Euroleague 2016/2017 Sezonu

1.5 milyon dolar parayı ödememiz gerekiyormuş. Umarım kaynak yaratılabilir

Emre 2 ay önce yazdım ben net toplam borcumuzu 27.5 milyon diye..O zaman 22 Milyon civarı bir ödeme yapmıştık.Birkaç gün sonra , Young'un menajerine borcumuz var sadece dediler ve yalancı durumuna düşürmüşlerdi.Hatta, Muhammet kardeş o zaman forumda mı yalan söyleniyor , yöneticiler mi diye sormuştu haklı olarak ... Şimdi görülmüştür kimin yalan söylediği... Yazık gerçekten çok yazık... Bu para ödense bile, bu şubenin sürekli böyle şeylerle gündeme gelmesini içime sindiremiyorum.
 
Bu sene top-8, F-4 falan vazgeçtim. Hem taraftar ve saha olayları, hem de yönetimsel ve ekonomik anlamda iyi bir izlenim bırakıp imajımızı tekrar düzeltelim bana yeter.
 
Ünal Aysal bu tablonun en büyük sorumlusu. Giderken milyonlarca lira borcu olan bir şube bıraktı geriye. İhanet etti...

Umarım bir aksilik yaşamayız.
 
Bu bahsedilen 1,5 milyon ayakbastı parası gibi bir şey mi; yoksa bize güvenlerinin olmadığı, kendilerine bir çeşit sigorta istediklerinin bir göstergesi mi?
 
Tamam Aysal'ın da suçu var da bu minibüsçü Dursun seçimden önce "Galatasaray'ın mali durumunu biliyorum, hiçbir sorun yok" dememiş miydi? Eee bu borçlar ne öyleyse? O zaman öyle konuştuysan şimdi de seve seve gereğini yapacaksın. Başarıyı, başarısızlığı falan geçtim bu yönetimin en kötü özelliği yalancı olmaları.
 
Tamam Aysal'ın da suçu var da bu minibüsçü Dursun seçimden önce "Galatasaray'ın mali durumunu biliyorum, hiçbir sorun yok" dememiş miydi? Eee bu borçlar ne öyleyse? O zaman öyle konuştuysan şimdi de seve seve gereğini yapacaksın. Başarıyı, başarısızlığı falan geçtim bu yönetimin en kötü özelliği yalancı olmaları.

Sorun kulübün borcu olması felan değil, Sorun Terim'i kovan Aysal. Dillendirilmesinin tek nedeni bu, kadın basketbolu küme düşüren başkana tek laf edildi mi? veya neredeyse küme düşüceğimiz Adnan Polat yönetimine, veya başarıdan başarıya koşan kulübü nasıl borç batağına sokan Faruk Süren'e

Pay'da yazan isim Ünal Aysal'da payda'daki tek bölüm Fatih Terim :)
 
Sorun kulübün borcu olması felan değil, Sorun Terim'i kovan Aysal. Dillendirilmesinin tek nedeni bu, kadın basketbolu küme düşüren başkana tek laf edildi mi? veya neredeyse küme düşüceğimiz Adnan Polat yönetimine, veya başarıdan başarıya koşan kulübü nasıl borç batağına sokan Faruk Süren'e

Pay'da yazan isim Ünal Aysal'da payda'daki tek bölüm Fatih Terim :)

Fatih Terim umrumda değil, bizden uzak allah'a yakın olsun hatta.
 
2013-2014'te kulubun nasil dara dustugu sponsorluklarin ve diger beklenen gelir kaynaklarinin nasil kesildigini unutmayacak kadar aklimiz yerinde cok sukur.

Dursun Ozbek cok bile bu zihniyete, insallah Ergin hocayi kovarda Koray Mincinozlu gelir takimin basina, hak edilen bu.
 
1 milyonluk bütçeye 10 milyonluk takım kuran Aysalı da eleştirelim yani. Burada herkes birbirinin her konuda ne düşündüğünü bilecek kadar tanıyamaz. Şu an asıl problemimiz buyken Aysalı eleştireceksen şunları da eleştir ya da eleştirdin mi demenin hiçbir anlamı yok o yüzden. Ayrıca kişilere tapar derecesine bağlanmayı anlamıyorum.
 
Gel de takımı kurtar dediğin Aysal'a sonra Riva konusunda yan çizersen adam da restini çeker gider elbette. Şimdi işin yoksa yok hükmündeki; değil faks çekmeyi adam göndermeyi beceremeyen, yabancı sınırı kalktığı halde yerlilerin totosunu kaldırmaya devam eden yönetime kulübün aktif pasif tüm mallarını hibe et bakalım liseli kongre.

Eskiden şu Demirel, Ecevit filan hiç gitmeyecek herhalde diyordum, şimdiyse onlara rahmet okuyorum. Burada da durum aynı, gelen gideni aratıyor.
 
Euroleague gelecek sezon takımların transfer dönemleri hakkında bir politika değişikliğine gitti. Tüm takımlar, gelecek sezondan itibaren, tüm transferlerini 1 Mart’a kadar tamamlamak zorunda olacaklar. Bu tarihe kadar, kulüpler kadrolarında değişiklik yapma hakkına sahip olacaklar.
Takımlar ayrıca, herhangi bir Euroleague takımından bir oyuncu transfer edemeyecekler.

Kaynak:[FONT=&quot]http://www.eurohoops.net/tr/euroleague-tr/270075/euroleaguede-transfere-yeni-duezenleme[/FONT]
 
Gel de takımı kurtar dediğin Aysal'a sonra Riva konusunda yan çizersen adam da restini çeker gider elbette. Şimdi işin yoksa yok hükmündeki; değil faks çekmeyi adam göndermeyi beceremeyen, yabancı sınırı kalktığı halde yerlilerin totosunu kaldırmaya devam eden yönetime kulübün aktif pasif tüm mallarını hibe et bakalım liseli kongre.

Eskiden şu Demirel, Ecevit filan hiç gitmeyecek herhalde diyordum, şimdiyse onlara rahmet okuyorum. Burada da durum aynı, gelen gideni aratıyor.

Ecevit mi ?
 
Euroleague'de 15 takımın ismi direkt yazılıyor, 16. olarak Galatasaray ismi "belkili" yazılıyor. Utanç verici bir durum, utanması olanlar için. Ama ben bunun sorumlularının utanmadığını çok iyi biliyorum. Utansalardı Slovakya'da, Danimarka'da aynı kalitedeki futbolcular 700-800 bin bonservisle verilirken, Serdar Aziz gibi vasat bir futbolcuya değerinin beş-altı katı para ödemezlerdi. Bu arada Serdar Aziz Bursa'da yıllık 750 bin avro alıyorken, Galatasaray'da net 2 milyon avro kazanacak. (Primler ile 2.5 milyonu bulur o) İşte Galatasaray'ın parasını çarçur edenler, işte Galatasaray markasını rezil edenler.

Eskiden kulüplere zengin insanlar yönetici olurdu, olur da paraya sıkışılırsa eline cebine atsın kurtarsın diye. Şimdi kulüpler her geçen gün daha da borç batağına saplanırken, kulüplerin içine girenler nasıl oluyorsa daha da zenginleşiyor. Menajerler ile bazı kulüp yöneticilerinin ilişkileri ayan beyan şaibelidir.

Meseleyi biraz geniş perspektiften değerlendirdim ama, Galatasaray'ın Euroelague'de isminin böyle karalanmasının sorumlusu direkt bu kirli ilişkilerdir. Galatasaray'ın kurtuluşu parayı kendi parasıymış gibi yönetecek tam profesyonel, işinin uzmanı idarecileri bulmaktır. Bunu da ancak günümüz şartlarında kulüp hisselerinin İngiliz ve İtalya kulüplerinin yaptığı gibi zengin bir kişiye veya kişilere devredilmesiyle mümkün olur. Aksi halde 1 milyarı geçen borç hiçbir zaman eksilmez ve kulüp hiçbir zaman istikrarlı gelişim gösteremez.
 
1 milyonluk bütçeye 10 milyonluk takım kuran Aysalı da eleştirelim yani. Burada herkes birbirinin her konuda ne düşündüğünü bilecek kadar tanıyamaz. Şu an asıl problemimiz buyken Aysalı eleştireceksen şunları da eleştir ya da eleştirdin mi demenin hiçbir anlamı yok o yüzden. Ayrıca kişilere tapar derecesine bağlanmayı anlamıyorum.

1 milyonluk bütçe ile 10 milyonluk harcama yaptı ama sonunda ne oldu. Başkanlığı bırakıyorum dediğinde o harcadığı 9 milyonu kulübün kasasından alarak gitti.
Bu durumda para ünal aysaldan mı çıkmış oluyor kulüpten mi!!!!
Proplemde zaten bu, bizim paralı değil parayı iyi kullanmasını bilen yöneticiye ihtiyacımız var.
 
Euroleague'de 15 takımın ismi direkt yazılıyor, 16. olarak Galatasaray ismi "belkili" yazılıyor. Utanç verici bir durum, utanması olanlar için. Ama ben bunun sorumlularının utanmadığını çok iyi biliyorum. Utansalardı Slovakya'da, Danimarka'da aynı kalitedeki futbolcular 700-800 bin bonservisle verilirken, Serdar Aziz gibi vasat bir futbolcuya değerinin beş-altı katı para ödemezlerdi. Bu arada Serdar Aziz Bursa'da yıllık 750 bin avro alıyorken, Galatasaray'da net 2 milyon avro kazanacak. (Primler ile 2.5 milyonu bulur o) İşte Galatasaray'ın parasını çarçur edenler, işte Galatasaray markasını rezil edenler.

Eskiden kulüplere zengin insanlar yönetici olurdu, olur da paraya sıkışılırsa eline cebine atsın kurtarsın diye. Şimdi kulüpler her geçen gün daha da borç batağına saplanırken, kulüplerin içine girenler nasıl oluyorsa daha da zenginleşiyor. Menajerler ile bazı kulüp yöneticilerinin ilişkileri ayan beyan şaibelidir.

Meseleyi biraz geniş perspektiften değerlendirdim ama, Galatasaray'ın Euroelague'de isminin böyle karalanmasının sorumlusu direkt bu kirli ilişkilerdir. Galatasaray'ın kurtuluşu parayı kendi parasıymış gibi yönetecek tam profesyonel, işinin uzmanı idarecileri bulmaktır. Bunu da ancak günümüz şartlarında kulüp hisselerinin İngiliz ve İtalya kulüplerinin yaptığı gibi zengin bir kişiye veya kişilere devredilmesiyle mümkün olur. Aksi halde 1 milyarı geçen borç hiçbir zaman eksilmez ve kulüp hiçbir zaman istikrarlı gelişim gösteremez.

Yalnız bahsettiğiniz belkili durumun sorumlusu Dursun Özbek yönetimi değil. Çilek yönetimi.
 
Hesapsız harcama yapıp şubeyi borç içinde bırakan Aysal yönetimi de sorumlu, ederinin beş katı paralar ödeyip saçma sapağan futbolculara milyon avrolar yağdıran Özbek yönetimi de... Yarın gelecek yönetim de aynı sistemle yönetirse kulübü yine aynı kepazelikler çıkacak ortaya. Zaten benim anlatmak istediğim bu şaibeye olanak tanıyan "sistem". Çözüm koğuş ağalığı veya dere beyliği sisteminden çıkıp, tam profesyonel bir yapıya kavuşmaktır.
 

Üst