Valla çok kızgınım bunu söyleyeyim..Maçı kaybetmek ya da kazanmak tepkimi değiştirmedi.Maçın sonunda heyecandan öldüm öldüm dirildim,kazandığımızda deli gibi sevindim ama sinirim hala geçmiyor..
EL'de gruptan bile çıkamayalım umrumda değil ama kaç maç oldu kaç maç ! Bir takım bu kadar sorun çıkaran eksiklikleri konusunda kendini hiç geliştiremiyorsa bir yerde sorun var demektir.Bunu tek tek isimlere yıkmak doğru değil,takım halinde çok kötü olan özelliklerimiz var.
Ribaunt konusunda zaten fiziksel dezavantajımız var doğru ama bunun dışında konstantrasyonumuz da çok kötü.Sadece geride olduğumuz anlar değil her zaman böyle bu.Takımdaki herkesi çok seviyorum,kimseye art niyetim yok.O yüzden rahat ve kaba konuşacağım..Savunma ribauntlarında aval aval bakıyoruz.Bu kadar mı olur ya ? Yani bir değil iki değil yeter artık.
Şut kaçar anlarım,isterse boş şut olsun,bunlar tecrübe isteyen stresli maçlar.Serbest atış kaçar anlarım.Basit top kayıplarını da anladım diyelim.(Ligde de çok yapıyoruz ama hadi EL stresi diyelim) Ancak ribauntlar konusunda bu kadar aciz kalmayı anlayamam,anlamam da.Bu kadar maç olmuş hiç mi ilerleme kaydedilmez arkadaş.Oyuncuların artık bu konuda kendine gelmesi lazım.
Hücumda da sıkıştığımız ve üçlüklerin girmediği anlarda saçmasapan tercihler yapıyoruz.Bir kısmı EL'de ki tecrübesizliğimizden dolayı ama bir kısmı da bizim takımın genel halinden dolayı.Yani maçın sonu çok güzel özetti.Oyunculardan kim iyi,kime pozisyon hazırlamalıyız bunları hiç görmüyoruz.Kimi beslemek gerekiyorsa takım olarak o adamın performansını yazık ediyoruz resmen.Maçın sonunda çok şükür bi kere Songaila'ya yapabildik onda da abarttık.İlk üç hücum güzeldi ama artık dördüncü de özel önlem alınacağını ya da Songaila'nın çabuk yorulup basit top kaybı yapabileceğini göremedik ama Allah'tan şans bizden yanaydı o pozisyonda.Yani kritik anlarda,hücumda sıkıştığımızda ya doğru kişiyi bulamıyoruz ya da bulduğumuzda o bir şeyler yapsın diye topu onu atıp beklemeye geçiyoruz.Kimse hareket etmiyor,alternatif bir hücum için uğraşmıyor.
Maçla ilgili en güzel şey ise herşeye rağmen kazanabilmekti.Böyle maçlar sonunda kazanabilmek,bunu alışkanlık haline getirebilme yolunda çok önemli bir adımdı.EL'de böyle böyle tecrübe kazanacağız.Taraftarın da yine sesine,yüreğine sağlık.Zaten bilinçli olan taraftarımız daha da baskı kuracak inşallah hakemler üzerinde.
Birkaç oyuncu ile ilgili de söylemek istediklerim var.
Gordon hem Barcelona maçında hem de Efes maçında hücum anlamında beni delirtmişti.İki tane harika hücumu var Gordon'un.Biri içeri deliciliği,diğeride alçak postta sırtı dönük oyunu..Bu ikisini harika yaparken ve bizim takımın o hücumlara özellikle ihtiyacı varken gidip inatla yüksek posttan dengesiz atışlar deniyor.Aşırı atletik oyuncularda bu hareketli atışını kontrol edememe durumu var.Biz bunu daha önce Robert Hite'da da gördük.Yani topun basket olmayacağı elinden çıkarken belli.Birinin Gordon'a bunu özellikle uygulatması lazım.İnatla içeri dal,veya sırtın dönük oyununu oyna,yüksek posttan deneme diye.
Songaila'yı geldiğinde en çok savunanlardan biriydim ama hala olmuyor.Maçın sonunda attığı sayılar çok önemliydi ama zaten bu maç buralara gelmemeliydi,en azından Songaila daha önceden devreye girmeliydi.Olmuyor yani bir türlü,üstelik savunmada bir kişi eksik oynuyoruz resmen.Bir transfer hamlesi şart oraya,iş işten geçtikten sonra transferi düşünmenin bir anlamı kalmaz.Andric de çok sevdiğim bir oyuncu ama bir gerçek var ki hem Andric hem Songaila pozisyonlarında çok yetersiz kalıyorlar.EL için konuşuyorum tabi.Songaila'nın gönderilip sağlam bir 4 numara almak zorundayız o yüzden.
Shipp ile ilgili hala aynı şeyi düşünüyorum.Bir maçtan sonra Emir hoca burda soru cevap bölümünde sorumluluktan kaçan oyuncumuz yok gibi bir açıklama yapmıştı bir soru üzerine.Orda katılmadığımı belirtecektim ama belki sadece soru cevaptır diye yazmamıştım.
Sorumluluktan kaçmak mıdır Shipp'inki emin değilim.Bu kadar canla başla oynayan adam,kendini parçalayan,şampiyonluk kaçtığında en çok üzülen adamlardan biri bence sorumluluktan kaçmaz.Ancak özellikle kritik anlarda,hele hele son periyotlarda Shipp sahadan kayboluyor.Savunma belki yine yapıyor ki o bile bildiğimiz Shipp değil ama hücumda resmen kayboluyor.Boş şut kaçırması da önemli bir eksi bizim adımıza ama kaçırsın önemli değil,yeter ki potaya baksın,atması gereken şutları atsın.Kaç maçtır,kaç seferdir böyle.Bu korkusunu yenmesi lazım.Oktay hoca başta olmak üzere teknik ekip bol bol kaçırsan da önemli değil ama at demeli.Yani diyorlardır heralde ama daha da üzerine gidilmeli bu konunun.
Hakemler demişken.Çok fazla pozisyonları veya hakemleri tartışmaya gerek yok.Önce Rus hakem sonra İspanyol.Hakemler diyince aklıma sadece Doğuş'un meşhur küfürlü videosu geliyor.Bunlar babadan oğula nesil heralde..!
Bir de bir şey söyleyeceğim.Ben maçı EL maçı olarak değerlendirmedim.Bahsettiğim sıkıntılar bu maça özgü değil,hazırlık döneminden beri böyle.Maçı kazanamadık,rahat kazanamadık falan değil benim derdim.İstersek güle oynaya maçı 30 sayı farkla kazanalım.Benim derdim sezon başından beri var olan eksi yönlerimizde kendimizi hiç geliştirememiş olmamız.Yoksa EL'de kolay maç olmadığının farkındayım,tecrübeyle yapacağımız hatalar,kaybedeceğimiz maçlar tabi ki olacak.