Son 1 dakikayı da kafayı vererek oynasak 93-83 gibi bir skorla bitecekti,izlemeyen insanlar muhtemelen ''bu takım Final Four adayı mı?'' diye düşünecekti.Fakat işin aslı Real Madrid'in basit savunma alışkanlıkları ve hücumda ağır tempo set dışında aktif dinlenmesinden ibaret.Farkın 11-12'ye geldiği bölümleri Pablo Laso dışında problem eden olmadı zaten.
Maçın kopmadığı bölüme dairse söylenebilecek yegane şey ikinci 5'in 11-12 dakika kafa kafaya giden maçı 3-4 dakikada 15 sınırına getirmesi.Pocius'a topu iki kere yer vur,sonrasında kaldır at diyemeyiz.Dersek de en fazla bu çıkar ortaya.Atletizm anlamında,enerji anlamında eksik olduğumuzu hep konuşuyoruz.Hal böyleyken Justin Carter'ın en azından minimal rollerle Euroleague oyuncusuna dönüşmesi,Young'ın da fundemental olarak biraz daha kabul edilebilir seviyeye gelmesi şart.
Erceg transferine karşıydım.Zira o dönem Gordon-Markoishvili gibi bir ön alan,pota altında ise kağıt üzerinde Ndong'un ikamesi vardı.Yani Erceg'in yerine farklı 4 numara tercihiyle Top 8'in saygın bir takımına dönüşebilir miyiz sorusu somuttu.Bugünse Erceg'in abartılı hücum performansları olmazsa bu grupta her deplasmanda otururuz,skor olarak fazla çizmesek diye enstantanelere kafa patlatırız.O sebeple Erceg sorusu bugünün işi değil bence.