Dixon bence de hem aradığımız, ihtiyaç duyduğumuz bir adam değil, hem de takıma zararı faydasından fazla. Maç başlığında yazdığım gibi laubali, pas tekniğini almış ama kültürünü almamış, zayıf, savunmada acayip sorumsuz, hatta vurdumduymaz, üstelik de o boydaki bir oyuncuya göre hiç de çabuk veya çevik değil, ilk adımı gayet yavaş. Oyunu ağır aksak oynuyor, tek derdi asist ve skor yapmak. Bence de Livingston gibi bir seçeneğimiz varken hemen gönderilip yerine çevik ve şutör bir 2-3 almak çok akıllıca olur. Söylüyorum işte, Erdemir Jefferson'ı tuttu getirdi; çok mu para dökmüşlerdir sizce? Dixon Lyday, Rashid Atkins filan kadar bile değil benim gözümde. Ayrıca bana göre de Dixon bir şeye sayılacak adam olsa Avrupa'da iyi bir ligde, az çok hedefleri olan bir takımda oynardı. Hocanın kendisini kontrol edememesine gelince, doğrudur, daha iyi bir hocanın elinde daha kontrollü oynayabilir. Ama o zaman da bu zaaflarını böyle yüksek skorlarla örterek göz boyama fırsatını bulamaz.
Bir de Aydın Örs'ün Mrsiç'i iyi kontrol ettiği söylenmiş. Buna ancak gülünür. Aydın Örs'ün yaptığı diğer oyuncuları sahada eşek gibi çalıştırarak Mrsiç'e serbest oynama ve tam yetki imkanı vermesidir. Naumoski zamanında da böyleydi. Sayın bakalım Mrsiç'in coşup en az 20 atmadığı kaç maçı kazanabilmiş Fenerbahçe? Takımda öncelik hep Mrsiç'in, her şey onun üstüne neredeyse. Mrsiç'in kontrol altındaki oyunu nasıl mı olur peki? Buyrun Bosna'nın maçlarını seyredin, farkı görmek zor olmaz.