Oktay Hocam keşke buraya sizinle birlikte alacağımız daha nice kupanın ve başarının planlarını yapmak üzere mesaj atıyor olabilseydim… Üzüntümüzü anlatmak o kadar zor ki, sizi bizden kopardıklarını öğrendiğimiz andan beri ben ve kardeşim adeta yastayız. Yaklaşık beş gündür gözlerimizi dolduran, kardeşimin artık üzüntüden hiç çekinmeyip ağladığı bu günleri keşke bu takıma bu aileye yaşatmasalardı. Belki bu söylediklerim bazılarına fazla gelebilir ama şimdi dağıtılan bu güzel ailenin sonu, kendini o güzel ortama kaptıranların kalbinden asla sökülmeyecek.
Yıllardır çoğunlukla futboldan dolayı Galatasaray’ın peşinde oldum ama yaptığım en doğru hareket geçen sene kardeşime ve kendime aldığım basketbol kombinesidir. Öncesinde televizyondan takip ettiğim ara ara salona geldiğim bu müthiş takım içindeki o enerjiyle adeta herkesi salona çağırıyor, bu gururun takım tutmaya dair en güzel duyguların ucundan tutup sizi de mutluluğa dahil etmek istiyordu. Şu iki güzel yılın her anı ayrı özeldi, sizin ve ekibinizin belirttiği gibi her rakibe aynı ciddiyetle hazırlanıyordunuz. 103 sayı attığımız Tofaş maçı, taraftarın ayağa kalktığı yarı final Banvit maçı, derbiler, Olympiacos maçı ve unutulmaz CSKA maçı. Adeta takımımızı takip etmek bir ritüel haline gelmişti, maç günü beklenilir, kardeşle buluşup İpekçi yolu tutulur, çıkış tüneli çaprazı, kadroda olmayan oyuncularımızın arkasında yer alınır. Totem olarak her maç meşhur İpekçi sosislisi alınır ve rakip konsantrasyonunu bozmak için çalınacak düdük hazırlanır. Önce tek tek her maç savaşan oyuncularımızın ismi çağrılır, sonra sanki gürültülü bir şekilde sınıfta hocasını bekleyen öğrenciler gibi taraftar zaman geçirir. Birden Oktay Hoca tünelden gelir, o an herkeste ayağa kalkma, alkışla destek verme hissiyatı oluşur…
Yıllar geçse de; CSKA maçında son saniyede çevremdeki herkesin ağlayışını, uzatmalara giden Olympiacos maçı ve CSKA maçı çıkışı bastıran o kar fırtınasına rağmen, salondan çıkan herkesin zafer şarkıları söyleyerek soğuğa aldırmadan etrafa koşturmalarını unutmayacağım. Benim için bu iki yıl, takımımız ve teknik ekibimiz her Galatasaraylı’nın ayrı bir yere koyduğu UEFA kupası dönemine eş değerdir.
Sizin gidişinizden ötürü yaşadığımız üzüntüden dolayı yasta olduğumu söylemiştim, futbolda şampiyon olunca evin 3 yanına astığımız dev bayrakları bu üzüntüyle dalgalandırmaya razı olamadık ve yerlerinden çıkardık. Belki kimsenin ruhu duymadı ama bu size yapılanlar için bizim sessiz çığlığımızdır.
Keşke elimizde olsa da bu yapılanları önleyebilsek, sizle başlayan bu güzel yapılanma istikrarlı bir şekilde yıllarca sürebilseydi. Benim bir taraftar olarak alınan kararlarda söz hakkım yok ama şu yıkımı, gidişinizi önleyeceğini bilsem hiç çekinmeden bu seneki futbolda şampiyonluğumuzu geri verirdim, zamanı geriye sarabilsem Shipp’e engel olur o imkansız bloğu yapmasını önler, Gordon’un Olympiacos maçında sakatlanmamasını sağlardım. Belki o zaman rakiplerin sistemle, planla olmayan günübirlik başarılarına özenen yönetim size dokunmaya cesaret edemezdi.
Şimdi zannetmeyin ki taraftar gidişinizi makul karşıladı, zavallı milyonlarca Galatasaray taraftarı resmi sitedeki sözleşme haberine inanarak sizin görevde olduğunuzu zannediyor, resmi siteden bir teşekkürü çok gören yönetim akıllı geçindiği için süreci uzatarak ve el altından olmayan haberler servis ederek oluşacak, yıkımı ve tepkiyi önlemeye çalışıyor.
Birçok renkdaşımın belirttiği gibi ben de sizin ve müthiş özveriyle çalışan ekibinizin gidişine inanmak istemiyorum, keşke teklif götürülen tüm meslektaşlarınız size yapılanlardan dolayı görevi kabul etmeyip yapılanmanızın devam etmesi gerektiğini söylese ve ayrılan yollar tekrar birleşse. Yönetim bilmiyor ki o sinerji, inanç ve birliktelik öyle kolay bir şekilde her ekiple olmuyor, bu taraftar size ve bizim isteklerimize rağmen yapılanları asla unutmayacak ve günü gelince ben inanıyorum ki hesap soracak. Üzülerek söylüyorum ki Galatasaray’da taraftar kimi sevse, yönetim ilk onları uzaklaştırıyor hem de işlerinde başarılı olmalarına rağmen.
Oktay Hoca ve ekibi ile bu iki yıla tanıklık eden herkes gerçekten çok şanslı. Yine de ben bu hikayenin bitmediğine, ilerde ara verilmiş de olsa Galatasaray ve Mahmuti isminin tekrar bir araya geleceğine inanmak istiyorum. İşte o zaman yarım bıraktırılan planlarınızı gerçekleştirme fırsatını bulursunuz.
Aslan yürekli hocam bu süreçte tek avuntumuz ‘Bitti diye üzülme yaşandı diye sevin’ cümlesiyle açıklanabilir. Oktay Mahmuti, Recep Şen, Emir Alkaş, Tolga Başer isimleri ile gurur duyuyoruz ve nereye giderseniz gidin bu taraftarın her zaman sizi destekleyeceğini lütfen unutmayın. İnşallah hak ettiğiniz değeri gördüğünüz, kıskanarak bakılacak, kupalar kaldıracağınız bir takımda çalışma imkanınız olur size haksızlık yapan herkes birazcık da olsa utanır. Ben ve kardeşim sizi hep destekleyeceğiz gittiğiniz takım Türkiye’den olsa bile…
Mahmuti Mahmuti Oktay Mahmuti, bir kadehte bizle iç Oktay Mahmuti diye tezahurat yapıyordu taraftar Euroleague’e kalındığında, bundan sonra içilen her kadehte, edilen her duada sizi de anacağız ASLAN YÜREKLİ HOCA…