2016/2017 Transfer Dönemi ve Kadro Yapılanması

Sezon başında Markovic ve guedelock ikilisi gündeme geldiginde bir cogumuz burun kıvırmıstı . Guedelock nispeten cok daha iyi bir skorer olsada Markovic tam bir takım oyuncusu ve en önemlisi pass first bir oyuncu . Biz ne yaptik ? Gittik russ ve Dentmon gibi iki sokak basketbolcusu transfer ettik . Dentmon'un en azindan eurolig'de bir mazisi var . Neler yapabilecegini az cok biliyorduk .

Russ smith ise ; tek bir macının tamamını izlemek bana yetti. Ortalama bir basketbol izleyicisi olarak bu oyuncunun kapasitesini tek mac ile görebilirken, koskoca galatasaray staff'ı bu adama 1 milyon $ gömdü . Üstelik Russ eurolig'in en büyük oyun kurucularindan birisi olacak :)

İşin birde psikolojik boyutu var . Kısa bir empati yaparak 1 dakika Russ smith'in perspektifinden olaya bakın . Siz böyle bir muamele görseniz hangi aidiyet ve motivasyon ile bu takım icin oynama arzusu duyarsınız ? Uzaktan olaylara bakmak her zaman daha kolaydir . Ortada bir grup psikolojisi var . 12 kisilik kadroda günah kecisi ilan edilip dışlanmak , curry bile olsa psikolojini ve tavırlarını tamamen degistirir . Bu adamlar robot degil . İnsan psikolojisinden hic anlamıyorsun ataman .

Ben russ olsam pana macında tıpkı Dentmon'un Baskonia macında yaptigi gibi takımı baltalarım . Buna bir cogunuz iş ahlakı olmayan bir sporcu ve karaktersizlik olarak yorumlarsiniz ama ben buna etki-tepki derim.
 
Oynatmadığımız, oynamayacak olan oyuncuyu kadrodan ayrılırsa(Russ) sayısal anlamda nasıl sıkıntıya düşeriz?

Mantığı doğru buluyor musunuz sorum Russ Smith özeline idi. Dentmon için değil. Baştan süreci ben böyle yönetmezdim bana sorarsanız. Ama madem süreci böyle yönettiniz kadroya geri almazdım. Ataman konu başlığında da yazdım. Pragmatist bu tarz davranışları sevmiyorum. Sporda herşey kazanmak değil. Benim sıkıntım bu kadar boş laf edilmesi, Ataman smithle ilgili hiç konuşmasa bu eleştiriler olmayacaktı. Dentmon ve russ kadro dışı bırakılıp, dentmonın affedilme süreci de sıkıntılı. Dentmon faydalı olabilir, afdedelim. Russ berbart gitmesi için kadro dışı bırak, mobing uygula. Hah Dentmona teklif geldi gönder. Tüm söylenenleri yut( doktor, kan örneği, sahada mücadele edecek sporcu vurgusu) Russ'ı tekrar kadroya al. Neden???
Sanırım kelamımı anlatabildim. Saygılar...

GT-I9195 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Hocam oyun kurucu olarak oynatabileceğimiz bir tek Sinan var. Bu yoğun tempoda o da bir sakatlık geçirirse normalde oynatmadığımız Smith'e mecburen süre vereceğiz.''Sayısal anlamda'' ifadesinden kastım buydu.
 
Galatasaray ile Justin Dentmon yollarını ayırmak için görüşmelere başladı. Dentmon'un mutlu olmadığını bildirmesinden sonra Galatasaray'ın da ayrılığa sıcak baktığı, fesih işlemleri üzerinde çalışmaya başlandığı öğrenildi.


Öte yandan bir süredir altyapı ile çalışan Russ Smith'in yeniden antrenmanlara alınmasına karar verildi. Smith Galatasaray'ın bugünkü antrenmanına çıktı. Smith'in kadroya alınıp alınmamasına Ergin Ataman karar verecek.
 
A dan Z'ye inanılmaz amatörce yönetiliyoruz, bakkal gibi çözümler üretiyoruz. Euroleague için iyi takım kursan ne olur bu yapıyla.
 
Yapılması gereken belli.
Dentmon'dan kalan 1 milyon civarı bi para var.
Bunu Stefan Markovic'in bonservisine ve kendisine harcayabiliriz.
Harcamamız da lazım...
 
Arroyo gelsin boby yerine çok daha iyi . Bence artık oyuncu almasın zaten tek oynacağı yer euroleage ligde oynamıcak . Belki yüzde 10 da olsa russ Smith biraz toparlar
 
nedense bu forumdaki stefan markovic hayranlığını bir türlü anlayamıyorum. adam bildiğin vasat seviye bir eurocup oyuncusu. yerli olmadığı sürece bu sıradanlıkta bir adamı takımda görmeyi asla istemem. zaten düzgün guard transferleri yapabilseydik sinan da daha diri kalıp markovic'in defansta verebileceğine yakın bir katkı verirdi.

nba kariyerli bir oyuncu düşüremiyorsak arroyo veya brown'a gitmemizi çok isterim. bobby brown yine yaşından dolayı daha doğru bir tercih olabilir ancak arroyo'nun da hücum akışkanlığında yakaladığımız ritmi bir üst seviyeye çıkarabilme noktasında brown'dan fazla katkı vereceğini düşünüyorum. jamon gordon'u da çok severim. burada çok mutlu olacağına da eminim ama onunla da takımın vasat görüntüsünün değişeceğine inanmıyorum. en baştan düzgün bir planlamayla back-up olarak alınabilirdi ama şu an 2 oyuncu birden getirebileceğimizi pek sanmıyorum.
 
Şu forumdaki birçok arkadaşın gerek salonda gerekse ekran karşısında takımını takip etmesine rağmen, kanaatimce hala takımdaki sorunu isabetli bir şekilde tespit edememişiz.
Eurolig ve ligdeki maçlarımızda sanırım asist sayılarında zirveye yakın noktadayız; maçların ekseriyetinde 25 ve üzeri asist yapmışız lâkin halâ Arroyo ya da Brown gibi adamların gelmesini arzuluyoruz. Bu takımın şayet oyun kurucuya ya da atıcı bir lidere ihtiyacı olsa, asistler bize yalan söylemeliydi.

İhtiyacımız olan kısa savunmacı ve potadan seken topları toplayacak atletik ya da geniş kalıplı bir uzundur. Takım savunmasını son maçlarda gayet iyi yapıyoruz lâkin bireysel savunmalarda; Diebler ve Pleiss dışında tüm oyuncular ya savunma zekasından ya da ayaklarının yavaşlığından geçiliyor. Bizim hem birebir hem de takım savunmasını ön alanda ihya edecek 1 numara lazım.

Markoviç ya da başka bir adam lâkin Arroya, Brown gibi adamlar ancak 25 asisti 30'a çıkartır hatta takımı sahada intizama sokar lâkin ön tarafın savunması düştüğü gibi, topu alan rakip oyuncu potamıza hücum eder.
 
Takımda topla yaratıcılığı olan Daye,Schilb,Emir,Micov gibi isimler varken günümüz basketboluna aykırı şekilde 24 saniyenin 15'inde topu elinde tutmayı seven Arroyo ve Brown mümkünse gelmesin.

Atıcı almaksa maksat Dentmon var o niye yollanıyor o zaman?Markovic vasat mıdır Eurocup topçusu mudur bilmem ama o tarz birinin lazım olduğu aşikar.Takım uyumu kadro kimyası gibi parametreleri göz ardı edip kağıt üzerindeki kaliteye,isme,güce bakarak transfer yapmanın bedelini zaten koçla birlikte ödüyoruz,yıllar içinde de zaman zaman ödedik.Mümkünse Arroyo ve Brown gelmesin.Başka birilerini bulsunlar.
 
8 yabancinin defosunu tek bir yabancinin kapatacagi bir sistem/oyuncu dunyada yok zaten. Guard ihtiyacimiz var. Bunun nedeni asist sayisi degil. Dogal bir ihtiyac. Oyun kurucusuz tek takim biziz resmen. En cok para harcadigimiz mevkide oyuncumuz yok. Yoksa 3.5 numara da lazim

Stefan Markovic neye gore vasat? Adam yillardir sirbistan milli takiminin guardi her yil da ciddi sureler aliyor. Stefan Markovic eurocup seviyesindeyse russ smith basketbolcu degil ama gel gelelim aralarinda 2 kat ucret farki var.
 
Şu forumdaki birçok arkadaşın gerek salonda gerekse ekran karşısında takımını takip etmesine rağmen, kanaatimce hala takımdaki sorunu isabetli bir şekilde tespit edememişiz.
Eurolig ve ligdeki maçlarımızda sanırım asist sayılarında zirveye yakın noktadayız; maçların ekseriyetinde 25 ve üzeri asist yapmışız lâkin halâ Arroyo ya da Brown gibi adamların gelmesini arzuluyoruz. Bu takımın şayet oyun kurucuya ya da atıcı bir lidere ihtiyacı olsa, asistler bize yalan söylemeliydi.

İhtiyacımız olan kısa savunmacı ve potadan seken topları toplayacak atletik ya da geniş kalıplı bir uzundur. Takım savunmasını son maçlarda gayet iyi yapıyoruz lâkin bireysel savunmalarda; Diebler ve Pleiss dışında tüm oyuncular ya savunma zekasından ya da ayaklarının yavaşlığından geçiliyor. Bizim hem birebir hem de takım savunmasını ön alanda ihya edecek 1 numara lazım.

Markoviç ya da başka bir adam lâkin Arroya, Brown gibi adamlar ancak 25 asisti 30'a çıkartır hatta takımı sahada intizama sokar lâkin ön tarafın savunması düştüğü gibi, topu alan rakip oyuncu potamıza hücum eder.

yapılan asist sayısı yanıltmamalı bence. evet takımdaki güzel şeylerden biri topun sürekli dönüyor olması ve bu sirkülasyonda da doğal olarak son pas veren kişiye asist yazılıyor. ama bu sirkülasyonda takımın güvenle ve istikrarla üzerinde durduğu bir oyun sistemi yok. bazen schilb'den oynuyoruz, bazen emir'den, bazen sinan'dan. hiçbiri çok güvenilir bir şekilde oyun kurmuyor ve bu da enerjilerin düştüğü ve savunmaların görece sertleştiği karar anlarında takımın elinin ayağına dolanmasına sebep oluyor. basketbolda en önemli işlerden biri maç sonunu doğru oynamak. geçen sene mccollum gibi savunmaların en sert olduğu zamanlarda 1e 5 oynayıp skor bulabilecek bir oyuncuyla oynuyorduk maç sonlarını. bu sene o vurucuyu bulamadık ve bu yüzden bir ana hücum planı geliştirebilmek için bir oyun kurucuya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. açıkçası ben her maç takımın doğaçlama işler ve günlük performanslardan beslenmesinden usandım.
 
yapılan asist sayısı yanıltmamalı bence. evet takımdaki güzel şeylerden biri topun sürekli dönüyor olması ve bu sirkülasyonda da doğal olarak son pas veren kişiye asist yazılıyor. ama bu sirkülasyonda takımın güvenle ve istikrarla üzerinde durduğu bir oyun sistemi yok. bazen schilb'den oynuyoruz, bazen emir'den, bazen sinan'dan. hiçbiri çok güvenilir bir şekilde oyun kurmuyor ve bu da enerjilerin düştüğü ve savunmaların görece sertleştiği karar anlarında takımın elinin ayağına dolanmasına sebep oluyor. basketbolda en önemli işlerden biri maç sonunu doğru oynamak. geçen sene mccollum gibi savunmaların en sert olduğu zamanlarda 1e 5 oynayıp skor bulabilecek bir oyuncuyla oynuyorduk maç sonlarını. bu sene o vurucuyu bulamadık ve bu yüzden bir ana hücum planı geliştirebilmek için bir oyun kurucuya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. açıkçası ben her maç takımın doğaçlama işler ve günlük performanslardan beslenmesinden usandım.

Bir de şu açıdan bakmak lazım oyun kurucumuz yok ama oyun kurma açısında çok çeşitli bir takımız. Bir planımız yok ama kendi planlarını yaratabilen 4 oyuncumuz var. Bahsettiğiniz gibi 1 v 5 oynayıp maç sonu faul alabilcek bir oyuncu bu takımda çok iş yapardı. Bence Russ Smith bu şekilde kullanılabilirdi. Kısıtlı süre verip topu tamamen ona bırakabilirdik.
 

Üst