Orhan Kemal - Tersine Dünya
Bazı yazarlar vardır, kalemleri ezberi bozar. Hugo, Genet, Pasolini, Kazancakis.. gibi. Edebiyatta ezber, çoğunluk olarak sokakta bozulur; acılı, acısız, gerçekler sokağa akarlar, sokakta buluşurlar, sokakta yaşamaya devam ederler çünkü.. Bir gün gelir, sokak edebi ürüne dönüşür; o sokakta bir yazar yetişmiştir, bir edebiyatçı o sokaktan geçmiştir çünkü..
Dünyada sesi en güçlü çıkan varlık sokaktır yazar - özellikle bazı yazarlar - bu sese çok hassastır, herkesin duyamayacağı bir çığlığı algılayıp ezberi bozma zamanı geldiğini düşünür.. Orhan Kemal de büyük bir ezber bozucudur. Edebiyatın yumuşak karınlarından biri olan idealizasyon - ki bıçak sırtında dans eden edebi bir işlemdir.. - zaman zaman okur için latif bir rüzgara, duygusal bir beslenme kaynağına dönüşebilir; insanı kendinden ve her manadaki aurasından soyutlayıp gerçekliğin dışında yeniden tasarlayarak, yeniden üretir. İdealizasyon, bir edebi kılcal damarlar ağı içinde dolanarak yazarını da oyalayabilir böylece..
Aslında bu ince bir tuzaktır. Ezber bozucu, bir an için kendinden geçip havalanmakta olan edebiyatın ayaklarını yeniden yere bastırır, bu da sokakta olur ancak, zira sokağın potası hayatın özüdür bir bakıma..
Orhan Kemal 'in üçüncü baskısını yapan Tersine Dünya adlı romanı, sahici bir yazarın öz itibariyle sahici bir romanı; hayatla acı bir şekilde dans eden mizah yüklü gerçekçi anlatımı.. Orhan Kemal, insanı; fakir mahalle - fakir meyhane - kerhane - karakol - fabrika - hapishane eksenine yerleştiriyor Tersine Dünya 'nın dünyasında.. Bir de şunu yapıyor; bu dünyayı tersine çeviriyor, çok basit ama anlamlı bir işlemle hem de.. Erkeğin yerine kadını, kadının yerine erkeği geçirerek cinsiyetlere yer değiştiriyor..
' Kuşlar yuvalarına, böcekler deliklerine, insanlar evlerine çekilmiş, zengin, fakir herkes kendini uykunun tatlı sularına bırakmıştı. Yakın semtlerin bekçi kadınları bile tam siperde kestiriyorlardı ki, birden bir nara semti allak bullak etti. Kuşlar yuvalarından, böcekler deliklerinden, bekçiler tam siperlerinde ve insanlar da tatlı uykularının karanlık sularında uyandılar. Nara yeniden bir öncekinden daha dehşetle gürledi; " Yeeeeeeyy.. Allah ! Yerini, göğünü, gelmişini, geçmişini, kırk kuşak sonra gelecek zürriyetini " Kurtlar, kuşlar, böcekler, insanlar tanımışlardı narayı atanı. Hemen her gece böyle dönerdi evine. Şayet üçkağıt ya da çeşitli kumarlardan iyi bir voli vurmuş da bütün gece kıyasıya eğlenmişse sesi çıkmaz. Yook, kaybetti, gereğince içemedi, gözüne kestirdiği genç, yaşlı erkeklerle düşüp kalkalmadıysa, zehir zemberek, mahalleyi, evini, kocasını, çocuklarını allak bullak ederdi.. Bitirim Leyla yeni bir nara patlattı. Bekçi Fethiye azarlarcasına yeniden öttürdü düdüğünü. Bu, Bitirim Leyla 'nın kafasından dünyayı sildi.. '
Tersine Dünya 'da Bitirim sözcüğü, yazarın kaleminde farklı ve güçlü anlamlar kazanıyor. Orhan Kemal bu sözcüğe argodaki anlamı dışında neredeyse sihirli bir güç yüklemiş ve ezberi bozmuş ! Romanın ana karakteri sokaktan seçilmiş ve edebileştirilmiş bir bitirim. Ezberin bozulduğu birinci edebi vaka bu. İkinci vaka ise algımıza herzaman için erkek olarak kazınmış Bitirim 'in romanda dişi olarak karakterize edilmesidir.. Okur nezdinde edebi bir şaşırtma efekti yaratabilecek, onu edebi idealizasyondan arındırabilecek bir yaklaşım bu.. Okur hem gerçekçi hem de bir bakıma fantastik bir alemle karşılaşıyor romanda; kadınların kucağına çekilen erkekler, mahalle aralarında dedikodu yapan erkekler, bıyığı uzun aklı kısa erkekler, namusuna düşkün levend kocalar, genelevde müşteri bekleyen envai çeşit kıllı ve ayak kokulu fahişeler, cinayet işleyip kodese tıkılmış karılarının arkasından kucaklarında çocukları hüngür hüngür ağlayan kocalar, racon kesen mini etekliler, sübyan kaçırak kulağı kesik kadınlar, bar pavyon kapatan kurumuş patroniçeler, uçanı kaçanı yakalayan hapishane müdürileriyle döşenmiş bir roman kurgusu içinde hayatı sorguluyor Orhan Kemal.. Bu haliyle Tersine Dünya, edebi olarak özün ve içeriğin en ağır bastığı bir roman..
Murteza gibi olağanüstü çalışmaları da olan Orhan Kemal 'in bu romanı okuru başka bir boyutta tatmin ediyor. Yazar umudun yeniden yeşermesi, ışığın yeniden ele geçirilmesiyle ilgili mesajlar, işaretler gönderiyor okuruna.. Öteki 'den uzaklaştırılmış olan bir kesim okur, Orhan Kemal sayesinde hayatın diğer ucunda yer alan öteki 'yle buluşmuş oluyor..
Daha doğar doğmaz kaybetmişlerin hayatı, insana bir tokat gibi çarpıyor. Ne var ki Tersine Dünya edebi gücüyle aynı biçimde etkilemiyor okuru. Yazıldığı dönemin ekonomik koşulları yazarı aceleci davranmaya zorlamıştır belki de.. Sade ama gerçekçi bir anlatım içinde yer alan roman kahramanları sayıca zengin bir çeşitlilik sunarken, duygu açısından hiçbirini tam olarak içselleştiremiyor insan..
Orhan Kemal 'in başeserlerinden biri olmasa da, bilhassa yazarı pek de tanımayan yeni kuşaklar tarafından okunması gerektiğini düşünüyorum Tersine Dünya 'nın; özellikle ezber bozuculuğa muhteşem bir örnek olduğu için..
K. Porazan