Bogdanoviç seriyi almayı geçtim böyle giderse kupayı bile tek başına aldıracak çok dehşet oynuyo
Euroleague 2016/2017 Sezonu
- Konbuyu başlatan Oğuzhan Günebakan
- Başlangıç tarihi
Pananın FB Ulkeri saha avantajı ile eleyeceğini söyleyenlerdendim, yanılmışım. Seri boyunca Obradoviç Pascal faktorü çok belirgindi, bazı arkadaşlarda bundan bahsetmişti seri öncesinde. FB Ulkerin kupayı alma şansı çok yüksek bu sene özellikle final-four İstanbulda olacağı için. En ciddi rakip CSKA gibi görünüyor FB Ulker için. Obradoviç üç senedir Final-four oynatıyor FB Ukere. İlk sene yarı final, geçen sene final, şimdide kupayı mı alacak acaba.
Cska, Euroleague'in ikinci yarısından beri çok iyi durumda değil, Baskonia serisini de iyi oynamıyorlar. Real Madrid daha tehlikeli ama onlarda da Laso var
Heurtel'e bir takımın direksiyonu emanet edilemez. 250 sayı da atsa tam bir el bombası.
İnşallah 3 takım da turlar ve kupayı Efes alır.
Blatt, Laso'ya müthiş büyük geldi.
Perasovic'te müthiş bir Koç olduğunu tekrar gösterdi.
İnşAllah 3 takım da final-four'a kalır.
Oradan kim alır Allah bilir
Avantaj bizde hadi bakalım kaybetmeyelim bundan sonra
Perasovic'te müthiş bir Koç olduğunu tekrar gösterdi.
İnşAllah 3 takım da final-four'a kalır.
Oradan kim alır Allah bilir
Avantaj bizde hadi bakalım kaybetmeyelim bundan sonra
Galatasaray ne zaman bu heyecanı yaşatacak bize ben sadece onu düşünüyorum...
Dursun durduğu müddetçi hayal bile edemeyiz
3 takım ile final four için hakem lobisi şart. Mesela İspanyol takım olmadan f4 yaptırmazlar Kendi adıma Efes ve Daçka'nın bu performansı sürpriz oldu. Maç çalabileceklerini hiç düşünmüyordum. Fener zaten favori 3 takımdan biriydi. Saha avantajıyla başlamamaları enteresan idi. Özellikle Daçka'ya hakem lobisi gerekecek, yani Demirel bir işe yarasın.
Belirtmeden geçmek istemedim. Oly, Young'ı bırakırsa bence düşünmeliyiz. Sakatlık sonrası ağırlaşmış fakat hırsı ve azmiyle yeniden toparlanabilir.
Kendi adıma Efes ve Daçka'nın bu performansı sürpriz oldu. Maç çalabileceklerini hiç düşünmüyordum. Fener zaten favori 3 takımdan biriydi. Saha avantajıyla başlamamaları enteresan idi. Özellikle Daçka'ya hakem lobisi gerekecek, yani Demirel bir işe yarasın.Belirtmeden geçmek istemedim. Oly, Young'ı bırakırsa bence düşünmeliyiz. Sakatlık sonrası ağırlaşmış fakat hırsı ve azmiyle yeniden toparlanabilir.
3 takım ile final four için hakem lobisi şart. Mesela İspanyol takım olmadan f4 yaptırmazlar
Belirtmeden geçmek istemedim. Oly, Young'ı bırakırsa bence düşünmeliyiz. Sakatlık sonrası ağırlaşmış fakat hırsı ve azmiyle yeniden toparlanabilir.
İspanyol takımsız olmuyosa baskoniaya el atsınlar
Blatt, Laso'ya müthiş büyük geldi.
Perasovic'te müthiş bir Koç olduğunu tekrar gösterdi.
İnşAllah 3 takım da final-four'a kalır.
Oradan kim alır Allah bilir
Avantaj bizde hadi bakalım kaybetmeyelim bundan sonra
Üçüde final four'a kalırsa bence hakeden ve yüksek ihtimalle kupayı kazanan Daçka olacaktır.Oraya kadar geldikten sonra Blatt o kupayı kimseye vermez. Şu anda Avrupa'da Obradoviç'e kafa tutacak tek hoca Blatt. Birgün bizde bu kupayı almak istiyorsak onu getirmeliyiz takımın başına.
Real de, Oly de turlar bence. Efes'in dengesizlik ve tecrübesizlikten, Daçka'nın Real'e göre kadro kaitesizliğinden eleneceğini düşünüyorum. Bu iki takım da çok büyük winner kimlikli ekipler. İçerde es kaza bir maç verdiler diye deplasmanda turu altın tepside vermezler. Ben bilhassa bir sonraki ilk maçta Oly'den ciddi anlamda dayak bekliyorum. Efes ona karşılık verebilirse -ki hiç sanmıyorum- bir şansı olabilir, sinerlerse turu İstanbul'da bile alabilir Olympiacos. Real'in zaten kalibresi belli, 3 sene final oynadıktan sonra geçen yıl son 4'e bile kalamamışlardı, bu sene de aynı şeye izin vereceklerini sanmıyorum.
Fener ise başka bir olay. Kıskansak da saygı duymak lazım. Adamlar iyiden iyiye clutch bir hale döndüler. Ne zaman ihtiyaçları olsa Avrupa'nın 1 numaralı takımına dönüşüyorlar. Tabii başta Obradovic gibi adam varken bu çok şaşırtıcı gelmiyor ama adamın Bogdanovic, Kalinic, Dixon gibi özel hayatında pervasız adamları parkeye inince birer askere çevirmesi takdire şayan. Saha yönetimi, kadro mühendisliği başka bir olay da adamın insan yönetimi Avrupa'da 2. bir koçta yok. Kabul etsek de etmesek de Fenerbahçe uzun süre buralardan inmeyecek. Bu işi bozsa bozsa ilk 2 senedeki nispeten başarısızlığı nedeniyle Obra'yı kovup Aziz bozardı, artık o tren de kaçtı. Şu saatte Obradovic, Fenerbahçe içinde Aziz'den bile yükseğe çıktı. Günün basketbolunda hemen herkes belli oyun yapısıyla, doğru pace and space'le oynuyor. Bundan 10 yıl önce taktiksel zenginlik 1 numaraydı ama günün sporunda, bilhassa yeni gelen milenyum nesli düşünülürse insan yönetimi ve sorun çözme becerisi bir koç için çok daha önemli aldı. Bu eksiğini yönetim ya da koç tarafından kapatamayan takımlar da aynı bizim gibi her yıl sezon içinde 10 farklı sorun yaşamaya mahkumdur. Biz bu eksiğimizi kapatamadığımız sürece bizden başka her takımı, Edirne'nin arkasında izlemeye devam ederiz.
Fener ise başka bir olay. Kıskansak da saygı duymak lazım. Adamlar iyiden iyiye clutch bir hale döndüler. Ne zaman ihtiyaçları olsa Avrupa'nın 1 numaralı takımına dönüşüyorlar. Tabii başta Obradovic gibi adam varken bu çok şaşırtıcı gelmiyor ama adamın Bogdanovic, Kalinic, Dixon gibi özel hayatında pervasız adamları parkeye inince birer askere çevirmesi takdire şayan. Saha yönetimi, kadro mühendisliği başka bir olay da adamın insan yönetimi Avrupa'da 2. bir koçta yok. Kabul etsek de etmesek de Fenerbahçe uzun süre buralardan inmeyecek. Bu işi bozsa bozsa ilk 2 senedeki nispeten başarısızlığı nedeniyle Obra'yı kovup Aziz bozardı, artık o tren de kaçtı. Şu saatte Obradovic, Fenerbahçe içinde Aziz'den bile yükseğe çıktı. Günün basketbolunda hemen herkes belli oyun yapısıyla, doğru pace and space'le oynuyor. Bundan 10 yıl önce taktiksel zenginlik 1 numaraydı ama günün sporunda, bilhassa yeni gelen milenyum nesli düşünülürse insan yönetimi ve sorun çözme becerisi bir koç için çok daha önemli aldı. Bu eksiğini yönetim ya da koç tarafından kapatamayan takımlar da aynı bizim gibi her yıl sezon içinde 10 farklı sorun yaşamaya mahkumdur. Biz bu eksiğimizi kapatamadığımız sürece bizden başka her takımı, Edirne'nin arkasında izlemeye devam ederiz.
Bende Daçka olsun isterdim ama buralara nasıl geldiği malum.
Ama Blatt'a benim de büyük bir sempatim var.
Türk basketbolu altın dönemini yaşıyor, üç takım Euroleague top 8'de ve hepsinin de final-four şansı var.
Öncelikle Fenerbahçe'den başlayalım... Obradovic'in bu kulübe oturttuğu basketbol kültürü gerçekten Türkiye standartlarında olağanüstü. Bu sezon bir mucize olmazsa üçüncü kez üst üste F4 yapacaklar ve maçların zorluk seviyesi arttıkça gerçek kimliklerini yansıtmaya başlıyorlar. Panathinakos serisi tekrar gösterdi ki, FB'nin kupayı alması kimseyi şaşırtmayacak...
Efes sezon içinde de inişli çıkışlı bir performans gösteriyordu, Olympiakos serisini de istikrarsız oynuyorlar. İlk maçı farklı kaybedip, ikinci maçı kazandılar. Aslında ikinci maçta bile ciddi dalgalanmalar yaşadıklarını gördük. Efes potansiyelli ama, performansını belli bir seviyede stabil hale getirmedikçe F4 yapsa bile CSKA karşısında şansı olduğunu düşünmüyorum.
Gelelim Daçka'ya... Play-off biletini son maçta alsalarda, "kimyager" lakaplı sihirbaz koçları David Blatt hünerlerini göstermeye başladı. İlk maçta basit hatalarla ellerinden kaçırdıkları Real Madrid'i ikinci maçta gerçekten sert ve kararlı bir oyunla deplasmanda yendiler. Basketbol severler hatırlayacaktır, Blatt, Maccabi'yi şampiyon yaptığında da benzer bir senaryo vardı. Gerçekten rakiplerine çok ters gelen ve en üst seviyede sert basketbol oynatan koç Blatt'in ikinci Euroleague şampiyonluğunu yaşaması benim "gizli sürpriz" olarak niteleyebileceğim bir durum. Çünkü eğer İstanbul'da RM'yi eli boş gönderebilirlerse F4 ilk maçında FB'nin işi hiç kolay olmayacaktır.
***
30 maçlık Euroleague'in yeni formatında ligi 11 galibiyet 19 mağlubiyetle 12. sırada bitiren Galatasaray için de birşeyler söyleyelim...
Lige 0-5 gibi felaket bir başlangıç yapan Galatasaray, kurduğu yanlış kadronun bedelini ligin ortasında play-off umutlarına veda ederek ödedi. Play-off'ta oynanan basketbola bakarsanız zaten Galatasaray'ın bu seviyeler için hazır olmadığını görebilirsiniz. Ergin Ataman gibi yumuşak kadrolar kuran, geniş rotasyon kullanamayan, tempo basketboluna uyum sağlayamayan bir koçun yapabileceği maksimum iş buydu ve Galatasaray belirsiz bir süre uzak kalacağı Euroleague'de iz bırakma şansını heba etti. Galatasaray istikrarsız mali tablolaları ve belirsiz yatırımlarıyla bu dalgalanmaları yaşamaya devam edecek gibi görünüyor. Galatasaray taraftarına düşen daha bilinçli ve vizyonlu kulüp yönetimlerinin gelmesini beklemek ve bu yolda çabalamak olmalı...
Öncelikle Fenerbahçe'den başlayalım... Obradovic'in bu kulübe oturttuğu basketbol kültürü gerçekten Türkiye standartlarında olağanüstü. Bu sezon bir mucize olmazsa üçüncü kez üst üste F4 yapacaklar ve maçların zorluk seviyesi arttıkça gerçek kimliklerini yansıtmaya başlıyorlar. Panathinakos serisi tekrar gösterdi ki, FB'nin kupayı alması kimseyi şaşırtmayacak...
Efes sezon içinde de inişli çıkışlı bir performans gösteriyordu, Olympiakos serisini de istikrarsız oynuyorlar. İlk maçı farklı kaybedip, ikinci maçı kazandılar. Aslında ikinci maçta bile ciddi dalgalanmalar yaşadıklarını gördük. Efes potansiyelli ama, performansını belli bir seviyede stabil hale getirmedikçe F4 yapsa bile CSKA karşısında şansı olduğunu düşünmüyorum.
Gelelim Daçka'ya... Play-off biletini son maçta alsalarda, "kimyager" lakaplı sihirbaz koçları David Blatt hünerlerini göstermeye başladı. İlk maçta basit hatalarla ellerinden kaçırdıkları Real Madrid'i ikinci maçta gerçekten sert ve kararlı bir oyunla deplasmanda yendiler. Basketbol severler hatırlayacaktır, Blatt, Maccabi'yi şampiyon yaptığında da benzer bir senaryo vardı. Gerçekten rakiplerine çok ters gelen ve en üst seviyede sert basketbol oynatan koç Blatt'in ikinci Euroleague şampiyonluğunu yaşaması benim "gizli sürpriz" olarak niteleyebileceğim bir durum. Çünkü eğer İstanbul'da RM'yi eli boş gönderebilirlerse F4 ilk maçında FB'nin işi hiç kolay olmayacaktır.
***
30 maçlık Euroleague'in yeni formatında ligi 11 galibiyet 19 mağlubiyetle 12. sırada bitiren Galatasaray için de birşeyler söyleyelim...
Lige 0-5 gibi felaket bir başlangıç yapan Galatasaray, kurduğu yanlış kadronun bedelini ligin ortasında play-off umutlarına veda ederek ödedi. Play-off'ta oynanan basketbola bakarsanız zaten Galatasaray'ın bu seviyeler için hazır olmadığını görebilirsiniz. Ergin Ataman gibi yumuşak kadrolar kuran, geniş rotasyon kullanamayan, tempo basketboluna uyum sağlayamayan bir koçun yapabileceği maksimum iş buydu ve Galatasaray belirsiz bir süre uzak kalacağı Euroleague'de iz bırakma şansını heba etti. Galatasaray istikrarsız mali tablolaları ve belirsiz yatırımlarıyla bu dalgalanmaları yaşamaya devam edecek gibi görünüyor. Galatasaray taraftarına düşen daha bilinçli ve vizyonlu kulüp yönetimlerinin gelmesini beklemek ve bu yolda çabalamak olmalı...
Samimi yorumun için teşekkür ederim. İçtenlikle söylüyorum ki sizinde buralarda olmanızı isterdim.
Bir şeyi merak ettim, Bogdanovic, Kalinic ve Dixon ın özel hayatlarında pervasız olduğunu neye dayanarak söyledin yada tam olarak anlayamamış olabilirim, ne demek istedin pervasız kelimesiyle ?
Obradovic, Perasovic ve Blatt, rakiplerin üç koçuna da kenarda ağır basıyor.
İstanbul'da bu seriler bitecek inşAllah...
İstanbul'da bu seriler bitecek inşAllah...
Bora
0
Toplum olarak bir takımı iki maçta yerin dibine de sokabiliyoruz, göklere de çıkartabiliyoruz. Hemen her takım taraftarında bu tavır mevcut. Fener de iki maç kazanınca hemen şampiyon ilan ilan edilmiş. Hatta kadrosu en iyi kadro olmuş. Saha dezavantajına karşın Pao'yu elemek büyük iş, ancak bu seride Fb ve Obra faktörü kadar Pasqual faktörü de etkili oldu. İki maçta da takımı çok kötü yönetti. Pao başkanı da Pasqual'i eleştirmiş zaten. Şu kadroyu Ataman'a versen, Oaka'da en az bir maç alırdı. Bogdanovic ve Udoh da seriyi domine eden isimlerdi. Çok büyük oynadılar. Pao bu iki isme çözüm üretemedi.
Efes ve Daçka'nın deplasmanda seriyi 1-1'e getirmesi takdir edilesi bir durum. Ancak iki takım için de net bir ev sahibi avantajından bahsetmek mümkün değil. İstanbul'daki maçlar da her sonuca açık. Bu yüzden Real ve Oly'nin hala serinin favorisi olduğunu düşünüyorum. Umarım yanılırım. Cska ise seriyi 2-0 yapmasına karşın, oynadığı oyunla F4 öncesi pek güven vermiyor.
Efes ve Daçka'nın deplasmanda seriyi 1-1'e getirmesi takdir edilesi bir durum. Ancak iki takım için de net bir ev sahibi avantajından bahsetmek mümkün değil. İstanbul'daki maçlar da her sonuca açık. Bu yüzden Real ve Oly'nin hala serinin favorisi olduğunu düşünüyorum. Umarım yanılırım. Cska ise seriyi 2-0 yapmasına karşın, oynadığı oyunla F4 öncesi pek güven vermiyor.