Ağustos ayı gelmiş olduğu halde henüz transfer yasağını bile kaldırmayı başaramamış bir takıma gelerek kulübü ne kadar önemsediğini, mesleğine ne denli sahip çıktığını, ne kadar prensip sahibi olduğunu göstermiş Ertuğrul Erdoğan. Ne Mahmuti, ne Memnun gelirdi şu takıma. Zaten Galatasaraylı olan şu dayatmaya karşı durur, kadın/erkek şubeye yapılanları kabul etmez, şubeyi üç maymun masalıyla yöneten üçlüye ve sürekli protokol konuğu edasıyla bol bol konuşan ama hiçbir şey anlatmayan başkana teslim olmazdı. Kendisi iyidir/kötüdür çok konuşmayacağım, yıllardır TOFAŞ tribünündeki biri olarak tek gözlemlediğim kenardan oyuncularına son derece olumsuz etki ettiği. Türk koçlar arasında çok büyük farklar olduğunu düşünmüyorum. Mahmuti yok, Ahmet Çakı da gitti, Banvit gibi iyi bir organizasyon olmadığımız için içeriden de birini bulamadık ve Hidayet'e sorup Belediye'den koç getirdik. İBB'yle ilgili her şey futbol veya basketbol olsun midemi bulandırıyor.
Koça da şubeye de elbette destek olacağız ama basketbol konusunda hiç kredisi olmayan yönetim ne yapmaya çalışıyor anlamak güç. Ertuğrul Erdoğan'ın da kredisi yönetimden fazla değil. İnşallah başarılı oluruz, hoş tabii başarı kriterimiz de belli değil! Sorsanız başkan ayrı, şubedekiler ayrı, menajer ayrı, koç ayrı konuşur. Başarılı da olsak başarısız da olsak bu durum yönetimin yalancılığını ve beceriksizliğini değiştirmeyecek.