Sadece yazmak için değil, yaşamak için dahi şansım olamayabiliyor burada kırmızıyı. Normalde gerçekleştirdiğim yurtdışı seyahatlerinin çok dışında bir yerdeyim. Sahip olduğu ünlü futbolcular üzerinden tanımlamakla yetindiğimiz kara kıtanın, maalesef ki bu alanda hiç bir başarısı olmayan Moritanya adlı bir diyarında, Büyük Sahra çölünün göbeğinde..
Sırf gittiğim yerlerde kendimi avutabilmek için, Londra günlerimde uydurduğum "Galatasaray'ı uzaktan sevmek en güzeli" mottosunun aklıselim ile uyuşmasının zor olduğu yerler burası. İnternete kısıtlı ve düzensiz aralıklarla ulaşılabilmesi, gücünün cocuklukaskımsın.swf'sini dahi izleyemeyecek kadar yetersiz olması, isyan noktasına getirmese de insanı, beyhude bir serzeniş yaratıyor yürekte, Yaradanın bile sanki yarattıktan sonra unuttuğu bu topraklarda..
Bugün ise biraz farklı, sadece derbi olması ve sonunda bir kupanın gelişi değil bu sonucu yaratan. Eskisi kadar hikayesi ilgi çekmiyor Galatasaray'ın, burada beraber çalıştığımız Avrupalıların üzerinde. Tekrar dönmeye başlasak da futbolda o büyülü sahneye, unutturmuş kırmızının o güzel tonunu, araya giren uzun yıllar; beraber izlediğimiz şampiyonlar ligi kura çekimi sırasında, dua edilen bir takım artık, kendilerine rakip olsun diye, o şanlı Galatasaray..
Bunlar can sıkıcı olsa da, o özgüven var ya, nasıl olsa birkaç seneye görecekler kudretimizi tekrardan imparatorun önderliğinde diye, gülüp geçebiliyor insan. Fakat bir başka sorun giriyor işte burada devreye; hani insanoğlu uzaklaştıkça sevdiğinden, tanımadığı insanlara anlatmak ister ya sevdasını, konuşmak, paylaşmak delicesine, bizim hikayemiz ilgilerini çekmiyor pek, kırmızıya dair sözlerim hep havada kalıyor.
Bugüne gelmemi sağlayan da böyle bir sürecin farklı şekilde vuku buluşu sadece. Yeni tanışılan bir İspanyol, Murcia'dan gelmiş, Türk'üm diyorum, Galatasaray diyor; çok seviniyorum, tam Selçuk İnan diyeceğim, Alba Torrens diyor..
Geçtiğimiz sene şampiyonluğumuza mal olan sakatlık artık geride kalıyor, bugün itibariyle Alba sahalara dönüyor. Bugün öyle önemli bir maç ki; kupa derbisi ve onun dönüşü. Dün gazetelerden öğreniyorum, bugün kahvaltıda o ispanyolun yanına gidiyorum, final maçı ve Alba dönüyormuş diyorum, seviniyor, mutlaka sonucunu bana da söyle diyor maçın; ben de yüzümde aptal bir gülümseme, Galatasaray'ı paylaşabildiğim için çok mutlu oluyorum; bu dünyanın en güzel sevdası yahu..
Ekrem hoca çok güzel bir ruh kattı takıma, istediğimiz şeyi veriyor artık bu ekip tüm takip edenlerine. Ezeli rakibimizin yıllara süren hegemonyasını yıkmak için yegane bir eksik kalmıştı puzzle'da, o da bugün sahalara dönüyor. Bugün kupa, yarın lig, belki en sonra eurolig.
Bırakın da umut etmeye hakkım olsun değil mi, sonuçta muzafferiyet inananların hakkı, bu maç da bir başlangıç olması sebebiyle, sezonun mihenk taşı.
Günlerden pazar, benim öyle bir lüksüm yok, fakat sizler geçin ekran başına, ihtiyacı olan sinerjiyi yollayın şu takıma; tek bir alan kaldı yeni yönetimle beraber fenerbahçe'nin gerisinde kaldığımız, artık orada da bertaraf etme zamanı.
Taa Afrikalardan;
Galatasaray ulan..
Sırf gittiğim yerlerde kendimi avutabilmek için, Londra günlerimde uydurduğum "Galatasaray'ı uzaktan sevmek en güzeli" mottosunun aklıselim ile uyuşmasının zor olduğu yerler burası. İnternete kısıtlı ve düzensiz aralıklarla ulaşılabilmesi, gücünün cocuklukaskımsın.swf'sini dahi izleyemeyecek kadar yetersiz olması, isyan noktasına getirmese de insanı, beyhude bir serzeniş yaratıyor yürekte, Yaradanın bile sanki yarattıktan sonra unuttuğu bu topraklarda..
Bugün ise biraz farklı, sadece derbi olması ve sonunda bir kupanın gelişi değil bu sonucu yaratan. Eskisi kadar hikayesi ilgi çekmiyor Galatasaray'ın, burada beraber çalıştığımız Avrupalıların üzerinde. Tekrar dönmeye başlasak da futbolda o büyülü sahneye, unutturmuş kırmızının o güzel tonunu, araya giren uzun yıllar; beraber izlediğimiz şampiyonlar ligi kura çekimi sırasında, dua edilen bir takım artık, kendilerine rakip olsun diye, o şanlı Galatasaray..
Bunlar can sıkıcı olsa da, o özgüven var ya, nasıl olsa birkaç seneye görecekler kudretimizi tekrardan imparatorun önderliğinde diye, gülüp geçebiliyor insan. Fakat bir başka sorun giriyor işte burada devreye; hani insanoğlu uzaklaştıkça sevdiğinden, tanımadığı insanlara anlatmak ister ya sevdasını, konuşmak, paylaşmak delicesine, bizim hikayemiz ilgilerini çekmiyor pek, kırmızıya dair sözlerim hep havada kalıyor.
Bugüne gelmemi sağlayan da böyle bir sürecin farklı şekilde vuku buluşu sadece. Yeni tanışılan bir İspanyol, Murcia'dan gelmiş, Türk'üm diyorum, Galatasaray diyor; çok seviniyorum, tam Selçuk İnan diyeceğim, Alba Torrens diyor..
Geçtiğimiz sene şampiyonluğumuza mal olan sakatlık artık geride kalıyor, bugün itibariyle Alba sahalara dönüyor. Bugün öyle önemli bir maç ki; kupa derbisi ve onun dönüşü. Dün gazetelerden öğreniyorum, bugün kahvaltıda o ispanyolun yanına gidiyorum, final maçı ve Alba dönüyormuş diyorum, seviniyor, mutlaka sonucunu bana da söyle diyor maçın; ben de yüzümde aptal bir gülümseme, Galatasaray'ı paylaşabildiğim için çok mutlu oluyorum; bu dünyanın en güzel sevdası yahu..
Ekrem hoca çok güzel bir ruh kattı takıma, istediğimiz şeyi veriyor artık bu ekip tüm takip edenlerine. Ezeli rakibimizin yıllara süren hegemonyasını yıkmak için yegane bir eksik kalmıştı puzzle'da, o da bugün sahalara dönüyor. Bugün kupa, yarın lig, belki en sonra eurolig.
Bırakın da umut etmeye hakkım olsun değil mi, sonuçta muzafferiyet inananların hakkı, bu maç da bir başlangıç olması sebebiyle, sezonun mihenk taşı.
Günlerden pazar, benim öyle bir lüksüm yok, fakat sizler geçin ekran başına, ihtiyacı olan sinerjiyi yollayın şu takıma; tek bir alan kaldı yeni yönetimle beraber fenerbahçe'nin gerisinde kaldığımız, artık orada da bertaraf etme zamanı.
Taa Afrikalardan;
Galatasaray ulan..