Oktay Mahmuti

Madem başlıkda masal anlatan masal anlatana bir masalda benden olsun hem de ustasından La Fontaine’den.....



Yağmurun herkesin üzerine yağdığı, güneşin yüzünü herkese eşit gösterdiği ve ağaçların ve rüzgarların herkes için serinlik olduğu bir yerde… Suların herkes için çağıldadığı, kuşların herkese şarkılar söylediği bir ormanda… Hayat güzel olsa gerek! Tabi güçlüler burada orman kanunu uygulamıyorlarsa…

İşte böyle bir yerde Kuzu’nun biri seke seke gelmiş suyun başına, dereyle hem konuşuyor hem de sudan içiyormuş. Tam gideceği sırada bir de ne görsün? Karnını doyurmak için her yolu mubah sayan aç bir Kurt… Kuzucuk, dereye teşekkür edip gideceği sırada karşısına dikiliyor hain Kurt. Bakıyor ki Kuzucuk ondan çok korkuyor, başlıyor kahkahalar atmaya. Kuzucuk suyun ortasında çaresiz bir şekilde ne yapsam diye düşünürken “Hele sakin olayım, rica etsem beni bırakır belki de” der.

Tabi Kurt öylece imalı imalı bakmaya devam etmiş. Zavallı Kuzucuk “Az şirinlik yapayım!” deyip devam eder: “Merhaba Bay Kurt, ne güzel rastlantı! Susuzluğumu gidermek için gelmiştim. Yarın yine görüşürüz.” Hain Kurt bu şirinliğe karşılık olarak içinden “Az bununla eğleneyim.” der ve devam eder: “Bu dere bana ait, sen kimden izin aldın da suyumdan içiyorsun?” Bunun üzerine Kuzucuk özür dileyip bir daha yapmayacağını söyler ve “Bu derenin de diğer dereler gibi tabiat anaya ait olduğunu düşünmüştüm ve bunun için izin almaya gerek olmadığını sanmıştım.” der.

Bu cevap karşısında şaşıran Kurt, bu sefer başka bir bahane bulmaya çalışır ve kalın bir sesle “Sen kim oluyorsun da suyumu bulandırıyorsun? Cezanı çekmelisin…” der. Bunun üzerine Kuzucuk “Aman efendim, bu mümkün değil. Su içtiğim yer, sizden yirmi adım aşağıda. Görüyorsunuz ki dereniz de aşağıya akıyor.” diye cevap verir. Tabi Kurt “Ben anlamam, suyumu bulandırdın” derken Kuzucuk da “Bu kadar da yalan olmaz” diye içinden geçiriyormuş.

Başka bir bahane düşünen Kurt bu sefer de “Seni kendini bilmez seni, geçen yıl bana küfretmişsin. Burada eşim dostum çoktur, hiç düşünmedin mi biri gider söyler diye?” der. Tabi bu suçlamaların yalan olduğunu Kuzucuk bilse de korkudan “Yalan söylüyorsunuz” diyemiyor. Kuzucuk’un bir süre sessiz kalması üzerine Kurt “Onu köşeye sıkıştırdım işte!” diyerek sevinir. Bu durumu fırsat bilen Kurt devam etmiş: “Küfür etmenin kötü bir şey olduğunu öğretmediler mi sana?” Bunun üzerine Kuzu: “Size küfrettiğimi söylüyorsunuz ama bu olanaksız.” Kuzu’yu yemeyi kafasına koymuş olan Kurt “Olanaksız diye bir şey yoktur.” diye bağırır. Kuzucuk: “Ama geçen yıl ben daha doğmamıştım ki! Beni başkasıyla karıştırıyorsunuz.”

Bu cevap karşısında şaşıran Kurt iyice sinirlenir: “Küfreden sen değilsen, kardeşimdir. Ne yani, bana yalan mı söylediler?” Bunun üzerine Kuzu: “Size yalan söylemek aklımın ucundan geçmez. Ama benim hiç kardeşim yok. Bir yanlışlık var. Beni bırakın araştırıp size küfredeni bulayım.” Tabi haksız olduğu için verilen cevaplar karşısında iyice sıkışır Kurt. Bu durumda her güçlünün yaptığını yapıp zorbalaştıkça zorbalaşır. Ve sivri dişlerini zavallı Kuzucuk’un boynuna geçirmiş, Kuzucuk’u ormanın derinliklerine sürüklerken bir yandan da söyleniyormuş: “Zaten bıkmıştım hepinizden. Uzun zamandır pusudaydım. Bugün değilse yarın, yarın olmazsa öte gün; yiyecektim hepinizi.”

Kuzucuk’u yiyip midesini ovuştururken Kurt kendi kendine “Bunu yaptığımı duyanlar, çok kızacaklar bana. Ama pişman olduğumu sanmayın. Yakalarsam fırsatını, yine yaparım aynısını. Burası benim ormanım. Geçerli olan orman kanunudur. Güçlü olan zayıf olanı ezermiş.” diyormuş.

Masalımız burada biterken son sözü La Fontaine’ye bırakalım: “Bu masalı okuyanlar! Burada anlatılanlar madalyonun bir yüzüdür. Öteki yüzünde durum böyle değil. Eğer sahip çıkarsanız demokrasiye ‘Orman Kanunu’ kalır masallarda. Unutmayın, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!’ derseniz; gün gelir sizi de bulur adaletsizlik…”
 
Ünal Aysal kaç basketbol maçı izledi ömründe çok merak ediyorum. Hayır, eğer basketboldan gerçekten anlıyorsa yaşadığımız hakem kıyımlarıyla ilgili bir iki kelime etmesi gerekiyordu da. Bu işte bariz bir terslik var. Ya hakemlere ateş püsküreceksin, federasyonu doğduğuna pişman edeceksin ya da hocanın arkasından atıp tutmayacaksın. Gerçi şimdi de "Galatasaray gerekirse hakemleri de yener" über polyannacı sav ortaya atılır. Hakemlere karşı mücadele etme zaruretimiz varmış gibi.

E sen hakemlere gık edemiyorsun (şike, Fenerbahçe, ve Nihat Özdemir karşısında ezildiğin gibi, TFF ve TBF'ye ses çıkaramadığın gibi hakemler karşısında da aciz kalıyorsun) sonra gelip mağlubiyetlerimizi eleştiriyorsun. CSKA maçlarından sonra, herkes o popülerliğin ekmeğini yemeyi iyi bildi. İlk başarsızlıkta da çöp gibi kullanıp attılar şıbeyi ayağa kaldıran kişiyi.
 
Bir de şunu hatırlatmakta fayda var.Erman Kuntere kaç şampiyonluğu var diyenler Mahmutinin son şampiyonluğunun üzerinden kaç yıl geçti? Ülker-Fener birleşmesinde Efesi çalıştırdığı yıllarda Ülker oluşmundan hiç şampiyonluk alabildi mi? Efesten neden kovuldu? İyi bir koçtur ama giderse biteriz tavrı net olarak saçma.

Efesten kovulma sebebini de ben açıklayayım net olarak yabancı tercihleri.Sen Euroleague takımına yabancı oyuncu diye Dewarick Spencer,Rashad Wright gibi adamları getirisen kovulursun tabi.Yıllardır oyuncu seçimini geliştiremedi

Biz iskembeden Oktay Mahmuti'ye sallayalim da ya tutarsa.. Once ogren sonra konus kardesim, iskembeden sallama!
 
Bir yerde kucuk insanlarin buyuk golgeleri varsa, orada gunes batiyordur.. Galatasaray'da malesef boyle..
 
şu yönetime öyle şeyler söylemek istiyorum ki öğlenden beri.. Birileri bu adamlara 25milyonu temsil ettiklerini, kişisel komplekslerini kulüp idaresindeki işlerine karıştırmamaları gerektiğini öğretmeli.. Önce resmi siteden sözleşme uzatıldı diye açıklama yap, sonra başkan biri pilav gününde diğeri bugün divanda olmak üzere "hocamızla devam etmek istiyoruz sadece son 2 sene üzerinde konuşuyoruz diye" açıklama yapsın, en sonundada bütün haber kanalları ve siteler yollar ayrıldı diye haber yapsın.. Tartışmasız en beceriksiz yönetim bu yönetimdir.. Gülüyorum ağlanacak halimize.. Ve hala bir umut sürekli mahmuti'nin devam etme haberini kolluyorum..
 
Açıkçası çok yazık oldu. Yine başarıyı (şampiyonluksporu tutan bazı arkadaşlara göre başarısızız ya neyse) yönetmeyi beceremedik. İki senede adım adım türlü çabalarla oluşan ve dalga dalga büyüyen sinerjinin geldiği nokta maalesef çok üzücü. Bu saatten sonra ne Oktay Hoca (kalırsa) eskisi kadar rahat ve huzurlu olabilir ne de (bırakın Erman Hoca'yı Obradovic gelse bile) gelecek olan koç güvenle işini yapabilir. Bu iş ancak bu kadar basiretsizce yapılabilirdi. Ünal Başkan sanırım başarı hırsıyla etrafındakilerin dolduruşuna geliyor. Bugün resmi sitedeki açılamanın tam 1. ayı ve Galatasarayımı yönetemeyenlerin! başta kendi taraftarı olmak üzere tüm kamuoyu ile dalga geçtiğinin tam anlamıyla açığa çıktığı bir gün.
Kimse vazgeçilmez değildir. Bugün Ünal başkan olur takımın başına Oktay gelir, yarın ben başkan olurum takımı Ahmet'e emanet ederim. Kişiler gelip geçer, aslolan Galatasaray'dır, Herkesten vazgeçilir, şampiyon bile olsa vazgeçilir ama şampiyon olana şampiyon gibi, onu geçtim adam olana adam gibi ve herşeyden önemlisi Galatasaray'a yakışır bir şekilde veda edersin. Kaypakça dedikodu yaparak ve kişilikle oynayarak değil...

Bu arada ne olursa olsun ben kombine almam Oktay Hoca yoksa ben yokum kimse demesin. En kötü gelsin tepkisini göstersin. Ama pire için yorgan yakıp yönetim beceriksizliği yüzünden takıma küsmesin. Unutmayın sözkonusu Galatasaray'sa gerisi teferruattır.
Oktay Hocam son söz sana;
Yolun açık olsun. Tüm yaşattıkların için sonsuz teşekkürler...
 
Açıkçası çok yazık oldu. Yine başarıyı (şampiyonluksporu tutan bazı arkadaşlara göre başarısızız ya neyse) yönetmeyi beceremedik. İki senede adım adım türlü çabalarla oluşan ve dalga dalga büyüyen sinerjinin geldiği nokta maalesef çok üzücü. Bu saatten sonra ne Oktay Hoca (kalırsa) eskisi kadar rahat ve huzurlu olabilir ne de (bırakın Erman Hoca'yı Obradovic gelse bile) gelecek olan koç güvenle işini yapabilir. Bu iş ancak bu kadar basiretsizce yapılabilirdi. Ünal Başkan sanırım başarı hırsıyla etrafındakilerin dolduruşuna geliyor. Bugün resmi sitedeki açılamanın tam 1. ayı ve Galatasarayımı yönetemeyenlerin! başta kendi taraftarı olmak üzere tüm kamuoyu ile dalga geçtiğinin tam anlamıyla açığa çıktığı bir gün.
Kimse vazgeçilmez değildir. Bugün Ünal başkan olur takımın başına Oktay gelir, yarın ben başkan olurum takımı Ahmet'e emanet ederim. Kişiler gelip geçer, aslolan Galatasaray'dır, Herkesten vazgeçilir, şampiyon bile olsa vazgeçilir ama şampiyon olana şampiyon gibi, onu geçtim adam olana adam gibi ve herşeyden önemlisi Galatasaray'a yakışır bir şekilde veda edersin. Kaypakça dedikodu yaparak ve kişilikle oynayarak değil...

Bu arada ne olursa olsun ben kombine almam Oktay Hoca yoksa ben yokum kimse demesin. En kötü gelsin tepkisini göstersin. Ama pire için yorgan yakıp yönetim beceriksizliği yüzünden takıma küsmesin. Unutmayın sözkonusu Galatasaray'sa gerisi teferruattır.
Oktay Hocam son söz sana;
Yolun açık olsun. Tüm yaşattıkların için sonsuz teşekkürler...

Sanki almak isteyene kombine satıyorlar da sayın Güner
 
Yarın Oktay Hoca gidip Efes'le anlaşırsa buradaki bazı arkadaşların ne söyleyeceğini merak ediyorum kovulmayla ilgili. Ayrıca geçen sene Efes Pilsen Oktay Hocanın kapısında yatmadı mı?. Adamlar neden bu kadar kötü bir koçu tekrar tekrar istesin? Efes'te görevine sözleşme yenilememek modadır. Saçma sapan oyuncuları alırlar ne takım kimyası ne birşey Türkiye'nin en iyi oyuncularını hocalarını heder ederler. bkz: İlgili haber http://www.ntvmsnbc.com/id/25103083/
 
Vallaha seneye maçlara gitmeyeceğim diye söz verdim kendime ama sanırım bir maça gidip herkes sustuğu bir anda yönetime dönüp şampiyon yap bizi Oktay Mahmuti diye bağırıcam...
 
Sevim hanım nerden vardınız bu kanıya? Ben Ermanı Takdir ederim. saygı duyarım ben Oktay Mahmudiyi de takdir ederim. yanlış anlamışsınız. Ben Burada Erman Kunter beğenimi sunmuyorum tam tersine oktay mahmudi için ya da herhangi biri için başka bir değerin gereksiz karalanmasına karşıyım okadar. kaldıki Erman şuanda Galatasaray takımının antrenörü değil. ismi geçiyor ama ilk tercih değil. yani ben burada belkide takımın başında olmayacak bir antrenörün yok yere yıpratılmasına karşıyım

bir küçülme türküsü tutturulmuş dillerde gidiyor. Küçük olsun bizim olsun düşüncesindeki bir başkan yada bütçeyi düşürecek veyahutta başarı hedeflemeyen bir başkan gidip el ceosu ve Başkanı Jordi Bertomeu ile 3 kere görüşmez. emin ol Başkan senden benden tüm taraftardan daha çok istiyor eurolegue . Hem prestij için hem potansiyeli gördüğü için hemde belkide en önemlisi gelir olduğu için. Lütfen bazı konular da ezbere yorumlar yapmayalım.

Son olarak da bu tip taraftar acıtasyonuna gerek olmadığını düşünüyorum.Galatasaray için değil herhangi bir kulüp yönetiminin sırf taraftarlar istiyor diye ne birini transfer etme nede takımda tutma gibi bir zorunluluğu vardır.
Rigobert song Tüm taraftarlar çok severdi.ama Galatasaray kulüp tarihini belkide en çok uğraştıran yabancılardandır.Yönetim illalah ettirmiştir.Bunlara pek az kişi bilir.arka planda ne yaşandığını bilemezsiniz. sen çok seversin taraftarlar çok sever ama yol ayrımın da neler yaşandığını bilemezsiniz. Genel anlamda konuşuyorum yanlış anlaşılmasın.O yüzden dediğiniz konulara girmenin pek bişey kazandırmaz


Rigobert Song yaptıklarında son derece haklıydı. Parasını istemek yönetimi uğraştırmak değildir? Ki Rigobert Song antreman'a çıkmasa bile maçlar da yine üst düzey performans verirdi.

Kişi fetişizmi diyen arkadaşlara. Büyük ihtimalle Türkçe bilmiyorlar. En azından okuduğunu doğru anlama konusunda eksikleri var. Mesele Oktay Mahmudi'yle yolların ayrılması değil, bu durumun şekli. Tam bir ay önce anlaştık noktasından bu gün bu noktaya nasıl gelindi? Kulüp içinde bazı dinozorlar (burada sadece yaş değil zihıinsel yaşlılıktan da bahsediyorum) küçük olsun bizim olsun sıtmasına mı tutuldu yine?
 
Sıkıntınız Oktay Mahmuti'nin gönderiliş şekli mi, yoksa ondan daha düşük vizyona sahip olduğuna "inandığınız" Erman Kunter'in getirilme olasılığı mı? Eğer ikincisi ise Obradoviç getirilirse sorunlar bitecek mi?
Bence kendimize şöyle bir soru soralım;
Takımın başında Abdullah Hacıhasanoğullarındangil diye biri var ve sözleşmesi 30 Mayıs 2012'de sona erdi ve emekliliğini istedi.
Galatasaray Yönetimi de, emekliye ayrılan Abdullah Bey'in yerine yeni hoca arayışlarına girdi ve 3 aday bulundu.
Oktay Mahmuti, Obradoviç ve Erman Kunter. Biri göreve gelecek ve bunun seçiminde taraftarın da fikrini merak ediyoruz dediler,
Siz kimi isterdiniz?
Çok başarılı 2 sezon geçiren, düzeni oturtan ve taraftarlarca inanılmaz sevilen Oktay Mahmuti
İsmi Avrupa Basketbolu ile özdeşleşmiş, oyuncu transferlerinde "Obra bizim antrenörümüz zaten" diyebleceğiniz transfer avantajı dahi sağlayabilen Obradoviç
İnanılmaz kısıtlı kadrosuyla, kendisinin dönemine kadar Galatasaray'da son 10-15 yılın en iyi sonuçlarını almasını sağlayan, akabinde Fransız Cholet'yi zirveye taşıyan bir Erman Kunter

Bence sorun hangisinin seçileceği değil, zira yönetim kurulu herhangi bir ismi ekonomik açıdan olsun, diğer açılardan olsun seçme konusunda mantıklı temellere oturttuğu düşünceleri olabilir, (her ne kadar durumu yakından takip etmesem de, bu olasılık payını saklı tutuyorum)
Soruna gelirsek; son 2 yılın başında hep antrenör kalacak mı gidecek mi diye luzumsuz gündem oluşturulması. Yönetimimiz futbol ve basketbol branşlarında özellikle sessiz bir iş yapamıyor. Görüştükleri her kişi ile ne yaptıkları herkesin bilgisi dahilinde oluyor.
Çık de ki; Obradoviç ya da Erman Kunter takımın başına geçmiştir, Bize büyük hizmetleri dokunan Sn Oktay Mahmuti ise üstün çalışmaları neticesinde Basketbol şubesinin idaresinden sorumlu genel menajer olmuştur, şeklinde bir ifade kullan. Enazından taraftar gözünde adamı hem terfi ettirmiş olursun, hem de baskıyı epey bir azaltırsın.

Çok uzattım ama toplayım,
Şahsen Oktay Mahmuti'nin göreve devam etmesinden yanayım.
Diğer adı geçen kişilere de teknik açılardan pek karşı olduğumu söyleyemem.
Birçok arkadaşımın da yazdığı gibi, kulübün krizi yönetemediğini düşünüyorum.
Taraf olan kişilerin biraz gereğinden fazla fırtına kopardığını düşünüyorum (Tamamen kişisel görüşümdür)
 
Oktay Hoca 2 Senedir duruşu ile Erkek Basketbol Takımına bir kimlik kazandırmıstır.Yönetim ne kadar onu itibarsızlıştırmak için ugrasırsa ugrassın onu fosil zihniyetler göndermiştir.Ergin Ataman gelmez onu unutun:Obrodoviçte gelmez.Geriye sadece Erman Kunter kalıyor.Oda olmassa 2 sınıf hatta 3 sınıf bir koca kalırız.O zamanda yönetim hiç ugrasmasın bizide üzmesin.Şubenin kapısına kilit vursun.En azından o zaman böyle bir şube bizde yok deriz.Oktay Mahmuti için paragöz diyen arkadaslar hocanın beni istemeyeni bende istemem deyip tazminat almaya hakkı oldugu halde dün aksam saat 19'dan sonra menejerlik sözleşmesini karslıklı fesh ettikleri ve kulupten 1 kuruş tazminat almayacagınıda iyi bilsinler.KEMAL ABİ BU LAFIM SANAYDI.Yönetim herseyi mükemmel yapıyor demen hiç dogru degil.Sonuçta hepimiz Galatasaraylıyız.Ve onun basarılı olması için ugrasıyoruz.Bundan sadece manevi tatmin alıyoruz.
 
Icimde hala bir umit vardi. Ancak simdi Emir Alkas facebook sayfasinda Oktay Hocanin ayriligiyla ilgili bir haber paylasinca ortaya cikti hersey. Ne diyim Allah akil fikir versin.
 
Oktay hocanın gidişi gidiş şekli bütün basketbol severleri şaşırtdı biz Galatasaraylıların büyük bir çoğunluğunuda üzdü ancak oluşan anti Erman Kunter akımını anlayabilmiş değilim
 
http://www.ntvspor.net/video-galeri/oktay-mahmuti-ile-yollar-niye-ayrildi

Emir Alkaş'ın paylaştığı video bu ve yorum olarak budur diye eklemiş.

14 Mayıs'ta sözleşme imzalanıyor, detaylar da hallediliyor sözleşme yönetimde bekletiliyor ve bugünlere geliyoruz, detaylarda bile anlaşılmışken, o zaman para konusu da hallolmuşken son günlerde çıkan haberler beni hiç ilgilendirmiyor.

Soyunma odasında olduğu söylenen küfür olayını oyuncu ve koça doğrulatamıyor, haberi yapan Murat Bereket bu haberi direk başkandan aldığı için tabi ki sorgulama gereği duymasın beyfendi ama en üstten en alta kadar doğrulattım demeyi bilir. Kimseye sormamış, soyunma odasında olmayan başkan dedi diye yaptı o haberi. Zaten bugünkü Aissadi transferi de onun diyeti olmalı, ilk olarak onlar duyurdu :)

Son olarak da Andric'in gidişinin de Mahmuti'nin isteği dışında olduğu var haberde...
 
http://www.ntvspor.net/video-galeri/oktay-mahmuti-ile-yollar-niye-ayrildi

Emir Alkaş'ın paylaştığı video bu ve yorum olarak budur diye eklemiş.

14 Mayıs'ta sözleşme imzalanıyor, detaylar da hallediliyor sözleşme yönetimde bekletiliyor ve bugünlere geliyoruz, detaylarda bile anlaşılmışken, o zaman para konusu da hallolmuşken son günlerde çıkan haberler beni hiç ilgilendirmiyor.

Soyunma odasında olduğu söylenen küfür olayını oyuncu ve koça doğrulatamıyor, haberi yapan Murat Bereket bu haberi direk başkandan aldığı için tabi ki sorgulama gereği duymasın beyfendi ama en üstten en alta kadar doğrulattım demeyi bilir. Kimseye sormamış, soyunma odasında olmayan başkan dedi diye yaptı o haberi. Zaten bugünkü Aissadi transferi de onun diyeti olmalı, ilk olarak onlar duyurdu :)

Son olarak da Andric'in gidişinin de Mahmuti'nin isteği dışında olduğu var haberde...

Allah askina son iki yilda basketbol erkeklerde yapilan atilim ortadayken, takim TR'de zirveye oynar Euroleague'de gorulmeye baslamisken, Top8'in kiyisindan donulmus, bilmem kac yil sonra lig lider bitirilmisken, Unal Aysal cikip da Besiktas'a uc mac ustuste 3 mac yenilmek keyfimizi kacirdi gerekli tedbirleri alacagiz diyorsa Kasimpasa'ya kadar yolu var.. Galatasaray iki gunluk basarilarin takimi midir? vay arkadas demekki Terim'in de gelecegi playoff son maca bagliydi, yenilse playoffta basarisiz oldugu icin o da gonderilecekti.. Hay ben sizin spor bilginize de, basari olcutunuze de.....
 

Üst