Zihni bey ; içme sinmedi; biraz daha net anlatayım dediklerimi. Bu yazı o yüzden daha uzun oalrak editleniyor:
- Dedim ki geçen Cumartesi bir büyğümüzle bir maçta tesadüf eseri yanyana oturma fırsatım oldu. Kendisi beni tanımıyor haliyle. Bu büyüğümüz; maçın başında; ortasında ve sonunda; takımın kenarda taktik veren bir koçu varken ; üstelik oyun devam ederken oyuncuları sürekli bağıra çağıra yanına çağırarak;
" Oğlum daha iyi koşun " ; " Oğlum verin şu Araba post-up oynasın "; " Hişş Araaap! Gelsene bakim buraya " nidalarıyla birşeyler anlattı. Ben de burada söylüyorum ki; 26 Ocak tarihinde yazdığım fikirlerim; daha da netleşti. Nedir bu fikirler?
" Bu büyüklerimiz; Galatasarayda aktif görev yapabilecek enerjilerinin olmadığının; ve de basketbolun çok değiştiğinin farkındalar. O yüzden nüfuzlarını kullanarak; kendi yakınlarındaki gençlere yol açmak istiyorlar"
Buraya kadar anlatabildim sanıyorum.
ASlında bakarsanız; iyi bir kalemim olduğunu düşünürdüm; fakat şahsıma yazılmış bazı yazıları- sizin bu yazınız da onlara dahil- sanıyorum 2 kelimeyi bir araya getirmekte ciddi zorluklar yaşayan bir forum kullanıcısıyım. Biraz daha netleştirmeye çalışayım. Demişsiniz ki ;
" Kuru safsatanın peşinden gidiyorsunuz; bu insanların sırf bu koçla olmaz dediler diye şubeyi istediklerini nereden çıkardın "
Şimdi öncelikle ; sevgili Mithat Duran ve 1 Haziran fenomenini geçiyorum. Varsayın ki oradan çıkarmadım. Şöyle anlatayım; Rüzgar bey'e de verdiğim örnek üzerinden:
" Bir dükkan satın almak istiyorsunuz; ufak bir süpermarket market. 6 tane çalışanı var; böyle Dia falan tarzı birşey; ama sürekli zarar ettiği için sahibi satmaya çalışıyor. Gezdiniz ; gördünüz; diyorsunuz ki; tamam ; ben burayı adam ederim. Lakin; dükkan sahibi diyor ki; bana ne kardeşim; bu 6 adamı çalıştırmaya devam etmezsen satmıyorum; senin getirmek isteidğin çalışanları beğenmedim ben. Hem bana satış için gerekli parayı vereceksin; hem de bu 6 kişiyi eşşek gibi çalıştıracaksın "
Siz bu dükkanı alır mısınız? Yoksa; " Kardeşim senin aslında satmaya niyetin yok" deyip yürüyüp gider misiniz? Gidersiniz diye bekliyorum. İşte; ben o oradan çıakrak diyorum ki; bu kişiler ; şubeyi istemekteler; Murat Özyer işin görünen bir kısmı... Temel işletme kuralıdır; eğer üst düzey yöneticileri atama hakkına sahip olmak istiyorsanız; daha üst düzey olmanız gerekmektedir. Yani; bizzat yönetmek olmasa bile; bir vesayet yaratmaya çalışmak sözkonusudur; ve de evet; bu vesayet haklarını kendilerinin yetiştirdiği insanlardan yana kullanmak istiyorlar. Bu noktada; kriterlerinin donanım olduğundan şüpheliyim; kritik kelimenin " YEtiştirme " olduğunu düşünüyorum.
Gelelim diğer noktalara: Diyorsunuz ki; bu insanlar yönetime talip falan değiller; kimse 10 milyon dolar veremez.
Evet doğru veremezler. Ama bakın; şu anki organizasyon 10 milyon dolar olmasa da ona yakın bir rakamı veriyor ya da buluyor. O halde bu düşmanlık niye?
"Fenerbahçe'nin alt koluyuz diye "
Çok güzel; peki o zaman kurtarın bizi Fenerbahçenin alt kolu olmaktan? Yok! Şunu çok açık ve net bir şekilde soruyorum :
Bugün Ülker grubu Galatasaray'a gelip; " Biz Galatasaray yönetiminden elimizi eteğeimizi çekiyoruz. İstatikçisine kadar geçmişte Ülkerde görev yapmış herkesin görevine son verdik. Buyrun istediğiniz insanlarla çalışın. Bizler Galatasarayın arkasında durmaya devam edeceğiz; yıılık bütçe de aynı Fenerbahçenin yarısı kadar; 8 milyon doalr olacak " derlerse; o sponsorluk uzatılır mı uzatılmaz mı? İkimiz de biliyoruz ki uzatılır. E o halde, nerede kaldı en başktaki cümle.
Hadi diyelim ki ikinci seçenek. Ülkersporun Galatasaray 7 milyon dolar vermesindeki tek sebep ; Murat Özyere ve aziz Bekire iş bulmak. Bunun arkasındaki mantığı çözmüş değilim; neden Ülker'in Murat Özyer'e iş bulmak için bu kadar tırmaladığını düşünüyorsunuz anlamıyorum; değer mi Murat Özyer ve Aziz Bekir'e iş bulmak için 7 milyon dolar harcamak? ellerinde zaten Beşiktaş ve Fenerbahçe var; Galatasaray olmasa da olur ticari açıdan; Murat Özyere de kusura bakmayın kardeşim; şubeyi kapattık derler; bir sorumlulkları olmaz; birşey etmez. her neyse; diyelim ki gerçekten ; sayın Sabri Ülker'in Murat Özyer'e bir gönül borcu var; bir şekilde işsiz bırakmamak zorunda; bu endenle de Galatasaraya 7 milyon doalr akıtıyor. Ve; bu duruma karşıyız. Peki neden o halde ; geçmişleri yine çok ciddi başarılarla dolu olmayan telekom ekibinin gelmesi için görüşmeler yapıyoruz. Ve siz de bunu destekliyorsunuz? Ercüment Sunter ; sizce Galatasaray'ı mutlu yarınlara taşıma konusunda; daha mı ışık saçıyor Murat Özyer'den- Not: Murat Özyer' le basketbol mantalitemiz çoğu zaman pek benzeşmez; Murat Özyer ne eylerse güzel eyler penceresinden bakmıyorum mevzuya - ? telekom da gelirse kendi ekibiyle geliyor; e fark ne o zaman?
Sonuç olarak bu insanlar bir düzen kurdular. Doğruları yanlışları oldu; eyvallah. Ama 3 sene içinde; Galatasaray'ın Avrupadaki basketbol macerasının en ciddi derecesini elde ettiler; lakin şampiyon olamıyorlar ki ; bunu Galatasarayın hiçbir yönetimi 20 senederi; hiçbir koçla beceremiyor zaten. O halde; şu ana kadar olanlardan daha negatif bir yönleri yok. Kendi seçtikleri; sizin deyiminizle kalkındırdıkları ; çalışanlarla ; Galatasaraya ; son 10-15 yılın en başarılı 2-3 sezonunu yaşattılar; takımı yabancısı olmayan İtüye yenilirken alıp; Efes Pilsen'e yenildiğinde taraftarları üzen bir hale getirdiler. Ha bu noktada; o harcadıkları paralarla; bundan daha iyisini yapaiblirler miydi? Benim görüşüm o ki yapaiblirlerdi. Ama; bu ; şu ana kadar öncüllerinin tamamından daha iyi oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Kanımca sorun şurada :
"Galatasaray yönetimi basketolda 3 yıl içinde nereye gelmek istiyor? " Eğer; en az 1 şampiyonluk; bir de Aveupa Kupası diyorlarsa ; bu bahsettiğiniz insanlarla olmaz; hemfikiriz. Ama; bu Galatasaray camiası içindeki alternatifleriyle de olmaz; sayın Dedehayır'ın; sayın Şardan'ın ; Sayın Sebahattin Kart' ın; sayın Tuğrul Demir'in; bakış açısıyla da olmaz. Toptan; bir yeniden değerlerndirme ve yapılanma gerekiyor. Lakin baştan beri vurgulamaya çalıştığım şey şu;
Eğer Galatasaray yönetimi; yahu Şampiyonluğa falan ne gerek var; her yıl yarı final oynayan ; millete ezilmeye haysiyetli bir takım olsun diyor ise; o zaten şu an vaR; o amaca ulaşıldı. İşleyen çarka neden çomak sokulmaya çalışılıyor? Yılda ; 7 milyon dolarla yarı finale başar mı diyorsun derseniz? bırakın da o da 7 milyon doları bulan insanların sorunu olsun. Eğer; Galatasarayın hedeflerini karşılıyorlarsa; bu işe ceplerinden kaç para yatırdıkları beni çok da ilgilendirmiyor . Birileri bu koçla olmaz dediler diye; yönetimi almak istediklerini nereden çıakrtıyorsun demiştiniz. BAkın; Mithat bey kendi söylüyor; bu işi yapacak pırıl pırıl genç insanlar var diye. Demek ki ; isteyen birileri var ki konuşuluyor. Ki ayrıca; ortada işleyen bir çark var; birileri bu koçla olmaz diyor ise çok ciddiyim; Demesin! Gücü var ise ; bulsun sponsorunu; yapsın planını programını ; gelsin alsın; istediğini getirsin; istediğini götürsün; alsın satsın. Lakin; böyle bir durumu yoksa; karışmasınlar artık; Galatasaray'ın kiminle olup kiminle olmayacağına; Galatasaray bu koçla olmaz diyecekelrse de gelsinler; burada yazsınlar; el altından başkalarıyla anlaşıp ; bunu yönetime dikte ettirmeye kalkmasınlar.
Ben Galatasaraylı bir taraftar olarak ; çok sıkıldım; bu Galatasaray üzerinde oynanan oyunlardan. Varsa bir güçleri; gelsinler; alsınlar yönetsinler; başkanı ikna etsinler planlarıyla programlarıyla ; " galatasaray Galatasaraylıalr tarafından yönetilmelidir" diye bağırarak değil ; Galatasaray'ı mutlu günlere taşısınlar; biz de destek verelim ; gücümüz yettiğince. Ama; görüyorum ki; bu insanlar; tercihlerini Galatasarayın başarılı koçunu kovup -Yok yok; Murat Özyerden değil; tam aksine Erman Kunterden bahsediyorum. - ; yerine bazı başka bağlantılar dolayısıyla play-off oynanırken; başka koçlarla anlaşıp; tepki gösteren taraftara da " Beğenmeyen evinden izlesin. galatasaray koçunu onlara mı sorucam" demeyi tercih ediyorlar. O nedenle de ; evet; altrenatiflerinin daha kötü olması dolayısıyla; çok memnun olmamaka beraber; Ülker grubunun yönetime devam etmesi arzusundayım bir Galatasaray taraftarı olarak.
- Dedim ki geçen Cumartesi bir büyğümüzle bir maçta tesadüf eseri yanyana oturma fırsatım oldu. Kendisi beni tanımıyor haliyle. Bu büyüğümüz; maçın başında; ortasında ve sonunda; takımın kenarda taktik veren bir koçu varken ; üstelik oyun devam ederken oyuncuları sürekli bağıra çağıra yanına çağırarak;
" Oğlum daha iyi koşun " ; " Oğlum verin şu Araba post-up oynasın "; " Hişş Araaap! Gelsene bakim buraya " nidalarıyla birşeyler anlattı. Ben de burada söylüyorum ki; 26 Ocak tarihinde yazdığım fikirlerim; daha da netleşti. Nedir bu fikirler?
" Bu büyüklerimiz; Galatasarayda aktif görev yapabilecek enerjilerinin olmadığının; ve de basketbolun çok değiştiğinin farkındalar. O yüzden nüfuzlarını kullanarak; kendi yakınlarındaki gençlere yol açmak istiyorlar"
Buraya kadar anlatabildim sanıyorum.
ASlında bakarsanız; iyi bir kalemim olduğunu düşünürdüm; fakat şahsıma yazılmış bazı yazıları- sizin bu yazınız da onlara dahil- sanıyorum 2 kelimeyi bir araya getirmekte ciddi zorluklar yaşayan bir forum kullanıcısıyım. Biraz daha netleştirmeye çalışayım. Demişsiniz ki ;
" Kuru safsatanın peşinden gidiyorsunuz; bu insanların sırf bu koçla olmaz dediler diye şubeyi istediklerini nereden çıkardın "
Şimdi öncelikle ; sevgili Mithat Duran ve 1 Haziran fenomenini geçiyorum. Varsayın ki oradan çıkarmadım. Şöyle anlatayım; Rüzgar bey'e de verdiğim örnek üzerinden:
" Bir dükkan satın almak istiyorsunuz; ufak bir süpermarket market. 6 tane çalışanı var; böyle Dia falan tarzı birşey; ama sürekli zarar ettiği için sahibi satmaya çalışıyor. Gezdiniz ; gördünüz; diyorsunuz ki; tamam ; ben burayı adam ederim. Lakin; dükkan sahibi diyor ki; bana ne kardeşim; bu 6 adamı çalıştırmaya devam etmezsen satmıyorum; senin getirmek isteidğin çalışanları beğenmedim ben. Hem bana satış için gerekli parayı vereceksin; hem de bu 6 kişiyi eşşek gibi çalıştıracaksın "
Siz bu dükkanı alır mısınız? Yoksa; " Kardeşim senin aslında satmaya niyetin yok" deyip yürüyüp gider misiniz? Gidersiniz diye bekliyorum. İşte; ben o oradan çıakrak diyorum ki; bu kişiler ; şubeyi istemekteler; Murat Özyer işin görünen bir kısmı... Temel işletme kuralıdır; eğer üst düzey yöneticileri atama hakkına sahip olmak istiyorsanız; daha üst düzey olmanız gerekmektedir. Yani; bizzat yönetmek olmasa bile; bir vesayet yaratmaya çalışmak sözkonusudur; ve de evet; bu vesayet haklarını kendilerinin yetiştirdiği insanlardan yana kullanmak istiyorlar. Bu noktada; kriterlerinin donanım olduğundan şüpheliyim; kritik kelimenin " YEtiştirme " olduğunu düşünüyorum.
Gelelim diğer noktalara: Diyorsunuz ki; bu insanlar yönetime talip falan değiller; kimse 10 milyon dolar veremez.
Evet doğru veremezler. Ama bakın; şu anki organizasyon 10 milyon dolar olmasa da ona yakın bir rakamı veriyor ya da buluyor. O halde bu düşmanlık niye?
"Fenerbahçe'nin alt koluyuz diye "
Çok güzel; peki o zaman kurtarın bizi Fenerbahçenin alt kolu olmaktan? Yok! Şunu çok açık ve net bir şekilde soruyorum :
Bugün Ülker grubu Galatasaray'a gelip; " Biz Galatasaray yönetiminden elimizi eteğeimizi çekiyoruz. İstatikçisine kadar geçmişte Ülkerde görev yapmış herkesin görevine son verdik. Buyrun istediğiniz insanlarla çalışın. Bizler Galatasarayın arkasında durmaya devam edeceğiz; yıılık bütçe de aynı Fenerbahçenin yarısı kadar; 8 milyon doalr olacak " derlerse; o sponsorluk uzatılır mı uzatılmaz mı? İkimiz de biliyoruz ki uzatılır. E o halde, nerede kaldı en başktaki cümle.
Hadi diyelim ki ikinci seçenek. Ülkersporun Galatasaray 7 milyon dolar vermesindeki tek sebep ; Murat Özyere ve aziz Bekire iş bulmak. Bunun arkasındaki mantığı çözmüş değilim; neden Ülker'in Murat Özyer'e iş bulmak için bu kadar tırmaladığını düşünüyorsunuz anlamıyorum; değer mi Murat Özyer ve Aziz Bekir'e iş bulmak için 7 milyon dolar harcamak? ellerinde zaten Beşiktaş ve Fenerbahçe var; Galatasaray olmasa da olur ticari açıdan; Murat Özyere de kusura bakmayın kardeşim; şubeyi kapattık derler; bir sorumlulkları olmaz; birşey etmez. her neyse; diyelim ki gerçekten ; sayın Sabri Ülker'in Murat Özyer'e bir gönül borcu var; bir şekilde işsiz bırakmamak zorunda; bu endenle de Galatasaraya 7 milyon doalr akıtıyor. Ve; bu duruma karşıyız. Peki neden o halde ; geçmişleri yine çok ciddi başarılarla dolu olmayan telekom ekibinin gelmesi için görüşmeler yapıyoruz. Ve siz de bunu destekliyorsunuz? Ercüment Sunter ; sizce Galatasaray'ı mutlu yarınlara taşıma konusunda; daha mı ışık saçıyor Murat Özyer'den- Not: Murat Özyer' le basketbol mantalitemiz çoğu zaman pek benzeşmez; Murat Özyer ne eylerse güzel eyler penceresinden bakmıyorum mevzuya - ? telekom da gelirse kendi ekibiyle geliyor; e fark ne o zaman?
Sonuç olarak bu insanlar bir düzen kurdular. Doğruları yanlışları oldu; eyvallah. Ama 3 sene içinde; Galatasaray'ın Avrupadaki basketbol macerasının en ciddi derecesini elde ettiler; lakin şampiyon olamıyorlar ki ; bunu Galatasarayın hiçbir yönetimi 20 senederi; hiçbir koçla beceremiyor zaten. O halde; şu ana kadar olanlardan daha negatif bir yönleri yok. Kendi seçtikleri; sizin deyiminizle kalkındırdıkları ; çalışanlarla ; Galatasaraya ; son 10-15 yılın en başarılı 2-3 sezonunu yaşattılar; takımı yabancısı olmayan İtüye yenilirken alıp; Efes Pilsen'e yenildiğinde taraftarları üzen bir hale getirdiler. Ha bu noktada; o harcadıkları paralarla; bundan daha iyisini yapaiblirler miydi? Benim görüşüm o ki yapaiblirlerdi. Ama; bu ; şu ana kadar öncüllerinin tamamından daha iyi oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Kanımca sorun şurada :
"Galatasaray yönetimi basketolda 3 yıl içinde nereye gelmek istiyor? " Eğer; en az 1 şampiyonluk; bir de Aveupa Kupası diyorlarsa ; bu bahsettiğiniz insanlarla olmaz; hemfikiriz. Ama; bu Galatasaray camiası içindeki alternatifleriyle de olmaz; sayın Dedehayır'ın; sayın Şardan'ın ; Sayın Sebahattin Kart' ın; sayın Tuğrul Demir'in; bakış açısıyla da olmaz. Toptan; bir yeniden değerlerndirme ve yapılanma gerekiyor. Lakin baştan beri vurgulamaya çalıştığım şey şu;
Eğer Galatasaray yönetimi; yahu Şampiyonluğa falan ne gerek var; her yıl yarı final oynayan ; millete ezilmeye haysiyetli bir takım olsun diyor ise; o zaten şu an vaR; o amaca ulaşıldı. İşleyen çarka neden çomak sokulmaya çalışılıyor? Yılda ; 7 milyon dolarla yarı finale başar mı diyorsun derseniz? bırakın da o da 7 milyon doları bulan insanların sorunu olsun. Eğer; Galatasarayın hedeflerini karşılıyorlarsa; bu işe ceplerinden kaç para yatırdıkları beni çok da ilgilendirmiyor . Birileri bu koçla olmaz dediler diye; yönetimi almak istediklerini nereden çıakrtıyorsun demiştiniz. BAkın; Mithat bey kendi söylüyor; bu işi yapacak pırıl pırıl genç insanlar var diye. Demek ki ; isteyen birileri var ki konuşuluyor. Ki ayrıca; ortada işleyen bir çark var; birileri bu koçla olmaz diyor ise çok ciddiyim; Demesin! Gücü var ise ; bulsun sponsorunu; yapsın planını programını ; gelsin alsın; istediğini getirsin; istediğini götürsün; alsın satsın. Lakin; böyle bir durumu yoksa; karışmasınlar artık; Galatasaray'ın kiminle olup kiminle olmayacağına; Galatasaray bu koçla olmaz diyecekelrse de gelsinler; burada yazsınlar; el altından başkalarıyla anlaşıp ; bunu yönetime dikte ettirmeye kalkmasınlar.
Ben Galatasaraylı bir taraftar olarak ; çok sıkıldım; bu Galatasaray üzerinde oynanan oyunlardan. Varsa bir güçleri; gelsinler; alsınlar yönetsinler; başkanı ikna etsinler planlarıyla programlarıyla ; " galatasaray Galatasaraylıalr tarafından yönetilmelidir" diye bağırarak değil ; Galatasaray'ı mutlu günlere taşısınlar; biz de destek verelim ; gücümüz yettiğince. Ama; görüyorum ki; bu insanlar; tercihlerini Galatasarayın başarılı koçunu kovup -Yok yok; Murat Özyerden değil; tam aksine Erman Kunterden bahsediyorum. - ; yerine bazı başka bağlantılar dolayısıyla play-off oynanırken; başka koçlarla anlaşıp; tepki gösteren taraftara da " Beğenmeyen evinden izlesin. galatasaray koçunu onlara mı sorucam" demeyi tercih ediyorlar. O nedenle de ; evet; altrenatiflerinin daha kötü olması dolayısıyla; çok memnun olmamaka beraber; Ülker grubunun yönetime devam etmesi arzusundayım bir Galatasaray taraftarı olarak.