Maçın son periyotunda Fb patır patır uzaktan şut kullandı. Pota altında kaçırdı aldı attı. Ve biz son periyot ilk faulümüzü maçın bitmesine 2:50 kala Şaziye ile yaptık
)) Bunda kimin suçu var bilmiyorum. Hem oyuncularda hem kenar yönetimde bence. FB iki şut attıktan sonra oyunu sertleştirsen faul yapsan o şutları rahat atamazlardı.
Eli sıcak soğuk farketmez yıldız oyuncudaysa top onu savunmak için bir kaç taktik vardır. En basit olanı bir elinle oyuncunun gözünü kapamaktır. gözüne elinle kapatır gibi yaparsan şut dengesi genelde bozulur. Bizde bunu Şaziye yapıyor bazen. Başka yapan yok. Bu maçta pek gördüğümü söyleyemeyeceğim.
Dee maç boyu ana plana sadık kalmaya çalıştı ama bu onu evcilleştirmişte. Maçın sonunda artık ana plan tali plan gibi bişi kalmayınca Dee bildiğimiz Dee görünümüne döndü. Ama tam olarak beklediğimiz de bu değildi.
Maç için iyi anlamda söyleyeceklerim. Ne olursa olsun son 30 saniye fark 10 ken bile maçı bırakmamaları. Bench'in hareketli olması. Dee'ye edilen küfürler başladığı an Müge ablanın masaya gitmesi sayılabilir.
Işıl'ın 1. maç oyunu ile bu maçki oyunu arasında fark yoktu aslında. O maçta şutları girmedi bu maçta girdi. İlk kaptığı top sonrası turnikeyle bitirdi bu ona biraz güven aşılamış olabilir şut isabetinde ama Işıl aynı ışıl. Top çalmalarına ilk maçta da denemişti ama o maçta Birsel daha diriydi buna izin vermedi. Bu maçta birsel ilk maçın yorgunluğunu üzerinde taşıdı ve top kayıpları arttı (ki Birsel bu maçta da 36 dk sahada kaldı). Cappie gibi bir oyuncuyu durdurmanın yolu üzerine agresif oynamak siz hücuma çıktığınızda onun savunduğu oyuncuyu sık sık topla buluşturup onu yormak olmalı. Cappie sahadan nerdeyse hiç çıkmadı ama onu pek yormadık da.
Bu mağlubiyet benim için sürpriz oldu. İçinizde ironi yapmayı sevenler bundan güzel ironiler üretebilir ama bence gerçekten sürprizdi.
Hoca konusuna girmeyeceğim. Yalnız Hadi Işıl Bahar diyor oalbilrisiniz ama benim tanıdığım Syl ve Dee de bu değil. Her oyuncu geriye gitmiş durumda.
Son olarak; takımı mental oalrak hazırlayamıyoruz. Bu sadece kadın basket takımına has değil. Futbolda da böyle aşırı motive edip sahaya sürüyoruz ilk olumsuzlukta takım gerilmeye başlıyor. bunları onarabilirmiyiz? Bence onarabiliriz. Onaracak kişiler orada mı?Bence yok. Bana şimdi deseler şampiyonluk için bir transfer yapma hakkın var kimi alıyorsun? Mihriban Oğuz derim. A sahi o teknik kadroya girecek yani o hakkımız var değil mi?