Yani hayatını Galatasaray'a göre kuran, yenildiğinde dünyanın en mutsuz insanı olan birini bu takımın maç gününü karıştıracak, hatta en müsait zamanında o maçın bir dakikasını bile izlemeyecek hale getirmek, bu takımı bu kadar rezalet oynatmaktan daha büyük başarı. Bunu bir maharet olarak söylemiyorum pek tabi, sadece yaşam tarzım bu. Bir takdir beklentisi değil.
2013 yılından beri bilfiil bu dünyada nefret ettiğim 3 insandan birisin. Bu hiçbir zaman değişmeyecek. Biliyorum kimsenin umrunda da değil. Alınacak hiçbir kupa da bunu değiştirmeyecek. Sezon sonu şampiyon olursak, düşüncemden farklı bir şey yazarsam, bunu da suratıma vurursunuz diye yazıyorum yoksa lafı uzatmak değil derdim.
Burası öyle bir ülke ki, Galatasaray o kadar büyük ki. Seni zamanında yanında gezdiğin insanlara karşı, onların devamlarına karşı, bu ligde düzen kurmak isteyenlere karşı savunmak zorunda bırakıyor beni, o stada gittiğimde aynı havayı soluyor olmaya bile katlanmak zorunda kalıyorum. Galatasaray o kadar büyük işte benim için, kazandığı bütün kupalardan bağımsız.
Yani ben burda ne yazarsam yazayım, bu takım haftaya değişmeyecek, futbol düzelmeyecek, oynamayan adamlar oynamaya başlamayacak. Çok şey yazmaya girdim ama hiçbir şey yazmadan bırakıyorum. Seni de en fazla tebrik ederim bunun için.
Hiçbir şekilde memnun edemiyoruz seni. Dünyanın topçusu gelse, dünyanın en kolay grubuna da düşsen yine bi şekilde bi şeylere itiraz ediyorsun. Dünyanın kupasını almana rağmen, neden eleştiriyoruz belki bi şekil anlatmamıza yardımcı olur. Her şeyi unuturum ama "keşke uefa bizi almasaydı.'' demenin utancını yaşamanı umuyorum sadece.
Ha anlaştığımız bir nokta varmış en azından. Bu sevindirici.