Bugune kadar ki samimi ve içten çalısmalarıyla, beyefendi kişiligiyle G.Saray basketbol şubesini basarıyla temsil ettigini dusunuyorum. Ozellikle şube yakın tarihine göz atınca, yeni yapının ilk senelerini için biçilmiş kaftandı, sadece bir koç degildi, M.Ozyer oncesi şube yapısı Beşiktaş'ın yasadıklarını yasatmaya musaitken, M.Ozyer doneminde bu turlu sorunlarla karsılasılmadı. Saha içi koçlugu bir yana, saha dışı duruşu, mali istikrara onem verişi, gerek taraftar gerekse de oyuncularla ilişikilerde guven verici olması bizim için cok onemliydi. Ama olmadı, saglık olsun. Sonuç itibarıyla daima Galatasaray'lı bir basketbol adamı olarak bu camiada her zaman olacaktır. İki taraf içinde en iyisi olması dilegiyle...
Murat hocanın ayrılmasıyla ilgili cok sey soylenebilir ama olaylara nasıl bakıldıgına baglı hersey. Fazla yakından mikro bir bakış acısıyla, zamanlama eleştirilip, buradan cesitli sonuclar cıkarılabilir. Ki yazanlar olmuş... Yine yeni koç konusunda da aynı durum geçerli...
Acıkcası, o kadar mikro duzeyde algılamanın bir anlamı yok kanısındayım. Evet derbi oncesi ama orta duzey bir bakış acısıyla ne fark ederdi, derbi maçı oncesi ya da sonrası? Takımın oyun yapısı, gidişi ve diger sartlar az cok belli iken, G.Saray basketbol şubesinde ve takımında orta ve kısa vadede bu derbi maçıyla degisecek hiçbir seyi yok nerdeyse, hatta kısa vadede bir derbi galibiyetinin hazzı dısında da... Bu yuzden ayrılıgın zamanlamasına cok da takmamak gerekir diye dusunuyorum.
Yeni koç seçimini, şubenin yeniden yapılanması baglamında dusunulup dusunulemeyecegini bilmiyoruz. Yeniden yapılanma için işin finansal tarafından tutun da, butun organizyon uzerine kafa patlatıp, imkan dogrultusunda yapılabilecekleri gozonune alıp hareket etmek gerekir herkesin malumu. Boyle bir girişimin, onceden dusunulup tasarlanmış olması gerekir. Boyle bir çalışma varsa, yeni koç ve hatta Koray hocanın gelişini buna yormakta fayda var ama... Dısarıdan gordugum kadarıyla, bu tur butunsel bir yaklasım henuz sozkonusu degil, kim yapacak tartısma konusu zaten... Diger taraftan sene basında Telekom'la neler konusuldu neler dusunuluyordu bilmiyoruz(m). Tahmin Koray hoca, gonderilen L.Topsakal sonrası, sonuçlardan memnun olmayan yoneticilerin atadıgı, gorevi tanımlanmamış, yedek koç olarak da dusunulmemiş (bence), biri. Futbol takımının yardımcı antrenorlerini gonderip, Feldkamp'ın gelişini fazlasıyla hatırlatıyor. Bence burdan cıkacak tek sonuç, yonetimin hala orta ve uzun vadede bir planlama yapabilecek know-how'a sahip olamadıgından oturu, kısa vadeli pragmatik cozumlere yonelmesidir.
Bu yuzden, kulubun(şubenin) orta ve uzun vadedeki hedef ve kaynaklarını belirlemesi gerekir. Bunun için zaman ve bazı sartların olusup olusmadıgını gormek gerekli (Telekom sponsorlugu vb.) Ama şu an için sezon sonuna kadar bir koç bulunmalı. Bence de en iyi aday Orhun Ene. Koray hoca sadece 1-2 maçlık refakat etmelidir. Ama Nur Germen'den menajer vs. olamayacagı gibi Koray hocadan da bu saatten sonra koç olmamalı. Sube onunu gormeden, Represa vb. gibi bir hoca getirmesinin anlamı var mıdır? -Adını yanlış yazabilirim- F.Bahçe zamanında basketbol subesini bir dernegine bırakmış, milli oyuncular ve Miller, McRea gibi oyuncular transfer edip, Faruk Kulenoviç'i takımın başına getirmişti. Adam zor dayanmıştı... Birinci sınıf bir koç, kendi kurmadıgı takımı, bozuk organizasyonu, ustune ustluk bu açmazlara ragmen, marka bir koçla yukselen beklentileri, rakiplerinin gerisindeki bir kadroyla ne yapabilir... Banvit Boldwin'i sene basında getirmişti ve beklenti cok yuksek degildi alınan her galibiyet takım-koç guvenine bir artıydı. Once yonetici, menajer falan transfer edelim