Bütçe ve Sponsorluk

Polat zamanında yapılan Türk Telekom Arena isim hakkı, forma sponsorluğu ve loca satışları dahil gelir nasıl 290 milyon tl oluyor. Tablo yalan gibi.
 
Rakamlar bozdu galiba sizi ve inandığınız palavraları. Tekrar edeyim rakamlar bütçeden bağımsız değerlendirme kuruluşarının rakamları. Ayrıntısıyla görmek istersenizde.

[video=youtube_share;RbUmHIRUlFw]https://youtu.be/RbUmHIRUlFw?t=1h1m22s[/video]

Burdan izleyin. Bunlar yalansa bakın bütçeden, siz paylaşın doğru rakamlarıda görelim. İddia sahibi iddiasını kanıtlamakla mükelleftir. İddiasını kanıtlamayana, başkasını yalan söylemekle suçlayana Türkçemizde pekçok güzel sıfat var. Seçerim birini.
 
Adnan Öztürk'in transfer danışmanına yani Bruno Heiderscheid'a ödediğimiz para da zarara dahil mi? :)
 
Bruno Heiderscheid'a ödenen para dahidir heralde. Takvime bakın. Aysal dönemi yapılan herşey dahil. Hairovic bile. Ribery bahsinde soruyorsanız. Değildir. Hagi'den sonraki en büyük transfer başarımız olan Ribery transferi 2005-2006 yıldır. Yani tabloda yok. Hatırlamıyorsunuz madem yönetim dışında olmasına rağmen, bir işadamı değil bir şirketin çalışanı olmasına rağmen Ribery'in nasıl transfer edildiğini daha doğrusu ettiğini anlatsın size Adnan Öztürk. Milyar dolar sahibi olup Galatsaray üstünden bir takımın giderlerini ben karşılayım, ceza verecek Uefa bana gelsin şeklindei boş palavralara benzemez. Bozmasın sizi.

[video=youtube;7ukMPP_4ooY]https://www.youtube.com/watch?v=7ukMPP_4ooY[/video]
 
Eurocup şampiyonluğu basın toplantısında, Ergin Hoca'nın ve Can Topsakal'ın buna uygun beyanlarına bayıldım açıkçası. Eurocup şampiyonu olduğumuzda bu kadar sevinmedim.Eurocup şampiyonluğu Eurolegue'de 1 sene oynatır.Ama bu beyanlara uygun bir idare her sene oynatır.Ürün almamıştım şimdi ne varsa almayı düşünüyorum bütçem ölçüsünde.
 
2 Mayıs 2016 Basın Toplantısı

[video=youtube;TIKV13FprFs]https://www.youtube.com/watch?v=TIKV13FprFs&feature=youtu.be[/video]
 
Beni ne bozacak, ben her sene düzenli şekilde ibadet gibi Galatasaray'lılığımı yerine getiriyorum, beş kuruş beklenti olmadan :)

Faruk Süren, Fatih Terim ile beraber 4 Lig Şampiyonluğu, 2 Kupa, 1 UEFA, 1 Süper Kupa kazanmasına rağmen +4 Milyon Dolar'dan , -91 Milyon Dolar'a borç, üstüne de çilek olarak 23 Milyon Dolar'lık AIG hisselerini bırakmış. Kimsenin itirazı olmamış :)

[video=youtube;o8jSDpGn1BY]https://www.youtube.com/watch?v=o8jSDpGn1BY[/video]

Bu konuyuda uzatmanın pek anlamı yok Serdar abi, kombineler çıksa da hizmetimizi yapsak. :)
 
Uzatıp uzatmamak meselesi değil. Bu zaten meselede değil. Ben Galatasaray'lılılara bildiğim, gördüğüm kadarıyla anlatıyorum doğruları. Sizde başka türlü görüyorsunuz, onu doğru düşünüyorsunuz. Onu anlatıyorsunuz. Aysal benim hayatımın 1 dakikasını bile alamaz. Yaptığım, Aysal üzerinden Galatasarayın neler yapması ve yapmamasına dair projeksiyon.

Ben bu verdiğiniz Aysal'ın savunmasını dinlememiştim hiç. Gördüğüm kadarıya pek çok konu hikaye, yalan ve çelişki. Fırsat oldu. Herkese ışık olsun diye cevaplayım onları. Sağol.

Galatasaray'ın marka değeri önemli diyor. Doğruda, anlatsana bize Ünal Başkan Galatasaray oyuncularına ödeyemediğin paralar yüzünden oyuncular arka arkasına giderken, bunun marka değerine etkisi neydi. Galatasaray avamını etkileyen Drogba ve Sneider transferlerini kendine mal etmek için, içini marka değeriyle dolduruyorsunda, E. Adili, Burdisso, V.Sarı, Ontivero .... transferlerinin içini neyle dolduracaksın. Bunların pek marka değeri yaratmayacağı açık.

Galatasaray'ın gelir artışında en önemli gelir marka değeridir olabilir, biz öyle yaptık diyorsun. İlk kısım doğruda doğruda, ikinci kısım yanlış. Sen bunu değerlendirebildinmi. Yok. Senin artan gelirlerinin altında sportif başarı var. Marka değerinin yansıması olacak Gsstore ürünlerinin acıklı bilançosunu dökelimmi. Yükselmiş marka değerinden hangi projeyi yaptında ne gelir sağladın. Bizmi bilmiyoruz. Anlatta bilelim.

Galatasaray sorunlarını büyümekle, sorun üretmekle ve bunlara çözüm üretmekle çözer demişsin. Sen böyle düşündüğüne göre, yetkide sende olduğuna göre böyle yapıyordun. Sen başkanken biz en son futbolda 4,4 yiyorduk. Sporcuların paraları ödenmiyordu. Arada kalan tüm antrenörlerin çilesi yüzüne vurmuştu. Tvler ne olacak böyle, diye konuşuyor, gazeteler böyle yazıyordu. Sende 3 yıl daha yönetmek için gerekmedden tekrar kongre yapmıştın. 2 senen daha vardı iştahlıydın. Niye kaçtın don-gömlek Aysal. İşe yaramadımı stratejin.

Şimdi diyorsunki Galatasaray'ın zararının büyük bölümü banka borcu ve faizinden kaynaklanıyor. Bana bunu kapatmam için Galatasaray gayrimenkullerini değerlendirme fırsatını vermediler. Güzel masal. En başa dönelim. İlk seçildiğinde Riva ile ilgili Polat'ın yaptığı projeye ne dedin ve ne yaptın ? Polat projesi yanlıştır. Burası gelecekte daha değerli olacak. Bu proje rafa kalkmalıdır. Ne olduda 2-3 sene içinde buraya ihtiyaç duydun. Başka bir bakışla kulübün yüksek faiz ödediği banka boçlarını kapatmak önemli ise neden 2-3 sene kaybettin. Yaptığın hovarda masrafa, elde edilen gelir yetmeyip ödeme krizlerinin sonuçları arka arkaya gelince. Hayırsız evlat gibi. Ne satarızda günü kurtarırız dedin. Yoksa genel kurul sana bu konularda hiç kimseye vermediği desteği, hiç kimseye olmadığı rahatlıkta vermişti. Hisseleri satmak gibi. Baştan isteseydn onuda verirlerdi. İstemene de gerek yoktu. Zaten proje yapılmıştı. Ruhsatlar alınmıştı. Rafa sen kaldırdın.

Giderin büyüğü banka faizlerinde kaynaklanıyorsa, ilk senen 2011'de 271-421'e, 3. senen 2013'te 463-672'ye fırlama nasıl oldu. Bu zıplamalar ne. Faiz bazı zamanlar zıplayarakmı artıyor.

Uefa cezası için görüşmeden sonra dezavantaj oluşturacak kötü birşey yapmadık diyorsun. Aysal, gördümde senin kadar masal anlatanı görmedim. Bir futbol takımının ihtiyacı olan 20+3 kaleci iken, sen takımın kadrosunu 45'e nasıl çıkarttın birde onu anlat. Yabancı sınırı 6 olup 5'e düşecekken. Sen Eboue'yi, Amrabat'ı, kenarda oturup üstüne Ontivero, Hairovic, Telles, Bouzid, Pandev .. i transfer edip yabancı sayısını nasıl 11-12'ye çıkardın. Onu anlat. Sen sayı saymasınımı bilmiyorsun. Yoksa yılda 2.400.000 milyon dolar verdiğin oyuncuyu tribünde oturtmanın marka değeri yarattığınımı düşünüyorsun.


Oh oh oh, masalların yanında yalanda var. Uefa'ya istediği ve aldığın tedbirlerden biriymiş sermaye artırımı. Sermaye artırımı senin kaynak yaratmak için seçildiğin ilk günki projendi başkan. Galatasay şu an teknik iflastadır. Bunu kaldırmak için sermaye artırımı yapmamız gereklidir diyordun. Ne Uefası. Sonra Avrupa ligini kurarız diye Uefa'yı tehditi önlem sayıyor başkan. Eminim çok korktu Uefa bizden büyük başkan. Onun için değiştirmişlerdir yönetmeliği. Bir diğer önlemde oyuncuları başka kulübe satmış ve kiralamış gibi gösterip, Uefa'yı kandırmak. Ve bunu 1-2 değil. 8-10 futbolcuya yapacağız. Kaçtığın için sağol Allah bizi büyük belalardan korumuş. Uefa ne papardı buna karşı. Yanlış beyandan Beşiktaş'a bir sene ceza veren Uefa.

Yalanın bini bir para. Tasarrufa başladık diyor. Hangi tasarruf ? 2013'te 6-7 milyon olan amatör şubeler idari yönetim giderini 45 milyon TL'ye çıkarmışsın. Çatalca'ya aylık 250.000 TL ile depo kiralamışsın. Nasıl bir depo bu. İstanbul'un içinde Avcılar'da kocaman fabrikaların kirası 10.000 TL. Bir sürüsüde boş. Hangi tasarruf ?

Yalanlara daha da tahammül edemiyorum. Sonunu izlemiyorum. Yeter artık.
 
Daha önceden vesilseyle bahsettiği konuşma bu konuşmadır. İlker Canalp beymiş. Önemli şeyler söylüyor.

[video=youtube;iVmUxDZdhpQ]https://www.youtube.com/watch?v=iVmUxDZdhpQ[/video]
 
Daha önce forumda konuşulan eurolegue'in takımlara dağıtacağı para kesinleşti mi?Eğer bu para kesinleşti ise bu bahsedilen 9-10 milyonluk bütçeye dahil mi?
 
İlgilenen bayağı arkadaş konuyu daha ayrıntılı yazayım.

Kur farkının Aysal'ın ekonomi yönetimi üzerindeki etkisinde başlayım. Kurun artacağı belli olduğu zaman (açın dönemi gazetelerini göreceksiniz) küçük bir artı maliyetle (hatırladığım 10.000.000-20.000.000 milyon TL civarındaydı) yapılan banka borçlarının yeniden yapılandırılması faaliyetini dahi Aysal, vizyoner Aysal, sihirbaz Aysal diye anlatıyordu avaneleri. Soru. Ne oldu yaramadımı işe ki ? Kulübün dikine grafikle artan borçlarını şimdi kura bağlıyorsunuz ki kendide ona bağlıyor. Sizinki de nakarat zaten. Sporcu ödemeleri döviz, gelirler TL cinsindenmiş. Günaydın. Siz şimdimi öğrendiniz bunu. Dahi başkan başkanlığı süresince görememişmi bunu. Siz Alp Yalman 96'daki seçimi Faruk Süren'e niye kaybetti sanıyorsunuz. 5 Nisan kararlarını duydunuzmu hiç? Duymadı iseniz. Sorunuz google'a, bakınız. Ona rağmen Alp Yalman artıda devretti. 1998'de ve 2001'de de kriz oldu. Aysal'ın yaşadığı sanki uzay istilası. Tüm ekonomik verileride dış kapıdaki bekçi düşünecek heralde.

İkincisi "her yönetim kendi lehine olan rakamları kullanır" konusu. Benim verdiğim rakamlar bütçedeki bağımsız değerlendirme kuruluşundan alınan rakamlar. Yani herhangi bir yönetimin yönlendirmesi söz konusu değil. Yani bu eleştiride benim değerlendirmelerime teğet.

Üçüncüsü yazınızı okudum. Adnan Polat'a yaptığınız eleştirinin büyük bölümü temlikler ile ilgili. Biz iflas etmiş ve hacizlere muhatap olacak bir kurum olsaydık. Yüksek temlik başımızı fena yakardı. Fakat biz 20-25 milyona'a malolan biz spor kulubü olduğumuz için bu olanaksız. Onun için bizim ekonomik verilerimizde zarar ve borç kaleminin yanında temlik devede kulak kadar önemi var. Bunu Polat'ı savunmak için söylemiyorum. Polat ve Aysal'ın ekonomik yönetimlerini kıyaslamak için söylüyorum. Polat benim asla affetmeyeceğim Gs başkanıdır. Çünkü Gs'ın en büyük değerini çiğnemiştir kendi işlerinin korkusundan (Yuhalama olayı sonrası) Zaten genel kurulda ibra edilmemesinin nedenide budur. Grafikten bakalım.

74f22b481059929.jpg
[/URL] [/IMG]

2008, 2009, 2010 senesinde giderlerine bakarsanız Polat'ın bütçe disiplinine uymaya çalıştığı ve uyduğu görülüyor. Aynı dönem gelire bakarsanız. 195.000.000 TL'den 290.000.000 TL'ye çıkıyor. Yani % 50 lik artış sağlamış.Ve bunu istikrarlı yapmış. Zarara bakarsanız 80.000.000 TL zarardan 19.000.000 kara gelmiş yine istikrarlı olarak. Bir konu daha. Kendi alamadığı, sefasını Aysal'ın süreceği gelirin bir kısmıda Polat'a ait. 393.000.000 TL'ye fırlayan gelirin esası stadtır. Büyük kısmı Polat'ın sayesindedir. Bir konu daha Polat bunlar içinde birde şirket gangren'lerimizden birisi şirket birleşmesinide halletti yine bu dönemde. Bu yönetim ekonomik olarak mükemmel bir yönetim.Gelelim sportif karşılığına. Tek tek branş branş yazayım.

Polat bu ekonomik verilerin tamamını takımlara yatırım olarak yansıttı. Hepsinde başarılı oldumu, olamadı. Yüzme ve kürekte geriye düşmüştük. Tekrar öne geçtik. Su topu takımımız ekonomide dip yaptığımız dönemdede zaten bozulmamıştı. Hep 1. Kadın basketbol takımına büyük yatırım yaptı. 2. kupayı aldık. Artı hayalimizde canlandırdığımız takımları kurdu. Yanlış antrenör seçiminden tam karşılığını alamadı. Erkek basketbol takımına yıllardan sonra yatırım yapıldı. İstikrarlı olarak büyüdü. Başarı arttı. En son final oynadık Mahmuti'ye. Tekerlekli sandalye takımımız en üst seviyede devam etti. Voleybol takımlarına yatırım sürecide onunla başladı. Nesic ve Barbolini sürecide böyle. Futbol takımında ise inişler çıkışlar oldu. Kewell'ı harika kadrolarda, Sarp'lı kötü kadrolarda. Skibbe'nin antrenör olduğu, Rijkard'ın antrenör olduğu. Başarılı olduklarında oldu. Olamadıklarında ise konu ekonomik yada ilgisizlik değildi. Örnek basketbol takımızda Hakan Üstünberk gibi bir yönetici daha göremeyeceğiz muhtemelen. Hatalar neydi. Yanlış antrenör seçimi, hatada ısrar (Adnan Sezgin olayı gibi) .... Zaten iyi yaptığı şeylere rağmen hatalarının ve hatalarında ısrarının bedelinide ödedi. Defoldu gitti.

Gelelim asıl konuya. Aysal'a. Aysal yönetiminin seçildiği iklimle başlayalım. Futbol takımı 8 olmuş. Polat yaptığı yağdanlık neticesinde yönetimden devrilmiş. Başkanlığa iyi hazırlığı olan pek kimse yok. Aysal camiada çok tanınmayan ancak ekonomik olarak çok güçlü bir figür. Onun başkanlığında bir yönetim kurulu oluşturuldu. Bu yönetim kurulundaki herkes Aysal'ın seçtiği isimler değil. Hatta tahmin ediyorum bazılarıyla ilk o zaman tanıştı. Fakat çok güçlü bir yönetim kurulu. Başkan olur diye beklediğiniz (Ali Dürüst), hatta başkan adayı olmuş isimler (Adnan Öztürk) yönetim kurulunda, kulübün efsanelerini (Ali Gürsoy) temsilen oğulları yönetim kurulunda. Birde Aysal'ın camiayla ilişkileri uzak olmasına rağmen kendi yakınında olan bir takım isimlerde var. Mesela Mustafa Sarıgül. Oğlu yönetime sokulmuş. Mesela yancısı Bülent Tulun. Yönetimde değil ancak ortamda. Birde Aysal o güne kadar herhangi bir spor kulübünün kapısından geçmemiş, yani işleyiş ve olabilecekler hakkında tecrübesi yok.

Yönetim çalışmaya başlıyor. İlk faaliyet, ilk kriz. İlk grup diyor. Antrenör Fatih Terim olacak. Aysal'ın yancıları diyor olmaz. Aysal konudan pek anlamadığı için ilk grup ikna ediyor. Öğlen Fatih Terim'le görüşüp anlaşıyorlar. 2 senelik. Toplantı dağıldıktan sonra (Şimdi bundan sonrası tekrar işaret edeceğim yere kadar benim düşüncemdir. Çünkü tek ihtimal bu.) Aysal'ın yancıları diyor 2 senelik bari olmasaydı. 2 senelik niye yaptınız. Bunu düşürelim. Biz bunu işi ele alınca paketleriz. Tamam oluyor. (Orası burası. Bundan sonrası zaten yaşananlar) Bunu hocaya kim söyleyecek. Başkan Refik Arkan'ı arıyor. Sözleşme 2 senelikti ancak bunu düşürelim 1 sene olsun. Sen hocaya söyle. Refik Arkan bu olmaz, problem olur diyor. Ancak sonuçta başkan talimatı. Gece Fatih Terim'in evine gidiyor. Hocam böyle böyle. Hocada tamam diyor. Fakat Terim bu. İçine yer etmiş. Şampiyon olduktan sonra uzun süreli sözleşme yapılmaya çalışılınca ne demişti. Tek tek gidiyorduk. Hayrola ne gerek var uzun süreli sözleşmeye. Peki Aysal ne demişti. Eleman. Gaf sanıyorsunuz değilmi. Gaf sanmaya devam edin öyleyse. Terim Florya'ya ilk gittiğinde ilk icraati neydi? Kendine oda hazırlatmış olan Bülent Tulun'u kovmak. Aysal'ın cevabı neydi. Benim kişisel danışmanım. Terim yollanınca Tulun'un ilk icraati neydi. Deplasmanda takım otobüsünün ön koltuğunda zafer pozu vermek.

Uzun uzun bunu neden anlattım. Aysal'ın icaatlerine bakarsanız. İşte bu ikilem içindedir. Aysal spor kulübü yönetiminden bihaber olduğu için ilk grubun yönettiği ilk 1,5-2 sene muhteşem, Aysal'ın kendi zihninde ben kavradım bu işi dediği, ilk grubu önce kafasında (Kurumsallaşma üzerinden medya önünde tartışmalar başlamıştı. Aysal kulübü tamamen profesyoneller yönetecek. Öztürk kurumsallaşmak ota boka pozisyon açıp ulufe dağıtmak değildir. Hatırladınızmı?) sonra seçimle yönetimden yolladığında, tamamen yancılarının esiri olduğunda ise Galatasaray tarihinin gördüğü en rezil yönetimdir. Bu tartışmalar ilk başladığında ben kararsızdım. Çünkü kimse benim babaın oğlu değil, öyle olsada farketmez. Aysal kurumsallaştırmak istemekte haklı. Ancak Öztürk'ün dediği gibi olacaksa bu kurumsallaştırma değil zaten, Aysal'ın derdi başka. Şimdi herşey olup bitti, görüyorumda söylüyorum bu rezilliği.

Aysal'ın hataları neydi. 1. hatası Aysal spor konusunu kavradım sandı ancak hiç kavrayamadı. İyi antrenör+İyi sporcular=başarı sandı. (Dünyanı 1 numaralı antrenörü Mourinho, evi gibi olduğu kulüpte başarıdan başarısızlığa gitti) Takım kurduk. Hoca getirdik. 8. olan takımdan şampiyonlar liginde direkt çeyrek final. Ben bunları ne çekiyorumki. dedi. "Ama o enerji işinde öyle Aysal. Santrali yaptın. Alıcı devletlede anlaşmayı imzaladın. Tamam bitti. Gelsin paralar." Manciniyi getirip onca harcanan paraya rağmen çuvallayınca Allah Allah demiştir. Önceden oluyordu. Şimdi niye olmadı. "Mahareti kendinde mi sandın Aysal. Maharet ne sende, ne Dürüstte, ne Öztürkte... Maharet teknik adamdadır. Birazda güncel yakalanan uyumda. Terim, Ataman, Memnun, Hamzaoğlu. Sen sadece onun ihtiyacı olanı yerine getirirsin. Parayı sağlarsın. Eğer bu iki faktörü yakaladıysan da ilk kural; yapış bacağına bırakma. Taki başarısızlık gelene kadar" Ekonomik planlarını buna göre yaptı. Gereksiz bonkörlüğünün bir nedeni bu. 2. hatası yanındaki çakallardan bir türlü kurtulamadı. Onların fikirerinin kötü olduğunu süreç boyunca göremedi. Onların 3. şahıslar üzerinden (managerler,idari görevlere atanan şahıslar, kulübe iş yapan firmalar) soyulduğuna bakmadı bile 3. hatası spor sektörüne dışarıdan yeni girmiş biri olarak kendini Sultan Süleyman gibi görüp sektörün dinamiklerini fazla küçümsedi. Örnek Aziz Yıldırım'ın medyadaki köpekleri üzerinden yürüttüğü algı operasyonuyla 2 sermaye artışı engellendi. Örnek futbolda Eufa'nın şampiyonlar ligine karşılık kulüplerin kapalı lig kurma görüşüyle ve bu konudaki faaliyetleri ile Avrupa futbol camiası alay ettiler. Örnek Avrupa'dan 10 takım satın alıp Prandelli'yi hepsinin sorumlusu yapma fikrine Prandelli'de gülmüş. 4.hatası ekonomik icraatlerine karşı olası bir olumsuzluk durumunda B planlarını yapmamıştı. (2. Sermaye artışı geri çevrildi. Öyle kalakaldı. Alternatif üretebilirdi.) ... 5. hatası dünyayı tanıyan bir insan olarak düşündüğümüz Aysal'dan gelirleri yayacak, yeni gelirler yaratacak tek bir pazarlama projesi gelmedi. Kamp programı için uzakdoğuya gidileek dendiğinde öyle sevinmiştim. Kendileri iptal ettiler. Daha doğrusu tek elle tutulur proje Efsanelerimizi anıyoruz sosyal projesiydi. Birde eski basketbol takımını Abdi İpekçiye getirmişleridi. Oda iyiydi. Ama o kadar.

Sonuç olarak Aysal futboldaki başarı (Terime aittir) ve Telekom arena'nın açılmasıyla artan (Polat'a aittir) rutin gelirlerin yanında, geri dönüşümü olmayan, kulübün kaynaklarınıda satarak (sermaye artırımı, Sportif A.Ş. hisse senetlerinin satışı), geleceğe dair gelirleride satarak (20 senelik vip tribü gelirleri, Polat 3 senelik sattı diye eleştiriyordu) yarattığı büyük gelire rağmen (Polatın son senesi 290.000.000 milyon TL'den, 2013'te 536.000.000 TL'ye), bu gelirin büyük çoğunluğunu heba ederek, futbol'da Uefa'dan men yememize, amatör branşlarda yaşadığımız ekonomik krizden kaynaklı takımlarımızın tekrar 2005'teki rollerine geri bürünmesinin ilk ve tek failidir.


Merhabalar,
Şimdi basından okuduğum kadarıyla Polat zamanında
1-170 milyon dolar borç 328 milyon dolara çıkıyor(150-170 arasıydı sanırım)
2-3 yıllık loca-vip paralarını kullanıyor
3-10 yıllık stad isim hakkı parası kullanılıyor
4-Meşhur D-Smart anlaşması ve kullanılan para
5-Harcanan paralara rağmen kötü futbol takımı ve yeni gelen başkanın mecburen transfer yapmak zorunda olması
6-Sermaye arttırımı olmasa çakıl taşı bile alamıyormuşuz(ilk sermaye arttırımı)
7-Kombine paralarının kullanılması
Bu maddelerden 5. madde harici diğer 1.-2.-3.-4.-6.-7. maddeler doğru mu yoksa basının uydurması mı?
Diğer sorum,mesela 2012-2013 ylı gelirimiz 150 milyon euro olsun ve bu paranın içinde kombine-loca-vip-stad isim hakkı da var(toplam 50 milyon euro olsun) ama bu paralar 2011 yılında harcanmış olsun.Bu durumda
1-Gelirimiz kağıt üstünde 150 milyon euro ama gerçekte kasaya giren para 100 milyon euro mu olmuş oluyor?
2-328 milyon dolar borçtan dolayı yıllık ne kadar banka faizi ödemek zorunda kaldık?
 
Eurocup ürünleri ne zaman satışa çıkacak acaba? Tek bir tişört üzerinden gitmeyecekleri kesin de şu ürünlerin satışından gelen meblağ ne kadar olacak ve taraftar ne kadar ilgi gösterecek sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım ürünler baştan savma olmaz Eurocup tişörtü gibi.
 
Hoca 9-10 milyon bütçe istiyor ama planlanandan fazla bir rakam çıkarsa belli ki onuda kullanacak sözlerinden bunu anladım umarım 10-15 bandında bir bütçe oluşur.
 
Ya ben bu basketbolun bütçesini anlamıyorum..Şuanda belli olan ve cepte olan para,
1-4 milyon euro katılım parası
2-3 milyon euro Odeabank
7 milyon euro %100 cepte
Kombine+Maç günü bilet satımı+Ligtv yayın parası+İddaa+Ürün satışı
Buradan tahmini gelir ne kadar olabilir?
 
Abilerim yanlış hatırlamıyorsam bu sene Odeabank'tan 2.4 Milyon Euro gelecek.

Sözleşme 3 yıllık ilk sene 3 meuro, ikinci sene 2.4 meuro, üçüncü sene 3 meuro.


HTC One cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Abilerim yanlış hatırlamıyorsam bu sene Odeabank'tan 2.4 Milyon Euro gelecek.

Sözleşme 3 yıllık ilk sene 3 meuro, ikinci sene 2.4 meuro, üçüncü sene 3 meuro.


HTC One cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Bu sponsorluk anlaşmasının bir şekilde revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum,zira kazanılan başarılar ortada.Odeabankı ya buna ikna etmeliyiz ya da belki başka ana sponsorlar ya da güçlü yan sponsorlar aramalıyız.Gerçi ben bu yönetimin daha iyi bir sponsor bulabileceğini de pek sanmıyorum ama söz konusu başarıdan dolayı belki sponsorlar bizi bulabilir.
 
2 milyon eurocup tişörtü satılırsa adet başına 4usd kar elde edilirse 8 milyon usd eder. Bu tişörtleri bence tüm Gsstore mağazalarına acilen göndermek lazım. Şimdiden birçok mağazada almak isteyip de bulamayanlar olmuştur.
 
Merhabalar,
Şimdi basından okuduğum kadarıyla Polat zamanında
1-170 milyon dolar borç 328 milyon dolara çıkıyor(150-170 arasıydı sanırım)
2-3 yıllık loca-vip paralarını kullanıyor
3-10 yıllık stad isim hakkı parası kullanılıyor
4-Meşhur D-Smart anlaşması ve kullanılan para
5-Harcanan paralara rağmen kötü futbol takımı ve yeni gelen başkanın mecburen transfer yapmak zorunda olması
6-Sermaye arttırımı olmasa çakıl taşı bile alamıyormuşuz(ilk sermaye arttırımı)
7-Kombine paralarının kullanılması
Bu maddelerden 5. madde harici diğer 1.-2.-3.-4.-6.-7. maddeler doğru mu yoksa basının uydurması mı?
Diğer sorum,mesela 2012-2013 ylı gelirimiz 150 milyon euro olsun ve bu paranın içinde kombine-loca-vip-stad isim hakkı da var(toplam 50 milyon euro olsun) ama bu paralar 2011 yılında harcanmış olsun.Bu durumda
1-Gelirimiz kağıt üstünde 150 milyon euro ama gerçekte kasaya giren para 100 milyon euro mu olmuş oluyor?
2-328 milyon dolar borçtan dolayı yıllık ne kadar banka faizi ödemek zorunda kaldık?

Basın her türlü manipulasyona açık. Onun rakamları bütçeden bağımsız denetim kurulundan almak en sağlıklısı. Çünkü onda yönetiminde etkisi yok. O zamanın bütçelerine bakmak lazım. Çıkmışmıdır. Olabilir. Çıkması için muhtemel bir sebepte var. Faruk Süren'in başımıza bir diğer belası baştan yanlış borsa girişi sonucu gerekli olan şirketlerin birleştirilmesi

D-Smart anlaşmasını bilmiyorum. Ancak bu gelirlerin önceden kullanılması eskiden beri geliyor. Aysal'ı aklamak için Polat gelirleri kullanmıştı demek objektif değil.. Polat'ında gelirleri kullanılmıştı. Canaydın'ında. Ta Cansun döneminde dahi aldıkları vadeli çekleri kırdırdıklarını hatırlıyorum. Şimdiki yönetiminde gelirleri kullanılmış. Aysal'da devretti bir bankaya 20 seneliğine. Aysal için bir vahim durumda kaçtığı sene bütçelenmiş gelirlerde yok. Basketbol takımı kurmuşsun. Bütçe suni. Ortada para yok. Oyuncular tek tek kaçıyor. Zaten Aysal'da ondan kaçıyor.

Kötü futbol takımı bırakılması Aysal'ı aklarsa Bu Polat'ı da aklar. Canaydın'ı da aklar. Kimsenin Terim'in 1. ve 3. dönemi gibi takım bıraktığı zaten olmadı.

Alamıyorduk. Polat'ta geldiğinde alamıyordu. Cansun'da alamıyordu. Canaydın'da alamıyordu. Fakat diğerlerinden 2'si çok önemli yükten kurtuldu. Aig hisselerinin geri alınması ve şirket birleşmesi. Bunu yaparkende kulübün tekrar edemyeceği kaynağını satan olmadı. Şirket hisseleri ve gelen sermaye artırımı. Bu 2 işlemde hatalımı. Hayır ikiside doğru ancak harcanması kötü. Hem bu opsiyonları kullanıyorsun. Hemde borcu azaltmadığın gibi artırıyorsun.

Bütçelenmiş gelir, kasaya girer. Önceden harcanmış gelir yılın bütçesine alınmaz. Verdiğim rakamlarda gelir ne gözüküyorsa o kadar olmuştur.

Dursun Özbek'in söylediğine göre yıllık 30-40 milyon dolar faiz ödüyoruz. Yani rakam çok bunaltıcı. Bunu kesin halletmek lazım.

İlker Canalp Bey'i dinleyin anlayacaksınız. Bu borcun başlangıcı Faruk Süren yönetimidir. Gs'da bu 20 sene içinde bazı dönemler harcamalar konusunda ekonomik akıl olmadı. Örnek Faruk Süren dönemi (Nerdeyse % 100 sportif başarıyla teknik kadro işini yaparken ekonomik olarak nasıl geriye gittik anlamak mümkün değil.), örnek Aysal dönemi. Gelirleri artırma konusunda ise ekonomik akıl hiç olmadı. Çoğu zaman ise sportif akıl olmadı. Örnek Terim'in ve Hakan Şükür'ün ayrılmasından sonra onlar olmadanda başarısız oluruz diyebilmek için yapılan Serkan, Bülent, Jardel transferleri. Ekonomik verilerini (kulübe kaybettirdikleri) bilmiyorum ancak belki 2. dönem Terim transferleri. Polat dönemi sonraki transferleri. Aysal dönemi Terim sonrası transferleri. Şimdi yeni teknik direktörün insafına kalmış Özbek'in yapacağı transferler. Antrenör konusunda ise Terim'in ilk ayrılmasında Süren'e çok suç bulmuyorum. Terim dışarıya gitmek istemiş olabilir. Lucescu'yu yollamak vahim hataydı. Canaydın onu Terim'le seçim kazanmak içni yolladı. (Ben o zamanda karşıydım) Rijkard başarılı olabilirdi. Polat'ın başka hataları (Sezgin) ve yabancı adama ülkeye adapte ettirecek ortamı sağlamadı. Terim'in 3 kezde yollanması vahim hata, yine Hamzaoğlunun yollanması vahim hata. Diğer gidenler zaten pek başarılı değildi. Birşey yapabilecekleride yoktu.

Asıl üzücü nokta vizyoner dediğimiz, iş adamı dediğimiz koca koca adamların akıl, duygu ve bilgi konusundaki zaafiyetleri. Çevresindeki 2 salaktan edindiği fikirle futboldan anladığını sanarak dünyanın en eski bilgilerinden "İşi erbabına bırakacaksını" rafa kaldıranlar (Aysal), kendinin başkan seçilmesini kulübün menfatlerinden yüksek görenler (Canaydın), benim başarımın altında bunların hiçbir etkisi yok demek ve dedirtmek için hareket edenler (Süren), Elemandan rol kapmaya çalışanlar (Özbek), Yaptığı yanlışın sonuçlarını 2-3 sene boyunca tüm uyarılara rağmen görmeyenler (Polat).

Maddelerden kastınızı anlamadım. Maddelere nerden baktınız. Hangi madde
 
2 milyon EC tişörtü satılsa iyi olur ama ben o sayılara çıkacağımızı düşünmüyorum. Hatta bazılarının binlerce aldığı ve tüm yönetimin lansmanını yaptığı bilekliklerden bile 1 milyon adet satılmamıştır.
Tişört 30 TL'den satılacaksa ürün başında karı 8 hatta 9 dolar gibi düşünebiliriz. Maliyeti 5 TL'yi geçmez. 100-150 bin civarı satılacağını düşünüyorum gerçekçi olmak gerekirse. O da 1 md (milyon dolar) yapıyor ki fena rakam değil.
5000 kombine satılmalı diye düşünüyorum. Altında kalırsa zaten taraftar çok da yönetime laf etmesin. Tribün bu sene 400-500 TL, saha içi de en az 1000 TL olacaktır. Ortalama 700 TL gibi düşünürsek 3,5 milyon eder ki o da 1.25 md yapar. Hatta kodamanlara çekilen peşkeşi paraya çevirseler 1,5 mdyi bile bulur.
Şu tarz organizasyonlar nasıl olur? Telekom maçında başlamak üzere ligde kalan maçlarda özellikle daha çok kişinin geldiği playoff ve olası FB serisinde kupa ile hatıra fotoğrafı çekme işi sulandırılır mı? 20-30 TL gibi bir ücretle kalan maçlarda 15-20 bin kişi çıkmaz mı bu fotoğrafı çektirecek? Yaklaşık 0,25 md yapar. Ya da buna benzer bir takım organizasyonlar yapılabilir.
Hasılı sadece taraftardan gelecek yaklaşık 3 milyon dolar hem yönetimi baskı altına alır hem de koçun elini güçlendirir.
 
Bu bölgedeki Enerji işini ve ihaleleri yönetenlerin ruslar olduğunu herkes bilir. Ruslar Türki cumhuriyetler dışında İran Irak gibi yerlerde de hakimiyet kurdu. Bunun sonucu olarak Rusların bölgede en güvendiği adam Ünal aysal bir çok ihale aldı Hatta Ruslarla arayı düzeltmek isteyen devlet (o yıllardan bahsediyorum) Gebze'de Aysal'a bir enerji santrali ihalesi de verdi. İran Cumhurbaşkanının TR'ye geldiğinde A.Gül dışında görüşmede Aysal'ın da olmasını isteme sebebi bu.

Demirören Çalık Ciner grupları enerji işine yatırım yapıyorlar RTE'ye komisyonlarını ödüyorlar. Ortada ise komisyon da ödemeyen üstüne ihaleleri toplayan bir Aysal var. Sonuç? Fişi kesildi Aysal'ın. GS camiasında derin devlet işe iş yapan kişiler fetvayı verdi Aysal'a yüklenilmeye başlandı. Havz medyasını oluşturan Ciner Demirören Çalık gruplarının gazeteleri Aysal'a saldırdı. Ve O Aysal'a saldıran gazetelerden alınan donelerle burda aysal anlatılıyor. Dikkat edin GS'ın borcunu 200milyon arttıran Polat'a laf çakan yok! Çünkü Polat da o enerji işinde bu gruplarla beraber hareket eden adam. Ama Aysal'a yüklen! Bu depo olayı da ne hikmetse o gazetelerde çıktı. Önce Gebze diye çıktı sonra çataşla oldu! Bir vakit sonra doğru olduğu su götürmez gerçek oldu! Hadiyin buyrun şu depodan aldı o parayı diyin?

Aysal finansal anlamda sihirbaz evet. GS'a geldiğinden sonra ilk işi kısa dönem likidite için hisse senedi satmak oldu. Hİsse değerini arttırttı sattı hisseleri düşürttü sermaye artışı yaptı. 2. sermaye artışı sonrası SPK şartlarını kullanıp kulübün elindeki hisse miktarını gene ilk baştaki seviyeye getirdi. Bu yüzden Aysal'a yüklenebilme şansları yok. Sİyaset ile GSı sahibi gören adamlar arasındaki görüşmeler de belli. Dursun Özbek öncesi Duygun'un neden başkan olduğu da ardından neden Dursun'un geldiğini de tüm camia biliyor. Ama Camia yavaş yavaş şerefsizleşmeye başladı. GS lisesind e bir çocuğa taciz var. İnan Kıraç Candan Erçetin dahil camianın önemli isimleir bir araya gelip olayın ört bas edilmesi için çalıştılar. Ve GS Liseli bir kişi bile bu konud Bahsetmiyor. Liselerine gelecek bir karalama onlr için daha üzücü bir çocuğun hayatından!

Neyse zamanım olsa burda kitap yazacak kadar anlatırım Havuz medyasında çıkan Aysal haberlerini baz alıp Aysal kötü kaka! Ne yapmış Aysal? Pandev almış Hajrovic almış vay anasını be!! Tarihin en büyük hata yapan transfer hamleleri bunlar tabii! Al Bayern Münih Götze'ye 50 milyon verdi şu an satacak ki kıça giren daha fazla olacak! Hamit'i aldı diye eleştiriliyor adam:))

Kulüp senelerdir onu yiyen şerefsizlerin elinde! Başa kim gelirse gelsin aynı adamlar kulübü söğüşlüyor! Misal şimdi basketbolda t-shirt satılacak işte tanesinden 7-8 dolar kar bekleyen arkadaşlar va ya! Ahahahah gülüyorum. Çünkü o t-shirt'ü X kişi 2 dolara yapar kulübe 6 dolara satar kulüp 8 dolara taraftara satar! GS'da sistem böyle işliyor. Her operasyon organizasyon birilerini zengin ediyor. Sonra? Sonra ayna tut ahahaha İlker de bilmediğimiz adam olsa neyse! Tamam özünde iyi adamdır ama iyi olmak saplantılı olmadığını göstermiyor. Daha Aysal ilk başa geçti bu eleştirdi! Şampiyon olduk falan farketmedi kötüleşse kulüp diye bekledi. Bunla ronurlu adamlar olsa Kemal abi-İskender cayla olayında alacakları tutum ile saygıdeğer olurlardı. Bunlar piyon! Hep birileri onları kullanacak.


Neyse

Basketbolda saha içi ilk sıra koltukların 18000 euro olacağı söyleniyor. Para birimi belki TL'dir ama bana denen € ve 2 yıllık verilecekmiş o 70 koltuk! Tribün kombinelerinin minumum 500 TL olacağı söyleniyor. diğer saha içi koltuklarda da haırı sayılır bir fiyat artışı yapılması bekleniyormuş. Yarın belli olacak fiyatlar
 

Üst