hayırlısı olsun...riera ile baros'un akıbetleri belli olur yakında tabi culıo'nun da...
Gündemden
- Konbuyu başlatan Doğan Sağlam
- Başlangıç tarihi
hayırlısı olsun...riera ile baros'un akıbetleri belli olur yakında tabi culıo'nun da...
Ntvspor yine musabecimiz gibi transfer ucretlerini ignelyici sekilde yazmis
UEFA'nın resmi sitesine girip direk Fatih Terim'i ve Galatasaray'ın dirilişiyle ilgili bir röportaj görmek de çok zevkliymiş 
.
.Videoyu izlemek isteyenler için...
[video=youtube;ShBk9of7n7Q]http://www.youtube.com/watch?v=ShBk9of7n7Q&feature=youtu.be[/video]
[video=youtube;ShBk9of7n7Q]http://www.youtube.com/watch?v=ShBk9of7n7Q&feature=youtu.be[/video]
UEFA yetkilisi Fenerbahçe ile ilgili kararın daha verilmediğini söylemiş
Şu Lucas Moura'yı bir pazarlayamadı Brezilya. Bu adam Brezilya'nın bu seneki ihracat ürünü. O istiyor bu istiyor şöyle futbolcu böyle futbolcu diyerek Avrupa'da anlaşmak üzere olmadığı üst düzey takım kalmadı. Bakalım 5 milyonluk topçu kaç milyon dolara gidecek çok yazık bizim Sonerlere Alperlere ...
Bakalım 5 milyonluk topçu kaç milyon dolara gidecek çok yazık bizim Sonerlere Alperlere ...
Peşin peşin söyleyeyim; GS TV mağduriyeti gidersin edebiyatı yapmak için yazılmadı bu satırlar.
FB TV´de görev yapan Selin Yağcıoğlu işine Galatasaraylı olması nedeniyle son verilmiş. Şahsen ben de istemem kendi kanalımda farklı renklere gönül veren kişilerin çalışmasını. Neyleyim ben üzülürken içten içe sevinecek ya da ben sevinirken içinden hüzünlenecek çalışanları kanalımda, dergimde... Umarım bizim kanalın yöneticileri de hemfikirdir benimle.
Haberin detayı; http://live.sporx.com/futbol/superlig/fb-tvde-gsli-spiker-kriziSXHBQ288435SXQ
FB TV´de görev yapan Selin Yağcıoğlu işine Galatasaraylı olması nedeniyle son verilmiş. Şahsen ben de istemem kendi kanalımda farklı renklere gönül veren kişilerin çalışmasını. Neyleyim ben üzülürken içten içe sevinecek ya da ben sevinirken içinden hüzünlenecek çalışanları kanalımda, dergimde... Umarım bizim kanalın yöneticileri de hemfikirdir benimle.
Haberin detayı; http://live.sporx.com/futbol/superlig/fb-tvde-gsli-spiker-kriziSXHBQ288435SXQ
Abi inan bana bizim kanalda tüm çalşanlar galatasaraylı . Bahri Havadırla beraber inanılmaz değişimler oldu kanalımızda 20 kişilik spiker alındı ve geçmişleri araştırılarak alındı hepsi galatasaraylı umarım işten çıkarılan kişi kanalımıza katılır .
Brezilyalı futbolcu Felipe Melo ile Galatasaray kulübü arasında bir süredir devam eden müzakerelerin kesildiği açıklandı.
Brezilyalı futbolcu Felipe Melo ile Galatasaray kulübü arasında bir süredir devam eden müzakerelerin kesildiği açıklandı.
Felipe Melo'nun menajerliğini yürüten ''Rodri'' lakaplı Jose Rodriguez Baster'e ait olan ''Promoesport Bcn'' adlı ajanstan yapılan yazılı açıklamada, Melo ile Galatasaray arasındaki müzakerelerin kesildiği duyuruldu.
Promoesport Bcn, müzakerelerin kesilmesine gerekçe olarak, ''Galatasaray'ın bugün yeni bir teklif getirerek, Melo'dan ekonomik koşullarda yeni bir indirim yapmasını istemesi'' gösterildi. Melo ile Galatasaray arasında geçen haftalarda yapılan görüşmelerde, Brezilyalı futbolcunun maaşında bir indirim yapmayı kabul ederek sözlü bir anlaşma sağlandığı ve o dönemde tek eksiğin Juventus ile Galatasaray'ın arasında anlaşması olduğu savunulup, ''Galatasaray'ın buna sadık olmayarak futbolcudan yeni bir indirim istediği'' bildirildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Futbolcunun gösterdiği çabalar kulüp yönetimi tarafından değerli görülmedi, anlaşmaya saygı göstermediler ve yeni bir ekonomik indirim istediler. Felipe Melo, ilk günden itibaren gösterdiği ilgiden ve müzakereler süresince sabrından dolayı Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim'e teşekkür etmek istemektedir. Felipe şu anda büyük üzüntü duymaktadır ve anlaşmanın sağlanması için teknik direktörün her şeyi yapmayı denediğine inanmaktadır.''
Bu arada, Brezilyalı futbolcunun menajeri Jose Rodriguez Baster, AA muhabirine, gelecek sezon Melo'nun Galatasaray'da oynama olasılığının mümkün olmadığı belirtti.
Rodri, Juventus ile sözleşmesi olan Melo'ya, Galatasaray dışında Türkiye'den başka hiçbir teklifin gelmediğini, yeni bir kulüp arayacaklarını kaydetti.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çok kötü olur Melo gelmezse...
Brezilyalı futbolcu Felipe Melo ile Galatasaray kulübü arasında bir süredir devam eden müzakerelerin kesildiği açıklandı.
Felipe Melo'nun menajerliğini yürüten ''Rodri'' lakaplı Jose Rodriguez Baster'e ait olan ''Promoesport Bcn'' adlı ajanstan yapılan yazılı açıklamada, Melo ile Galatasaray arasındaki müzakerelerin kesildiği duyuruldu.
Promoesport Bcn, müzakerelerin kesilmesine gerekçe olarak, ''Galatasaray'ın bugün yeni bir teklif getirerek, Melo'dan ekonomik koşullarda yeni bir indirim yapmasını istemesi'' gösterildi. Melo ile Galatasaray arasında geçen haftalarda yapılan görüşmelerde, Brezilyalı futbolcunun maaşında bir indirim yapmayı kabul ederek sözlü bir anlaşma sağlandığı ve o dönemde tek eksiğin Juventus ile Galatasaray'ın arasında anlaşması olduğu savunulup, ''Galatasaray'ın buna sadık olmayarak futbolcudan yeni bir indirim istediği'' bildirildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Futbolcunun gösterdiği çabalar kulüp yönetimi tarafından değerli görülmedi, anlaşmaya saygı göstermediler ve yeni bir ekonomik indirim istediler. Felipe Melo, ilk günden itibaren gösterdiği ilgiden ve müzakereler süresince sabrından dolayı Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim'e teşekkür etmek istemektedir. Felipe şu anda büyük üzüntü duymaktadır ve anlaşmanın sağlanması için teknik direktörün her şeyi yapmayı denediğine inanmaktadır.''
Bu arada, Brezilyalı futbolcunun menajeri Jose Rodriguez Baster, AA muhabirine, gelecek sezon Melo'nun Galatasaray'da oynama olasılığının mümkün olmadığı belirtti.
Rodri, Juventus ile sözleşmesi olan Melo'ya, Galatasaray dışında Türkiye'den başka hiçbir teklifin gelmediğini, yeni bir kulüp arayacaklarını kaydetti.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çok kötü olur Melo gelmezse...
O açıklamaya ne gerek vardı'
1905 GSYİAD Başkanı Sarıkaya ile Galatasaray Başkanı Aysal arasındaki kriz aşılmaya çalışılıyor.
FANATİK’e konuşan Sarıkaya, “Konuyu başkanımızla konuşacağım. Ancak bu olayların bu şekilde siteye konulması
maksatlı. Böyle bir açıklamaya ne gerek vardı? Ben sadece başkanımızın iftara gelmemesi ve haber vermemesi üzerine böyle bir sitemde bulundum. Bu durumda biz de kırıldık. Sitedeki ifadeler çok sert ve gereksiz. İki gündür bu açıklamayı en üstte tutuyorlar. Biz Fenerli değiliz ki, başkanımızı çok seviyoruz. İnsan sevdiğine kırılır, sitem eder. Sevmediğine öfke duyar. Bizim durumumuz bu değil” diye görüş bildirdi.
Fanatik gazetesi yine işbaşında.Bu haberin fotoğrafında Fatih Terim'le Sarıkaya var. Yani alttan alttan Sarıkaya'nın bu çıkışının altında Fatih Terim olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu kadar olmaz bir takım bu kadar karıştırılmak istenmez. Anlıyoruz korkuyorsunuz ama el insaf ya. Bir gün hocanın şemsiye tutan yardımcısının resmini koyarsınız bir gün böyle resimler ayıp ayıp.
1905 GSYİAD Başkanı Sarıkaya ile Galatasaray Başkanı Aysal arasındaki kriz aşılmaya çalışılıyor.
FANATİK’e konuşan Sarıkaya, “Konuyu başkanımızla konuşacağım. Ancak bu olayların bu şekilde siteye konulması
maksatlı. Böyle bir açıklamaya ne gerek vardı? Ben sadece başkanımızın iftara gelmemesi ve haber vermemesi üzerine böyle bir sitemde bulundum. Bu durumda biz de kırıldık. Sitedeki ifadeler çok sert ve gereksiz. İki gündür bu açıklamayı en üstte tutuyorlar. Biz Fenerli değiliz ki, başkanımızı çok seviyoruz. İnsan sevdiğine kırılır, sitem eder. Sevmediğine öfke duyar. Bizim durumumuz bu değil” diye görüş bildirdi.
Fanatik gazetesi yine işbaşında.Bu haberin fotoğrafında Fatih Terim'le Sarıkaya var. Yani alttan alttan Sarıkaya'nın bu çıkışının altında Fatih Terim olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu kadar olmaz bir takım bu kadar karıştırılmak istenmez. Anlıyoruz korkuyorsunuz ama el insaf ya. Bir gün hocanın şemsiye tutan yardımcısının resmini koyarsınız bir gün böyle resimler ayıp ayıp.
Tutuklu taraftarlar tahliye edildi
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan Spor Toto Süper Final maçından sonra çıkan olayların ardından göz altına alınan 2 taraftar, bugün mahkemede tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan Spor Toto Süper Final maçında çıkan olaylar sonrası açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Kadıköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek ikisi tutuklu 10 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, tutuklu yargılanan 2 sanık da tahliye edildi.
Davanın bir sonraki duruşması 18 Aralık'ta görülecek.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazık...
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan Spor Toto Süper Final maçından sonra çıkan olayların ardından göz altına alınan 2 taraftar, bugün mahkemede tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan Spor Toto Süper Final maçında çıkan olaylar sonrası açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Kadıköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek ikisi tutuklu 10 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, tutuklu yargılanan 2 sanık da tahliye edildi.
Davanın bir sonraki duruşması 18 Aralık'ta görülecek.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazık...
Ali samiyende ki olaylardan hala ceza yatanlar var..
Şu Trabzon taraftarı ne kadar gereksiz işlerle uğraşıyor, anlamak mümkün değil!..
Şike 1 yıl rötarlı olarak kaldığı yerden devam
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2012/07/28/elazig-fbahce-maci-izmirde
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2012/07/28/elazig-fbahce-maci-izmirde
azize yine kudurmuş
Şöyle yazı arşivimi kontrol ediyordum da Yılmaz Özdil'in arşivlediğim bir yazısı çarptı gözüme. Türkiye işte böyle bir ülke rüzgar nereye biz oraya. Tüketim toplumuyuz vesselam Geldiği ilk gün malzemecileri etrafına toplayıp derdiniz olunca bana gelin diyen ilk golünden sonra malzemeci Süreyya'ya koşan Quaresma bugünlerde antrenman için malzeme almakta zorlanıyor malzemecilerden yarım saat bekliyor da anca..
QUARESMA: TAKIMINI BU KADAR SEVEN HAGİDEN SONRA GELMİŞ EN BÜYÜK FUTBOLCU)))
Haftanın öne çıkan spor olaylarını Fanatik Gazetesi için yorumlayan gazeteci Yılmaz Özdil’in bu haftaki gündeminde Beşiktaş’ın yıldız futbolcusu Ricardo Quaresma ile Siyah-Beyazlı takımın emektar malzemecisi Süreyya‘nın hikayesi vardı.
Figüranın başrol oynadığı film
Fener-Trabzon maçı şöyle olmuş, Galatasaray-Bursa maçı böyle olmuş, Beşiktaş’ın karizması çizilmiş filan… Fani işlerdir. Bugün yenilirsin, yarın yenersin.
*****
Şurası kesin: Ligin en büyük yıldızı, Quaresma.
*****
Hagi’den beri, futbolu ve giydiği formayı bu kadar seven bir yabancı topçu görmedim.
*****
Beşiktaş’ta ilk idmana çıktığı gün, toplamış kulübün hizmetli personelini etrafına, “Herhangi bir sorununuz olduğunda lütfen benimle paylaşın, birlikte halledelim” demiş… “17 yaşında Sporting Lizbon’da forma giydiğimde bacaklarım titriyordu, bana en çok moral veren, kulübümün hizmetli personeliydi, onları hâlâ ailemin parçası gibi görürüm, sizler de benim ailemin parçasısınız, akrabalarımsınız, sorununuz olursa haberim olsun.”
*****
Sadece futbolcu değil… Adam gibi adam.
*****
Bu nedenle, Helsinki’ye attığı o muhteşem golünden sonra, herkesi bıraktı, gitti, Beşiktaş’ın emektar malzemecisi Süreyya ile kucaklaştı… Eminim, yarın çakarsa, aynı şeyi yapacak.
*****
Dolayısıyla, bizlere, yani gazetecilere düşen bir görev var… Quaresma gibi, futbolcuların dolaylı akrabası olan hizmetlilere sahip çıkmamız, haklarını teslim etmemiz gerekiyor.
*****
Mesela, Süreyya Soner…
*****
Heavy metal müzik meraklısı olan Quaresma’ya Ümit Tokcan, Sabahat Akkiraz, Arif Şentürk dinleten… Kemal Sunal filmleri izleten… Türk yemeklerini tattıran, tanıtan… Son 28 senede Beşiktaş’la yolu kesişen herkese emeği geçen… Binler tarafından karşılanan ama, sorunlu ayrılan Toshack’ı havalimanında tek başına uğurlayacak kadar vefalı… Tek kelime yabancı dil bilmediği halde, tüm yabancı futbolcuların ‘konsolosluğu’ görevini üstlenen Süreyya.
*****
1953 doğumlu.
İstanbul, Zeytinburnu.
Sülalece Kara Kartal…
İlk aşılamayı dayısı yapmış.
*****
İlk mesleği, matbaacılık aslında… Ek gelir için, Yeşilçam’da film setlerinde çalışıyormuş… Sigorta yok, gelecek kaygısı var, n’aapsam diye düşünürken, bir arkadaşının Ziya Doğan’ın okuldan arkadaşı olduğunu öğrenmiş, tanıştırsana demiş, tanışmışlar, “Malzemeci olmak istiyorum” demiş, Ziya ‘kaç senedir bu işi yaptığını’ sormuş, “Hiç” demiş… Ziya çok sevmiş bu harbi adamı, “Yarın 10’da idman var, Şeref Stadı’na gel” demiş, geliş o geliş.
*****
Bir harbi adam Ziya Doğan, bir başka harbi adam kazandırmış böylece Beşiktaş’a.
*****
İki evladı var Süreyya’nın… İkisinin de doğumunu görememiş, çünkü yurtdışındaymış.
*****
İlk evlat, erkek.
Süreyya’nın eşi hamile, Beşiktaş Kıbrıs’ta kampta, hoca Gordon Milne… Şak, haber gelmiş ki, yenge doğum yapmış… Daha 22 gün Kıbrıs’ta kalmaları lazım… Eşini aramış telefonla, “Oğlanın ismini koymayın, maçlar başlayacak, ilk gol atanın ismini koyacağım” demiş… Neticede, dönmüşler Kıbrıs’tan, sezon başlamış, ilk hafta Trabzonspor, 0-0… İkinci hafta, Gençlerbirliği, 0-0… Araya milli maç girmiş, mecburen 15 gün de öyle geçmiş… Üçüncü hafta, Karabükspor… Karabük bu sene olduğu gibi, gene yeni çıkmış lige, kadrosu da bu seneki kadar sağlam değil, 3-4 atarız diye düşünmüş Süreyya… Maç başlamış, golü Walsh atmış iyi mi… Süreyya devre arasında adeta yalvarmış Metin Ali Feyyaz’a, “Allah aşkına biriniz atın” demiş… “Sen merak etme abi” demişler… İkinci yarı başlamış, maç bitecek gol mol yok, tam dakika 90, Walsh gene dalmış, vurmuş, gene gol… Maç bitmiş! Süreyya ağladı ağlayacak… Metin Ali Feyyaz gelmiş, “Sen merak etme, haftaya Bursa maçı var, orada atarız” demişler gülerek… Süreyya patlamış, “Boşversenize birader” demiş, “Oğlan askere gidecek, hâlâ ismini koyamadık…” Aramış eşini, “Bunların gol atacağı yok, koyun babamın ismini” demiş… ‘Şevki Yasin’ nihayet ismine kavuşmuş.
*****
İkinci evlat, kız.
Süreyya İsviçre’de bu sefer, hoca Del Bosque… Acayip yağmur yağıyor, Süreyya futbolcularla birlikte sırılsıklamken, haber gelmiş, yenge doğum yapmış… Herkes tebrik ederken, Del Bosque yanına çağırmış, bir şeyler söylemiş, Süreyya anlamamış… Meğer Del Bosque, “Yağmur yağıyor, kızının ismini ‘yağmur’ mu koydun” diye sormuş… Tercüman çevirince, Süreyya pek beğenmiş, “Tamam valla” demiş, aramış eşini, “Kızımın adını Del Bosque koydu, Yağmur” demiş.
*****
Müthiş matrak anıları var Süreyya’nın… Bir gün Antalya’da kamptalar, hoca Tigana, Efes Kupası oynanıyor, rakip Galatasaray… Yedek kulübesinin hemen arkasında oturan bir taraftar habire hakaret ediyor, Tigana’ya küfrediyor, Tayfur’a “Yaşlısın” diyor, Okan’a “Sen Galatasaraylısın” diyor, Sergen’e “Git at yarışı oyna” diyor… Süreyya dayanamıyor, “Arkadaş maç daha yeni başladı, ayıp ediyorsun, herkes rahatsız oluyor, otur efendi gibi seyret, yoksa polis çağıracağım” diye uyarıyor… Arıza taraftar patlatıyor bombayı: “Bıyıklı sen çok konuşma, 15 senedir maçlara geliyorum, hep yedeksin, insan bir gün oyuna girmez mi!”
*****
Kore’de trafik kazası geçirmiş Süreyya, hayati tehlike atlatmış… Yine de, hastaneye gideceğine, takımının yanına koşmuş… Arka arkaya iki gün bile izin yapmamış 28 sene boyunca… Sabah 7’de geliyor idman sahasına, akşama kadar… Sabah idmanı olmasa bile, 7’de işinin başında… Hoca haftalık programı asıyor kapıya, Süreyya bir kopyasını alıp, eşine götürüyor, evinin kapısına asıyor… Hayatı yollarda, deplasmanlarda… Bir gün eşi telefon etmiş, “Akşam eve meyve getir çarşıdan” diye, Süreyya cevap vermiş, “Ne meyvesi hanım, ben Diyarbakır’dayım!”
*****
Beşiktaş Kulübü de babalığını yapmış bu güzel adama…
Ev alması için yardımcı olmuşlar, hayatını Beşiktaş’a adayan Süreyya’ya.
*****
Bir gün Fenerbahçe’yle maç var, Kadıköy’de… Schumacher’in ilk geldiği sene… Alman kaleci basına açıklama yapmış, “Bana ilk golü atana, altın saat hediye edeceğim” demişti… Ferdinand çıktı, attı… Süreyya gitmiş hemen Ferdinand’a, “Sen ne yapacaksın altın saati, ben alayım senin yerine” demiş… Ferdinand da “Tamam, senin olsun” demiş. Süreyya gitmiş Fenerbahçe’nin soyunma odasına, ölü evi gibi tabii, moraller sıfır, Fener’in kaptanı Oğuz o sırada, Süreyya gitmiş Oğuz’a, “Saati almaya geldim” demiş, Oğuz da “Erkeksen, git kendin söyle” demiş… Gitmiş Süreyya Schumacher’in yanına, eliyle bileğini işaret edip, “Saati rica edeyim” demiş… Schmacher ayağından çıkardığı kramponu fırlatmış Süreyya’nın kafasına, koridorda kovalamış… Süreyya hiç istifini bozmamış, elinde kramponla gitmiş Ferdinand’ın yanına, “Saat olmadı, istersen krampon vereyim” demiş!
*****
Yüzlerce futbolcu, onlarca teknik direktör gördü Süreyya… Gordon Milne’i övüyor… “Gerçek bir takımdık onun zamanında, herkes kenetlenmişti” diyor… Ve, şimdi, Schuster’i çok ayrı bir yere koyuyor… “Schuster’den önceki teknik adamlar, biz hizmetli personeli futbolcularla birlikte, aynı yerde yemek yedirmezdi. Ayrım yaparlardı. Fakat Schuster, biz olmadan yemeğe oturtmuyor futbolcuları… İnsan ve görev ayrımı yapmıyor. Gerçek bir aile gibiyiz şu anda” diyor.
*****
Çok açık şekilde görülüyor ki, Quaresma gibi, Schuster de adam gibi adam.
*****
Yukarıdaki satırları, anıları, eminim Beşiktaşlılar’ın çoğu biliyordur… Ama yine de, Süreyya gibi bir ‘gizli kahraman’ı Fanatik’in sayfalarına kazıyarak, tarihe not olarak düşülsün istedim.
*****
Çünkü, futbol denilen hadisenin, golden, auttan, skordan ibaret olmadığına… İnsanlardan, duygulardan, karakterlerden, özetle, hayatın bizatihi kendisinden oluştuğuna inanıyorum.
*****
Yeşilçam setlerinde başlayan, Siyah-Beyaz bir aşk öyküsünün filmidir bu…
*****
İşini iyi yaptığında, gönülden, severek yaptığında… Yedek kulübesindeki ‘figüran’ın, dünya çapındaki yıldızlarla aynı sahneleri paylaşıp, ‘başrol’e yükselebildiğini gösteren bir film.
-Fanatik Gazetesi-
25.8.2010 12:08
Geldiği ilk gün malzemecileri etrafına toplayıp derdiniz olunca bana gelin diyen ilk golünden sonra malzemeci Süreyya'ya koşan Quaresma bugünlerde antrenman için malzeme almakta zorlanıyor malzemecilerden yarım saat bekliyor da anca.. QUARESMA: TAKIMINI BU KADAR SEVEN HAGİDEN SONRA GELMİŞ EN BÜYÜK FUTBOLCU
)))Haftanın öne çıkan spor olaylarını Fanatik Gazetesi için yorumlayan gazeteci Yılmaz Özdil’in bu haftaki gündeminde Beşiktaş’ın yıldız futbolcusu Ricardo Quaresma ile Siyah-Beyazlı takımın emektar malzemecisi Süreyya‘nın hikayesi vardı.
Figüranın başrol oynadığı film
Fener-Trabzon maçı şöyle olmuş, Galatasaray-Bursa maçı böyle olmuş, Beşiktaş’ın karizması çizilmiş filan… Fani işlerdir. Bugün yenilirsin, yarın yenersin.
*****
Şurası kesin: Ligin en büyük yıldızı, Quaresma.
*****
Hagi’den beri, futbolu ve giydiği formayı bu kadar seven bir yabancı topçu görmedim.
*****
Beşiktaş’ta ilk idmana çıktığı gün, toplamış kulübün hizmetli personelini etrafına, “Herhangi bir sorununuz olduğunda lütfen benimle paylaşın, birlikte halledelim” demiş… “17 yaşında Sporting Lizbon’da forma giydiğimde bacaklarım titriyordu, bana en çok moral veren, kulübümün hizmetli personeliydi, onları hâlâ ailemin parçası gibi görürüm, sizler de benim ailemin parçasısınız, akrabalarımsınız, sorununuz olursa haberim olsun.”
*****
Sadece futbolcu değil… Adam gibi adam.
*****
Bu nedenle, Helsinki’ye attığı o muhteşem golünden sonra, herkesi bıraktı, gitti, Beşiktaş’ın emektar malzemecisi Süreyya ile kucaklaştı… Eminim, yarın çakarsa, aynı şeyi yapacak.
*****
Dolayısıyla, bizlere, yani gazetecilere düşen bir görev var… Quaresma gibi, futbolcuların dolaylı akrabası olan hizmetlilere sahip çıkmamız, haklarını teslim etmemiz gerekiyor.
*****
Mesela, Süreyya Soner…
*****
Heavy metal müzik meraklısı olan Quaresma’ya Ümit Tokcan, Sabahat Akkiraz, Arif Şentürk dinleten… Kemal Sunal filmleri izleten… Türk yemeklerini tattıran, tanıtan… Son 28 senede Beşiktaş’la yolu kesişen herkese emeği geçen… Binler tarafından karşılanan ama, sorunlu ayrılan Toshack’ı havalimanında tek başına uğurlayacak kadar vefalı… Tek kelime yabancı dil bilmediği halde, tüm yabancı futbolcuların ‘konsolosluğu’ görevini üstlenen Süreyya.
*****
1953 doğumlu.
İstanbul, Zeytinburnu.
Sülalece Kara Kartal…
İlk aşılamayı dayısı yapmış.
*****
İlk mesleği, matbaacılık aslında… Ek gelir için, Yeşilçam’da film setlerinde çalışıyormuş… Sigorta yok, gelecek kaygısı var, n’aapsam diye düşünürken, bir arkadaşının Ziya Doğan’ın okuldan arkadaşı olduğunu öğrenmiş, tanıştırsana demiş, tanışmışlar, “Malzemeci olmak istiyorum” demiş, Ziya ‘kaç senedir bu işi yaptığını’ sormuş, “Hiç” demiş… Ziya çok sevmiş bu harbi adamı, “Yarın 10’da idman var, Şeref Stadı’na gel” demiş, geliş o geliş.
*****
Bir harbi adam Ziya Doğan, bir başka harbi adam kazandırmış böylece Beşiktaş’a.
*****
İki evladı var Süreyya’nın… İkisinin de doğumunu görememiş, çünkü yurtdışındaymış.
*****
İlk evlat, erkek.
Süreyya’nın eşi hamile, Beşiktaş Kıbrıs’ta kampta, hoca Gordon Milne… Şak, haber gelmiş ki, yenge doğum yapmış… Daha 22 gün Kıbrıs’ta kalmaları lazım… Eşini aramış telefonla, “Oğlanın ismini koymayın, maçlar başlayacak, ilk gol atanın ismini koyacağım” demiş… Neticede, dönmüşler Kıbrıs’tan, sezon başlamış, ilk hafta Trabzonspor, 0-0… İkinci hafta, Gençlerbirliği, 0-0… Araya milli maç girmiş, mecburen 15 gün de öyle geçmiş… Üçüncü hafta, Karabükspor… Karabük bu sene olduğu gibi, gene yeni çıkmış lige, kadrosu da bu seneki kadar sağlam değil, 3-4 atarız diye düşünmüş Süreyya… Maç başlamış, golü Walsh atmış iyi mi… Süreyya devre arasında adeta yalvarmış Metin Ali Feyyaz’a, “Allah aşkına biriniz atın” demiş… “Sen merak etme abi” demişler… İkinci yarı başlamış, maç bitecek gol mol yok, tam dakika 90, Walsh gene dalmış, vurmuş, gene gol… Maç bitmiş! Süreyya ağladı ağlayacak… Metin Ali Feyyaz gelmiş, “Sen merak etme, haftaya Bursa maçı var, orada atarız” demişler gülerek… Süreyya patlamış, “Boşversenize birader” demiş, “Oğlan askere gidecek, hâlâ ismini koyamadık…” Aramış eşini, “Bunların gol atacağı yok, koyun babamın ismini” demiş… ‘Şevki Yasin’ nihayet ismine kavuşmuş.
*****
İkinci evlat, kız.
Süreyya İsviçre’de bu sefer, hoca Del Bosque… Acayip yağmur yağıyor, Süreyya futbolcularla birlikte sırılsıklamken, haber gelmiş, yenge doğum yapmış… Herkes tebrik ederken, Del Bosque yanına çağırmış, bir şeyler söylemiş, Süreyya anlamamış… Meğer Del Bosque, “Yağmur yağıyor, kızının ismini ‘yağmur’ mu koydun” diye sormuş… Tercüman çevirince, Süreyya pek beğenmiş, “Tamam valla” demiş, aramış eşini, “Kızımın adını Del Bosque koydu, Yağmur” demiş.
*****
Müthiş matrak anıları var Süreyya’nın… Bir gün Antalya’da kamptalar, hoca Tigana, Efes Kupası oynanıyor, rakip Galatasaray… Yedek kulübesinin hemen arkasında oturan bir taraftar habire hakaret ediyor, Tigana’ya küfrediyor, Tayfur’a “Yaşlısın” diyor, Okan’a “Sen Galatasaraylısın” diyor, Sergen’e “Git at yarışı oyna” diyor… Süreyya dayanamıyor, “Arkadaş maç daha yeni başladı, ayıp ediyorsun, herkes rahatsız oluyor, otur efendi gibi seyret, yoksa polis çağıracağım” diye uyarıyor… Arıza taraftar patlatıyor bombayı: “Bıyıklı sen çok konuşma, 15 senedir maçlara geliyorum, hep yedeksin, insan bir gün oyuna girmez mi!”
*****
Kore’de trafik kazası geçirmiş Süreyya, hayati tehlike atlatmış… Yine de, hastaneye gideceğine, takımının yanına koşmuş… Arka arkaya iki gün bile izin yapmamış 28 sene boyunca… Sabah 7’de geliyor idman sahasına, akşama kadar… Sabah idmanı olmasa bile, 7’de işinin başında… Hoca haftalık programı asıyor kapıya, Süreyya bir kopyasını alıp, eşine götürüyor, evinin kapısına asıyor… Hayatı yollarda, deplasmanlarda… Bir gün eşi telefon etmiş, “Akşam eve meyve getir çarşıdan” diye, Süreyya cevap vermiş, “Ne meyvesi hanım, ben Diyarbakır’dayım!”
*****
Beşiktaş Kulübü de babalığını yapmış bu güzel adama…
Ev alması için yardımcı olmuşlar, hayatını Beşiktaş’a adayan Süreyya’ya.
*****
Bir gün Fenerbahçe’yle maç var, Kadıköy’de… Schumacher’in ilk geldiği sene… Alman kaleci basına açıklama yapmış, “Bana ilk golü atana, altın saat hediye edeceğim” demişti… Ferdinand çıktı, attı… Süreyya gitmiş hemen Ferdinand’a, “Sen ne yapacaksın altın saati, ben alayım senin yerine” demiş… Ferdinand da “Tamam, senin olsun” demiş. Süreyya gitmiş Fenerbahçe’nin soyunma odasına, ölü evi gibi tabii, moraller sıfır, Fener’in kaptanı Oğuz o sırada, Süreyya gitmiş Oğuz’a, “Saati almaya geldim” demiş, Oğuz da “Erkeksen, git kendin söyle” demiş… Gitmiş Süreyya Schumacher’in yanına, eliyle bileğini işaret edip, “Saati rica edeyim” demiş… Schmacher ayağından çıkardığı kramponu fırlatmış Süreyya’nın kafasına, koridorda kovalamış… Süreyya hiç istifini bozmamış, elinde kramponla gitmiş Ferdinand’ın yanına, “Saat olmadı, istersen krampon vereyim” demiş!
*****
Yüzlerce futbolcu, onlarca teknik direktör gördü Süreyya… Gordon Milne’i övüyor… “Gerçek bir takımdık onun zamanında, herkes kenetlenmişti” diyor… Ve, şimdi, Schuster’i çok ayrı bir yere koyuyor… “Schuster’den önceki teknik adamlar, biz hizmetli personeli futbolcularla birlikte, aynı yerde yemek yedirmezdi. Ayrım yaparlardı. Fakat Schuster, biz olmadan yemeğe oturtmuyor futbolcuları… İnsan ve görev ayrımı yapmıyor. Gerçek bir aile gibiyiz şu anda” diyor.
*****
Çok açık şekilde görülüyor ki, Quaresma gibi, Schuster de adam gibi adam.
*****
Yukarıdaki satırları, anıları, eminim Beşiktaşlılar’ın çoğu biliyordur… Ama yine de, Süreyya gibi bir ‘gizli kahraman’ı Fanatik’in sayfalarına kazıyarak, tarihe not olarak düşülsün istedim.
*****
Çünkü, futbol denilen hadisenin, golden, auttan, skordan ibaret olmadığına… İnsanlardan, duygulardan, karakterlerden, özetle, hayatın bizatihi kendisinden oluştuğuna inanıyorum.
*****
Yeşilçam setlerinde başlayan, Siyah-Beyaz bir aşk öyküsünün filmidir bu…
*****
İşini iyi yaptığında, gönülden, severek yaptığında… Yedek kulübesindeki ‘figüran’ın, dünya çapındaki yıldızlarla aynı sahneleri paylaşıp, ‘başrol’e yükselebildiğini gösteren bir film.
-Fanatik Gazetesi-
25.8.2010 12:08
Adanmış hayatları okumak çok keyifli, farklı renklere gönül verse de...
Paylaşım için teşekkürler Asım Bey.
Paylaşım için teşekkürler Asım Bey.