Gündemden

Şu milli takımdan bir cacık olmaz. Defans formsuz fenerbahçe oyuncularından oluşuyor. Forvet Mevlüt... Ligimizin gol kralı Umut yok. Şampiyonlar Liginin gol kralı yedek başlıyor. Sn. Avcının milli takıma kattığı hiç birşey yok.
 
Abdullah Avcı keşke İBB'den hiç ayrılmasaydı, en azından gözümde bi saygısı sevgisi vardı, hepimizde yeri ayrıydı. Kendine de bize de yazık etti !
 
T.Telekom birleşme olmaz sponsorluk olur.Arkas ise süper olur çok iyi bir koçları ve uzun zamandır uyguladıkları bir planları var çok iyi yerli kadroları falan böyle bir birleşme zor ama Erkek Voleybol için harika olur.
 
Hukuk, Adalet, Eşitlik Üzerine...

Bir kaç hafta önce bir başka sporcuya maçın hakemi tarafından yaptığı tespit edilen ve görüntülerle desteklenen hareket nedeniyle verilen 8 maçlık müsabakadan men cezasının –görüntülerde açıkça yer almasına rağmen- yeterli kanıt bulunamadığı ve kendi ifadeleriyle “hakemin yüzüne bir sıvının gelmiş olabileceği düşünülse de futbolcunun tüm bu eylem sırasında konuşmaya devam ettiği ve konuşma esnasında tükürme eyleminin fiziksel olarak mümkün olmadığı” gerekçesiyle Tahkim Kurulu tarafından 1 maça indirilmesi kararı camiamız kadar spor kamuoyunda vicdanları rahatsız eden bir karar ve uygulama örneği olarak spor tarihimize geçmişti.

Kısacası kurul, hakemin raporundan bağımsız olarak hareket etmiş, oyuncunun beyanını ve görüntüleri esas alarak karar vermişti.

Aynı kurulun bugün açıkladığı kararından öğreniyoruz ki, futbolcumuz Melo’nun rakip oyuncuya yaptığı iddia edilen aynı hareket nedeniyle yine disiplin kurulunun vermiş olduğu 4 maçlık ceza konusunda yaptığımız itirazda bu kez sporcunun beyanı ve görüntüler kaale alınmamış ve “hakem raporunda bulunan hususların aksini ispata yeter kuvvette delil ve emare olmaması yanında, olayın gerçekleştiği anda rakip takım futbolcusunun tepkisi ve diğer oluşa dair tespitler dikkate alınarak” onanmıştır.

Yani suçsuzluğun ispat edilememesi suçun varlığı ve ceza için yeterli bir gerekçe olarak kabul edilmiş ve bir kez daha spor tarihimize kara bir leke düşmüştür.

Değerlendirmeyi kamu vicdanına bırakıyoruz.

Saygılarımızla,

Galatasaray Spor Kulübü.
 
Fena bir açıklama değil ama daha iyisi olabilirdi. Belki de daha sert bir üslubu yöneticilerimiz kullanacak, kullanmalı da.

Melo haksız, hatalı ama Tahkim Kurulu rengini çok açık belli ediyor. O halde kulübün görevi Türk futbolunu pisliğe bulaşmış, yağcı kuruldan kurtarmak olmalıdır. Rest çekilmeli, hem de zaman kaybetmeden!
 
Ben gerçekten gözümü dikkatle açıp Melo'nun tükürdüğünü kabul etmek için defalarca izledim, belki vardır ama ben tükürük göremedim. Özellikle Meireles olayında da dikkatle defalarca 'tükürük yoktur' niyetiyle baktım ama tükürdüğünü gördüm. Sorun tükürüp tükürmeme de değil. TFF'nin Fenerbahçe'yi koruduğunu körler bile görüyor.
 
Hani vicdan, hani adalet, hani Allah korkusu!


Futbol tarihimizin gelmiş geçmiş en büyük yüz karası olan Demirören federasyonu ve kurulları futbolumuza incir ağacı dikmeye devam ediyor.

Türkiye, mevcut tahkim kurulu kadar basiretsiz ve bulunduğu ve temsil ettiği makamı haketmeyen bir oluşum daha görmedi.

Eyyamcılığın, ayyuka çıktığı, adaletsizliğin ve çifte standartın alenen ve fütursuzca sergilendiği bir noktaya geldik.

Futbol Federasyonu ve adeta Fenerbahçe’nin bağlı kuruluşu gibi hareket eden, üyelerinin kimliği ve tıyneti herkesçe malum olan tahkim kurulu, saygınlığını yitirmiş ‘yüzüne tükürülecek’ duruma gelmiştir.

Türk futbol tarihine sürdükleri lekelerle utanmadan yaşattıkları bütün skandallara rağmen
bulundukları makamı işgal eden, göreve geldiklerindeki ilk projeleri olan şike skandalının üstünü örterek Yargı Kararlarını bile hiçe sayma yetkisini kendinde gören, ADALET ve GÜVEN ilkelerini ortadan kaldıran Federasyon ve Kurullarının kime ve neye hizmet ettiklerini her geçen skandalda bir bir izliyoruz!

Bugün Bizzat hakem raporlarıyla suçu sabit olan bir futbolcunun aldığı 12 maçlık cezayı "Kusura bakmayın yanlışlıkla vermiş bizim çocuk" der gibi 4 maça indirenler, Irkçılığı boş verenler, dün ŞİKE SKANDALINI masa başı oyunlarla temizleyip kurtarıcı rolüne soyunanlardan başkası değil!

Tahkim kuruluna soruyoruz:

1) Galatasaray Spor Kulübü yöneticileri tescilli şike çetesinin hapisten yeni çıkmış mensuplarının yaptığı gibi ellerinde kasetlerle federasyon binasını basmadığı için mi böyle bir karar aldınız?

2) Yalnızca tükürmekle kalmayıp sahaya federasyonu temsil etsin diye gönderilen hakeme bu ülkede hiç kimsenin kavgada bile cesaret edemeyeceği şekilde hakaret eden Meireles kararında hakem raporunu değil “şıracı” yayıncı kuruluşun görüntülerini dikkate aldınız ve tükürüğün yüze yansımadığına hükmettiniz? Felipe Melo’nun tükürdüğünü hangi görüntüde gördünüz? Göremediyseniz neden hakem raporuna itibar ettiniz.

3) Şike sahaya yansımadı, mahkeme kararları kurul kararlarına yansımadı, Meireles’in tükürüğü hakemin suratına yansımadı... Peki aynaya baktığınızda kaypaklığın, yansımasını görüyor musunuz?

4) Aldığınız kararda Melo’nun tükürdüğü iddiasına dayanak olarak Beşiktaş futbolcusu Oğuzhan'ın tepkisini gösteriyorsunuz? O koltuklarda sizler değil de ilkeli ve tarafsız hukukçular oturuyor olsaydı, kendisine tükürülmediği halde tükürülmüş gibi davranarak hakemi ve kamuoyunu yanıltmaya çalışan Oğuzhan'a ceza vermez miydi?

5) Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız? O çocuklar suratınıza gerçekten tükürürlerse onlara ne ceza vereceksiniz?
6) Adalet duygunuz yok, vicdanınız yok, insafınız yok... Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?
7) Mesleğinizi sorduklarında “hukukçuyum” demeye utanmıyor musunuz?

Biz bu soruların cevaplarını biliyoruz. Türk Spor Kamuoyu da gayet iyi biliyor. Sizlerin de bir an önce bu cevapları görüp istifa etmeniz gerekiyor.

Oğuz Altay
ultrAslan Başkanı
 
Takım -her şeyi geçtim- öz saygıyı ön plana alarak kenetlenmeli.İşi oyunun içindeki anlara endeksleme şansımız yok zira ortada oyun diye bir şey yok.CL'de devam,o eksik,bu sakat,uyum süreci vs. hepsi takımın kararlılığıyla tuz buz olur.İdare etme lüksümüz yok.Haydi artık.
 
İkinci Başkan Ali Dürüst Açıklamalarda Bulundu

Galatasaray Spor Kulübü İkinci Başkanı Ali Dürüst, Galatasaray TV’de yayınlanan Günün Manşeti programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Programın ilk bölümünde geride kalan Ocak ayındaki transfer söylentileri özelinde yapılan yorumları değerlendiren Dürüst, “Transfer spekülasyonları vardı, ‘Drogba gelecek, Burak gidecek’ gibi. Bunu yalanladık zaten. Bizim Burak’tan beklentimiz, bugün veya yarın değil, önümüzdeki 10 seneyle ilgili. O transferi yaparken bizim kadromuzda kıymetli santrforlar vardı. Buna rağmen Burak ile mukavele yaptık. Dolayısıyla öyle bir şey söz konusu değil. Bunu açıklığa kavuşturayım” ifadelerini kullandı.

Galatasaray’ın kadrosuna kattığı yıldız isim Didier Drogba için, “Taraftarımız heyecanlılar, gerekli ilgiyi gösteriyorlar. Ama oradaki kamu nizamını da bozmamak lazım. Biz önümüzdeki günlerde zaten oyuncumuzu taraftarımızla bir araya getireceğiz. Dolayısıyla orada sıkıntı vermemek adına ben biraz daha sakin olmalarını tavsiye ediyorum. Onların yakın ilgisine teşekkür ediyoruz, sonuçta onlar bize bu keyfi veriyorlar, oyunculara bunu gösteriyorlar. Her oyuncumuza, ayrım yapmıyorlar. Sezon içi kamplarında görüyoruz, deplasmalarda görüyoruz… Gerekli ihtimamı gösteriyorlar” yorumunu yapan Dürüst, “Kariyerine baktığımız vakit, başarılarla dolu olduğunu görüyoruz. Saha içindeki kişiliği çok önemli. Galatasaray’ı Galatasaray yapan teknik kabiliyetten ziyade bu tür oyuncularla donanmış olmalı. Yüksek karizması olması bir oyuncu daha katıldı. Hem kariyeri hem de kişiliğinin sağlamlığıyla katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

Türkiye’nin dünyada en tanınmış markasının Galatasaray olduğuna vurgu yapan Dürüst, Schalke maçına kadar da oyuncularımız hazır olacağını ve Fatih Terim’in kime görev verirse sahaya çıkan 11 kişi takımını en iyi şekilde temsil edeceğini söyledi.

Ali Dürüst, programın devam eden bölümünde Felipe Melo’ya verilen dört maçlık cezanın onanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu: “Böyle gündemlerle burada olmak istemezdik; ama maalesef kamuoyunun, Galatasaray kamuoyunun değil yalnızca, spor kamuoyunun kafası karışık. Biz sporda hep kardeşlik, huzur arıyoruz, bunun için elimizden geleni yapıyoruz; fakat şu anda hem taraftarımıza, hem spor kamuoyuna karşı durumu açıklamakta sıkıntı çekiyoruz. Diğer olay olduğu vakit burada bir açıklama yaptık, bazı kritikler de aldık. Ama bizim burada yaptığımız açıklama, oyuncunun almış olduğu cezayla ilgili değildi. Üç kurum arasındaki çelişkiyi ortaya koyduk. Disiplin Kurulu, bir ceza veriyor. Tahkim Kurulu, hakem raporunu dikkate almıyor. Bir uygulama getirerek görüntülere bakıp o görüntülere göre cezayı indiriyor. Biz kurullar arasında böylesi çelişkiler olmasının futbola zarar vereceğini ifade ettik. Aradan zaman geçtikten sonra benzer bir olay daha gerçekleşti. Bir tarafta hakemin bir şikayeti var, raporu da var. Bir harekete maruz kaldığını söylüyor. Disiplin Kurulu, buna göre ceza veriyor. Tahkim’e gidiliyor, bir sıvı olduğu ve bu sıvının tükürük olarak adlandırılmayacağı söyleniyor. Ceza da bir maça iniyor.”

İkinci Başkan Dürüst, aynı durumun Felipe Melo için de geçerli olduğunu ifade ederek şu sözleri kullanarak konuşmasına devam etti: “Oyuncumuzun karşı takım oyuncusuyla karşılaşması var. Orada orta hakem olayı uzak olduğu için görmüyor. Diğer hakemin vermiş olduğu rapor ve diğer oyuncunun ifadesiyle tükürükten dolayı Disiplin’e veriliyor, dört maç ceza alıyor. Galatasaray Spor Kulübü ise en iyi savunmasını yapıyor. Tabii ki hukuksal bazda. Hiçbir zaman Tahkim Kurulu’nun toplantısından önce Federasyon’a gitmeyi düşünmedik. O tür savunma bizim alışık olmadığımız savunmadır. Ama hukuk kuralları içinde en iyi savunmayı yaptık. Biz karşımızdaki bir hukuk kurulu olarak telakki ediyoruz. Dolayısıyla bir hukuk kurulundan hukuka uygun bir davranış bekliyorduk. Ancak çıkan sonuç şudur: ‘Ben sizin suçlu olduğunuzu ispat edemiyorum, siz suçsuzluğunuzu ispat edin.’ Bunu kamuoyuna nasıl anlatacaksınız? Hukukta böyle bir şey yok. Tükürmediğine dair bir emare olmadığını söyleniyor, o zaman tükürdüğüne dair bir emare varsa onu göstermek lazım. Dolayısıyla bizim burada sıkıntımız büyük. Federasyon da güvenilirliğini kaybetmiştir. Eğer görüntüden bir karar verilecekse, görüntüler o kadar net ki… Delil ve emare olayını neye karar verdiler? Tahkim, bir hukuk kurulu. Dolayısıyla geçmişteki performanslarına baktığımızda, oraya birtakım amaçlarla gelmiş olduklarını maalesef görmüş oluyoruz. Ve dünkü karar da kamu vicdanını çok yaralamıştır. Biz spor kamuoyu adına Federasyon’dan açıklama bekliyoruz.”

Ali Dürüst, Federasyon’dan konuyla ilgili açıklama beklediklerinin de altını çizdi: “Oyuncumuz Engin Baytar 11 maç ceza aldığı vakit, bizim itirazımız cezanın fazlalığına dairdi. Yoksa biz oyuncumuza ceza da verdik. Ama Sayın Federasyon Başkanı, ‘az bile vermişler’ diyerek o konuda bir yorum yapmıştı. Şimdi bu konuda nasıl bir yorum yapacaklar, onu merak ediyoruz. Kamuoyunun gözü önünde oluyor bunlar da. Bizim üç hafta sonra çok önemli bir Schalke maçımız da var. Burada haksız olarak oyuncumuzu sahaya sürememek sahiden büyük bir dezavantaj. Ya bir art niyet arayacağız burada ya da kurumun yetersizliğinden bahsedeceğiz. Hangi tarafa bakarsanız, bakın; sıkıntı verici bir durum. Geçen olayda bir hakem, 10 santimetre uzaklıkta kendisine yapılan olayı raporuna yazıyor. Yanlış veya yalan beyan verdiği iddia edilerek bu şekilde karara varılıyor. 10 santimetrede kendisine yapılan olayı süzemeyen hakemden 100 metredeki sahada nasıl verim bekleyeceksiniz? Bu bizimle ilgili değil. Bu, herkesin vicdanını sızlatıyor. Ve sorgulanıyor Futbol Federasyonu. Dolayısıyla TFF, Tahkim Kurulu ile ilgili gerekli girişimleri yapmak durumunda. Önümüzde önemli maçlar var. Tüm takımlar için geçerli. Lig bu sezon yüksek rekabette geçiyor ve kurulların daha sağlıklı olması gerekiyor. Bu şartlar altında ligi huzur içinde bitirmemiz zor olur. Federasyon’dan bununla ilgili açıklama bekliyoruz. Sıkıntımız budur.”

Ali Dürüst, Galatasaray TV’deki konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Emare olmamasını görüyorsanız, emare olmasını da görmelisiniz. Burada kalkıp tüm olayı bir oyuncunun oradaki tepkisine göre sonuçlandırarak o oyuncuya da bir haksızlık yapıyorsunuz, onu da baskı altına alıyorsunuz. Hakem bundan önceki olay için raporunda tükürüldüğü ifadesi dikkate almıyorsunuz, burada rakip oyuncunun şu veya bu şekilde tepki göstermesinden doğan sonuca göre bir oyuncunun veya takımın kaderini etkileyecek karar alıyorsunuz. Bizim rakip takım oyuncusunun aldığı cezayla bir alakamız yok. Zaten bizim işimiz yok; fakat burada çifte standart var. Birinde görüntülere bakıyor, diğerinde bakmıyorsunuz. Bizim durumumuza geldiğimiz vakit, yardımcı hakemin ve oyuncunun ifadesini esas alıyorsunuz, görüntüleri dikkate almıyorsunuz. Disiplin Kurulu’nun vermiş olduğu kararı Tahkim Kurulu iptal ediyor. Veya hakemin vermiş olduğu raporu yok farz edebiliyor. Kurullar arasındaki güvenilirliliği ortadan kalkmıştır. Kararı okuduğumuz zaman, ne kadar hukuksuz ve mantığa uymayan gerekçeler olduğunu görüyorsunuz. Buradaki çifte standardın her yerde olabileceğine dair endişelerimiz var. Dolayısıyla Federasyon’un eylem ve söylemle ortadan kaldırması gerekiyor.”
 
Shakhtar Donetsk’le de başarıdan başarıya koşan Mircea Lucescu, Şampiyonlar Ligi konulu bir programa katıldı. Dolce Sport TV’deki programda 2. tur eşleşmelerini değerlendiren Rumen hoca, “Şampiyonlar Ligi’nde 2. tur karşılaşmaları 2 tanesi haricinde eşit güçte sayılır. Juventus turu garanti geçecektir. Schalke’nin de pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Galatasaray hem Gelsenkirchen’de hem de İstanbul’da kendi evinde gibi oynayacaktır.


Konusu değil ama Shalke maçına herkes bizi açık ara favori gösteriyor inşAllah yanılmazlar :)
 
Shakhtar Donetsk’le de başarıdan başarıya koşan Mircea Lucescu, Şampiyonlar Ligi konulu bir programa katıldı. Dolce Sport TV’deki programda 2. tur eşleşmelerini değerlendiren Rumen hoca, “Şampiyonlar Ligi’nde 2. tur karşılaşmaları 2 tanesi haricinde eşit güçte sayılır. Juventus turu garanti geçecektir. Schalke’nin de pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Galatasaray hem Gelsenkirchen’de hem de İstanbul’da kendi evinde gibi oynayacaktır.


Konusu değil ama Shalke maçına herkes bizi açık ara favori gösteriyor inşAllah yanılmazlar :)

Aslında şu kötü futbolumuz değilde geçen seneki gibi seri yakalayan iyi bir takım olsak bırak ''alman takımıdır belli olmaz'' olayını, gözüm kapalı ''BANKO GALATASARAY ATLAR'' derim ama işte al birini vur ötekine iki takım. Yine de Schalke'ye göre bir adım önde gibiyiz, bizimkilerin avrupa motivasyonu iyidir, rakip nerdeyse bütün yıldızlarını sakatlığa kurban verdi. İyi oynarsak rahat tur atlarız.
 
"feneribesleme.blogspot.com" adresine bakın bi arkadaşlar. Borsa'daki işlemlerimiz yüzünden bize laf atan fenerbahçe taraftarı kendi kulübunun borsada ne halt yediklerinden haberi yok. Bu linki mümküm oldugunca yayalım ki ne halt yediklerini ögrensinler. Körü körüne milleti şuçlamasın geri zekalılar.
 
Ultraslan'ın içinde çok iyi niyetle hareket eden insanlar olsa da içerdeki menfaatçileri ayıklamadıkları sürece bu ne ilk ne de son istifa olur. Kimse de "bağımsız" Ultraslan'dan söz edemez. Oğuz Altay görevde bulunduğu sürece elinden geldiğince hizmet etmeye çalışmıştır. Kendisine emeklerinden ötürü teşekkür etmek lazım. İstifanın arkasında enteresan işler olabilir. Hayırlısı diyelim...
 

Üst