Sezon içinde oynadığımız iki maça geri dönelim. İlk maçta, muazzam savunma çizgimiz devam etmiş, hücumda çok iyi oynamamamıza rağmen maçı galibiyet ile sonlandırmıştık. Yediğimiz 52 sayı, sezonun da en iyi rakamlarından biri bu arada. İkinci maça geldiğimizde, ligin sonlarına gelmemizin verdiği baskı unsuru, ilk maçı kaybeden Banvit’in olası bir seriye 0-0 başlama isteği, karşılaşmayı zora sokan sebeplerden bazılarıydı. Maç boyu kötü oynayan ekibimiz, özellikle savunmada, pota altında çok büyük açıklar vermişti. Chuck Davis, Lance Williams bu gediği daha da derinleştiren oyunculardı. Bu kötü savunmanın üstüne, oyun kurucu rotasyonundan da iyi verim alamamamız, maçı yenilgi ile kapatmamızı sağlamıştı. İkinci maçta bu kötü tabloya rağmen, dördüncü çeyreğin sonlarına doğru Preston Shumpert ile maçı döndürme fırsatı yakalamıştık, o pozisyonda isabet sağlayamamamıza rağmen, bu kadar silik bir performansın üstüne maçı döndürme raddesine getirmek kolay bir iş değil, deplasmanda isen hele.
Sezon içinde oynadığımız iki maçı, iki takımında oynadığı çeyrek final maçlarını göz önünde bulundurup, serinin gözüken tablosunu, yapmamız gerekenleri netleştirelim.
* Savunmamız ile yükselen bir takım olduğumuz açık. Maçın ilk adımı burada olacaktır bizim adımıza. Bu savunmanın da en önemli yer kuşkusuz ki pota altı olacaktır. Çeyrek final serisinde Olin Edirne’ye karşı ne zaman pota altını kullansa Bavit, hücumdaki etkisini ikiye katladı. Hakemler, pota altı oyuncularımızın faul almaya müsait yapıları beni bu noktada endişelendiren nedenler. Bütün koşullara rağmen, Lance - Chuck - Golubovic üçlüsünü normal seviyelerinin aşağısına alırsak, maç bizim adımıza epey kolaylaşacaktır. Diğer önemli nokta ise, bu sene müthiş bir seri geçiren Barış Ermiş’i nasıl yavaşlatacağımız. Yeri geldiğinde Shipp & Evren ikilisini üzerine yoğunlaştırmalıyız, nitekim maç boyunca hücumların %70’ine yakın bir kısmında Barış’ın organizatörlüğü var.
* Hücum tarafında, oyun kurucu rotasyonlarının karşılaşmayı takımları adına nasıl kontrol edecekleri belirleyici olacak. Banvit ile oynadığımız ikinci maçta, oyun aklını kaybetmiş Tutku ile maç içinde kontrolsüz hareketlerini maksimuma çıkartan Jerry ikilisini görmüştük. Beşiktaş serisinde daha toparlanmış bir ikili gördük karşımızda. Bu performansın daha da artması gerekiyor. Neticesinde Banvit, kısa oyuncuları ile yaptığı baskı sonucu kolay top çalan bir ekip, nitekim ligde oynadığımız iki maçın toplamında 25 top kaybımız var, fazla bir rakam.
* Beşiktaş serisini iki maç yapıp tamamlamak, önümüze çok güzel bir dinlenme fırsatı açtı. Son Beşiktaş maçından bu yana 9 gün geçti, bunun arasında sertliğin kaybedilmemesi adına Efes Pilsen maçı sıkıştırıldı. Muhtemel rakibinin tüm analizlerini yapan, 1 haftadan daha uzun süredir dinlenen takımımızın, sakatlık problemi ile daha dar rotasyonda oynayan ve bizden 3 maç daha fazla yapan Banvit’e karşı fiziksel üstünlük kurması gerekiyor, kuracaktır da. Bu nokta ile, maçın sonunda daha diri bir Galatasaray göreceğiz, bu da maçın sonunu daha iyi getirmek adına büyük bir avantaj.
Bu üç noktaya bir detay ekleyeyim, Luksa Andric, Banvit’e karşı oynadığımız iki maçta en efektif oyuncumuz, 24 sayı - 11 ribaund ile. İki maçta da faul problemine girmemesi, onun verimi arttırmış, dikkat edilmesi gereken bir detay.
Ve yazıda hiç bahsetmeme rağmen, bu maçın ve serinin kritik eşleşmesi Joshua Ian Shipp - Keith Simmons olacaktır bana kalırsa. İki oyuncudan hangisinin daha ağır basacağı, sonuca direk etki edecektir.
Üç nokta özelinde Galatasaray - Banvit serisinin görünümü bana göre bu şekilde. Takımımızın, uzun yıllar sonrasında finale çıkmasına bu kadar yaklaşmışken, bu fırsatı geri çevirmeyeceğini düşünüyor, inanıyorum.
Yarın Allah bir zeval vermediği takdirde salondaki yerimizi alacağız, Oktay Mahmuti ve aslanlarına şampiyonluk yolunda inancımız tam, onlar gereken cevabı saha da verecektir..
yüreğimizde büyük aşkınla..