Mahmut Uslu torpiliyle iş başı yapan Haydar Kemal Ateş, Galatasaray Lisesi torpiliyle iş yapan Okan Çevik ve daha birçokları kadın ligini, erkek takımlarına gitmek için zıplama tahtası olarak görüyorlar veya yönetimler erkek takımlarının çöplüğü haline getiriyorlar TKBL'yi.
Ceyhun Yıldızoğlu ise ayrı tutabileceğimiz birkaç isimden biri. Emin olun ki bizim bildiklerimizin toplamı, Ceyhun Hoca'nın bildiklerine karşı denizde damla olur. Nisal benim yaşımdan fazla birinci adam olarak görev yapıyor Türkiye'nin en değerli takımlarında. Herkes biliyor varsaydığımız için söylemiyoruz ama bir hatırlatma yapmak gerekecek; Ceyhun Yıldızoğlu İstanbul dışından çıkan son ve son 24 yıldaki tek şampiyon Botaş'ın hocasıdır. Bizim kazanınca havalara uçtuğumuz Eurocup'ta final oynatmıştır Botaş'a. Madem dobra olmamız gerekiyor, onların final oynaması bizim kupayı kazanmamız kadar değerlidir. Biz o işi Işıl'ı, Tuğba'yı, Bahar'ı, Şaziye'yi, Yasemin'i ve yabancıları transfer ederek yapmışken Botaş, yerli rotasyonunu Ceyhun Yıldızoğlu'nun yetiştirdiği kızlarla yapmıştır. Bir gün özdeşleştiği Botaş'tan ayrılması gerekince, Mersin BŞB'ye gitmiş ve orada da başarılı olmuştur. İlk senesinde takımına lig finali oynattırmış, Cumhurbaşkanlığı Kupasını kazandırmış, ikinci senesinde de normal sezonu 2. tamamlamıştır.
Benim kendisine kişisel hayranlığım had safhadadır, geçen sene Mersin BŞB ile erkek ve kadın takımlarımızın maçı aynı gün Abdi İpekçi'deydi. Erkek maçını izlemek için yanımıza oturdular. Ben kendimi çok zor tuttum "Hocam, Fenerbahçe'ye gitme" gibi gereksiz bir cümle kurmamak için. Neyse ki gitmedi ve bize geldi. Sene başında onunla tanışma fırsatı bulunca, hissettiğim hayranlık duygusunun ne derece haklı olduğunu, onun tüm bilgisinin ve kariyerinin yanında ne kadar mütevazi bir insan olduğunu anladım.
Seimone'u çok seviyoruz, Işıl'ı daha çok seviyoruz, Ceyhun Yıldızoğlu'ndan da daha çok seviyoruz ama bu iki isim için bile her tasarrufunun arkasında dururum. Çünkü; bir bildiği vardır hocanın. Böyle değerli bir isme ve yenilgilerinde bile arkasında durabileceğimiz bir takıma sahipken, yapmamız gereken hareketleri yapıyoruz onlara karşı.
Uzun yıllar Galatasaray'a hizmet edecek yabancı demişsiniz, işte Gintare geldi. Neredeyse hocaya ilmek yapılacak. Öyle 25 yaşında Amerikalı alayım, 10 sene bizle devam etsin gibi bir dünya yok. Hiç gördünüz mü 1 seneden fazla bir sözleşmeye imza attıklarını? Bir numaradan skor katkısı dediniz, Doneeka geldi. Chris Paul veya Wade'i, bizim kadın takımında bir numara oynatmayacağımız sürece katkı 3 aşağı 5 yukarı Doneeka'nınki olacaktır. Işıl'ı dinlendirecek, gerektiğinde 2 numarada da oynayacak, takımı oynatacak guardı Ceyhun Yıldızoğlu mu istemedi zannediyorsunuz? Becky Hammon şansını kaçırdıktan sonra, kıta dışı oyuncu haklarımızı hocanın bilgisi dışında kullanmamız etkili olmuş olabilir mi peki? Yelena'yı da, Sophia'yı da ikna edememenin suçunu neden koça yüklüyoruz. Adnan Polat sene başında bombanın fitilini yaktı ve taraftara bıraktı Dream Team, WNBA'in 3 yüzü, Avrupa'da final diyerek.
Neyse uzar gider, eğer tanımayan varsa Ceyhun Yıldızoğlu'nu tanıtmak adına iyi bir fırsat oldu. Böyle tak ettiği anlarda, yerli oyuncularımız için de bu fırsatı tanırsanız bana ,sevinirim
.