Euroleague'de 15 takımın ismi direkt yazılıyor, 16. olarak Galatasaray ismi "belkili" yazılıyor. Utanç verici bir durum, utanması olanlar için. Ama ben bunun sorumlularının utanmadığını çok iyi biliyorum. Utansalardı Slovakya'da, Danimarka'da aynı kalitedeki futbolcular 700-800 bin bonservisle verilirken, Serdar Aziz gibi vasat bir futbolcuya değerinin beş-altı katı para ödemezlerdi. Bu arada Serdar Aziz Bursa'da yıllık 750 bin avro alıyorken, Galatasaray'da net 2 milyon avro kazanacak. (Primler ile 2.5 milyonu bulur o) İşte Galatasaray'ın parasını çarçur edenler, işte Galatasaray markasını rezil edenler.
Eskiden kulüplere zengin insanlar yönetici olurdu, olur da paraya sıkışılırsa eline cebine atsın kurtarsın diye. Şimdi kulüpler her geçen gün daha da borç batağına saplanırken, kulüplerin içine girenler nasıl oluyorsa daha da zenginleşiyor. Menajerler ile bazı kulüp yöneticilerinin ilişkileri ayan beyan şaibelidir.
Meseleyi biraz geniş perspektiften değerlendirdim ama, Galatasaray'ın Euroelague'de isminin böyle karalanmasının sorumlusu direkt bu kirli ilişkilerdir. Galatasaray'ın kurtuluşu parayı kendi parasıymış gibi yönetecek tam profesyonel, işinin uzmanı idarecileri bulmaktır. Bunu da ancak günümüz şartlarında kulüp hisselerinin İngiliz ve İtalya kulüplerinin yaptığı gibi zengin bir kişiye veya kişilere devredilmesiyle mümkün olur. Aksi halde 1 milyarı geçen borç hiçbir zaman eksilmez ve kulüp hiçbir zaman istikrarlı gelişim gösteremez.