Okumak İstedikleriniz. Okuyamadıklarınız. Tavsiyeleriniz.

Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

Agatha Christie okuyan okumak isteyen varsa .Çarpık Evdeki Cesetler-Crooked House.En az 45-50 kitabını okuduğum Christie'nin kendi listemde ilk beşine girer sanırım.Yeni basımı yok bildiğim kadarıyla.

Diğer çok beğendiğim kitapları:

Sıfıra Doğru-Towards Zero
Cinayet Alfabesi-ABC Murders
On Küçük Zenci-And There Were None
Doğu Ekspresinde Cinayet.
Ve Perde İndi-Curtain:poirot's Last Case

Christie kitaplarının orjinal isimlerini hatırlamanız hiç fena olmaz,birçok kitabı Türkiyede değişik zaman dilimlerinde 3-4 farklı isimle çıkmış durumda.Üsttekiler bu durumda değil gerçi.Ayrıca cinairoman.com'da bu konuda güzel bir çalışma yapmışlar,hangi kitabın hangi ismlerle çıktığı ve de kapakları var çalışmada.

Bildiğim kadarıyla son dönemde dilimize çevrilmemiş olan polisiyede Golden Age yazarlarından Carter Dickson ve Georges Simenon okumak istiyorum;ancak sahafları biraz dolaşmma gerek.

Ve Perde İndi'yi biraz sona saklayın.Yanlış hatırlamıyorsam 34 tane Poirot kitabı olması lazım,illa hepsini okumak gerekmez;ama kahramanının Poirot olduğu birkaç kitabı okuyun önce.
 
Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

bu forumun erkeklerine imrenerek bakıyorum bu konuda..çevremdeki bir çok erkeğin son okuduğu kitap cin ali iken ,bu forumda ciddi derecede kitap okunuyor ve paylaşılıyor..bu çok güzel yaa..
 
Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

Can Bulubay' Alıntı:
Fethullah'ın Copları - Zübeyir Kındıra...

Yeni okudum gercekten mükemmel bir kitap.
Özellikle tarikatçı grubun polis teşkilatında ne denli güçlü olduğu güzel bir dille anlatılmıştır.

Dip not:

Kitabın yazarı Cumhuriyet gazetesi okuduğu ve Zülfü Livaneli dinlediği gerekçesi ile sicili bozularak ilişiği kesilen eski bir polistir.
 
Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

Polisiyenin en önemli isimlerinden Carter Dickson'dan ilk kitabımı okudum.On Çay Fincanı.Bir dahaki Carter Dickson romanınmı alrıken kahramının Dr.Fell olduğu kitaplardan arayacağım.Onunla da tanışmak lazım.Bir kapalı oda polisiyesiydi.Şimdi yine polisiyenin en önemli isimlerinden Simenon'un Kanaldaki Ev kitabını okuyorum.

Var mı polisiye okurları forumumuzda?
 
Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

Jean Cristophe Grange derim başka da bişey demem "Polisiye-Gerilim" konusunda :)
 
Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

Aziz Nesin´in anılarını yazdığı Böyle Gelmiş Böyle Gitmez´in ikinci cildini okurken kitap okuma alışkanlığı ilgili bir bölümü buraya aktarmak istedim.

"Rus soylularından iki zengin delikanlı bahse tutuşurlar. Bunlardan biri yirmi yıl bir kapalı yerde tek başına kalabilirse , bahsi kaybeden arkadaşı ona büyük para verecektir. Yirmi yıl tek başına kalmaya dayanamaz da çıkarsa, o arkadaşına bu büyük parayı ödeyecektir. Kapalıda kalacak olanın her istediği kendisine verilecek. Kapısında da nöbetçi bulunacak.

Soylu delikanlılardan biri, tek penceresi tek kapısı olan bir yere kapatılıyor. Kapıda nöbetçi var. Kapalıda olan delikanlı birkaç gün sonra kitap istiyor. Gün geçtikçe kitap isteğini arttırıyor. İstediği kitaplar kendisine veriliyor. Yıllar geçiyor. Bu arada öbür delikanlı kumarcılığı ve uçarı yaşantısı yüzünden zenginliğini yitirmiştir. Bütün umudu , kapalıdaki arkadaşının tek başına yaşamaya dayanamayıp kapalı olduğu yerden çıkması sonucu bahsi kaybederek kendisine o büyük parayı vermesidir. Kapalıdaki arkadaşını kaçmaya kışkırtmak için her şeyi yapıyor, nöbetçiye görmezden gelmesini söylüyor, kapıyı açık bıraktırıyor ama ne yaptıysa boş...

Yirmi yılın son gecesi, arkadaşını öldürecek, sanki arkadaşı intihar etmiş olacak. Böylece bahsi kazanıp parayı alacak. Bu niyetle sabahleyin gün doğmadan önce arkadaşının kapalı olduğu yere giriyor. Ama içeride arkadaşı yok. Pencere de açık! Demek kaçmış! Parayı alacak öyleyse... Masanın üstünde arkadaşının kendisine yazdığı mektubu buluyor: "Tek başıma burada yirmi yılı tamamlamama bir saat kala buradan kaçarak, seni bana para ödemekten kurtarıyorum. Çünkü yirmi yıldan beri okuduğum kitaplarla öyle zenginleştim ki , bana vereceğin büyük paranın bile gözümde hiçbir değeri kalmadı. Beni bu sonsuz zenginliğe kavuşturduğun için sana teşekkür ederim..."
"

Not: Kitapta yer alan bu metnin Çehov ya da Gogol´un hikayelerinden birinin özeti olduğu belirtiliyor.
 
Re: Okumak İstedikleriniz Okuyamadıklarınız Tavsiyeleriniz

Türk Polisiyede Hakan Karahan'ın Feramüz Güvenlik üçlemesini önerebilirim...

adları : 19 / Azrail / Kıyamet Haritası
 
yakıcı,sürükleyici,ele yapışan,aşk dolu,macera dolu romanlar istiyorum...
her türlü tavsiye dikkate alınır,araştırılır,sonucunda beğenilmezse teşekkür edilir,beğenilirse pınarbaşı çekilir .P
 
empatiyi okumuşmuydun??
sonra henüz okumadım ama bana da sık sık tavsiye edilen "başucumda müzik" var,kürşat başar a ait..
mehmet rauf "eylül" bence tavsiye edilebilir.. ben sevmiştim okuduğumda..
empati dışında önerdiklerimde aşk daha ağır basıyor.
 
Can Bulubay' Alıntı:
yakıcı,sürükleyici,ele yapışan,aşk dolu,macera dolu romanlar istiyorum...
her türlü tavsiye dikkate alınır,araştırılır,sonucunda beğenilmezse teşekkür edilir,beğenilirse pınarbaşı çekilir .P

Eğer biraz da tarihe ilgin varsa Amin Maalouf'un kitaplarını öneririm. Semerkant, Afrikalı Leo, ve diğerleri..
 
Metis'in polisiye serisi oldukça kalitelidir. Yerlilerden ise Celil Oker'in kitapları okuma alıskanlıgı olmayanlar tarafından bile kolaylıkla okunabilecek kadar akıcıdır. Hap gibi kitaplardır, her yerde okuyabilirsiniz.
 
Orhan Kemal - Tersine Dünya

Bazı yazarlar vardır, kalemleri ezberi bozar. Hugo, Genet, Pasolini, Kazancakis.. gibi. Edebiyatta ezber, çoğunluk olarak sokakta bozulur; acılı, acısız, gerçekler sokağa akarlar, sokakta buluşurlar, sokakta yaşamaya devam ederler çünkü.. Bir gün gelir, sokak edebi ürüne dönüşür; o sokakta bir yazar yetişmiştir, bir edebiyatçı o sokaktan geçmiştir çünkü..

Dünyada sesi en güçlü çıkan varlık sokaktır yazar - özellikle bazı yazarlar - bu sese çok hassastır, herkesin duyamayacağı bir çığlığı algılayıp ezberi bozma zamanı geldiğini düşünür.. Orhan Kemal de büyük bir ezber bozucudur. Edebiyatın yumuşak karınlarından biri olan idealizasyon - ki bıçak sırtında dans eden edebi bir işlemdir.. - zaman zaman okur için latif bir rüzgara, duygusal bir beslenme kaynağına dönüşebilir; insanı kendinden ve her manadaki aurasından soyutlayıp gerçekliğin dışında yeniden tasarlayarak, yeniden üretir. İdealizasyon, bir edebi kılcal damarlar ağı içinde dolanarak yazarını da oyalayabilir böylece..

Aslında bu ince bir tuzaktır. Ezber bozucu, bir an için kendinden geçip havalanmakta olan edebiyatın ayaklarını yeniden yere bastırır, bu da sokakta olur ancak, zira sokağın potası hayatın özüdür bir bakıma..

Orhan Kemal 'in üçüncü baskısını yapan Tersine Dünya adlı romanı, sahici bir yazarın öz itibariyle sahici bir romanı; hayatla acı bir şekilde dans eden mizah yüklü gerçekçi anlatımı.. Orhan Kemal, insanı; fakir mahalle - fakir meyhane - kerhane - karakol - fabrika - hapishane eksenine yerleştiriyor Tersine Dünya 'nın dünyasında.. Bir de şunu yapıyor; bu dünyayı tersine çeviriyor, çok basit ama anlamlı bir işlemle hem de.. Erkeğin yerine kadını, kadının yerine erkeği geçirerek cinsiyetlere yer değiştiriyor..

' Kuşlar yuvalarına, böcekler deliklerine, insanlar evlerine çekilmiş, zengin, fakir herkes kendini uykunun tatlı sularına bırakmıştı. Yakın semtlerin bekçi kadınları bile tam siperde kestiriyorlardı ki, birden bir nara semti allak bullak etti. Kuşlar yuvalarından, böcekler deliklerinden, bekçiler tam siperlerinde ve insanlar da tatlı uykularının karanlık sularında uyandılar. Nara yeniden bir öncekinden daha dehşetle gürledi; " Yeeeeeeyy.. Allah ! Yerini, göğünü, gelmişini, geçmişini, kırk kuşak sonra gelecek zürriyetini " Kurtlar, kuşlar, böcekler, insanlar tanımışlardı narayı atanı. Hemen her gece böyle dönerdi evine. Şayet üçkağıt ya da çeşitli kumarlardan iyi bir voli vurmuş da bütün gece kıyasıya eğlenmişse sesi çıkmaz. Yook, kaybetti, gereğince içemedi, gözüne kestirdiği genç, yaşlı erkeklerle düşüp kalkalmadıysa, zehir zemberek, mahalleyi, evini, kocasını, çocuklarını allak bullak ederdi.. Bitirim Leyla yeni bir nara patlattı. Bekçi Fethiye azarlarcasına yeniden öttürdü düdüğünü. Bu, Bitirim Leyla 'nın kafasından dünyayı sildi.. '

Tersine Dünya 'da Bitirim sözcüğü, yazarın kaleminde farklı ve güçlü anlamlar kazanıyor. Orhan Kemal bu sözcüğe argodaki anlamı dışında neredeyse sihirli bir güç yüklemiş ve ezberi bozmuş ! Romanın ana karakteri sokaktan seçilmiş ve edebileştirilmiş bir bitirim. Ezberin bozulduğu birinci edebi vaka bu. İkinci vaka ise algımıza herzaman için erkek olarak kazınmış Bitirim 'in romanda dişi olarak karakterize edilmesidir.. Okur nezdinde edebi bir şaşırtma efekti yaratabilecek, onu edebi idealizasyondan arındırabilecek bir yaklaşım bu.. Okur hem gerçekçi hem de bir bakıma fantastik bir alemle karşılaşıyor romanda; kadınların kucağına çekilen erkekler, mahalle aralarında dedikodu yapan erkekler, bıyığı uzun aklı kısa erkekler, namusuna düşkün levend kocalar, genelevde müşteri bekleyen envai çeşit kıllı ve ayak kokulu fahişeler, cinayet işleyip kodese tıkılmış karılarının arkasından kucaklarında çocukları hüngür hüngür ağlayan kocalar, racon kesen mini etekliler, sübyan kaçırak kulağı kesik kadınlar, bar pavyon kapatan kurumuş patroniçeler, uçanı kaçanı yakalayan hapishane müdürileriyle döşenmiş bir roman kurgusu içinde hayatı sorguluyor Orhan Kemal.. Bu haliyle Tersine Dünya, edebi olarak özün ve içeriğin en ağır bastığı bir roman..

Murteza gibi olağanüstü çalışmaları da olan Orhan Kemal 'in bu romanı okuru başka bir boyutta tatmin ediyor. Yazar umudun yeniden yeşermesi, ışığın yeniden ele geçirilmesiyle ilgili mesajlar, işaretler gönderiyor okuruna.. Öteki 'den uzaklaştırılmış olan bir kesim okur, Orhan Kemal sayesinde hayatın diğer ucunda yer alan öteki 'yle buluşmuş oluyor..

Daha doğar doğmaz kaybetmişlerin hayatı, insana bir tokat gibi çarpıyor. Ne var ki Tersine Dünya edebi gücüyle aynı biçimde etkilemiyor okuru. Yazıldığı dönemin ekonomik koşulları yazarı aceleci davranmaya zorlamıştır belki de.. Sade ama gerçekçi bir anlatım içinde yer alan roman kahramanları sayıca zengin bir çeşitlilik sunarken, duygu açısından hiçbirini tam olarak içselleştiremiyor insan..

Orhan Kemal 'in başeserlerinden biri olmasa da, bilhassa yazarı pek de tanımayan yeni kuşaklar tarafından okunması gerektiğini düşünüyorum Tersine Dünya 'nın; özellikle ezber bozuculuğa muhteşem bir örnek olduğu için..


K. Porazan
 

Üst