Kendi isteğiyle bu takımın başına getirilmemiş olabilir,
Oyuncular kendi istediği oyuncular olmayabilir,
Böyle yüzlerce bahane üretsek, bulsak da,
Koray hocanın yetiştirildiği, büyüdüğü, öğrendiği Galatasaray değerlerine yakışıyor mu böyle bir takımı sahaya çıkarmak, böyle bir oyun oynatmak.
Kimse ondan bu takımı şampiyon yapmasını beklemiyor. Ama nasılsa Efes serisinde süpürülürüz önyargısıyla, kabullenilmişliğiyle, ortaya konan bu ruhsuzluğun hesabını vermeli. Ya da kenardaki koltukta oturup, yönetimi Aziz Bekir'e bırakabilir, tıpkı idmanlardaki gibi.
Bu yazdıklarım aslında bu akşamki maçla alakalı bir tarfı yok . Son 2-3 aydır birikmiş olan şeylerin şu anda olan dışavurumu.
Hiç tek tek oyunculardan bahsetmedim, çünkü o duruma gelemiyoruz bir türlü. Baştaki düzeni sağlayacak kısımda sorun olduğundan, diğer problemler aşılamıyor bir türlü. Ne yazık ki, bir fantazi planımız bile yok. Şöyle yapsak aslında zor da olsa, imkansız da olsa yenebiliriz diyen, düşünen bir koçumuz yok malesef. Hani plan-programı geçtim, bu takımla yaşayan insanların kafalarını yastığa koyduklarında akıllarından geçenleri diyorum. Ama malesef bu takımı yönetenlerin, bu takımda oynayanların akıllarından bir türlü Galatasarayı geçiremiyoruz malesef.
Aslında edecek çok söz, konuşulacak çok konu var. Ama "play-out oynadığımız dönemde bile bu kadar umutsuz değildik" dedik bu akşam maçı izlerken. Herhalde bundan gerisi de laf-ı güzaftır, başka birşey değil.