Önümüzdeki sezon Euroleague şansımız var mı?

Euroleague yönetimine birşey deme hakkımız yok. Sen böyle wild carda kalırsan oturur ağlarsın anca. Adam neden vermediniz dersen adam da sana sanane lan der oturursun aşağı. Bu kadar basit melesef. BÜtçe mütçe de değil o Kızılyıldız olayı olmasa alırdık o kartı bu sene de . Ama o olay çekti fişi. Haklı haksız olmak ayrı birşey .Yol üzerinde kavga eden bir çift kötü gözükür. O çift o kavgadan sonra dünyanın en mutlu çifti olacak olabilir ama sen gördüğünde bağrış çağrış kavga ediyorlardı. Olay malesef buna benzer birşey. Bi kere lekelendik bu olay yüzünden.
 
Oly 5 yıl önce sadece bir adama yılda net 7 milyon dolar veren oyuncu maaş bütçesi 40-45 milyon dolar olan hatta Kobe Bryant'a 3 yıl 81 milyon Euro teklif eden bir kulüptü.
Josh Childress bahsettiğiniz oyuncu. O zamanki maaşı Nba mid Levelından yüksekti ve Childress Nba'de mid level civarı teklif alacak bir adamdı. Yani adama Nba piyasasından bile fazla para verdi adamlar . Cidden korkunç ötesi bir rakamdı ve Avrupa piyasasını acaip sarsmıştı. Hatta aynı yaz Delfino'lar , Krstic'ler filan da Avrupa'ya gelmişti Triumph formasıyla. Sonra Triumph doğal olarak battı falan filan :D
 
Euroleague yönetimine birşey deme hakkımız yok. Sen böyle wild carda kalırsan oturur ağlarsın anca. Adam neden vermediniz dersen adam da sana sanane lan der oturursun aşağı. Bu kadar basit melesef. BÜtçe mütçe de değil o Kızılyıldız olayı olmasa alırdık o kartı bu sene de . Ama o olay çekti fişi. Haklı haksız olmak ayrı birşey .Yol üzerinde kavga eden bir çift kötü gözükür. O çift o kavgadan sonra dünyanın en mutlu çifti olacak olabilir ama sen gördüğünde bağrış çağrış kavga ediyorlardı. Olay malesef buna benzer birşey. Bi kere lekelendik bu olay yüzünden.

Senin mantığına göre o zaman Eurcup'da da olmamalıydık.Bence gerekçe bu değil.
 
Basketle futbol tamamen ayrı sporlar orda card sistemi davetiye vs yok.Orada parayı basanda birşeylere hak kazanmıyor.
Siz şunu şunu yaptınız sizin gibiler bunu yaparsa 2nci kupa da oynarmı deniyor anlam veremedim mantığına?

Biz özellikle geçen sezon yasadıklarımızla hak etmedik. NBA eşek mi katılacak takımdam 300 milyon dolar nakit koymasını istiyor. İşte ULEB de NBA gibi olmak istiyor.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk
 
Uleb Nba gibi olmak istiyorsa, lige katılan takımlara hatrı sayılır para kazandırsın. Euroleague'den elde ettiği gelirle çarkını döndürebilen kulüp var mı?
 
Oly 5 yıl önce sadece bir adama yılda net 7 milyon dolar veren oyuncu maaş bütçesi 40-45 milyon dolar olan hatta Kobe Bryant'a 3 yıl 81 milyon Euro teklif eden bir kulüptü.

Her sene veriyorlar mı o paraları peki? Denklik derken Oly ve Maccabi de bizimle eşit demedim üç takımın da Cska, Madrid gibi her sene devasa bütçelerle takım kurma şansı olmadığını kastettim.
 
Her sene veriyorlar mı o paraları peki? Denklik derken Oly ve Maccabi de bizimle eşit demedim üç takımın da Cska, Madrid gibi her sene devasa bütçelerle takım kurma şansı olmadığını kastettim.

Maccabi ve oly 4 5 yıl öncesine kadar çok zenginlerdi ki aslında sahipleri hâlâ zengin. Tek sorun eskisi gibi para yatırmıyorlar.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk
 
Biz özellikle geçen sezon yasadıklarımızla hak etmedik. Nba eşek mi katılacak takımdam 300 milyon dolar nakit koymasını istiyor. İşte ukeb de nva gibi olmsk istiyor.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk

Sen bence kendinle çelişiyorsun önce bütçe mütçe değil yazdın sonra nba şu kadar para istiyor euroleaguede nba gibi olmak istiyor diyorsun.Ben zaten euroleague hakettiğimizi savunmuyorum sadece haketmeyenin gitmesini doğru bulmuyorum.Ama bizimde gitmemizi engelleyen ne Sırp taraftarın öldürülmesi ne de ekonomik nedenler aslında hepsi bir bütün olarak onca yaşanan olaylar gitmemizi engelledi ama bence eurocupa da bi hakaret olur bu madem bizi günah keçisi seçtiler euroleaguenin değerini zedeleyeceğini düşündüler bizi eurocupada almayabilirlerdi şahsi düşüncem.
 
Sen bence kendinle çelişiyorsun önce bütçe mütçe değil yazdın sonra nba şu kadar para istiyor euroleaguede nba gibi olmak istiyor diyorsun.Ben zaten euroleague hakettiğimizi savunmuyorum sadece haketmeyenin gitmesini doğru bulmuyorum.Ama bizimde gitmemizi engelleyen ne Sırp taraftarın öldürülmesi ne de ekonomik nedenler aslında hepsi bir bütün olarak onca yaşanan olaylar gitmemizi engelledi ama bence eurocupa da bi hakaret olur bu madem bizi günah keçisi seçtiler euroleaguenin değerini zedeleyeceğini düşündüler bizi eurocupada almayabilirlerdi şahsi düşüncem.

Euroleuge ve eurocup aynı şey değil uleb için. Bütçe diyorum çünkü görünen o ki sen bu işi yapamıyorsun sürekli nakit sorunu yaşıyorsun. Ödeme problemleri ve seyirci olayları birleşince yeni bir şeyler deniyorlar.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk
 
Doğuş un alınması çok garip. Banvit, Trabzon filan hepsi ciddi yatırım yaptılar ki Banvit kaç senedir üzerine koyan ve her sene başa oynayan bir takım. EL yönetimi kendi marka değerini pazarlamayı geçtim koruyamıyor bile! Bana göre bu sezon orada olmayı hak etmedik, bu gidişle seneye de işimiz zor, ama Daçka nın gidişi de çok kötü bir karar. Daçka ya kadar Banvit ve biz vardık daha!

Parayı değil başarıyı ödüllendirmek lazım, EL yi kazanan takımlar senelerdir nispeten mütervazı bütçeler kuranlar, ligimizde de bu durum geçerli diyebiliriz.

Biri de Doğuş bize sponsor olsaydı demiş, Allah yazdıysa bozsun diyorum. Doğuş grubu yıllardır ne yapıyorsa onu yapmaya devam etsin ki akla kara belli oladursun.
 
Pardon ama ağır olun bakayım. Ne demek o takımlara hakaret?

Maccabi ve Oly on senede 2-3 defa şampiyon olmuş defalarca F4 oynamış basketbolda ekol olmuş takımlar. Bizim bir kez EL'de bir kez de Eurocupta ilk 8 görmüşlüğümüz var, düne kadar ligde play offa son anda giren takımdık . Maccabi Oly ve bizim gibi takımlar denildiğinde oraya bizim adımızın konulması komik kaçar . Oraya bu ülkeden yazılabilecek tek takım Efes´tir, o da belirli bir seviyeyi tutturduğu içindir. Ne fener ne bizim onların yanında değerlendirilmesi hakarettir. Kendimizi nimetten saymaya gerek yok, basketbolda hiçbir albenimiz yok. Tek övünebileceğimiz taraftar olurdu bu seneki saha dışı olaylar olmasa.
 
Bu proje haberde yazıldığı gibi gerçekleşirse, ne yapıp edip A lisansını almamız gerek. Yeni bir düzen kurulurken, biz yine bu düzenin kenarında köşesinde kalmamalıyız. Tabi Turgay Demirel o koltuktayken bu kolay değil...

FIBA yaklaşık 1 yıldır üzerinde çalıştığı Avrupa'da yeni bir lig projesinde sona geldi.


Uzun süredir ULEB organizsayonu olan Euroleague'in, hem madi hemde rekabet açısından yetersiz olduğunu savunan FIBA yönetimi, 16 takımlı yeni bir lig kuracak. 16 takımdan 8'ine kalıcı lisans vermeyi düşünen yönetim, bu 8 adayı Fenerbahçe, Anadolu Efes, Panathinaikos, CSKA Moskova, Olympiakos, Real Madrid, Barcelona ve Maccabi olarak belirledi.


Kalan 8 kontenjanı ise, 8 lige eşit olarak dağıtmayı ve o liglerin en başarılı takımlarını almayı düşünüyor.


FIBA genel sekreteri 2 ay önce yaptığı açıklamada, NBA karşısında maddi olarak her yıl biraz daha zayıflayan Avrupa basketboluna, kuracağı yeni ligle her yıl 150 milyon euro vermeyi taahhüt etti. Bununla birlikte tahmini 80 milyon euro olarak belirledikleri reklam-tv geliri hedeflerinin bir kısmını da takımların başarı sıralamasına göre dağıtacaklarını açıkladı. Şuana kadar FIBA'nın tüm uzlaşma taleplerini geri çeviren ULEB yönetiminin, geçen sene takımlara dağıttığı paranın 32 milyon euro olduğu göz önünde bulundurulursa, kağıt üstünde FIBA karşısında bu sefer pek şansı olmayacak gibi duruyor. 2001'de de aynı krizi yaşayıp farklı 2 organizasyon oynatan FIBA-ULEB ikilisinden bu sefer dersine daha iyi çalışmıs taraf sanırım FIBA.


FIBA'nın gelecek haftadan itibaren CSKA, Efes ve Fenerbahçe'yle başlayarak 8 takımla görüşmelere başlayacağı söyleniyor. Haberlerde yazılan ya da konuşulanlara göre FIBA kulüplere 2 taslak projeyle gidecek.


İlk hedefleri uzun süredir konuşulan kapalı lig. CSKA, Maccabi ve Panathinaikos'un bu öneriye daha sıcak baktıkları söyleniyor. Real Madrid ve Barcelona ise daha önce gündeme gelen bu öneriye ACB'nin yayın gelirlerinin yüksek olması ve oyuncu sendikalarının karşı çıkması nedeniyle hala sıcak bakmadığı konusuluyor. Efes ve Fenerbahçe'nin ise bu konuda ne düşündüğü şuan için belli değil. FIBA'nın önereceği 2. taslak ise 16 takımdan oluşan formatı bu seneki Euroleague'e benzeyen bir lig. FIBA bu taslakta 2 handikap olduğunu düşünüyor. Birincisi ligde yer alacak takımlar yerel liglerine her yıl minimum 14-15 milyon dolarlık minimum bütçelerle başlayacak ve bunun haksız rekabet olusturmasından endişe ediliyor. 2. çekinceleri ise kapalı lig sistemiyle elde edebilecekleri yayın ve reklam gelirinin elde edilemeyecek olması.


Tüm bu önerilerin yanında FIBA'nın, kulüplere oyuncuların NBA çıkışlarını sınırlayan yeni bir kontrat sistemi ve bütçe standartı önerdiği de söyleniyor. Yıllardır artarak devam eden Avrupa basketbolunun kan kaybını durdurabilmek için şuan tek ihtimal FIBA'nın olaya el koyması gibi görünüyor.
 
Seksenli doksanlı yıllarda Fiba'yı yöneten ve kısaca Sırp Çetesi denen bir grup “spor adamı” bütün kupaları Sırp ve Yunan takımlarına peşkeş çekiyordu. ABD yoksa eğer kulüp veya millî takım demeden her yerde şampiyon Sırp veya Yunan takımları oluyordu. Sonunda Barça isyan etti, diğer İspanyollar da takip etti. Sonra İtalyan, Fransız vs. ve sonunda Barcelona merkezli Uleb kuruldu. Türkiye çok sayın başkan turgay bey tarafından Fiba ile ilişkiler bozulur diye oluşuma katılmadı ve Fiba tarafından organize edilen Supro lig adındaki Avrupa ligine dâhil oldu. Suprolig (Fiba organizasyonlarındaki saha ortasında yer alan logo aslında suprolig logosudur) 2001 yılında bir kez düzenlendi ve galiba Pana-Maccabi finali olmuş, nasıl olduysa Yunanlılar kaybetmişti. Yanılmıyorsan Efes ve CSKA da diğer f4 ekipleriydi. O yıl bize Uleb de olmamız için teklif gelmişti ama biz kabul etmemiştik. Uleb kurulurken bizde çeteler olmayacak, salonlar dolacak, hakemler adil maç maç yönetecek, şampiyon sahada belli olacak, basketbola ilgi arttırılacak organizasyonlar yapılacak, Avrupa’nın her yerinden takım olacak (London Towers gibi takımlar vardı ilk yıllarda) gibi sözleri vardı.
Sonuç şimdi İspanyollar istediğini yapıyor, Sırp çetesi yok belki ama Yunanlar yine her alanda etkili, hakemler yine güçlüler için daha çok adil ve şampiyona daracık bir alana sıkıştı hatta kapalı bir lig oldu.
Şimdilerde Daçka EL için davet alıyor.Uleb yıllar sonra sözlerinden en azından basketbol sevgisi kısmı için bir adım atacak belli ki. Ne de olsa lig maçlarını bile izletmek için bilet satamayıp okul yurdundan 7-8 yaşındaki öğrenci çocukları salona taşıyan Daçka EL'e taşınacak.Bi de maç önü ve sonrasında tok sesli abinin garip Türkçesiyle yaptığı pirizestid bay bilmem ne var. Oraya uçaktan biradan sonra doguslar da olacak tabi. Anlaşılan EL bileti gerçekten bilet oldu parayı basana verildi. Bizim dertler zaten bin tane alma, kabul. Ama git Avrupa’nın en üst ligini çocuk cıvıltıları arasında oyna maçını. Tebrikler Uleb...Aynen devam…
Yeni oluşum falan yine büyükler kendi arasında eyleşsin, garibanlar seyretsin mantığında yapılacaksa ki farklı bir şey vadetmiyor anlatılan yapı o da kısa zaman sonra çöker. Hızlı bir şekilde büyüyen Almanya, en çok parayı harcayan Rusya ve Türkiye, ekol ülkeler eski Yugolar, Litvanya, Ukranya ekipleri biz ne yapsak da olmayacak moduna girince sallanır yeni lig. Eğer gerçek bir Avrupa ligi kurulacaksa büyük küçük demeden her ülkeden başarı durumuna göre her takımın vize alma şansı olmalı. Futbolda Şampiyonlar ligi neden tutuyor bi baksınlar? Çünkü bütün takımlar direk veya eleme oynayarak gruplara kalabiliyor. O nedenle haritada yerini bilmediğimiz şehirlerin bir takım bile kendi ölçülerinde yatırım yapıyor, bir hedef koyup ilerleyebiliyor. Belki hiç bir zaman bir Leton takım Barça, ManU olamayacak ama her zaman onlarla aynı ligde oynama şansı olacak. Basketbolda da mesela İngiliz, Portekiz, Hollanda gibi ülkelerde olan takımların günahı ne; FBÜlkerin sevabı ne ki eşit rekabet şansları olmayacak?
 
basketfaul.com sitesinin haberi böyle. Böyle bir birliğin kurulmasıyla sizce Galatasaray mı ilgilenir yoksa Doğuş mu? Bu tarz faaliyetlere şimdiden ön ayak olunmazsa ileride daha sıkıntılı süreçlerle karşı karşıya kalabiliriz.


ULEB Yönetimi ilk kez Türkiye'den 4 takımı Euroleague'e alırken açıklamasına gözlerde kaçan çok önemli bir uyarıda bulundu ve "Doğrudan katılma yöntemi Türkiye'in 12 ay içinde birlik kurma umuduyla verilmektedir." ifadesini kullandı.

Bu ifadenin açılımını şu şekilde yapmak mümkün...
Katılım koşullarını değiştiren Euroleague yönetimi ülke sıralamasını değerlendirmeye almıyor ve kulüplerden oluşan lig birliklerinden gelen, kriterlerine uyan takımlarla ilgili öneriler üzerinde bir sonraki sezon Eurolegue'e katılacak takımları belirliyor. Euroleague basketbolla ilgili birçok görev üstlemiş federasyonları değil, Euroleague'yi oluşturan ve kendi ülkelerindeki ligleri yöneten birlikleri muhatap alıyor. Türkiye'de ise lig birliği kurulamadığı için lig, TBF trafından yönetiliyor.


Euroleague 12 ay içinde Türkiye'de lig birliği kurulmaması durumunda TBF'den gelecek sıralamayı dikkate almayacağını vurguluyor. Yani önümüzdeki sezon A lisanslı Fenerbahçe veya Anadolu Efes'in dışındaki bir takımı şampiyon olması durumunda Euroleague bu takımı organizasyona dahil etmeyebilecek. Bu durumda örneğin Pınar Karşıyaka yeniden ligimizde şampiyonluğu kazanacak olursa, TBF'den sıralama istenmeyeceği için belki de Euroleague dışında kalacak.
 
basketfaul.com sitesinin haberi böyle. Böyle bir birliğin kurulmasıyla sizce Galatasaray mı ilgilenir yoksa Doğuş mu? Bu tarz faaliyetlere şimdiden ön ayak olunmazsa ileride daha sıkıntılı süreçlerle karşı karşıya kalabiliriz.

Fiba'nın Eurolegue kurma hamlesine karşılık, Uleb'tende, FİBA'ya bağlı ülke federasyonlarını bazı konularda devreden çıkaracak karşı bir hamle gelmiş...Bu mücadele, Avrupa basketbolunu 2000 yılı öncesindeki kaos ortamına geri gönderebilir...
 

Üst