TBL Final Serisi | Fenerbahçe Ülker: 89 - Galatasaray Liv Hospital: 70

Şimdi sırada "Son Şampiyon" apoletini korumak var..

Finalde Derbi Var | Galatasaray Liv Hospital - Fenerbahçe Ülker

carlos-arroyo_26032014_02.jpg


2013-2014 TBL Şampiyonu, derbi serisinin sonucunda belli olacak. "Son Şampiyon" apoleti ile sezona başlayan Yenilmez Armada, ligde istikrarsız sonuçlar alsa da Euroleague'de Play-Off'a kalıp, son sekiz takım arasına adını yazdıran tek Türk takımı olmasının yanı sıra TBL Play-Off sürecinde de ligin sonunda müthiş bir ivme yakalayan Beşiktaş IF ve lig lideri Banvit'i geçerek finale yürümüştü. Sezona Obradovic önderliğinde büyük bir yatırım ile başlayan Fenerbahçe Ülker ise Avrupa'da umduğunu bulamamış, Play-Off sürecinde ise Uşak ve Pınar Karşıyaka'yı geçerek finale gelmişti.

Sezona başladığı kadrodan sakatlıklar nedeniyle ciddi ödünler veren Jamont Gordon ve Nathan Jawai gibi iki önemli silahtan sezonu yoksun geçiren, bunun yanı sıra Manuchar Markoishvili ve Ersin Dağlı gibi değerli parçalardan sezonun önemli bölümünde yararlanamayan takımımız, tüm bunlara karşın "winner" kimliğini ortaya koyarak sezonun sonunda yine finale çıktı. Beşiktaş IF serisinde hayli zorlanan takımımız, Arroyo ve Sinan'ın katkıları ile yarı finale çıkmıştı. Oyun anlamında eleştiriler alsa da yoluna devam eden takımımız, yarı final serisinde ise bu sene ligin en iyi performans gösteren takımı olan ve normal sezonu çok iyi geçiren Banvit'i 3-1 geçerken, serinin genelinde Arroyo ve özellikle son maçta "Marko Paşa"nın etkili oyunları ile finale yürüyen takım olmuştu.

Sezon ortası sakatlıklar sonucu kurulan adeta ikinci takım, beklenen oyundan uzak performanslar sergilese ve yapılan Bonsu&Hairston transferlerinden istenen verim alınamasa da Ergin Ataman'ın Arroyo önderliğinde işleri yürütmesi bizi bir yere kadar taşıdı. Ardından yavaş yavaş gelen Sinan, Markoishvili ve Ersin'in katkıları ile Erceg'in skor yönünde yaptığı katkılar finale yürümemizi sağladı. Markoishvili ve Sinan ile kademe atlayan kısa savunmamız bizi önemli ölçüde toparlarken, savunmanın yanı sıra hücumda verdikleri katkılar bizi oldukça rahatlattı. Final serisinde de bu isimlerden alacağımız katkıların sürekliliği, kısa savunmasında etkinlikleri belirleyici olacaktır. Asıl kilit rol ise uzunların gösterecekleri performanslar olacak gibi gözüküyor. Sezonun ikinci yarısında önemli performanslar gösterse de Erceg'in bu seride daha istikrarlı bir biçimde iyi katkılar vermesi, Ersin'in yakaladığı ritmi sürdürmesi, Furkan'ın Arroyo ile oynadığı P&R'ler ve ribaund katkısı ile daha çok oyuna girmesi, kısacası uzunlarımızın genel Play-Off performanslarının en az iki kademe üstüne çıkarak oynaması belirleyici faktör olacaktır.

Fenerbaçe Ülker'de ise finale gelirken Bojan Bogdanovic ve McCalebb performansları ile öne çıkan isimler oldular. McCalebb'in deliciliği ile önemli farklar yarattığı anlar olduğunu söyleyebiliriz, bunun yanı sıra beş Play-Off maçının dördünde çift haneli skorlar üreten Bogdanovic de skorun ana yüklenicilerinden biri. Kleiza, Bjelica, Preldzic, Oğuz gibi isimlerden de verim alan Fenerbahçe Ülker'i sene içinde bir maçta yenerken, deplasmandan ise mağlubiyet ile ayrılmıştık. Bjelica ve McCalebb'ın enerji içeren performansları ile Fenerbahçe Ülker'in oyunun ana bir ol üstlendiğini söyleyebiliriz. McCalebb'a ve Bogdanovic'e, Sinan&Markoishvili ikilisi ile yapacağımız savunma son derece önemli olacaktır. Pota altında ribaundlarda etkin olmak, oyunun temposunu istediğimiz seviyelerde tutmak, savunmada vidaları her zaman Euroleague sertliğinde tutmak son derece önemli.

Seride ev sahibi avantajına sahip Fenerbahçe Ülker 'e karşı ilk iki deplasmanda maçından en azından birin çalarak gelmek, şampiyon yolunda yolumuzu açacaktır. Son senelerde lige adeta damgasını vuran Ergin Ataman'ın "winner" kimliğini ortaya koyarak, sezon başında Obradovic ile rekabet ile ilgili verdiği demeçleri hafızalarımıza getirerek, şampiyonluk yolunda Yenilmez Armada'ya başarılar diliyoruz. Bu yolda Abdi İpekçi Spor Salonu'nda oynanacak üçüncü ve dördüncü maça taraftarımızı bekliyoruz.

"Winner" Ergin Ataman'ın önderliğinde, "Kaptan" Arroyo liderliğinde, "Marko Paşa"nın desteğiyle ve diğer Yenilmez Armada aslanlarının katkısıyla takımımızın şampiyonluğa yürüyeceğine dair inancımız tam.

ergin-ataman-gs-jpg20130601112333.jpg


Takımların önemli isimleri;

Galatasaray Liv Hospital
Carlos Alberto Arroyo Bermudez - 12.1 Sayı 4.5 Asist 2.0 Ribaund
Manuchar Markosivili - 8.2 Sayı 1.0 Asist 1.7 Ribaund
Sinan Güler - 6.7 Sayı 2.0 Asist 2.4 Ribaund
Zoran Erceg - 11.0 Sayı 1.2 Asist 4.8 Ribaund

Fenerbahçe Ülker
Bo McCalebb - 10.0 Sayı 3.2 Asist 2.2 Ribaund
Bojan Bogdanovic - 12.8 Sayı 2.5 Asist 2.3 Ribaund
Nemanja Bjelica - 8.7 Sayı 5.8 Ribaund
Emir Preldzic - 7.0 Sayı 4.7 Asist 3.5 Ribaund

Maç Programı;
3 Haziran 2014 - Ülker Sports Arena
5 Haziran 2014 - Ülker Sports Arena
8 Haziran 2014 - Abdi İpekçi Spor Salonu
10 Haziran 2014 - Abdi İpekçi Spor Salonu
13 Haziran 2014 - Ülker Sports Arena (Gerekirse)
16 Haziran 2014 - Abdi İpekçi Spor Salonu (Gerekirse)
19 Haziran 2014 - Ülker Sports Arena (Gerekirse)
 
İşte size şubenin sahipsiz, idarecilerinin çapsız olduğunun bir kanıtı daha! Maç saatlerine dikkat! Bir tane olumlu iş yapın kurban keseceğim!

ZNpopz.png
 
Konuya neden buradan girdim bilmiyorum ama Mahmuti-Ataman kavgalarında hiç bir zaman taraf tutan birisi olmadım. Çocukluğumdan beri Galatasaray basketbolunu büyük bir heyecanla takip ederim, o Ülkerspor'dan, Efes'den 30 sayı fark yediğimiz dönemlerde bile insanlar ne izliyorsun şunların maçlarını demesine rağmen oturur büyük bir keyifle maçları izlerdim. Gerald Fitch'ler, Luksa Andric'ler geldiğinde büyük yıldızlar kazanmışcasına sevindiğimiz o günlerden bugünlere geldiğimizi görmek, Avrupa'nın en büyük 8 takımından biri olmak inanılmaz keyifli. Ne yalan söyleyeyim bugüne kadar en çok da o Fenerbahçe'yle oynadığımız final serisinden keyif almıştım, her ne kadar yenilsek ve salona geldiğim maçları kaybettiğimiz için uğursuz damgasına maruz kalsam da. O yüzden bugün günahım kadar sevmediğim bir camiayla oynuyor olduğumuzu da, tribünde sinirden kudurup nefret kusuyor olacağımı da bilsem de çok mutluyum çünkü heyecan doruklara çıkacak, maçlar kora kor geçecek, çok iyi basketbol izleyeceğiz ve sahadaki takımlardan biri Galatasaray olacak.

Konunun başına dönmek gerekirse, Galatasaray basketbolunun günden güne geliştiğini ve o kümede kalmak için savaştığımız günlerden bugünlere geldiğimizi bizzat an ve an izlediğim için hiçbir zaman taraf olmadım, o yüzden her ne kadar eleştirdiğimiz kusurları olsa da Adnan Polat, Ünal Aysal, Oktay Mahmuti, Hakan Üstünberk, Ergin Ataman ve emeği geçen herkese, hatta Murat Özyer'e bile Galatasaray'ın basketbolda geldiği bugünler için teşekkür ederim.

Biraz da oynayacağımız final serisinin özelinde konuşmak istiyorum. Final 8 yapan bir takım olarak bazen potansiyelimizin altında oynadığımız herkes tarafından görülse de ikinci yarının en iyisi Beşiktaş ve lig lideri Banvit'i elememiz gerçekten kayda değer. Finale gelmemizde özelikle sakatlıktan dönen Marko ve Ersin'in ve bütün sezon kayıpları oynayan Sinan'ın katkı yapması altın değerindeydi. Fenerbahçe ise her ne kadar Euroleague'de hayal kırıklığı yaratsa da play offlarda özellikle hucumda gösterdiği performans ve saha avantajı sayesinde final serisinin favori gibi gözüküyor, yine de benim takımımıza güvenim sonsuz. Sezon boyunca yapamadığımız iyi savunmayı sonunda yapmaya başladık; tempoyu düşük, maç skorunu aşağıda tutabilirsek büyük avantaj yakalarız.

Unutmayalım ki Fenerbahçe'nin en büyük eksiği işler sıkıştığında sazı eline alan bir takım liderine sahip olmaması, biz de ise bu konuda Avrupa'nın en iyilerinden Carlos Arroyo var. O yüzden kimsenin aklından çıkmasın:

WE HAVE CARLOS, THEY DON'T!
 
"They have referees, basketball association, we don't."
Serinin klasik belirleyicilerinin kimler olduğu herkesin malumu. Takımımızın koyacağı karakter çok önemli.
Normal şartlar altında 4-2 ile geçeceğimiz seriyi anormal şartlar olacağı için nasıl geçeriz bilmiyorum.
Fatih Söylemezoğlu'na laf eden şikeci şımarıklar Biricik, Moğulkoç rezaletlerini rahatça hazmederler.
 
Maç saatleri kafalarda soru işareti bırakıyor ama Eminim burada ki çoğu kişinin kalbinden geçen sonuç 4 - 2 ile seriyi tamamlayıp şampiyon oluruz

Haydi ASLANLAR Vira Bismillah !
 
بِسْـــــــــــــــــــــ ـمِ اﷲِارَّتْمَنِ ارَّتِيم (Euzu Besmele)

İnşallah ilk maçı kazanıp hem deplasmanda kazanmanın avantajını yakalarız hem de moral olarak rakipten daha üst seviyeye çıkarız. Allah yardımcımız olsun inşallah.
 
- - - - - - - - - - - - - - -MARKO PAŞA DESTANI - - - - - - - - - - - - - -
Karanlığın içinden gelen oklar ve kılıç darbeleri aslanların hanedanlığının sonunun habercisi gibiydi.Meydanda ki savaşçılarımızın ellerinde kılıçlar küçülmüş,kalkanlar esnemişti sanki.Büyük savaşçılarımızın üstüne gelen ateşli oklar geceyi aydınlatmış,zaferi karanlığa gömmüştü.Süvarilerinin önünde hiçbirşey duramıyor ordumuzu ortasından yarıyordu.Yıllar süren savaşın son günü bugün olmalıydı.Savaşın gidişatı belliydi ve hayatta kalmak için değil onurlu ölüm için savaşılıyordu sanki.Derken bir gürültü koptu.Kimse hareket edemez hale geldi.Marko PAŞA'nın okları düşmanın devlerini devirdi.Marko PAŞA efsanevi çift başlı aslanın üzerindeydi ve büyük bir kükremeyle ateş değil lav püskürttü düşmanın üzerine.Çift başlı aslan zaferin habercisiydi.O geldiğinde kazanılmayan zafer yoktu.Zaferin kokusunu alan çift başlı aslan ordumuzun üstüne düşmanın gelmesine izin vermiyordu.Marko PAŞA da oklarını zafer için atıyordu artık.Marko Paşa'nın okları aynı anda tüm düşmanın dizlerini titretiyordu.Nasıl titremesin bir okla 3 devi yere seriyordu.Büyücümüz Carlos da devreye girince düşmanın okları geldiği yere gidiyor,kılıçlar parçalanıp toz oluyordu.Savaş değil bozgun hakimdi tüm meydana.Zafere çok az kalmıştı ama sevkle saldıran ordu çok yorulmuştu.Dev kılıçlarını savuracak halleri kalmamış ve teker teker düşmeye başlamışlardı.Ancak herşey bitse de yürek atmaya devam ederdi.Zaten Marko PAŞA kalbini avuçlarında taşıyordu.Çift başlı aslan zafer kükremesini yaptı ve yıllarca süren savaş bitti.Ama kutlama yapmak için fazla vakit yoktu.Nesillerce taşınan efsanedeki savaş çok yakındı.Efsaneye göre 7 yıllık bir savaş bekliyordu.Başlarında savaş kaybetmeyen mucizevi komutan obra kadabra vardı.Ellerinde kazanabilecekleri tek şey şampiyonluk kalemizdi.Kralın şehrini koruyan kaleye içinde ölmeyen savaşçıların,vikinglerin,4 kollu devlerin olduğu bir ordu saldırmak üzereydi.

"Çift Başlı Aslanın Yükselişi Destanı" ÇOK YAKINDA...
 
Avantajı elimize geçirmek için deplasmandaki 2 maçtan en az 1ini mutlaka kazanmak zorundayız. Tabi gönül ister 2sini de kazanalım. Fakat 1 maç kazanacaksak moral ve psikoloji açısından bence o 2. maç olmalı. 2. maçı kazandığımız takdirde o momentumla evimizdeki 2 maçı da alıp seriyi 3-1'e getirebiliriz. Zaten sonra tek maç halinde oynanıyor seri.

Takıma gelince savunmamızı Bjk ve Banvit maçlarında kazandığımız maçlar dahil hiç beğenmedim doğrusunu söylemek gerekirse. Gerekenden çok sayı yedik. Savunmamızı çok daha iyi hale getirmeliyiz, sertleşmeliyiz. Öyle her maçta Banvit maçındaki gibi geri dönüşü yapamayız. O yüzden iyi başlamalıyız. Hücumda ise son maçlarda hep dış atışlara yöneldik. Oysa daha fazla içeri penetre edip daha fazla ikili oyunları tercih etseydik, topu pota altına indirebilseydik bu kadar zorlanmazdık diye düşünüyorum. Oyunculara değinmek gerekirse Bonsu'nun savunmayla uzaktan yakından alâkası bile yok. Bence faydasından çok zararı var. Hoca bundan sonra umarım Furkan'ı değerlendirir. Bonsu'dan daha kötü istese de olamaz zaten. Ersin'in formunu yükseltmesi sevindirici. Arroyo-Ender aynı anda oyunda olunca savunmamız zayıflıyor. Arroyo'ya laf edersek zaten çarpılırız da Ender savunmada da hücumda da katkı sağlamıyor. Koç, Engin'i neden düşünmüyor bilmiyorum. Erceg bir maç çok iyi, bir maç ortalıkta yok. İnşallah final serisinde hırslı oynar, katkı verir. Cenk eski formunda olmasa da elinden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyor. Malik geldiği noktadan çok geride şu anda. Özgüvenini kaybetmiş bildiğin. Topu alınca ne yapacağını şaşırıyor. Hele o üçlük denemeleri yok mu öldürüyor beni. Play-off serilerinin kahramanları Marko ve Sinan'a gelirsek ikisi de gerçekten çok verimli oynuyorlar. Marko'nun oyunun iki yönünü de iyi oynaması, iyi savunması, tam zamanında gelen can alıcı üçlükleri, Sinan'ın enerjisi, sıkıştığımızda ilaç gibi gelen penetreleri(zaten ondan başka yapan pek yok) çok önemli yer tutuyorlar.

Arroyo'ya zaten birşey demeye gerek yok. O gerektiğinde topu eline alır ve gerekeni yapar. Koç da umarım oynadığımız maçlardan gerekli dersleri çıkarmıştır. Yer yer kızıp eleştirsek de onun tecrübesine ve zekasına güvenimiz; kendisine de saygı ve sevgimiz sonsuz..

Rakibe bakınca öyle oturmuş bir sistemleri yok. Kazandıkları maçları yüksek yüzdeli dış atışlarla bir nevî şanslarının yardımıyla kazanıyorlar. Bo'dan Arroyo yaratma sevdaları devam ediyor fakat zor iş. Onun en iyi yaptığı iş penetre. Asisti pek düşünmüyor. O yüzden gerçek manada bir oyun kurucuya ve lidere sahip değiller. Bana göre en büyük avantajımız bu. Savunmaları da pek iyi değil bilindiği gibi. Hele ki biz bilindik sert savunmamızı yapabilirsek onlara hiç şans tanımıyorum. En dikkat etmemiz gereken nokta çok fazla boş dış atış şansı tanımamak. Bogdanovic, Kleiza, Bjelica, Ömer hattâ Bo boş kaldıklarında yüksek yüzdeli üçlük atabiliyorlar. En zayıf noktaları ise Zoric. Adam resmen komedi. Çoğu zaman eline top geldiğinde ne yapacağını şaşırıyor. Sanırım Uşak Sportif maçında düşünürken rakibi elinden almıştı topu:) İşte dediğim gibi kazanmaları bireysel yeteneklerine bağlı. Takım oyunu pek sergileyemiyorlar. Biz çok daha iyi ve oturmuş bir takımız! Bu yüzden pek korkum yok. Salonlarında da öyle baskılı bir ortam falan yaratamıyorlar. Seyircilerin çoğu maçı bacak bacak üstüne atarak izleyen, sadece sayı olduğunda alkışlayan tiplerden oluşuyor. Bizim taraftarımızı kıskandıklarını kendileri de saklamıyorlar zaten.

Koç konusunda Obra'yıçok abarttılar bence. Beklenenin altında kaldı bu sezon. Bir de çalıştırdığı her takımla ilk senesinde f4 yaptığı söylentileri vardı. Bayağı da umutlanmıştı fukaralar:) Tamam kariyeri çok iyi olabilir fakat kariyerle maç kazanılmaz! Onlarda Obra varsa bizde de ERGİN ATAMAN var. Sonuna kadar güveniyoruz.

Artık söz koçta ve oyuncularda. 2 maçtan en az 1ini kazanıp saha avantajını lehimize çevirmeliyiz. Gerisi olur zaten. Yok ezip geçicez, yok 4-0la şampiyon olucaz diye öten şikeci kuşlara cevabımızı vereceğiz inşallah. Ortada final ve kupa varsa zaten GALATASARAY'ın yapacağı bellidir.. Hele de son 3 yılda kazandığımız 35 kupanın 17'sini bunlardan aldığımızı hesaba katarsak. Kadın basketbolunda resmen rencide ettik bu sene zaten. Darısı erkeklerin başına. Ülker'in A lisansıyla artislik yapanlara, parayla saadet olduğunu sananlara hakettikleri cevabı vermek dileğiyle...

#SALDIRGALATASARAY #YenilmezArmada #CimbomunÇocuğuErginAtaman #CarlosArroyo #MarkoPaşa #Sinan #Ersin #Zoran #Cenk #Pops #Furkan #Ender #Malik #Göksenin #Engin #Domdom #Milan
 
sezon başından belli düşüncem aynı en iyi takım biziz, şampion olacağız, 4-1 yada 4-2 ile bitiririz seriyi, Ergin hoca ve Başta Arroyo olmak üzere takıma güveniyorum, haydi Aslanlar savaşın ve kazanın...
 
Zor bir seri olacak. Saha avantajını Euroleague'de TOP 8 yapmak uğruna feda ettik -ki bence de doğru olanı yaptı Ergin hoca- ve şimdi her ne kadar Ülker Arena gibi tiyatro salonuna benzer bir salona gidecek olsak da zor geçecek...

-Elbette serinin kader adamı -bizim adımıza- Arroyo olacak. Hem Euroleague'de hem de ligde çok büyük oynadı, hatta omuzlarındaki yük geçen sezondan da fazlaydı. O gülerse, biz de güleriz.

-Pota altında Ersin ve Furkan'ı olabildiğince fazla kullanmalıyız. Zoric de Oğuz da iyi savunmacı değiller, karşı koyamazlar. Sekulic'i zaten saymıyorum, yabancı sınırlamasına takılıyor. (Takılmasa da farketmez pek bir şey) Ersin'in Banvit serisiyle beraber ritmini bulması bizim adımıza müthiş bi gelişme oldu.

-Erceg'in soğukkanlı biçimde bulduğu dış isabetlere ihtiyacımız olacak. Yalnız savunmada daha sert ve azimli olması lazım, son Banvit maçının ikinci yarısındaki gibi...

-Bonsu hakkında ne desem tersi çıkabilir. Ama umarım iyi konsantre olur ve dizleri daha fazla mücadele etmesine izin verir. Ona ihtiyacımız olacak, özellikle Abdi İpekçi'deki maçlarda.

-Playoffun iki savaşçı kahramanı Sinan ve Marko bizim için. Hem savunmada hem hücumda müthiş işler yapıyorlar, devamı gelirse FB Ülker'in kısalarına büyük sıkıntı yaşatırız.

-En azından Salı günü Hairston yerine Domercant'ı denesek güzel olurdu diye düşünmüyor değilim.

-Bo yorulduğunda veya pota altına top indiremediklerinde Bogdanovic, Kleiza ya da Bjelica'dan dış atışa yöneliyorlar. Hatta ikinci ve üçüncü KSK maçlarını dış atışlarla kopardılar diyebilirim. Çok dikkatli olmamız lazım, özellikle Kleiza yüzdeli atıyor son zamanlarda.

-İlk iki maçı kaybetse bile dünyanın sonu değil, aynı motivasyonla devam etmemiz lazım. Abdi İpekçi'de cehennem bekliyor olacak FB Ülker'i. Zaten ilk iki maçtan birini kazanırsak müthiş strese sokarız karşı tarafı.

-Takım bu sezon TOP 8 ve BBL finali ile üstüne düşeni yaptı. Şampiyonluk gelmezse sağlık olsun, ama üstüste ikinci kez gelebilir şampiyonluk kupası. İnşallah herşey istediğimiz gibi gider.
 
fenerbahçe kazandığı bütün maçlarda pota altından çok az sayı katkısı alabildi, ribaundlarda da hep gerideler. pota altını işlersek ciddi anlamda öne çıkarız.
 
4 numara savunmasi onemli diger kritik adamlarini savunuruz her turlu ama Erceg e guvenmiyorum eminim Bjelica ve Kleiza dan yuksek skor katkisi alacakalar. Buna onlem alirsak seride problem yasamayiz.

Bizim icin hedef 2. mac olur o maci kazanacagimizdan eminim.


iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 
Formda olan oyuncular zaten belli. Ancak önemli olan durum formsuz ve bir şeyler yapması gereken oyuncular. Bunlar Bonsu-Hairston
Bu 2 oyuncu mutlaka psikolojik destekle maça hazırlanmalı. Hairston zaten kapasitesi belli bir oyuncu eğer oynarsa seriyi tek başına değiştirecek bir kapasiteye sahip. Ergin hoca bu oyuncuları özel olarak güven kazandırıp eksik ne varsa tamamlayıp bu oyuncuları hazırlamalı.
Zaten bu oyuncuların göstereceği verim seneye daha iyi sözleşmeler yapmaları için de önemli. Eğer bunlar formunu bulursa şampiyon oluruz. Bunlar oynamadan 5 oyuncu ile şampiyon olamayız.
Furkan-Cenk, zaten olayın bilincindeler ve oynadıklarında mutlaka katkı vereceklerdir.

Hairston - Bonsu !
 
Takım kazanması gereken maçları bir şekilde kazanmayı başarıyor bu sezon. İlk iki maçtan birini alıp 1-1'le dönererek saha avantajını kırmak ilk hedef olmalı. Ondan sonrası biraz takım biraz taraftar işi götürebiliriz. Kadın baskette yaşadıkları travmanın ne kadar etki yarattığını göreceğiz ilk maçta. Onun dışında saha içi eşit gibi, motivasyon belirleyici olacaktır bence hakemlerden ziyade.

Başarılar...
 
Oradan 1 -1 ile dönülürse şampiyon oluruz. Yönetimin çok uyanık olması lazım ileri düzeyde pislik dönecek.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk
 

Üst