Roko Leni Ukic - Hakan Demirel - Engin Atsür (Curtis Jerrells?)
Ömer Onan - Marko Tomas
Bojan Bogdanovic
James Gist - Kaya Peker
Oğuz Savaş - Gasper Vidmar
Fenerbahçe Ülker, bu sezon bir çok farklı görüntü çizdi. İstanbul'da Olympiakos'u deviren görüntüye de şahit olundu, Türk Telekom'a mağlup olurken de. Ortak nokta, geçen sene istikrarlı gözüken tablolarından uzak bir görüntü çizmeleri. Sezona Cumhurbaşkanlığı kupasında yenilgi ile başlamalarının yanında, kritik maçlardan da yenilgi ile ayrılmaları (Caja-Beşiktaş), görüntüyü Spahija döneminde hiç olmadığı kadar kötüye sürüklemişti. Bu durumun altından Euroleague liderliği ile çıkmalarını bildiler ancak, oynadıkları basketbol ile sezon sonundan medet ummaları -şimdilik- zor gözüküyor. Nitekim, geçen sezon ligin tamamında 3 mağlubiyet alan F.Ülker, bu sene 11 maç geride kalmasına rağmen 3 mağlubiyet almış durumda.
Bu kırılgan ve mağlubiyete açık dönemlerinde, onları etkileyen biri çok önemli, diğeri de keskin değil ama sonucunun bilinemeyeceği hususlar var.
Birincisi; elbette takımlarının bel kemiğini oluşturan Emir Preldzic'in cezasından dolayı oynayamayacak olması. Hücumda onun etkisine yaklaşan bir isim bile yok. Ukic'in oyunu yönlendirme konusunda ne kadar sorunlu bir oyun kurucu olduğunu göz önünde bulundurursak, Emir gibi ipleri teslim edeceği bir isim olmadığı günde onu kontrolden çıkarmak daha kolay olacaktır. Hücumda pas akışının en önemli parçası olmasının yanında, kritik anlarda devreye girip arkadaşlarına daha iyi pozisyon hazırladığı gerçeği de önümüzde var. Son Bennet Cantu maçında Bojan'ın öne çıkmasında Emir'in büyük payı vardı. Maçın muhtemel sıkışacağı dakikalarda Emir olmadan darbeyi indirmek isteyecek Fenerbahçe'yi durdurma konusunda daha avantajlı olduğumuz ortada.
İkinci konu; yabancı seçimleri olacak bana kalırsa. Yeri hazır olanlar; Ukic - Bojan - Gist - Gasper. Curtis & Marko ikilisinden hangisini seçeceğine karar verecek olan Spahija, maç sonunda büyük pişmanlık da duyabilir. Marko'nun yeteneğine, Emir'den doğan boşluğun kapatılması adına ona ihtiyaç daha büyük fakat sakatlıktan yeni çıkmış olması, daha 3 maçta süre alması açısından Marko'nun vereceği verim istenilen şekilde olmayacaktır. Bu durumda 2-3 pozisyonlardaki zenginliğimiz düşünülünce, F.Ülker'in hücum yükü Ömer - Bojan ikilisine sıkışıp kalacaktır. Marko'nun atılım maçının daha gelmediğini düşünüyorum. Diğer bir durumda, Curtis tercih edilirse; kadroda saf 4 tane oyun kurucu oluyor ve Cumhurbaşkanlığı kupasında özellikle ikinci yarıda boy avantajını kullanıp sayıya giden F.Ülker anlayışına sekte vurup, bizim anlayışımıza doğru kayacaklardır. Ki 2 oyun kurucu sistemini çok nadir denediklerini bildiğimiz için, bu tercihin de avantajları olacak. Her iki tercihinde bize yaratacağı avantajlar mevcut, mühim olan bu defolardan yararlanacak yollara nasıl gideceğimiz..
Cumhurbaşkanlığı maçı, hatalar zincirinden, daha az hata yapanın kazandığı bir karşılaşmaydı. Galibiyet yolunun ona benzer olması, özellikle deplasmanda oynayacağımız için pek doğru değil. Form durumu olarak yükselişte olmadığımız atlanmayacak bir gerçek, keza F.Ülker'in de iyi bir basketbol karakteri olmasa da Euroleague birincisi olarak gruptan çıktığı bir dönemdeyiz. Lig bazında, aramızda 1 fark varken bu maça çıkmamız sezon sonunda F.Ülker'i altımıza almamız adına müthiş bir fırsat sunuyor. Cuma günü Ataköy'den galibiyet ile çıkmak, hem Top 16 öncesi, hem de sezon sonu Playoff hesaplamalarında bize müthiş moral sağlayacaktır..
Ezip geçen görüntüde miyiz, hayır.. Ancak karşımızda yaralı bir rakip var ve şartlar galibiyet için çok uygun. Beşiktaş gibi kendimizi tanımakta epey zorluk çektiğimiz bir hatıramız var Ataköy'de 2 hafta öncesine kadar. Şimdi sıra bu pisliği temizlemekte, gerçek karakterin ortaya çıkmasında.. Onlar Euroleague grubunu birinci bitirdiyse, unutulmasın ki biz de o 16 ekibin arasındayız..