Ben hazırlık dönemi ile ilgili hocaya yapılan eleştirilere katılmıyorum. Sonuçta bu işin adında zaten içeriği saklı, "hazırlık". Önümüzde koca bir sezon var, oldukça yoğun bir maç programına sahip. Euroleague + TBL maç trafiği kafaları karıştıracak cinsten olacak. Böyle bir trafik öncesinde oyunculara yüklenmek, biraz ağır bir tempoda hazırlık yapmak bana doğal geliyor. Kaldı ki önceki senelerden hocanın tercihinin hep bu yönde olduğunu biliyoruz. Ağır antrenman + yoğun hazırlık maçı içeren bir program. Sakatlıkları da direk bununla ilişkilendirmek ne kadar sağlıklı bilmiyorum. Sonuçta bu bilimsel bir olay. "Kondisyonerlik" diye bir meslek var, bunun dışında antrenörler bunun metodlarına ilişkin eğitimler alıyor. Yani bu baktığımızda basketbol izleyip, yorumlamaktan daha komplike bir durum. "Krstic iş yapmaz, Deon ağır kalır.." yorumlarından öte sayısal verilerle, bilimsel şekilde hazırlanan programlar olduğunu düşünüyorum. Yani bizim dışarıdan "Ya hoca yine takımı çok kastı, millet sakatlandı." cümleleri o yüzden bana çok doğru gelmiyor. Kaldı ki arada olan maç iptalleri de (Cantu örneği mevcut), hocanın yeri geldiğinde esneklikler sağladığının bir işareti. Ama Ergin Ataman'ın bu konudaki genel yöntemini eleştirip, Blatt ve Zoc böyle yapmıyor demek, sporda doğruya gitmek için birden fazla denklem kurulabileceği gerçeğini inkar etmek oluyor. Daha temel biçimde bunu bilimsel izahlar vererek, takımın gün içi yaptığı antrenman içeriklerini net bilip bunu hesaba katarak, üstüne maç yapmanın zararları konusunda bizi aydınlatacak "uzman" arkadaşlar varsa buyursunlar, o şekilde eleştiriler daha yerinde olmuş olur.
Bunun dışında Krstic konusunda ise "şanslıymışız" demekten başka bir şey yapamıyorum. Zira aramızda Krstic'e en olumlu bakanlar dahi cümlelerinde "alınabilir risk" kavramını kullanarak, "risk" olduğunu kabul ediyordu. Geçmişine, yeteneklerine edilebilecek en ufak laf yok zaten. Bitik Krstic dahi bir hazırlık maçında hepimizi nasıl mest etti, "acaba.." dedirtti gördük. Ama olmayacak duaya amin demek gibiydi yaptığımız biraz, olmadı. En azından daha hazırlık kampının bile ortasındayken bu değişimin yaşanacak olması güzel. Umarım Ergin hoca, takımın karakterine uygun bir biçimde savunma zaafı yaratmayacak, aksine Tyus benzeri bir oyuncu profili ile eklemeyi gerçekleştirir. Bu aynı zamanda oyun içi bir standart oluşturmamızı, Tyus yokluğunda dahi savunma seviyesinin korunmasına yardımcı olur.
Çıkan Mavro dedikoduları için ise "aman aman" diyorum. Elimize Krstic hatasından dönme fırsatı gelmişken, daha facia bir işe girişmeyelim.
Bir de hazır hareket gelmişken şubeye, Schilb konusunda da bir sürpriz yaşansa da rahatlasak. Diğer türlü Emir hamlesini nereye konduracağımı bilmiyorum. Oradaki bolluğu anlamlandıramıyorum.