Kaybedilen lig maçından sonra kesinlikle böyle bir morale ihtiyacımız vardı. Kupa boyunca (Kaski maçını izlemedim ama güçlü bir rakibe karşı farklı galibiyet güzel) iyi basketbol oynadık. Fenerbahçe maçı ilginç bir maç oldu, ilk çeyrek bence kötü başlamadık şanssızdık. Devam edince ikinci çeyrek itibariyle de beklediğimizi de aldık zaten. Üçüncü çeyrekte ise 7 dakika boyunca tek sayı bulamamız, 17-0'lık seri yememiz hiç hoş değildi ama 3. çeyreği bir kenara bırakırsak iyi bir maç oynadığımızı görmemiz lazım.
İki kere çift haneli sayılarda geriye düşüp çevirebildiğimiz maç aklıma gelmiyor şu anda, Fenerbahçe karşısında. Rakibi iyi yaptıkları şeylerden uzaklaştırdık, Nevriye'nin boyalı alandaki oyun kuruculuğunu iptal ettik, Matoviç'in post-up oyunlarına izin vermedik. Fast-breakler hariç (ki takımda bu işin en iyi Angel McCoughtry var) çok iyi durduk rakibimizi. Alan savunması çok iyi sonuç verdi. Syl ile Piph hücumda ihtiyaçlarımızı yerine getirince iki kez geriye dönüp kupayı da kazandık. Rakip Angel ve Cappie'nin zorlamalarına kalınca setlerde işimiz kolaylaştı. Fenerbahçe'ye gelenin Cappie değil, posası olduğunu aldıklarında söylemiştik. Görüldüğü üzere burun kıvrılan Piph şu maçlarda ondan büyük katkı veriyor. Ayrıca Fenerbahçe'nin bench'inin (Cappie, Meral, Newlin) de abartıldığı kadar verimli olmadığını da bir kez daha gördük. Yıllar ilerledikçe bu seviyede verilebilecek katkılarılar da düşüyor.
Zaten moral bozan da buydu, 8 Şubat günü. Şu kadromuzun Fenerbahçe karşısında çok kötü bir oyun sergileyip, aynı oyunculardan 10, 20 belki de 50. karşılaşmamızda da aynı oyunları yememiz, maça küsmemiz, vazgeçmemiz çok kalp kırmıştı. Ha şu günde de ne ligin favorisi konumuna geldik ne de kusursuz bir takım görüntüsü koyduk ortaya ama mücadele ve istek güzeldi. Şu kupayı çok büyük ihtimalle alacağımızı zaten tahmin ediyordum, şu anda mutlu olmamı sağlayan da isteklerimizin bir kısmının sahaya yansıtılması oldu. Daha akıllıydık en azından kupa boyunca. Çok mu haksızlık ediyoruz diye düşündüm şu ana kadar kupa kaçırmayan, 2/2 yapan takıma karşı. Sadece biz değil onlar da kendilerine haksızlık yapıyor, bu takım çok daha fazlasını yapabilir diye orta yolu buldum sonrasında. Şimdi baktığımızda biz Euroleague'de evimizde Fenerbahçe'yi yenemeyiz demek için bir sebep yok. 3 oyuncu daha eklenecek kadroya, taraftarımız sahip çıkar, yöneticilerimiz satmazsa daha fazla maç bizim evimizde olacak, yabancıları sınırsız kullanabileceğiz sahada (Fenerbahçe'de ise rotasyonda çok büyük bir değişiklik olmayacak), bugün -aslında verim veren ama buraya yazınca 'çok da mantıklıymış' diyemediğimiz- Dee-Şaziye-Bahar-Tina-Syl beşiyle etkili olduğumuzu da gördük.
Küsmüştüm veya kırılmıştım diyemem ama 1 ay sonra ilk kez kadın takımımız üzerine konuşmaktan keyif aldığım bir gün. Önce bunun, sonrasında da kupa için takımımıza ve teknik kadromuza teşekkürler. İnşallah yüzümüzü güldürmeye devam ederler. Adını yazmadan bu yazıyı bitirmek olmaz, Cumhurbaşkanlığı Kupası'ndan sonra bir kez daha sahaya büyük emek koyan ve hücuma bir opsiyon daha katan Şaziye'ye büyük bir teşekkür. Sene başında yazmıştım "Tabii ondan beklentiler belirli, savunma yapabildiğini gördük onu istiyoruz, iyi bir şutör olduğu kesin, benchten gelip skora katkı yapmasını bekliyoruz. 14-15 sayılar da değil, bazen iki üçlük hayat kurtarır." diye. O iki üçlük bugün hayat kurtardı gerçekten.