Galatasaray Voleybol Şubesi Haberleri

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
vallahı Lioubov Sokolova yıda transfer ettiler ya. isimiz cok zorlastı yine.umutlar lıg baslamadan azaldımı ne....transferde atakta yok takımlarımızda malesefki.acıbadem anlasılan bu takımı sampiyonlar ligi sampıyonu yapacak oyle gozukuyo.yıne destek acıbademden yıne sokolova resmının yanında acıbadem baskanı..Gamova Sashkova Osmokroviç yanı yapacak bısey yok
 
Djerisilo ile yeniden anlaşıldı

Yeni sezon transfer çalışmalarına başlayan Galatasaray, geçtiğimiz sezon forma giyen Sırp oyuncu Ivana Djerisilo ile yeni sezon için prensipte anlaşmaya vardı.
Yeni sezon transfer çalışmalarına başlayan Galatasaray Bayan Takımı, geçtiğimiz sezon iyi performans sergileyen Sırp oyuncusu Ivana Drejisilo ile prensipte anlaştı. Galatasaray ile Drejisilo arasındaki resmi imzanın önümüzdeki günlerde atılması bekleniyor.

Galatasaray, beklediği verimi alamadığı Brezilyalı oyuncu Valeska Menezes ile yolları ayırırken, diğer Sırp oyuncu Natasa Krsmanovic'in kalıp kalmayacağı da henüz netleşmedi.

Ivana Drejisilo / Kariyer:
69 kez Sırbistan Milli Takımı'nda oynayan 1983 doğumlu ve 1.85 boyundaki oyuncu, ülkesinde Kızılyıldız, İtalya'da Vicenza, İsviçre'de Volero Zurich, Romanya'da Metal Galati ve ülkemizde Eczacıbaşı formalarını giydi. Djerisilo ayrıca Sırbistan Milli Takımı ile birlikte 2006 Dünya Şampiyonası'nda bronz madalya kazandı.
http://www.voleybolmagazin.com/haber.php?h=460
 
Voleyboldaki rekabette artık maddi kaynak çok önemli hale geldi. Eskiden sırf altyapı yatırımıyla çok büyük bütçeler oluşturmadan bir iki ilave oyuncu transferi yaparak bir yerlere gelmek mümkündü. Şu anki durumda böyle bir şey imkansız. Eczacıbaşı bile altyapıyı bırakıp yaşına başına bakmadan yetişmiş oyunculara (Aysun, Natalia, Elif, Neslihan) dönüyor. Yani denk bütçeler olmadan bu branşta dördüncülükten yukarı çıkma ihtimalimiz yok.

Erkeklerde rekabet zaten çok daha yoğun. Buradaki bütçeler çok daha büyük. Voleybolda eğer bir birleşme veya sürpriz bir sponsor falan olmadığı sürece orta vadede çok bir şey beklememek lazım diye düşünüyorum. Erkeklerde de bayanlarda da.

Telekom Arena bitince çoğunluğun düşündüğünün aksine ben bu branşların çok güçleneceğini de sanmıyorum. Fener temel branşlarda sadece erkek voleybol ve bayan basketbolu kendi kaynaklarıyla finanse ediyor. Asıl parayı yutan erkek basket ve bayan voleybolu sponsorlar karşılıyor. Bütçenin kalan kısmı da göz önünde olmayan diğer branşlara aktarılıyor. Biz en azından bir iki branşa sponsor bulamadığımız sürece staddan gelen gelirleri ki ne kadarı futbol dışı branşlarda kullanılabilir o kısmı da belli değil Fenere göre daha fazla branşa bölmek zorunda kalacağız. Bunlarıda hesaba katalım. Tabi bi de onların salon projesi var. Oradan da direkt salon sporlarına yatırabilecekleri sağlam bir gelir kapısı edinecekler şüphesiz. Yani sadece Telekom Arena çözüm değil.

Biz malesef bazı şeyleri yapmakta çok geç kaldık bu yüzden şu önümüzdeki 3-4 yıl yapacağımız tüm hamleler rakiplerle aramızdaki farkı kapatmak için olacak. Bence Fener de bu branşlara iyi yatırım yapmasına rağmen bunu ülke sınırları dışına taşıyabilecek, en azından kupa kazandıracak kritik eşiklerde hep yanlış adımlar attılar. Vizyonları yerel rekabeti domine etmekten öteye gitmedi. Anca bu yıl bayan voleybolla biraz uyandılar ama belli ki bu işin tadını aldılar. Seneye iki ayrı branşta Avrupada hemde en üst seviyede şampiyonluk kovalayacaklar. Erkek voleybol için de iddialılar ama orada avuçlarını yalarlar. Biz iş işten geçmeden bir an önce oturaklı bir plan program yapmalıyız. Herkes voleybolda yeniden yapılanmadan bahsediyor ama bizim yapılanmada olduğumuz falan yok. Sadece Fenerin bu kadar öne çıkması sonucu dostlar alışverişte görsünler misali bir şeyler yapıyormuşuz gibi davranıyoruz o kadar. Bu düşünceyle gidersek Telekom Arena bitse de bu branşlarda elle tutulur bir şey olmaz. Benim şahsi görüşüm budur.
 
serdaryılmaz' Alıntı:
Voleyboldaki rekabette artık maddi kaynak çok önemli hale geldi. Eskiden sırf altyapı yatırımıyla çok büyük bütçeler oluşturmadan bir iki ilave oyuncu transferi yaparak bir yerlere gelmek mümkündü. Şu anki durumda böyle bir şey imkansız. Eczacıbaşı bile altyapıyı bırakıp yaşına başına bakmadan yetişmiş oyunculara (Aysun, Natalia, Elif, Neslihan) dönüyor. Yani denk bütçeler olmadan bu branşta dördüncülükten yukarı çıkma ihtimalimiz yok.

Erkeklerde rekabet zaten çok daha yoğun. Buradaki bütçeler çok daha büyük. Voleybolda eğer bir birleşme veya sürpriz bir sponsor falan olmadığı sürece orta vadede çok bir şey beklememek lazım diye düşünüyorum. Erkeklerde de bayanlarda da.

Telekom Arena bitince çoğunluğun düşündüğünün aksine ben bu branşların çok güçleneceğini de sanmıyorum. Fener temel branşlarda sadece erkek voleybol ve bayan basketbolu kendi kaynaklarıyla finanse ediyor. Asıl parayı yutan erkek basket ve bayan voleybolu sponsorlar karşılıyor. Bütçenin kalan kısmı da göz önünde olmayan diğer branşlara aktarılıyor. Biz en azından bir iki branşa sponsor bulamadığımız sürece staddan gelen gelirleri ki ne kadarı futbol dışı branşlarda kullanılabilir o kısmı da belli değil Fenere göre daha fazla branşa bölmek zorunda kalacağız. Bunlarıda hesaba katalım. Tabi bi de onların salon projesi var. Oradan da direkt salon sporlarına yatırabilecekleri sağlam bir gelir kapısı edinecekler şüphesiz. Yani sadece Telekom Arena çözüm değil.

Biz malesef bazı şeyleri yapmakta çok geç kaldık bu yüzden şu önümüzdeki 3-4 yıl yapacağımız tüm hamleler rakiplerle aramızdaki farkı kapatmak için olacak. Bence Fener de bu branşlara iyi yatırım yapmasına rağmen bunu ülke sınırları dışına taşıyabilecek, en azından kupa kazandıracak kritik eşiklerde hep yanlış adımlar attılar. Vizyonları yerel rekabeti domine etmekten öteye gitmedi. Anca bu yıl bayan voleybolla biraz uyandılar ama belli ki bu işin tadını aldılar. Seneye iki ayrı branşta Avrupada hemde en üst seviyede şampiyonluk kovalayacaklar. Erkek voleybol için de iddialılar ama orada avuçlarını yalarlar. Biz iş işten geçmeden bir an önce oturaklı bir plan program yapmalıyız. Herkes voleybolda yeniden yapılanmadan bahsediyor ama bizim yapılanmada olduğumuz falan yok. Sadece Fenerin bu kadar öne çıkması sonucu dostlar alışverişte görsünler misali bir şeyler yapıyormuşuz gibi davranıyoruz o kadar. Bu düşünceyle gidersek Telekom Arena bitse de bu branşlarda elle tutulur bir şey olmaz. Benim şahsi görüşüm budur.

Neredeyse tamamına katılıyorum. Ve bir sonraki mesajıma yorumlarımı yazıyorum :)
 
Bilgisayarın başına Orkun Darnel'in Marmara Üniversitesi'nde yaptığı konuşmayla ilgili yorum yazmak için oturdum. Serdar Yılmaz'ın neredeyse tamamına katıldığım yorumununu görünce birkaç cümle daha eklemek gerektiğini düşündüm.
Orkun Darnel'in açıklamaları samimi olmuş. Belki de bize samimi açıklamalar değil umut verilmesi gerekiyordu. Kendisi umut taşıyorsa da şu gidişatın fazla umut vadettiğini söylemek mümkün değil. Sorun Fenerbahçe'nin bu branşlarda güçlenmesi değil aslında. Rahatsızlığımız bir süreden beri vardı ancak FB'nin başarıları bunu iyice açığa çıkarttı. Önceden bu sporlara ilgi göstermeyen taraftarlarımızdan bazıları da 'biz ne yapıyoruz yahu' demeye başladılar. Çünkü; Fenerbahçe'nin elde ettiği başarı küçük görülecek bir başarı değil. Bizim 20 yıl kadar önce direkten döndüğümüz, üç ana branşta birden şampiyonluğa ulaşmak üzereler. Hem de bunlara bayan takımlarını da ekleyerek.
Özellikle Ntv'nin sitesinde haberlere yapılan yorumlarda genelde belirttiğim bir düşünce vardı. Serdar Bey, burada ona değinmiş. Aslında Fenerbahçe yıllardır Galatasaray'sız bir ligde at koşturdu ve bunu başarı olarak görmek pek de mümkün değil. Türkiye ölçekli düşündüler. Avrupa'da başarıyı düşünmediler. Rakiplerinin de olmaması onları da uyuttu açıkçası. 10 yıldır taraftarlı rakiplerinin olmadığı branşlarda, biraz da iyi lobi yaptıkları için Türkiye'de başarı kazandılar. Efes Pilsen, Ziraat, Vakıfbank ya da Mersin BB. Bu takımların hangisiyle karşılaşsanız, eğer kadro dengeniz varsa, maça 1-0 önde başlarsınız. Çünkü Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ismi bile zaten maçın kazanılmasına yetiyor çoğu zaman. Sonuçta Fenerbahçe'nin bu yılki bayan voleybol takımı dışında başarılı bir iş yaptığına inanmıyorum. Bayan voleybolda da biraz şanslı olmalarının kendilerini final-four'a kadar getirdiğini düşünüyorum. Ancak, evet, artık bunun tadını aldılar. Şimdi üstüne koyarak özellikle iki branşta, kadın voleybol ve basketbolda, Avrupa'da zirveye oynayabilecek yapıyı oluşturdular. Bunun dışında zaten çok zor. Bu iki branşta hem Türk oyuncularınız iyiyse, etkili 3 yıldız oyuncuyla zirveye oynarsınız. Erkek voleybol ve basketbolda (ve tabii futbolda) bu zor.
Orkun Darnel'in açıklamalarına gelince. Tabii ki altyapı önemli. Ancak özellikle bayan voleybolda örneğin Gamova gibi yüksekten vurabilen bir oyuncuyu takıma kazandırdığınızda, size giden seti bile getirebiliyor. Bayan voleybolundaki paraların futbolla karşılaştıralamayacak kadar düşük olması, en azından bu dalda bir yılda bile iddialı bir kadro kurabileceğinizi gösteren bir şey. Burada niyet çok önemli. Stada endeksli bir spor yönetimi, içi boş, geleceği görmeyen ve ne yazık ki insana 'demek ki stad yapılınca oradan gelen paralar uçup gidecek' dedirten bir anlayış. Bu dalda (kadın voleybol) dünyaları satın almıyorsunuz, sponsorlar da dünyaları vermiyorlar takımlarına. Siz adımınızı atın, sponsor nasıl olsa bulunur. Sponsor önce takımın kurumsal kimliğini, atılan adımın boşa gitmeyeceğini görecek ki size sponsor olacak. Şu açıklamalarla zaten sponsor bulmak pek kolay değil. Çünkü voleybol şube sorumlusu olarak, örneğin diyorsunuz ki, 'Neslihan belki bir gün'. Hayır, sizin gerekirse 'Neslihan hemen şimdi' demeniz gerek. İsim Neslihan olmak zorunda değil tabii ki.

Işık Hoca ve Gökhan Hoca'nın Türkiye'nin iyi hocalarından olduğunu savunmak bile yine bakış açısını gösteriyor. Kötü hoca olmadıkları kesin ancak yabancı hoca getirilmeyecek diye bir kural mı var? 'Bizim oğlan' mantığı olduğu sürece başarı kazanmak çok zor. 41 yaşındaki liberoyu oynatan bir hocanın perspektifinin ne kadar geniş olduğu da tartışılır. Eğer Türkiye'nin en iyi hocalarıysalar, bizim kadrolarımız bu liglerde 4-5.likten öteye geçmez deyip ayrılırlar takımdan. Fatih Terim'in Kayserispor hocası olabileceğini düşünüyor musunuz?
İtalya'dan turnuva için davet almak güzel, ancak biz Bülent Hoca'nın oyuncu almak için gittiğini sanıyorduk. Meğerse davet almışız. Evet, ciddi bir başarısızlığın üstüne kuruldu bu takım ama bu en azından doğru adımların atılmasını beklemememizi gerektirmez. İki yıl önce 2.ligdeydik şimdi 4. olduk diye mutlu olabileceğimiz bir branş değil voleybol. Hentbol takımı kurarsınız, böyle bir aşama katedebilirsiniz, bu başarıdır. Ama Eczacı'ya kafa tutmuş, Fenerbahçe, Beşiktaş ortada yokken taraftarı salona Galatasaray aşkıyla çekmiş bir branştan bahsediyoruz.
Ufkumuz biraz daha geniş olursa başarıya giden yol da kısalır diye düşünüyorum.
 
Sevgili Kurtuluş,
Ben, birçok sitede yöneticilik ve editörlük yapmam sebebiyle bazı bölümlerini traşladığım, çok önemli satır aralarını da dile getirdiğin, BAŞTAN SONA katıldığım ve ekleyebileceğim bir çok şey olduğunu söylemek istediğim çok güzel bir yazı.
Eline sağlık.
Benim de ekleyebileceğim şeyler diye bahsettiklerimi kısmetse bu hafta sonu yazmayı planlıyorum.
Tebrik ederim.
Bunu bence kulübe faksla sevgili Kurtuluş.
 
Futbolda ligin en pahalı kadrosuna sahibiz.Yaklaşık olarak 120 milyon dolar veya euroydu sanırım.Tam hatırlayamadım.Sonuç olarak geçen yıl ligi 5. bu senede 3 veya 4. olarak bitiricez.Takıma hiçbir katkısı olmayan elanonun maliyeti city e verilen parayla beraber 10 milyondan fazla sanırım.Sadece bu parayla bile amatör branşlarda çok ciddi atılımlar yapılabilir.Dünyanın en iyi bayan oyuncusu olarak gösterilen gamovanın aldığı ücret 700. 900 euro ya vardır ya da yoktur.Bizim yanındaki adama pas veremeyen oyuncumuz mehmet topal 5 (ki geçen yıl everton 8 teklif etmiş) milyon euro yapıyorsa bir oturup düşünmemiz lazım.Yani demek istediğim şu.O kadar gereksiz yere futbola harcanan şu paralar amatör branşlara harcansa her sene fenerbahçeye karşı 18-1 gibi bir ezilme yaşamayız.

Ne yaptığı belli olmayan,takıma katkısı sıfır olan barış,ahyan,caner,franco (bu sayı rahatca çoğaltılabilir)gibi oyuncular nereden baksanız 10 milyona yakın maliyetleri vardır.Çok mu zor bu şahsiyetlere harcanan paraların bu branşlara aktarılması.Bizim kadar üzülmüyor demek ki yöneticilerimiz ezeli rakibine her branşda ezilmeye.Daha bir sponsor bile bulamıyor koskoca kulübe.Sonrada çıkıp heryerde Galatasaray markası demeyi biliyorlar ama.Neyse lafım fazla uzadı.

saygılar.
 
Sayit Aslan' Alıntı:
Futbolda ligin en pahalı kadrosuna sahibiz.Yaklaşık olarak 120 milyon dolar veya euroydu sanırım.Tam hatırlayamadım.Sonuç olarak geçen yıl ligi 5. bu senede 3 veya 4. olarak bitiricez.Takıma hiçbir katkısı olmayan elanonun maliyeti city e verilen parayla beraber 10 milyondan fazla sanırım.Sadece bu parayla bile amatör branşlarda çok ciddi atılımlar yapılabilir.Dünyanın en iyi bayan oyuncusu olarak gösterilen gamovanın aldığı ücret 700. 900 euro ya vardır ya da yoktur.Bizim yanındaki adama pas veremeyen oyuncumuz mehmet topal 5 (ki geçen yıl everton 8 teklif etmiş) milyon euro yapıyorsa bir oturup düşünmemiz lazım.Yani demek istediğim şu.O kadar gereksiz yere futbola harcanan şu paralar amatör branşlara harcansa her sene fenerbahçeye karşı 18-1 gibi bir ezilme yaşamayız.

Ne yaptığı belli olmayan,takıma katkısı sıfır olan barış,ahyan,caner,franco (bu sayı rahatca çoğaltılabilir)gibi oyuncular nereden baksanız 10 milyona yakın maliyetleri vardır.Çok mu zor bu şahsiyetlere harcanan paraların bu branşlara aktarılması.Bizim kadar üzülmüyor demek ki yöneticilerimiz ezeli rakibine her branşda ezilmeye.Daha bir sponsor bile bulamıyor koskoca kulübe.Sonrada çıkıp heryerde Galatasaray markası demeyi biliyorlar ama.Neyse lafım fazla uzadı.

saygılar.
Her kelimesine katılıyorum,Mazeret üretmek kolay,Koskoca Galatasaray Markasının gücü voleybol,basketbol gibi branşlara sponsor bulmaya yeter eğer bizi şampiyonluğa oynatacak sponsorlar bulamıyorsanız sorun sizdedir,Yani nereden baksan hep yönetim hatası en çok yatırım yaptığın yer Futbol oradada öyle yanlış transferler yapmışsın ki şuan ligi 4.bitirme durumun bile var,Takıma yeterince katkı veremeyecek bir oyuncu alacağına o parayı diğer branşlar için harcasan şuan bizde voleybol'da,basketbol'da şampiyonluklara oynuyor olurduk.İşin enteresan yanı bunca tepkiye rağmen hala bizim istediğimiz seviyede diğer branşlar'a yatırım yapılmıyor,Adamlar sadece Futbol odaklı ve Futbol odaklı halleriyle bile ligde 3.lük,4.lük mücadelesi veriyoruz,Birde tutturmuşlar bir kelime bu işler zaman'la oluyormuş birden olmuyormuş,Fenerbahçe akıllı bir sponsorlukta ülker'le birleşerek 1 yılda basketboldaki çehresini değiştirdi sanki onların ki 10 yıllık bir birikimin sonucuydu,Yani herşey zamanla olacak lafını artık yemeyelim,çünkü gerçekçi değil.
 
Ben sadece şunu söyleyeceğim antrenörün eline kadro vermeden antrenörlük yetenekleri hakkında fikir edinemezsiniz ya da çok kısıtlı fikir edinebilirsiniz. Bu gün Türkiye'de bulunan iki yabancı antrenöründe kariyeri Gökhan Edman'dan yukarıda değildir. Mevcut kadro ve ekonomik yapıyla mevcut antrenör kalitesinde yabancı koç getirmek mümkün değildir. Kadro kalitesi yükselir o zaman meydana çıkar antrenörün beklentileri karşılayıp karşılamadığı ki Gökhan Edman'ında iyi kadrolarla avrupada ve Türkiye'de neler yaptığını da biliyoruz. Öyle bir kadro olmadan hiç bir antrenör sizi yukarı çıkaramaz. Erkeklerde ise Türkiye'ye gelmiş en iyi antrenör bana göre Zoran Gajic'tir
 
Murat Baylan' Alıntı:
Ben sadece şunu söyleyeceğim antrenörün eline kadro vermeden antrenörlük yetenekleri hakkında fikir edinemezsiniz ya da çok kısıtlı fikir edinebilirsiniz. Bu gün Türkiye'de bulunan iki yabancı antrenöründe kariyeri Gökhan Edman'dan yukarıda değildir. Mevcut kadro ve ekonomik yapıyla mevcut antrenör kalitesinde yabancı koç getirmek mümkün değildir. Kadro kalitesi yükselir o zaman meydana çıkar antrenörün beklentileri karşılayıp karşılamadığı ki Gökhan Edman'ında iyi kadrolarla avrupada ve Türkiye'de neler yaptığını da biliyoruz. Öyle bir kadro olmadan hiç bir antrenör sizi yukarı çıkaramaz. Erkeklerde ise Türkiye'ye gelmiş en iyi antrenör bana göre Zoran Gajic'tir
Sevgili Murat,
Erkek Takımı için konuşmak gerekirse, takımın başındaki hoca, ligde mücadele eden takımın tamamını kendi oluşturdu. 41 yaşındaki liberoyu da, modası geçmiş pasörü de, yedek beklesin diye fitne fesat yaratan yaşlı adamları da, 21 yaşındaki genç Zeynel'i de. Günahı da sevabı da kendine aittir!
Son oynadığı 13 resmi maçtan sadece birini o da küme düşen Bozkurt Belediyesi takımına karşı kupa yarı finalinde almış bir takımın hocasının bu kadar suçsuz olduğunu söylemek fazla iyimserlik olur!
Üstelik geçen sezonun Kasım ayından beri perde arkasında yeni sene için her türlü aksiyonu yapmaya yetkili iken göreve gelerek takımın içine dinamit koymaktan başka ne yapmışlar acaba?
Bakın hala kimsenin Teknik Direktörlük kariyeri ile ilgili tek kelimeyi bırakın, tek bir harf bile söylemiyorum. Çünkü kişilerin geçmişine saygı duymaktan başka hiçbir şey yapmam! Ama bu, önümüzdeki sene için hala umut vermeyi , mavi boncuk dağıtıp ortalığı pespembe gösterme işinin de bokunu çıkartmamak lazım diye düşünüyorum.

Kadın takımımız için birşey söylemek istemiyorum. Tek söyleyeceğim şey Avrupa Kupası kaçmamalıydı!
 
Sevgili Savaş Abi; sen yazının büyük kısmını erkek ben ise kadın takımına ayırdım. Bir antrenöre iyi ya da kötü antrenör demenin kıyası da bana göre teknik-taktik mevzulardır. Burda Fenerbahçe'nin transfer politikasını Mehmet Ali Aydınların kendi ağzından yazdım. Galatasaray için böyle bir transfer politikası ne zaman uygulanır en azından kadın takımı için ben antrenörün başarısızlığını ancak o zaman tartışırım. Yabancı koç getirmeye kalktığınız zaman bu şartlarda mı getireceksiniz iyi imkanlar yıldız oyuncular vaadedeceksiniz bu imkanlar sağlandıktan, oyuncular geldikten sonra da elinizdeki antrenör zaten sizi başarıya ulaştırır daha önce yaptı. Elinde imkan olsa Gökhan Hoca'nın ortaya Krsmanovic'i smaçöre Deniz ve Valeska'yı liberoya Ayça'yı istemeyeceğini sende biliyorsun.
 
Murat Baylan' Alıntı:
Sevgili Savaş Abi; sen yazının büyük kısmını erkek ben ise kadın takımına ayırdım. Bir antrenöre iyi ya da kötü antrenör demenin kıyası da bana göre teknik-taktik mevzulardır. Burda Fenerbahçe'nin transfer politikasını Mehmet Ali Aydınların kendi ağzından yazdım. Galatasaray için böyle bir transfer politikası ne zaman uygulanır en azından kadın takımı için ben antrenörün başarısızlığını ancak o zaman tartışırım. Yabancı koç getirmeye kalktığınız zaman bu şartlarda mı getireceksiniz iyi imkanlar yıldız oyuncular vaadedeceksiniz bu imkanlar sağlandıktan, oyuncular geldikten sonra da elinizdeki antrenör zaten sizi başarıya ulaştırır daha önce yaptı. Elinde imkan olsa Gökhan Hoca'nın ortaya Krsmanovic'i smaçöre Deniz ve Valeska'yı liberoya Ayça'yı istemeyeceğini sende biliyorsun.
Murat,
Kimseye kötü antrenör demedim. Öyle değil mi?
Ben iyi - kötü antrenör mevzuundan ziyade erkek takımın kurgusundaki sorumluluk payından bahsettim. Eldeki imkanlara göre alınabilecekler sence bunlar mıydı? Allah aşkına yapma (erkek takımı için). Ben Galatasaray'ın imkanlarının sadece Ali Peçen, Semih Çıtak, Erkan Toğan, Frank Dehne, Murathan Kısal ve Zeynel Korkmaz'ı alabilecek olduğuna İNANMIYORUM kardeşim!
Kadın takımımız için tek cümle kurdum. Onda da sonuna kadar haklı olduğumu düşünüyorum.O kupa kaçmamalıydı!
Ama gel gör ki erkek takım hocası 1,5 senede kurduğu takımın lig sonu itibarı ile %100 sorumludur. Haksız mıyım?
Ayrıca ben hiç bir yazımda bugüne kadar yabancı hoca lafını kullanmadım. Çünkü yerli hocalarımızın istedikten sonra başaramayacağı birşey yok!
Bakınız Cengiz Göllü, Gökhan Edman ve diğerleri ;)
 
Hüseyin Karaçil' Alıntı:
Gamova, Rusya'nın Dinamo Kazan takımıyla iki senelik sözleşme imzalamış.
=)

Gamova Rusya'dan ayrı kalamadı anlaşılan,ben Skolova transferini birazda onun için yapıldı diye düşünmüştüm ama öyle değilmiş demek ki.M.A. Aydınlar Skolova transferinden sonra yabancı hakları bitmesine rağmen daha transfer bitmedi demişti sebebi buymuş demek.

...................
Ayrıca Chachkova Türk statüsünde değilmiş,öyle diye biliyordum zaten ama herkes farklı farklı farklı şeyler söylüyordu.Federasyon başkanı açıklama getirmiş:

Biz de Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık?a bu soruyu yönelttik.
İşte Karabıyık?ın görüşleri;
??Yarışma talimatnamesi çok açık. Bir oyuncu Türk vatandaşlığına geçse bile Türkiye Milli Takımı?nda forma giymemiş ise kulübünde Türk statüsünde oynayamaz. ??

-Peki Türk Milli Takımı?nın formasını giymesi söz konusu olabilir mi?
??Türk Milli Takımı?nın formasını giymesi için önce FIVB?nin Türk sporculuğuna geçtiğini onaylaması gerekir. Çünkü Chachkova Rusya Milli Takımı forması giymiş bir oyuncu. FIVB?nin izin vermesi gerekir. Ardından Türk teknik heyetinin bu oyuncuya ihtiyacımız var kadromuza alıyoruz demesi gerekir.??
 
Valla iyi olmuş.Acıbadem sıkıştığında kilidi açıyordu. ;)
 
Hüseyin Çıtak' Alıntı:
Valla iyi olmuş.Acıbadem sıkıştığında kilidi açıyordu. ;)

Bence şu anda çok daha iyi bir takım oldular. O sıkışıklıkların başlıca nedeni iyi manşet getiremediklerinden hızlı oyun kuramamlarıydı. Gamova Seda ikilemi yüzünden defans ve manşette zayıf takımlarla oynarken bile sürekli sorun yaşıyorlardı şimdi bir İtalyan takımı seviyesine çektiler o bölgeyi. Liberolarnın geniş alandaki dezavantajınıda sıfırladılar. En büyük sorunlarını kapatmış oldular. Seda, Osmokroviç, Sokolovalı bir kadronun hücum bakımından bir sorunu olmaz. Ortaya Edanın yanına iyi bir oyuncu alırlarsa geçen seneden çok daha güçlü ve iddialı olurlar. Ben bunların rakiplerinin yerinde olsam Gamovalı fenerle oynamayı tercih ederdim. Geçen yılki gibi son maça kadar namağlup gitmezler belki fakat italyanlara karşı korakor oynayacak bir takım oluşturuyorlar yavaş yavaş. İtalyanları yendikten sonra gerisinin bir önemi kalmıyor zate.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Üst