Zaragoza maçı özelinde değerlendirdiğimizde ortada tabii ki başarılı bir tablo mevcut. Bu forumu takip eden veyahut kalbinde Galatasaray basketbol sevgisini taşıyan herhangi birinin şu şkordan zevk almadığını düşünmek saçmalık olur. Ancak diğer taraftan daha 4 gün önce lokal ligin sonuncusuna kaybetti bu takım. Üstelik kadro kalitesi açısından kendisinden çok gerideki takımlara karşı 3. kritik deplasman mağlubiyetiydi bu son dönemde aldığı.
Bu iki farklı tablonun mutlaka sebepleri olmalı. Süreci eleştirmeyi tercih eden insanların iki adet gerekçesi var, birincisi konsantrasyon eksikliği, diğeri ise dar rotasyon sebebiyle oyuncuların maç seçmesi. 3 tane iddiasını sürdüren Eurolig ve üst düzey Eurocup takımı bulunduran bir ligde, playoff için ev sahibi avantajı yakalamanın önemi noktasında da herkes hemfikirdir sanırım.
Oynadığı her dakikanın hakkını vermeye çalışan Şafak, yazın milli formasıyla yaşıtlarının çok üstünde rebound performansı ortaya koyan Ege, sezon başında hocanın kendi transfer ettiği İzzet gibi isimler 35 farka ulaşılan ve dar uzun rotasyonuna sahip olduğun bir maçta dahi kendisini takımın parçası hissedemiyorsa, işlerin yolunda gitmediği kolay deplasmanlarda da alternatifiniz kalmıyor maalesef.
Bu durumdan rahatsızlığı olan insanları 'mızmızlık' ile suçlamak, eskiden Gsbasket'in adeti değildi, maalesef değişimden burası da nasibini alıyor. Yoksa kulübün en kötü dönemlerini burada paylaşan insanların, böyle bir vizyona sahip Özbek yönetimi işbaşındayken, Ataman giderse düşünülecek alternatiflerin hangi seviyede olacağına dair bir korku yaşadıklarından da eminim.
Dolayısıyla tek amaç, hocayla beraber zaferlere koşarken, yapıcı eleştiriler ile yol gösterici olmak.
Herkesin taraftar tanımı ve profili ayrı olabilir, ama yöntemi farklı olana saygı göstermek de zaruriyettir,
Galatasaraylılık bunu gerektirir.
Yürüyedurun..
Bu iki farklı tablonun mutlaka sebepleri olmalı. Süreci eleştirmeyi tercih eden insanların iki adet gerekçesi var, birincisi konsantrasyon eksikliği, diğeri ise dar rotasyon sebebiyle oyuncuların maç seçmesi. 3 tane iddiasını sürdüren Eurolig ve üst düzey Eurocup takımı bulunduran bir ligde, playoff için ev sahibi avantajı yakalamanın önemi noktasında da herkes hemfikirdir sanırım.
Oynadığı her dakikanın hakkını vermeye çalışan Şafak, yazın milli formasıyla yaşıtlarının çok üstünde rebound performansı ortaya koyan Ege, sezon başında hocanın kendi transfer ettiği İzzet gibi isimler 35 farka ulaşılan ve dar uzun rotasyonuna sahip olduğun bir maçta dahi kendisini takımın parçası hissedemiyorsa, işlerin yolunda gitmediği kolay deplasmanlarda da alternatifiniz kalmıyor maalesef.
Bu durumdan rahatsızlığı olan insanları 'mızmızlık' ile suçlamak, eskiden Gsbasket'in adeti değildi, maalesef değişimden burası da nasibini alıyor. Yoksa kulübün en kötü dönemlerini burada paylaşan insanların, böyle bir vizyona sahip Özbek yönetimi işbaşındayken, Ataman giderse düşünülecek alternatiflerin hangi seviyede olacağına dair bir korku yaşadıklarından da eminim.
Dolayısıyla tek amaç, hocayla beraber zaferlere koşarken, yapıcı eleştiriler ile yol gösterici olmak.
Herkesin taraftar tanımı ve profili ayrı olabilir, ama yöntemi farklı olana saygı göstermek de zaruriyettir,
Galatasaraylılık bunu gerektirir.
Yürüyedurun..