Karışık duygular içerisindeyim. Geçtiğimiz ayları yeniden yaşamak, hakkında tekrardan konuşmak istemiyorum. Oktay Mahmuti'ye olan sevgim, yaşananlar hala zihinlerde, hala canlı. Şubeyle ilgili bir burukluk da yok değil, bunun yanında yönetime olan kızgınlık da var tabi. Kısacası hala akıllarda, kalplerde bir köşede Beşiktaş Serisinden sonra yaşananlar ve gelişen süreç var.
Lakin bu süreci Ergin Ataman'a ve yeni kurulacak kadroya aksettirmek, bu duygularla beraber geçirilen sürecin faturasını onlara kesmek ne kadar doğru? Bunu zaman zaman ben de yaptım, ama şu gelinen nokta da bence Ergin Ataman'a o kadar güvensiz, kötü, antipatik bir biçimde bakılıyor ki bende daha önceleri var olmayan bir Ergin Ataman sempatisi oluştu. Bir taraftan 7-8 arasına oynarız çığırtkanlıkları, bir taraftan Ergin Ataman sallamaları olurken yapılan iyi şeyler bile insanları tatmin etmiyor. Ben Oktay Mahmuti ile ilgili geçen süreci unutmuş değilim, sevgi hala ayrı bir köşede. Öyle ki Euroleague'de ''Mahmutisporlu'' musunuz yaftası yemek uğruna, Oktay Hoca için Efes'i desteklerim veya biz olamıyorsak bari Efes olsun diyebilirim. Ama ben artık bazı şeylerin de geçmişte bırakılmasını, her olayda, her hamlede duygusala bağlayıp, Ergin Ataman'a düşmanlık etmeyi de doğru bulmuyorum. Ergin Ataman'ın tek suçu Oktay Mahmuti'den sonra gelmesi mi, bu yeterli mi takımın koçuna düşmanlık etmek için.
Cevher'i, Andric'i, Caner'i, Shipp'i yollamak bir seçimdir. Kaldı ki ben bunların hepsini doğru buluyorum. Bunun da sebebi açık. Bu oyuncuların hepsi takımı oyunu içinde yükselen, dayanışma sonucu performanslarını arttıran oyuncular. Yani Oktay Mahmuti'nin felsefesine uyan, bireysellikten ziyade takım bütünlüğünü öne çıkaran oyuncular. Ama ben bu isimlerden neredeyse hiç birinin Ergin Ataman'la başarılı olabileceklerine inanmıyorum. Çünkü Ergin Ataman, Oktay Mahmuti'nin az malzeme ile büyük iş felsefesinden ziyade büyük oynayıp, iyi kadrolar kurup, yüksek hedefler koyan bir koç. Bunu da eleştiremeyiz. Çünkü herkesin bir tarzı, stili vardır. Oktay Mahmuti'nin tarzı, o mücadele, o emek bizi birbirimize bağladı. Çok güzel iki sezon geçirdik. Ama şu bir gerçek ki başarıya giden yol tek değildir. Oktay Mahmuti gibi bir sistem takımı olmayı, oyunculardan ziyade takımı yükseltmeyi de tercih edebilirsiniz. Ergin Ataman gibi daha bireysel yetenekleri yüksek, sağlam bütçeli takımlarla da başarıya gitmeyi tercih edebilirsiniz. İkisi de zordur. Birinde o görece kalibresi düşük oyunculardan şampiyon yaratmak zordur, diğerinde de o egolu, yetenekli oyuncuları yönetmek ve bir arada tutmak zordur.
Bu aşamadan sonra Ergin Ataman'ın oyuncu tercihlerine; baksana eskiden kimseyi bırakmadı, 2 senelik bütün emek gitti şeklinde bakıp, olayı duygusallaştırmanın mantığı da yok, gereği de yok. Evet, Ergin Ataman Hawkins'i istiyor, hem de yüksek maliyetine rağmen. Bu durumu bir Hawkins fetişistliği için Shipp'i harcadı diye bakmak yerine, Ergin Ataman'ın sistemine uymuyordu diye bakmak gerekir. Sırf geçmiş 2 senenin hatrı için Shipp'i kadroda tutup, doğru düzgün verim alamayacaksa gidip istediği, maliyeti fazla da olsa Shipp'ten daha fazla katkı verecek Hawkins'i almasını tercih ederim.
Velhasıl hala Oktay Mahmuti olayı için üzgün olsam da, hocayı sevsem de ve bu durum öyle geçecek bir şey olmasa da; Ergin Ataman'a karşı gösterilen bu tavır, deyim yerindeyse düşmanlık beni rahatsız ediyor, haksızlık yapılmış gibi hissediyorum ve elimde olmadan Ergin Ataman'a sempatim artıyor.