Murat Baylan' Alıntı:
Sevgili Savaş Abi; sen yazının büyük kısmını erkek ben ise kadın takımına ayırdım. Bir antrenöre iyi ya da kötü antrenör demenin kıyası da bana göre teknik-taktik mevzulardır. Burda Fenerbahçe'nin transfer politikasını Mehmet Ali Aydınların kendi ağzından yazdım. Galatasaray için böyle bir transfer politikası ne zaman uygulanır en azından kadın takımı için ben antrenörün başarısızlığını ancak o zaman tartışırım. Yabancı koç getirmeye kalktığınız zaman bu şartlarda mı getireceksiniz iyi imkanlar yıldız oyuncular vaadedeceksiniz bu imkanlar sağlandıktan, oyuncular geldikten sonra da elinizdeki antrenör zaten sizi başarıya ulaştırır daha önce yaptı. Elinde imkan olsa Gökhan Hoca'nın ortaya Krsmanovic'i smaçöre Deniz ve Valeska'yı liberoya Ayça'yı istemeyeceğini sende biliyorsun.
Bu tarz transfer politikasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe'nin antrenörü de böyle bir mantıkta değildir sanırım. Voleybol sabit oynanan bir oyun değil ki her mevkiinin en iyisini aldığında harika bir takımın olsun. Kimi sporcunun savunması zayıftır ama hücumda öldürücüdür vazgeçemezsin ondan. Çok iyi anlaşan pasör-smaçör kombinasyonları, liberonun savunmaya ve hücuma katkısı, servis vb. bunlar hep birbirini tamamlayan öğeler. Önemli olan birinin eksiğini diğerinin kapatabilmesi. Dolayısıyla, dünya yıldızı getirmek tabii ki harika bir iş, ama kalan 5 sporcuyu da ona göre seçmek gerekiyor.
Antrenör konusunda da biraz farklı düşünüyoruz. Sürekli antrenör değiştirilmesine karşıyım, hocalarla uzun vadeli planlamalar yapılmalı. Ve bu iki takımımızın da kadro olarak güçlü olduğunu söylemek zor. Ancak, ligi 6. olarak tamamlayacak bir kadronuz varsa, yani güçlü bir kadronuz yoksa, neden yaşlı oyuncularla devam edersiniz. Madem gücümüz daha fazlasına yetmez diyoruz, o zaman bırakın genç oyuncular oynasın. Madem pasörünüz kötü, ve bu gün gibi ortada, neden bir pasör takviyesi düşünülmüyor. Hepsinden önemlisi, takım maçı ciddiye aldığında İBB'yi yenebiliyorsa, biraz daha iyi motive olarak Ziraat maçlarına çıkabilirdi. Hem kupa finali, hem de ligdeki çeyrek final maçı, ve de ondan önceki Halkbank ve SGK maçları Avrupa için bir umuttu. Bu maçların birinde bile takımda hırs, arzu yoktu. Eğer Işık Hoca kalacaksa, umut veren bir kadroyla kalmalı en azından. Takımda hırslı oyuncuları tutmalı.
Gökhan Hoca için, başarısız demek zor, ancak zaten ligdeki gücümüz 4.lük seviyesindeydi. Yani Gökhan Hoca, çok kötü bir takımı 4.yapmadı. Final-four'da en azından finale çıkabilirdik. Ama bunu da başarısızlık olarak görmüyorum. Orkun Darnel'in biraz abarttığını düşünüyorum sadece. Abarttığı zaten açıklamasından belli, demiş ki, '...örneğin çok antrenman yaptırıyorlar'
Sonuç olarak, tabii ki iyi bir kadroya sahip olsalardı, daha iyisini yapabilirlerdi. Ama 'Türkiye'nin en iyi hocaları', artık, iyi kadrolarla çalışacaklarının sinyalini versinler. Daha lig başlamadan 'yarı finale çıksak başarıdır' dedirtecek bir kadroyla çalışmayı sindirebilen hocaların 'en iyi' olduğunu düşünmüyorum.