EUROCUP FİNAL 1. MAÇ | Strasbourg - Galatasaray

Bayern Munich maçında 10 sayı ile yenilmemiz iyi oldu yazmıştım.O seriden öncede bizim rakibimiz Canaria onu elersek şampiyonuz havası esmişti.Bayern Munich'e 5 sayı ile yenilsek iddia ediyorum çok daha zor olurdu o seri.Çünkü biz milletçe tuhaf psikolojilere bürünüyoruz pozisyona göre.İki maç kazanırız kendimizi Avrupa'nın en iyi takımı zannederiz , iki maç kaybederiz en kötü takım oluruz birden.Bu maç sonu adamlar iki üçlük soksa 10'da olurdu fark.4 sayı hiçbir şey değil hemde güzel bir tokat oldu. Kısalarımız atletik ve topa baskı yapabilen kısalara karşı inanılmaz saçmalıyorlar ne yapacaklarını bilemez duruma geliyor.Deplasmanda bu durum daha da çok ortaya çıkıyor.Mccollum'a at ne yaparsa yapsına dönüyor maçlar.Allah vere ki Schilb bir üçlük attı, biraz cesur oynadı maç sonunu.Şimdi karamsarlığa yer yok.Kendimizi dev aynasında görmeden , rakibe saygı göstererek, taraftar her zamankinden daha çok maçın son dakikasına kadar cehenneme çevirirse salonu her takımı 20'ye yatıracak potansiyelimiz var.
 
Bence bugün rahat kazanabileceğimiz bir maçı aşırı derecede kötü olan hücum performansımız yüzünden verdik. Ama kupayı Çarşamba günü Abdi İpekçide her ne olursa olsun kazanacağımızı düşünüyorum. Çoğumuz kazanacağımızdan emin zaten :)
 
Öncelikle sezonun en kötü hücum performansını göstermemize rağmen, savunmamızın nispeten iyi olması sayesinde yalnızca 4 sayı fark oluşmuş olması bizim için bir avantaj bence. Evet hücumda daha yüzdeli atabilseydik bu rakibi yenmemiz işten bile değildi ancak yoğun final stresini düşündüğümüzde bence kötü sonuç değil. Maç sonrasında Kaan Kural'ın dediği gibi "kötü oynadığınız bir günde hasarı minimize etmek de sporun tüm branşlarında çok önemli." Galatasaray bunu başardı bu maçta.

Rövanşta o müthiş Abdi İpekçi atmosferiyle birlikte kupayı alacağımıza inancım tam
 
Biz Galatasarayız zaten bugün kazanıp İpekçide rahat olsak şaşardım. Şu penetre pas olayı da ciddi sinir bozucuydu, maç içinde arka arkaya bu şekilde sayı yemek kabul edilebilir değil.
 
Öncelikle Schilb'in oyunculuğu teknik olarak eleştirilebilir her zaman ama vurdumduymaz olduğunu düşünen arkadaşlar maç sonu demeçleri izlemiştir umarım.Henüz ortada kaybedilmiş birşey olmadığj halde ağlacaktı nerede ise adam.

Bütçemize göre oldukça iyi, oldukça güçlü yönleri olan ama ciddi zaafları da olan takım kurduk sene başından beri de takım bunu yansıtıyor.Kendimizi devaynasında görmekle yerin dibine batırmanın ortasını bulsak iyi olacak.

Daha öncede yazmıştım bu iki maçlı eleme sisteminde iki farklj maçtan aslında sadece psikolojik bir amlam ifade ediyor aslında 80 dakikalık tek maç var ortada.Bu kadar uzun bir maçta devreye 3-5 sayı önde ya da geride girmenin pek bir önemi yok öyle ya da böyle avataj hala bizde .

Favori olmak ve en baştan beri aşırı motive olmak bize biraz olumsuz etki yaptı düye düşünüyorum şu kaldı X maç olayı falan biraz zarar getirecek kadar şartlanmışlk getirdi.Davisi neden unuttuk anlamadım Lameyi de hücümda birincil olarak kullanmamız lazımdı bence ama takım pek böyle düşünmedi halbuki rakibin kadro yapısı Lasme gibi 4,5 numara bir oyuncuyu tutmaya musait değil.Howardın tekrar faktör olması da bir nebze oradaki avantajı azalmış ama biz de yeterınce kulanmaya çalışmadık.İki maçtır kıpırdanan Sinan yine kayboldu üzerine birkaç tane de zorlama üçlük denedi açık şutları bile sokamazken oldukça gereksizdi.Takım olarak da üçlük yüzdemiz çakılaya devam ediyor malesef.

Strasburgun deplasmanda daha iyi sonuclar alması deplasmanda daha iyi oynayan bir takım olması demek mi pek emin değilim genel olarak istikrarsız bir takım olmalarının zemin hazırladığı bir tesadüf diye düşünüyorum ki EL'de deplasman performansları daha kötü idi ayrıca Eurocup'da pek sağlam bir deplasman ortamı görmediler (Canaria maçlarına 4000 taraftar germiş,Novgorad koca salonda 2000 kişiye oynamış,Trentoda atmosfer sert değildi belki Oldenburg da farklı bir ortam vardır)

Sonuçta ipler bizim elimizde ama biraz top oynamamız gerek .
 
Bu mac her koşulda taraftar icin psikolojik bir sinav olacak . Eger fransa'dan 8-10 sayi gibi maglubiyet ile dönersek , tipki bayern macinda oldugu gibi o gerilim ve kaygili ruh hali ile beş gün beklemek bizler icin azap olacak .. Galibiyet yada 1-2 sayilik maglubiyet ise yine ayni şekilde '' mac günü gelsede kupayi kaldirsak '' triplerine sokacak ... Her halukarda bu geceden sonra 5 günlük ciddi bir sinav bizleri bekliyor .. Haydi ergin ataman.. Haydi Galatasaray ..
Mactan önce yaptigim yorum kismen gerceklesti .. Şimdi 5 günlük sinav bizi bekliyor :)
 
Strasburgun deplasmanda daha iyi sonuclar alması deplasmanda daha iyi oynayan bir takım olması demek mi pek emin değilim genel olarak istikrarsız bir takım olmalarının zemin hazırladığı bir tesadüf diye düşünüyorum ki EL'de deplasman performansları daha kötü idi ayrıca Eurocup'da pek sağlam bir deplasman ortamı görmediler (Canaria maçlarına 4000 taraftar germiş,Novgorad koca salonda 2000 kişiye oynamış,Trentoda atmosfer sert değildi belki Oldenburg da farklı bir ortam vardır)

Degindiginiz nokta dogru, gerçek bir deplasman atmosferi gormedikleri gibi Fener'i Real'i yendikleri EL grubunda tum deplasmanlarda fark yediler.
Olayin ikinci puf noktasi ise oyun yapilari. Adamlarin belli bir oyun yapisi olmadigi için ust duzey bir takim onlari rahatça yenebiliyor ama rakip de buna ayak uydurdugunda ritim bulurlarsa oyunlarinin iç saha - deplasman farki kalmiyor. Bu yuzden rahatlar. Yani bugunku maçtan sonra "Strasbourg'u sunu yaparsak yeneriz" diyebilecegimiz bir sey yok, çok savurganlar ve bu onlem almayi da zorlastiriyor.
 
Öncelikle Schilb'in oyunculuğu teknik olarak eleştirilebilir her zaman ama vurdumduymaz olduğunu düşünen arkadaşlar maç sonu demeçleri izlemiştir umarım.Henüz ortada kaybedilmiş birşey olmadığj halde ağlacaktı nerede ise adam.

Bütçemize göre oldukça iyi, oldukça güçlü yönleri olan ama ciddi zaafları da olan takım kurduk sene başından beri de takım bunu yansıtıyor.Kendimizi devaynasında görmekle yerin dibine batırmanın ortasını bulsak iyi olacak.

Daha öncede yazmıştım bu iki maçlı eleme sisteminde iki farklj maçtan aslında sadece psikolojik bir amlam ifade ediyor aslında 80 dakikalık tek maç var ortada.Bu kadar uzun bir maçta devreye 3-5 sayı önde ya da geride girmenin pek bir önemi yok öyle ya da böyle avataj hala bizde .

Favori olmak ve en baştan beri aşırı motive olmak bize biraz olumsuz etki yaptı düye düşünüyorum şu kaldı X maç olayı falan biraz zarar getirecek kadar şartlanmışlk getirdi.Davisi neden unuttuk anlamadım Lameyi de hücümda birincil olarak kullanmamız lazımdı bence ama takım pek böyle düşünmedi halbuki rakibin kadro yapısı Lasme gibi 4,5 numara bir oyuncuyu tutmaya musait değil.Howardın tekrar faktör olması da bir nebze oradaki avantajı azalmış ama biz de yeterınce kulanmaya çalışmadık.İki maçtır kıpırdanan Sinan yine kayboldu üzerine birkaç tane de zorlama üçlük denedi açık şutları bile sokamazken oldukça gereksizdi.Takım olarak da üçlük yüzdemiz çakılaya devam ediyor malesef.

Strasburgun deplasmanda daha iyi sonuclar alması deplasmanda daha iyi oynayan bir takım olması demek mi pek emin değilim genel olarak istikrarsız bir takım olmalarının zemin hazırladığı bir tesadüf diye düşünüyorum ki EL'de deplasman performansları daha kötü idi ayrıca Eurocup'da pek sağlam bir deplasman ortamı görmediler (Canaria maçlarına 4000 taraftar germiş,Novgorad koca salonda 2000 kişiye oynamış,Trentoda atmosfer sert değildi belki Oldenburg da farklı bir ortam vardır)

Sonuçta ipler bizim elimizde ama biraz top oynamamız gerek .

Abdi İpekçide tüm Galatasaray erkek basket takımı tarihinin en önemli maçı ( Kupa 2 finalinin rövanşı ) olacağını ve yine tüm Galatasaray erkek basket takımı tarihindeki en çok seyircinin bu maçta olacağını düşünecek olursak bütün salon takımımızla birlikte hücum ediyor ve savunma yapıyor gibi bir etki olacaktır Strasbourg'un üzerinde takımımızın yapacağı her hücum ve savunmada bence. Onlar için sıradan bir deplasman olmayacağı kesin !!!
 
Degindiginiz nokta dogru, gerçek bir deplasman atmosferi gormedikleri gibi Fener'i Real'i yendikleri EL grubunda tum deplasmanlarda fark yediler.
Olayin ikinci puf noktasi ise oyun yapilari. Adamlarin belli bir oyun yapisi olmadigi için ust duzey bir takim onlari rahatça yenebiliyor ama rakip de buna ayak uydurdugunda ritim bulurlarsa oyunlarinin iç saha - deplasman farki kalmiyor. Bu yuzden rahatlar. Yani bugunku maçtan sonra "Strasbourg'u sunu yaparsak yeneriz" diyebilecegimiz bir sey yok, çok savurganlar ve bu onlem almayi da zorlastiriyor.

bir nebze kabul ediyorum savruk takım ve önlem almak zorlanıyor kısmına, fakat 3. periyortta aynı oyun ile aynı noktadan birbirinin kopyası ard arda 3 tane 3 lük yedik. asıl sorgulanması gereken vede can sıkan nokta burası. Bu arada böyle yazıyorum diye takıma güvenmiyor değilim. atmosferinde etkisi ile inşallah o kupayı biz kaldıracağız. ama sanmıyorum rahat maç olsun 20 fark atalım. yine stresli olacağız neticede. artık çarşamba nasıl gelecek onu bekleyeceğiz.
 
bir nebze kabul ediyorum savruk takım ve önlem almak zorlanıyor kısmına, fakat 3. periyortta aynı oyun ile aynı noktadan birbirinin kopyası ard arda 3 tane 3 lük yedik. asıl sorgulanması gereken vede can sıkan nokta burası. Bu arada böyle yazıyorum diye takıma güvenmiyor değilim. atmosferinde etkisi ile inşallah o kupayı biz kaldıracağız. ama sanmıyorum rahat maç olsun 20 fark atalım. yine stresli olacağız neticede. artık çarşamba nasıl gelecek onu bekleyeceğiz.

Evet benzer bir yorum yaptim daha once yukarida. Yaptiklari tek planli hucumu biz kotu savunduk, yanlis onlem aldik. Ilk yaridaki savunma planimizdan vazgeçip oyun kurucuyu birebir savunup içeri yardim getirdik halbuki baskiyi yukarida yapmak lazim, içerde uzunlar birebir çok rahat savunuyorlardi Fofana'yi. Yardim yuzunden uçluk yedik. Bu arada yazdiklarima deginen tek oyuncu Chcuk Davis olmus, "we did some unnecessary helping in the fourth quarter and gave their shooters some open threes", adam bosuna iyi degil, saha içinde bile ne oldugunu goren muazzam bir beyin. Ama Ergin hocanin gormesi lazimdi.
 
Strasbourg deplasmanlarda iyi performans gösteriyor olabilir lâkin ne maç sıradan bir maç, ne de İpekçi sıradan bir deplasman. Hiçbir bahanemiz olamaz evimizde. Yegâne amacı "Türk olmayan takımları yenmek" olan Galatasaray'ın mazisine yakışanı yapıp koyup geçmeliyiz. O kupa sarı-kırmızı olacak, başka yolu yok!
 
Bu maç aslında Galatasaray'ın sezon özeti oldu.

Galatasaray Erkek Basketbol takımı birebir savunması son derece kötü oyunculardan kurulu. Buna Micov da dahil, Schilb de, Caleb Green de dahil. Hatta Sinan Güler bile. Strasbourg ilk yarıyı tamamen şuta dayalı bir şekilde oynadı. İkinci yarıda ise daha çok çembere gidip denge bozarak potaya giderek ve savunma dengesi bozarak bulduğu dış şutlarla ritim buldular ki ikinci yarıda 44 sayı buldukları gibi bir gerçek var.

Önümüzdeki yıl euroleague'de tutunmak istiyorsak, bırakacağız artık o yıllardır ezberlediğimiz tabuları. 4 numara dışardan 2 tane üçlük atacak diye bütün yıl savunmada kafamızı parkeye vurmak zorunda olmamaız lazım. Takımın her bir bireyi ayrı beyin olmayacak, biraz kafası gidik ama savunmada her topa atlayan, savunmacı denmese bile en azından adam takibi olan oyunculara yönelmeliyiz. Bogdanovic,Datome acayip savunmacılar mı? Hayır. En azından savunmada nasıl durulur bunu biliyorlar. Takım halinde bu işi yapıyorlar.

İlk yarı uyuta uyuta giderken, kısa oyuncularımız da şut ritmini kaybetti. Benim içimden maçı böyle sürdürmemiz lazım diye geçerken tam tersi oldu ve klasik deplasman oyunumuza döndük. haliyle skorda da geri düştük.

Bu takım savunması iyiyse hücum edemez, iyi hücum ediyorsa savunma yapamaz. İstisnalar var ama sezonun genel özeti bu.

Kupayı alacağız, endişeye mahal yok.
 
Yanliz sut yuzdemizin kotu olmasini tamamen strese baglamamak lazim o cemberlere Ray Allen bile %25'le falan atardi. Beton gibiydi cemberler, sokmayalim diye cemberlerini mi degistirdiler naptilar anlamadim.
 
Blake Schilb 30 yaşına gelmiş, yıllardır kulüp kulüp dolaşmış bir oyuncu. İlk defa burda kendisine gamsız ve vurdumduymaz denmiştir heralde. Hergün yeni bir tarih yazıyoruz hep beraber. Çünkü her oyuncu basket attığında yeri göğü inletmeli.
 
Tek tek geçtik turları, yolun sonuna geldik,
İpekçi'de kasırga, deplasmanlarda yeldik..

Alman, İspanyol derken Fransız'ı da yeriz,
İlk maçı verdik diye sanmayın vazgeçeriz..

Asla pes etmek yok, o kupayı alacağız,
Her yere "Şampiyon Cimbom" yazdıracağız..

Hedef artık Euroleague, yerimizi bilelim,
Başkasının lisansıyla değil hakkımızla gidelim..

Biziz bu kupanın favorisi, biziz en güçlüsü,
EL'yi hakediyor Chuck/Micov/Lasme üçlüsü..

Yönetim bekliyor elinde küçülme planları,
Ama inanmış bir koç var ve onun aslanları..

Bu saatten sonra kupayı vermek olmaz,
Zaten şanlı Galatasaray'ın tarihine yakışmaz..

Rövanşta ter olmadık yer kalmasın formada,
Her zaman seninleyiz haydi Yenilmez Armada..!
 
Dün akşam Jerrels olmasa muhtemelen 10 sayı üzerinde maçı vermiştik.Yanılmıyorsam 18 üclüğün yarıdan fazlasını McCollum ve Sinan gibi yüzdeleri çok düşük iki oyuncu kullandı.Ayrıca bu oyuncular içeri fazla zorlamaları ile 10 ve üzeri topu dengesiz potaya atmış isabet sağlayamamıştır.
 

Üst