Fatih Terim

Bir çok kişinin Galatasaray'lı olmasına vesile olan bu adamı nerdeyse Galatasaray düşmanı yapacak olanlar var.
Fatih Hocam alacağı kupa ve şampiyonluklar ile gerekli cevabı verecektir.
Onları yine gururlandıracak ve mutlu edecektir😊
 
Hocayı transferler üzerinden eleştiremem. Bu yaz doğru transferler yaptık, Babel-Nzonzi-Lemina-Seri-Falcao-Andone ve kısıtlı yerli rotasyonunu zenginleştirdik. Mariano-Nagatomo için soru işaretleri olsa da niye kaldılar takımda diyemezdim. Diagne bile yanlışları kadar doğruları da olan bir transferdi (ondan verim almayı beceremedik, Falcao da aynı kaderi paylaşıyor). Zira şampiyonluğa katkı sağladı.

Şampiyonluklara rağmen 2 senedir takım tat vermiyor. Burada kusuru hoca da arıyorum, nitekim bu sene elindeki iyi kadrodan dahi verim alamıyor. Sistemine uygun bir kadro yapılanması yok ama bu kadroya uygun bir sistem kurarsan zaten TR'yi rahat götürür, ECL'de de bu kadar rezil olmaz.
Hocanın gitmesi ile sorunların çözüleceğini zannetmiyorum. Çünkü mevcut yönetim Terim sonrası Hamzaoğlu ayarında birini getirebilir.
Bizim taraftar grupları Terim harici hocalara çok sabırlı değil, Bu yüzden yapılanma, proje, uzun vadeli takım kurma gibi planlarla birini getirirsek (ki en iyilerden bile olsa) başarısızlıkta hemen gönderilmesi yönünde söylentiler başlar.
Eğer Fatih Terim bu sene kalırsa ve takım rezil olursa bundan uzun vadede fayda da görebiliriz. Çünkü Terim'in gözden düşmesiyle sonrasında gelen hocanın taraftar gözünde kredisi biraz daha fazla olur. Çünkü Terim'in potansiyel kurtarıcı (!) imajı hocalar üzerinde baskı oluşmasına zemin hazırlıyor.

Kazandırdığı 8 şampiyonluğa da, UEFA kupasına da saygım var, Terim karşıtı biri de değilim ama halihazırda bize zarar veriyor.
 
Fatih Hoca sadece kazandıklarıyla anılıyor ama gidişlerinde yarattığı bunalımı ve özellikle başarısız olduğu ikinci gidişi sonrası takıma verdiği maddi zararı kimse konuşmuyor. 2002-2010 yılları arasında bildiğiniz tüm şubelerde dibe vurduk.

Bu takımın başına daha birkaç sezon önce Mustafa Denizli getirildi, taraftar ses etmedi. Hiçbir kariyeri olmayan Tudor'u bildiğin taraftar getirtti. Milli Takım'ı batıran Terim'i kurtarıcı diye yine taraftar istedi. O da geldiğinden beridir bir Ocak bir Temmuz diyor, ortada oyun namına bir şey yok, sezon sonlarında bir kaos oluyor ve oradan bir şekilde çıkarsak başarı sayılıyor. Takımda iskelet kuralım derken yaş ortalaması 30'larda. Günümüzde koşarak oynanan futbol yerine hala pasa dayalı bir oyun kurgulatılmaya çalışılıyor. Takımda kimse boşa kaçmadığı, pas almadığı için sürekli geri pas yapılıyor. Futbolun F'sinden anlayan adam problemin futbolcularda değil tamamen hocada olduğunu anlıyor zaten, uzun uzun yazmaya gerek yok.
 
Yukarıda görüldüğü üzere iki senede 24 oyuncu transfer edilmiş ama hala takımın iskeleti yok, şaka gibi. Normal ve başka biri bu durumda ihanetten sorgulanır.
 
Yok artık :)
24 oyuncu gelmiş bunların 9 tanesi kiralık 7 tanesi bonservissiz oyuncu. Aslında neden bir iskelet kuramadigimizin göstergesi de burada. Kiralık oyuncularla yola çıktıkça her sene sil baştan yapiyoruz.
Şimdi devre arası ya da seneye de aynı durum olacak.

Bu sene tüm bu olumsuzluklara rağmen iyi kadro kuruldu. Hiç bir şey bu kötü futbolun bahanesi değil. Ama transfer üzerinden vurulması doğru gelmiyor bana.
 
Bazen sevgi yetmiyor, olmuyor yani. İnsan ilişkilerinde de böyle, kadın erkek ilişkilerinde de böyle, iş ilişkilerinde de böyle. Bunu büyütüp yok mazideki 8 kupayı bilmem neyi unutmayın demenin manası yok ki. Zaten unutan da yok, hakkını misli misli verdik. Buraya faturayı uzun uzun yazdırmayın şimdi. Her ağır mağlubiyet sonrası havaalanı doldu taştı çiçeklerle, storelara akın edildi vs.. E Selçuk’un da en kritik sezonlarda verdiği muazzam katkılar var asist ve goller olarak. O zaman 40 a kadar da ona sözleşme yapalım, ki yıllardır ahde vefa diye tutuyoruz verdiği(veremediği) katkı ortada.
Olmuyor işte, iki gündür de değil iki yıldır söylüyoruz bunu.
 
Bu adamın istifa kelimesini ağzına almaması bile, ne kadar büyük bir sorunun kucağında olduğumuzun resmidir!

Diagne olayını herkes okumuştur, adam orada da penaltı topunu çalıyor ama atamadı, peki sonrasında ne oldu, kodro dışı!...

Bizde 3 farklı adamdan topu gaspetti hatta birini dövecekti de, itmekle yetinmişti, Terim bey çıkıp "olur böyle şeyler dedi"; Avrupa'daki insanlar bu mesleği profesyonel seviyede yapıyor ancak Terim bey 100 kupa da alsa, bu pişkinlik ve kibirinden taviz vermez!

2 hafta evvel 17, 18 yaş diyordu ama hangi adamları sahada gördük, Ahmet, Ömerler...

Bugün inşeAllah puan kaybı olur da artık istifa eder yoksa bu kafa ve oyunla Ocak'a kadar dayanılmaz! Galibiyet olursa, bizim için sadece sonun ötelemesi olur!
 
9 Kiralık 7 tane bonservissiz kaç oyuncu etti?

9+7: 16 oyuncu

24-16: 8 oyuncu (bonservis vermişiz)

Nagatomo 3,5 Milyon Euro (1+2,5)
Marcao: 4 Milyon Euro
Emre Akbaba: 4 Milyon Euro
Lyuindama: 8 Milyon Euro
Diagne: 13 Milyon Euro
Ömer Bayram: 400 bin Euro
Valetine: 300 bin euro

33,2 Milyon Euro bonservis ödemişiz. (Mesela Diagne'yi almadan, Haaland'ı 5-6 Milyon Euro'ya alabilirdik) :)

Bir takım sahaya 11 oyuncu ile çıkar;

Bonservis verdiğimiz 8 oyuncudan sadece Lyundiama'yı iskelet olarak görebiliyorum.

Müthiş başarı.
 
Bonservis verdiğimiz oyunculardan Lyundiama-Marcao-Emre ( 16m€ ) gayet de bir takımın iskeletin de olacak ve sana sonraki satışlarından kâr elde ettirecek isimler.
İnşallah Emre sakatlıktan güçlü şekilde dönebilir.

Diagne transferini de herkes biliyordur diye umuyorum. Hocanın istediği oyuncu almak için bir transfer dönemi uğraşıp son gününde eli boş dönen yönetimin Kasımpaşa'nin kucağına oturması.

Haland için de güzel yazmışsın da o treni de elimizden kaçırdık diye hatırlıyorum. Fatih Terim döneminden önce bile olabilir tam hatırlamıyorum. Kulübü ile anlaşılmışken ödeme planına takılıyoruz. Salzburg peşin para vererek oyuncuyu alıyor. Kaçan balık büyük oldu.

Transfer donemlerinde hocanın iki hatası var. Birincisi Nagatomo ikincisi Babel. 2 oyuncu yerine de genç isimler tercih edilmeliydi bence.
 
Bonservis verdiğimiz oyunculardan Lyundiama-Marcao-Emre ( 16m€ ) gayet de bir takımın iskeletin de olacak ve sana sonraki satışlarından kâr elde ettirecek isimler.
İnşallah Emre sakatlıktan güçlü şekilde dönebilir.

Diagne transferini de herkes biliyordur diye umuyorum. Hocanın istediği oyuncu almak için bir transfer dönemi uğraşıp son gününde eli boş dönen yönetimin Kasımpaşa'nin kucağına oturması.

Haland için de güzel yazmışsın da o treni de elimizden kaçırdık diye hatırlıyorum. Fatih Terim döneminden önce bile olabilir tam hatırlamıyorum. Kulübü ile anlaşılmışken ödeme planına takılıyoruz. Salzburg peşin para vererek oyuncuyu alıyor. Kaçan balık büyük oldu.

Transfer donemlerinde hocanın iki hatası var. Birincisi Nagatomo ikincisi Babel. 2 oyuncu yerine de genç isimler tercih edilmeliydi bence.

3.hatası da bence Linnes yerine Mariano'yu tercih etmesiydi...
 
3.hatası da bence Linnes yerine Mariano'yu tercih etmesiydi...

Bence Linnes yerine Yuto'yu seçmesiydi. Şu an takımda Yuto kadar pozisyonsuz, faydasız oyuncu yok. Çok ufak ihtimal fiziğine rağmen hava toplarındaki becerisiyle sol stoper oynayabilir 3'lüde, başka hiçbir yaraya merhem olmaz bugünkü futbolcu özellikleriyle. Devre arası onu gönderip Linnes'i kadroya yazmak lazım. Mariano en azından 3-5-2'de kontratını bitirecek kadar fayda getiriyor.
 
Şu an yönetimin Fatih Hoca'yı göndermesi mümkün değil çünkü onlar da kendilerini Fatih Hoca'ya bağladılar. Terim de politika konusunda başarılı ve Türk insanını gütmeyi iyi biliyor. Geldiğinden beri ligin açık ara en fazla kazanan hocası-ki gayet normal aslında çünkü en kariyerli hoca da o- ve buna rağmen 1905 lira muhabbeti filan döndürebiliyor. Kulübün tazminat ödeyecek durumu yok, yerine de yine Tudor gibi bir tip veya Rijkaard gibi Cruyff'un gölgesi kontenjanından hoca olmuş bir adam gelir en fazla.

Fatih Hoca'nın demeçlerinden benim anladığım ya gerçeklik algısının çok zayıf olduğu ya da zaman kazanmaya çalıştığı yönünde. Futbolda 5-6 sene çok uzun bir süre ve Fatih Hoca en az o kadar süredir ne bizde ne de Milli Takım'da bir şey ortaya koyamadı. FFP'ye rağmen Türkiye şartlarında oldukça iyi transferler yapıldı, ödenen bonservisler-Diagne, Luyindama vs...- bile az değil ve maaş açısından ligin muhtemelen en fazla ödeyen takımı olabiliriz. Buna rağmen transferler tek tek bakıldığında iyi olsa da kimya ve kadro mühendisliği çok kötü. Hoca desen tuhaf ısrarlarına devam ediyor, bu takım benim oynatmak istediğim futbolu oynayamaz diyor. Bence kör olmayan herkes Terim geldiğinden beridir bir şey oynamadığımızın farkındadır. Özellikle Avrupa maçları-kazandığımız tek maç olan ilk Lokomotiv maçı dahil- onur kırıcı oluyor. Yani daha önceki yönetimler de kötü hocalar getirdi. Cenk Ergün transferleriyle bir yere kadar gelebilen Tudor'u mesela işsiz kalan Terim'in lobisi göndertti daha sezonun yarısında. Hamza'yı Terim getirdi taraftar götürdü, Prandelli'ye 3 gün tahammül edemedik ve takımdaki yeniçerilere kurban ettik. Riekerink tuhaf şekilde gelip gitti, Rijkaard tam tersi hocalıkla alakası olmadığı halde sırf ismiyle geldi ve en son Arabistan'da bu işle alakasının olmadığını anlayıp bıraktı.

Bizim ligin dinamikleri çok farklı ve strese dayanamayan dökülüyor. Fatih Hoca bu konuda iyi olsa da insan ne yaptığını bilen ve bir şeyler yapan oyuncu topluluğu görmek istiyor, Avrupa'da başarı bekliyor. Türkiye'de ne yazık ki insanlar çok sabırsız. Lucescu Radu Niculescu gibi 50 bin dolarlık adamlarla CL-Lig birlikte götürüyordu ama önceki sezonki ikinciliği yüzünden Terim geliyor diye gönderildi, sonuç: İkinci Fatih Terim döneminin getirdiği sportif-finansal yıkım öyle büyük oldu ki basketbolda filan bile küme düşüyorduk. Hagi de ilk gelişinde takımı iyi oynatmıştı ama sezon sonundaki strese dayanamayarak kırıldı ve gönderildi. Mancini desen kendi gitti gerçi, zaten öyle de olmalı. Büyük hoca kendi vizyonunu dayatır, karşılanmazsa gider. Fenerbahçe de Avrupa'da tek başarılı sezonunu geçirdiği yıl ligde biz şampiyon olduk diye Zico'yu göndermişti, o gün bugündür toparlayamadılar. Bizim de ihtiyacımız iyi bir hoca. Özellikle bu dönemde bilançoyu toparlayana kadar CL'ye gidebilmek çok önemli. Fatih Hoca'yı ne gönderecek güçte bir yönetim ne de takımın başına iyi bir hoca getirecek vizyon var. O yüzden bence en iyisi Fatih Terim'in artık kötü bir hoca ama iyi bir Galatasaraylı olduğunu hatırlayıp kulübe başkan yardımcısı filan olması :) Yoksa o 90 dakikalar bitmek bilmeyecek.
 
Burda asıl sorun şu. Başka hoca gelip 3 maç kazanamadığında kıyamet kopar, tesislerde hocaya ayar verilir. Futbolcu, hoca ıslıklanır, Terim döneminde ise bunları yapanlar bu sefer sevgi kelebeği olur. Takima hocaya full destek der. Bunu söyleyince argüman ayni, baska hocalarla terimi kiyasliyorsunuz.

Hocalık kısmını geçiyorum. Başarılarını tartışacak değilim ama ben Fatih Terim'in bu hayatta inandığı şeyi merak ediyorum. Adaletsiz dediği insanlarla gülerek poz vermek, altımı oydular dediği oyuncularla kamera önünde poz kesmek açıkçası normal gelmiyor bana.

CM oynamaya başladığım yıllarda maç motorundan pek anlamazdim, sıkıcı gelirdi. Maçlarda tatile git yapar, Transfer donemlerine atlardim hep. Galatasaray'ın şu an durumu bu şekilde.

Fatih Terim hayatında özeleştiri yapmayan, kendisine birazcık muhalefet edeni yanından uzaklaştıran, kendisine ses cikarmayanları yaninda tutan birisi. Bu ülkede bu tarz kişilerden gecilmiyor maalesef. Kader diyelim.
 
Allah seni başımızdan eksik etsin. Yeter artık.

Ömür boyu senin kaprislerinle uğraşacak kadar vaktimiz yok. Hep birileri suçlu, sen hep günahsızsın. Kibir, ego tavan. Nasıl olsa takımı kümeye düşürsen "oooo aslan hocam" diyecek değişik bir kitle de var arkanda, hayat sana güzel.
 
Galatasaray’a en çok yakışan isim, en çok seven isim, sevilen isim, sevdiğim isim.. Ama iş başka aşk başka. Sonrasında böyle 1/14 gibi onu da Galatasaray’ı da bizi de yaralayacak tablolar çıkıyor ortaya. Olmuyor yani, olacak gibi de durmuyor.
 
Fatih hocamızı severim ama bence en geç sezon sonunda görevi bırakmalı, biraz dinlenmeli ve istiyorsa başkanlığa hazırlanmalı bundan sonra. Sonuç olarak Fatih hocamız genelde başarılıdır ama futbolda sonuç kadar ki benim için sonuçtan da daha çok süreç önemlidir. Takım iki senedir top filan oynamıyor. Şampiyonluklar her şeyin üstünü kapatıyor. İyi oyun doğru oyun çağdaş futbol en az sonuç kadar önemli benim için. Bir karar vermemiz lazım Galatasaray olarak hedefimiz Avrupa’da başarı iyi futbol mu yoksa yerel ligde şampiyonluk yeterli mi ? Yeterli deniyorsa Fatih hoca zaten bu konuda çok iyi ama yetmemeli.

yönetime gelince Fatih hocayı severim ama yönetimi sevmem mesela. Onlar da sonuçlar kupalara sığınıp hiç ağlamasınlar. Dursun Özbek’le beraber kim en kötüde yarışırlar. Bir an önce görevi bırakıp Galatasaray’ın yakasından düşmeliler. Yeterince pr yaptılar ticaretlerine dönsünler.
 

Üst