2-3 hafta öncesine kadar istifaya çağırdığım Ergin Ataman'a ve gamsızlıkla ve tembellikle suçladığım oyunculara, iyi başlamadığımız, ilk çeyrekte 15 sayı farkı gördüğümüz, maç boyu doğru düzgün savunma ribaund alamadığımız bir maçta Avrupa'nın en zorlu deplasmanlarından birinde, en tempolu top oynayan takımlardan birine karşı gösterdikleri mücadele ve son dakikaya kadar taşıdıkları heyecan ve umut için teşekkürü borç biliyorum. Haftalardır içerde, dışarda alınan onca mağlubiyet ve hatta ligde düşük profilli takımlara karşı gelen galibiyetlerde şahsım adına istediğim tek şey bu mücadeleyi sergileyen, her maçta arma için savaşmaktan çekinmeyen ve her maçı son toplara kadar kovalayacak Galatasaray izlemekti. Bugün böylesine zor bir deplasmanda işi bu raddeye getirdiğimiz, geçen yılın Final Four oynayan, büyük bir ekol takımına karşı biten maçta 10 saniye kala top çalmak için uğraştığınız, maçı kazanmışken turnikeye giden ilginç oyun kurucuyu bloklayarak maçı bitirecek azmi gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum. Yaklaşık 3 hafta önce, benzer bir fark ve maç sonu senaryosuyla Real Madrid'e kaybetmişti bu takım. Ama o zaman hiç sevinmemiştim. Çünkü o gün bizi hiç ciddiye almayan, Reyes-Nocioni gibi adamlarını maça sokma zahmetine bile girmeyen, tabiri caizse bizi yürüyerek yenen bir rakiple oynamıştık. Rakip bizim için onu yeter görmüştü ve yetti de. Bugünse hiç şut sokamadığımız, 4 numaradan katkı alamadığımız bir günde kazanılan maçın son topunda hala sayı bulup bitirmek isteyen bir rakip yarattık karşımızda. Önemli olan bu çabayı göstermek, biz taraftarın ve rakibin gözünde o saygıyı kazanmaktır.
Evet, bugün maçı Diebler, Micov başta olmak üzere şut atamadığımız için kaybettik ama ben şutun su gibi aktığı Real Madrid maçı gibi bir mağlubiyettense, şut sokamadığımız ama dönmek için sonuna kadar çabaladığımız bugünkü Baskonia maçı gibi bir yenilgiyi 10 kere tercih ederim. Biz hiçbir zaman Real maçındaki gibi şut atamayız bir daha ki ona rağmen yüksek profilli bir takımla oynadığımız için mücadele eksikliğinden o maçı kaybettik. Ama biz bir daha bugünkü kadar da kötü şut atmayız ve böyle mücadele ettiğimiz müddetçe özlediğimiz, beklediğimiz deplasman galibiyetleri de illa ki gelecektir. Sahada Galatasaray kaybedecekse de böyle mücadele ederek, savaşarak, dişi tırnağına oynayarak kaybetmeli. Bu günler sevinmek için sevmediğin en güzel söylenebileceği günler. Çünkü bugün inandım ki sahada en az bizim kadar maçı isteyen, bazı yerlerde iş iyi gitmese de, yetenek yetmese de sonuna kadar mücadele eden bir takım vardı. Siz böyle oynayın, benden yana hakkınız her türlü helaldir.