü lakovicten bahsetmiyorum bile adam topu isteyecek tabi. kritik anlarda gordon gibi bir oyuncumuz daha olsaydı aradaki fark 20 lere çıkmazdı
 

Üst