17 haziran kararının hala ve hala yerinde olduğunu savunuyorum. İğrenç bir tiyatro düzenlenmişti çünkü ve yönetim çıkıp bu rezilliğin bir öznesi olmamayı tercih ederek doğrusunu yaptı.
Başkanın bugünkü konuşmasından;
Bu karar kolay ve ezbere alınabilecek bir şey değildi. Galatasaray, başarıya endeksli, kupaları kazanmak üzere organize olan bir kulüptür. Galatasaray, her şeyden önce etik spor, fair-play, dayanışma, kardeşlik ve dostluk bazında yapılan spor için kurulmuştur. Atalarımızın, bizden önceki yöneticilerimizin bize verdiği emanet budur.
Serideki olaylardan sonra yönetim kurulumuz, 'biz alın teriyle buraya kadar geldik, milyonlarca lira para harcadık, maça sadece yenilmek için davet edildik' düşüncesine girdi. Bu noktada iki seçeneğimiz vardı. Ya gidip oynayıp, yenilerek rakibimize kupayı kaldırma zevkini vermek, ya da reaksiyon göstermek. Sizin bizden beklentiniz herhalde ikincisiydi. Biz de reaksiyon gösterdik. Bir kupa kaybettik. Bir ihtimalle de bu kupayı alabilirdik ama bu mucize olurdu. Çünkü her şey kupayı aldırmamak için kurgulanmıştı.
Federasyon başkanıyla bire bir konuştum. Yanlış bir işlem yaptıklarını söyledim. Karşı tarafa bize verilen cezanın yarısının uygulanmasını istedim. Hakem kadrosunun şaibeli olduğunu söyledim ve 'Bunların yerine daha sağlıklı bir hakem kadrosu koyun' dedim. Federasyon başkanı her ikisini de reddetti. Başkan, bizim maçı oynamamız gerektiğini ısrarlı bir şekilde beyan etti. Ben de bu şartlarda takımı getirmeyeceğimizi, bunun Türkiye'de bir ilk olacağını, olayın bu davranışla da sınırlı kalmayacağını, bundan sonra gerekli tedbirleri alıp, bu spor dalı temizlenene kadar her şekilde reaksiyon göstereceğimizi net olarak kendisine anlattım.
Başkanın bugünkü konuşmasından;
Bu karar kolay ve ezbere alınabilecek bir şey değildi. Galatasaray, başarıya endeksli, kupaları kazanmak üzere organize olan bir kulüptür. Galatasaray, her şeyden önce etik spor, fair-play, dayanışma, kardeşlik ve dostluk bazında yapılan spor için kurulmuştur. Atalarımızın, bizden önceki yöneticilerimizin bize verdiği emanet budur.
Serideki olaylardan sonra yönetim kurulumuz, 'biz alın teriyle buraya kadar geldik, milyonlarca lira para harcadık, maça sadece yenilmek için davet edildik' düşüncesine girdi. Bu noktada iki seçeneğimiz vardı. Ya gidip oynayıp, yenilerek rakibimize kupayı kaldırma zevkini vermek, ya da reaksiyon göstermek. Sizin bizden beklentiniz herhalde ikincisiydi. Biz de reaksiyon gösterdik. Bir kupa kaybettik. Bir ihtimalle de bu kupayı alabilirdik ama bu mucize olurdu. Çünkü her şey kupayı aldırmamak için kurgulanmıştı.
Federasyon başkanıyla bire bir konuştum. Yanlış bir işlem yaptıklarını söyledim. Karşı tarafa bize verilen cezanın yarısının uygulanmasını istedim. Hakem kadrosunun şaibeli olduğunu söyledim ve 'Bunların yerine daha sağlıklı bir hakem kadrosu koyun' dedim. Federasyon başkanı her ikisini de reddetti. Başkan, bizim maçı oynamamız gerektiğini ısrarlı bir şekilde beyan etti. Ben de bu şartlarda takımı getirmeyeceğimizi, bunun Türkiye'de bir ilk olacağını, olayın bu davranışla da sınırlı kalmayacağını, bundan sonra gerekli tedbirleri alıp, bu spor dalı temizlenene kadar her şekilde reaksiyon göstereceğimizi net olarak kendisine anlattım.