2020-2021 Euroleague

CSKA'da omzundan ameliyat edilecek olan Nikola Milutinov'un sezonun geri kalanında forma giyememe ihtimali oldukça yüksek. (Eurohoops)

James döndü bu sefer de Milutinov gitti.
Bakalım James eski James gibi dönecek mi o da var...
 
Eurolig de büyük takımların hali nedir real sürünüyor maccabi desen hali ortada cska son dönemde düşüşte bir barça iyi durumda sizce nedeni nedir bu durumun sadece corona ile açıklanamaz diye düşünüyorum
 
Efes Barca deplasmanında büyük bir galibiyet aldı. Sene başından beri gördüğüm en iyi Efes diyebilirim. Hiç kopmadılar oyundan. Ergin hocanın da bu sene bence en iyi koçluk yaptığı maçtı. Molaları da oyuncu değişiklikleri de çok yerindeydi. Sertaç’ı çok iyi kullandı. Micic ve Larkin de etkili olunca Barca gibi takımı yendiler. Hem de Mirotic çok iyi oynamıştı. Efes şöyle 3-4 maç arka arkaya alsın herşey olur, bu sene zaten acaip bir sezon oluyor o yüzden sekizinci giren bile şampiyon olabilir.
 
Ben bu ligde Rus takımlarını sevmiyorum,dev bütçesine rağmen Cska bile buna dahil,en sevmediğim takım ise Khimki.

Bu ligde görmek istediğim takımlar şunlar,şu an olup olmadığını bilmediğim ama özlediğim takımlarıda yazayım

Benetton Treviso
Kinder Bologna ( Şimdi Virtus Bologna galiba )
Siena
Aek
Cibona
Partizan
Pau Orthez

Rus takımlarının yerine burada yazdığım ve hala aktif olan 3 takım olsa keşke
 
Bence problem hala sistem. Yani şu iş grup + eleme devam etse göze hoş gelmeyen tüm takımlar elenecekler bir yerden sonra. Biz 30 hafta bu kepazeliği çekiyoruz. Khimkisi Buducnostu falan. Yatırım yapacak takım da yapmıyor 5 milyonla euroleague'e gitsem ne olur 30 hafta ordan oraya sürülecekler diye. Bu kadar niteliksiz maç oynatarak olmuyor bu iş işte.
 
Ben bu ligde Rus takımlarını sevmiyorum,dev bütçesine rağmen Cska bile buna dahil,en sevmediğim takım ise Khimki.

Bu ligde görmek istediğim takımlar şunlar,şu an olup olmadığını bilmediğim ama özlediğim takımlarıda yazayım

Benetton Treviso
Kinder Bologna ( Şimdi Virtus Bologna galiba )
Siena
Aek
Cibona
Partizan
Pau Orthez

Rus takımlarının yerine burada yazdığım ve hala aktif olan 3 takım olsa keşke
Aslında Khimki bu yıla kadar gayet iyi götürüyordu. Ama sezona covid-19 protokollerinin haksız çifte standart uygulamasının mağduriyetiyle başladılar. O dönemde sezona çok kötü başlayınca moral olarak da çöktüler. Şimdi o günler hatırlanmıyor ve Khimki'nin rezil basketbolu konuşuluyor. Evet ne olursa olsun bu kadar düşmemeliler ve bu durumu yönetebilmeliydiler. En başta koç değişikliği yapmayarak büyük hata yapmışlardı. Ellerinde yüksek bütçe ve kaliteli oyunculardan kazanan takım yaratamadı.

Yukarıda yazdığın takımlardan Virtus büyük ihtimal seneye B lisansıyla gelecek zaten. Partizan ise geçen sene Trinchieri ile en büyük 2 favoriden biri gibiyken pandemi girince araya koç da gitti o güçlü takım hüviyeti de kayboldu yeniden. Benetton'ları Siena'ları unut artık. İtalya'da o dönem bitti. Benetton daha köklü takım ama şimdilik dönemez. 2 yunan takımı zaten kaliteyi düşürmüşken bir 3.süne zaten gerek yok. Onlar da kendi küçük çöplüklerinde şampiyonluk favorisiyken mutlulardır hallerinden. Ayrıca rus takımsız eurolig olmaz. Az bile takım vardı son 2 seneye kadar. Ama rusya'daki maçlar bana da zevk vermiyor açıkçası. Seyircili oynanmasına rağmen hiç seyiitci yokmuş gibi hissettiriyor bu dönemde bile. İnsan biraz coşku arıyor açıkçası.
 
Bence problem hala sistem. Yani şu iş grup + eleme devam etse göze hoş gelmeyen tüm takımlar elenecekler bir yerden sonra. Biz 30 hafta bu kepazeliği çekiyoruz. Khimkisi Buducnostu falan. Yatırım yapacak takım da yapmıyor 5 milyonla euroleague'e gitsem ne olur 30 hafta ordan oraya sürülecekler diye. Bu kadar niteliksiz maç oynatarak olmuyor bu iş işte.

Katılıyorum. NBA gibi tek bir ülkede düzenlenen bir lig değil bu lig, EuroLeague organizasyonunda yer alan takımların yerel lig maçları da var. Mücadele edecek takımları sabit olan bir lig olsa deriz ki tamam 30-34 maç oynansın üstüne play-off bilmem ne olsun ama ligde 2 takımın garanti değiştiği (EuroCup'tan gelen takımlar) bir ortamda EuroCup'tan gelen bir takım yerinin garanti olmadığı bir ortamda neden yatırım yapsın?

Aynı zamanda bu kapalı lig düzeni EuroLeague'deki çeşitliliği de azaltıyor. Bugün EuroLeague Avrupa'nın en önde gelen basketbol organizasyonu ama katılan ülke sayısı çok az. Eskiden bu ligde oynayabilen Slovenya'nın, Hırvatistan'ın, Litvanya'nın (Zalgiris dışında) önde gelen kulüpleri gibi takımlar bu kapalı lig muhabbeti nedeniyle lige katılamıyorlar ve her zaman düşük bütçeler ve düşük marka değerleriyle kulübü döndürmek zorunda kalıyorlar.

Bir dezavantaj da ligde iddiası kalmayan takımlarla alakalı. Bu takımların küme düşme gibi bir problemleri de olmadığı için, ligin 24-25. haftalarında alt sıralarda yer alan takımlar ligi kafada bitirmeye başlıyorlar ve bu da seyir zevkini azaltıyor. Oysa grup+elemeli bir sistem gelse, her takım üst tura yükselmek için daha az maç oynayıp mental olarak turnuvada kalabilecekler ve bu artan rekabet duygusu seyir zevkini de arttıracak. Tabi EuroLeague'nin kodaman takımları başta CSKA, Real, Barça ve FB Beko olmak üzere hiçbir A lisanslı takımının bunu isteyeceğini sanmıyorum. Çünkü ilk 4'e girip ev sahibi avantajı almak için gerekli olan galibiyet sayısına bu zayıf ve "bitse de gitsek" havasındaki takımlardan almak durumundalar. Bu da onlara yarıyor.
 
Katılıyorum. NBA gibi tek bir ülkede düzenlenen bir lig değil bu lig, EuroLeague organizasyonunda yer alan takımların yerel lig maçları da var. Mücadele edecek takımları sabit olan bir lig olsa deriz ki tamam 30-34 maç oynansın üstüne play-off bilmem ne olsun ama ligde 2 takımın garanti değiştiği (EuroCup'tan gelen takımlar) bir ortamda EuroCup'tan gelen bir takım yerinin garanti olmadığı bir ortamda neden yatırım yapsın?

Aynı zamanda bu kapalı lig düzeni EuroLeague'deki çeşitliliği de azaltıyor. Bugün EuroLeague Avrupa'nın en önde gelen basketbol organizasyonu ama katılan ülke sayısı çok az. Eskiden bu ligde oynayabilen Slovenya'nın, Hırvatistan'ın, Litvanya'nın (Zalgiris dışında) önde gelen kulüpleri gibi takımlar bu kapalı lig muhabbeti nedeniyle lige katılamıyorlar ve her zaman düşük bütçeler ve düşük marka değerleriyle kulübü döndürmek zorunda kalıyorlar.

Bir dezavantaj da ligde iddiası kalmayan takımlarla alakalı. Bu takımların küme düşme gibi bir problemleri de olmadığı için, ligin 24-25. haftalarında alt sıralarda yer alan takımlar ligi kafada bitirmeye başlıyorlar ve bu da seyir zevkini azaltıyor. Oysa grup+elemeli bir sistem gelse, her takım üst tura yükselmek için daha az maç oynayıp mental olarak turnuvada kalabilecekler ve bu artan rekabet duygusu seyir zevkini de arttıracak. Tabi EuroLeague'nin kodaman takımları başta CSKA, Real, Barça ve FB Beko olmak üzere hiçbir A lisanslı takımının bunu isteyeceğini sanmıyorum. Çünkü ilk 4'e girip ev sahibi avantajı almak için gerekli olan galibiyet sayısına bu zayıf ve "bitse de gitsek" havasındaki takımlardan almak durumundalar. Bu da onlara yarıyor.
Zaten kapalı bir lig için en önemli unsur olan draft yok. NBA'de normal sezon içinde lotaryaya oynayan takımlar oluyor lakin bunu umut için yapyorlar. Euroleauge kapalı lig olursa bu sistem olmayacağı için bunu ancak para ile telafi edebilirsin. Yani lig sonuncusunu motive etmek için ortaya para konulmalı. 2-3 sezon önce bu yıllar için 500-600 milyon avroluk bir yayın hakkı geliri bekliyorlardı. covid olmasa bile ulaşamayacaklardı bu bedellere.
 
EuroLeague ne kadar gelir üretiyor kulüpler için çok geniş kapsamlı bir bilgim yok ama genel yayın gelirleri açısından 500-600 milyon Euro bana da uçuk bir sayı gibi geldi. Ligde başarılı olan takımların geneline baktığımız zaman çok branşlı spor kulüpleri öne çıkıyor. Barça, Real, Fener, CSKA, Oly, Pana gibi takımlar mesela. Sadece basketbol şubesi olup bu şekilde kulübü döndürmeye çalışan kulüpler de ne kadar gelir üretip lige ne kadar yıldız oyuncu getirebilecekler ki EuroLeague'in (ya da genel olarak Avrupa basketbolunun) izlenebilirliği artsın. Herkesin arkasında Anadolu Efes'te ya da Olimpia Milano'da olduğu gibi zengin iş adamları yok.

Zaten kapalı bir lig için en önemli unsur olan draft yok. NBA'de normal sezon içinde lotaryaya oynayan takımlar oluyor lakin bunu umut için yapyorlar.

Abi zaten NBA'yi sevmememin nedenlerinden biri de o. Diğeri "NBA 2K mi oynuyoruz, gerçek maç mı izliyoruz" yanılsamasına neden olan saçma sapan oyuncu istatistikleri. Birçok takım ocak ayından sonra haybeye maç yapıyorlar. Bu Amerika için bir gelenek olabilir ama Avrupa'da biraz tatsız kaçıyor açıkçası.

Bence ligin son sıralarındaki takımı korkutmak açısından son 2 takımın yerine sezon sonu EuroCup finalistleri gelebilir. Zaten geliyor ama mesela Efes ligi 18. de bitirse ligde kalması garanti. Bunun olmaması lazım. Wild card düzeni gözden geçirilebilir, bu ligde geçmişi olan takımların tekrar EuroLeague görmesi sağlanabilir. Hadi onu geçtim, EuroLeague'in amacı illa NBA'ye benzemekse doğu-batı konferansı gibi bir şey getirip ona göre fikstür düzenleyebilirler. İki grupta 12'şerden 24 takımlı düzen bence gayet verimli olacaktır. Bu düzende 22 maç + 12 maç da karşı konferanstan takımla maç + play-off'lar olur, daha keyifli ve rekabetçi bir lig izlenebilir. Şu anki düzende de normal sezonda 34 maç oynanıyor zaten. Takımların giderleri açısından çok bir fark olmaz diye düşünüyorum.
 
Bütçe ve gelirle ilgili bütün yazdıklarınıza katılıyorum, bu yüzden de A lisansı olayının önemli olduğunu düşünüyorum. Şimdi Karşıyaka ya Tofaş şampiyon olsa nasıl gidecekler bu kadar deplasmana, nasıl karşılayacalar oyuncuların maaşlarını ? Aynı oyuncular olsalar bile aynı paralara kalmak isterler mi ? senede oynayacakları maç sayısı 2 ye çıkacak neredeyse.. O yüzden, bütün bu masrafları karşılamaya garantisi veren takımların katılımlarının da garanti olması önemli.
 
Galatasaray olarak Euroleauge yaptık ve olanları biliyoruz. Top 8 oynadık sonra ki sezon ciddi ekonomik krizler yaşadık. Bugün yatırım yapmıyor denilen Oly ve Pana bile en az 15 milyon avro para yatırıyorlar. Hatta yatırılan paranın tutar olarak bence önemi yok mesele dengeyi sağlamak. Ödeme problemi yaşamamak, bir sezon 15 milyon avro yatırıp ertesi sezon 5'e düşmek olmaz. Aydan Bey doğru diyor Tofaş'a ne kadar güvenebilirsin. Bu adamlar 2 sezon üst üstte şampiyon olduktan sonra bir anda şubeyi kapattılar.
Ekonomik olarak Fenerbahçe'nin yaptığının her hangi bir anlamı yok. Misal ilerde sezonluk yayın hakkı 1 milyar dolar olsa ULEB bu parasız sezonların tazminatını ödeyecek mi kulüplere? Bu kadar zorluk çektiniz biz de size o yılların karşılığını verelim diyecekler mi? Bugün prestij palavrası ile satılıyor lakin bir veri var mı Euroleauge'in kulüplere katkı verdiğine dair? Keşke Fenerbahçe ya da Efes açıklasalar son dörde kaldık geliri şu oldu, bu sayede şu kadar maç günü geliri elde ettik ve şu kadar ürün satışı yaptık diye.
 
Son düzenleme:
Pau Gasol'ü 40 yaşında da olsa ikna edip getirmeyi başaran ve son 2 sezondur tabiri caizse hayvan gibi yatırım yapan Barcelona'nın, geçen seneye kadar Türkiye şartlarının çok çok üstüne bütçelere oynayan Fenerbahçe'nin, zengin sahibi olan Khimki, CSKA, Milano gibi takımların olduğu bir ligde artık maaş skalasının düşeceğini sanmıyorum. Barça'nın verdiği kontratlar ortada. Dolayısıyla 2005'e değil, 2015'e dahi zor dönülür bu saatten sonra.
 

Üst