2013 - 2014 Sezonu Transfer Çalışmaları

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Erkek takımı bütçesi bu senekiyle neredeyse aynı. Arada 1-2 M$ fark gerekirse kapatılır. Ama aynı özveri kadın basket için gösterilmez muhtemelen. Zaten ucu ucuna giden bütçeden yine kısıntıya gidilmiş. Ben de bu sene şampiyon olursak yönetim belki bir kıyak yapar diye umuyordum. Fazla iyimser düşünmüşüm.


Kadın voleybol takımının bütçesinin korunması güzel bir gelişme. Umuyorum bu defa daha iyi bir kadro planlaması yapılır. Tabi önce Massimo'dan kurtulmak lazım.
 
Çok yabancımız var. Arroyo-Domercant-Gordon-Hairston-Marko-Erceg-Macvan-Bonsu-Jawai 9 yabancı.

Öncelikle Domercant ve Bonsu ile devam etmeyiz burası kesin gibi. Kalır 7. Gordon ve Jawai soru işaretleriyle dolu. Ben Jawai ile devam edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ya da yeni bir 5 numara görmek istediğimden olabilir. Macvan değiştirilebilir parçalardan. Erceg için anket yapılsa Domdom ve Bonsu ile kapışır gitmesi konusunda fakat Ergin hocanın vazgemeyeceğini biliyoruz. Hairston-Marko mevzusu çok merak edilesi. İkisini de çok seviyorum ancak buraya ikimizden biri fazla derler ya. Öyle bir şey varmış gibi. Şampiyonluk gelirse takımda kalabilir ikisi de. Hissiyatım o yönde. 5+2 mevzusu gelirse gidecek yerlilere pek üzüleceğimizi sanmıyorum. Furkan kalp kırıcı olabilir o kadar. Göksenin yeterli değil zaten. Eğer yabancı sayılacaksa Ersin'e de veda edilebilir gibi duruyor.

Arroyo-Koponen-Ender-Nikolov??
Gordon-Sinan
Marko-Hairston-Cenk
Erceg-Kaimakoglou-KG
X-Furkan

Koponen hakkında forumun yorumlarını gerçekten merak ediyorum. Basketbolunu çok beğensem de bir kırılganlık seziyorum. Tek korkum bu ancak Arroyo 30-35 dk süre alıp üstesinden geliyorsa Koponen ile 1 numarayı götürebilirler sanki.

En merak ettiğim konu ise 5 numara eklemesi. 5+2 zımbırtısı olursa seneye çok ilginç kadrolar görebiliriz kafa takımlarda.
 
Acaba bu bütçelerde sponsorlardan gelecek para dahil mi ? Örneğin kadın basketbol takımının bütçesi 4.5 milyon euro oluyor ama benim bildiğim kadarıyla Odeabank ile de yıllığı 2 milyondan 5 yıllık anlaşma imzalanmıştı.O parayı da eklersek bütçe 6.5 milyon euro seviyelerine geliyor.Bu sene gelecek olası bir şampiyonluk da ise bu bütçe daha fazla artabilir.
 
Arkadaşlar bütçemiz küçülmemiş tam tersi büyümüş...Bütçe ile gerçekleşen bütçeyi karıştırmayalım..Bu sene başında ayrılması planlanan bütçe..Ancak geçen senede bütçemiz 37 milyonken sakatlıklar yüzünden fazladan 7 milyon bütçe ayrıldı ve 44 milyona çıktı..Bu sene ise 40 milyon olarak belirlenmiş ki bu geçen sezon başı bütçeye göre 3 milyon fazla demek...Bunun içerisinde beklenen sponsor gelirlerinden tut, beklenen deplasman giderlerine kadar her türlü kalem bulunur..Sene sonunda tekrar hesaplar toplanır ve gerçekleşen bütçe belirlenir...Sponsor geliri için mesela senelik 3 yazılmıştır 10 gelirse oda bütçeyi arttırır... Mali Müşavir arkadaşlar çok daha güzel anlatırlar ..Benim yanlışım eksikliklerim olabilir...
 
Koponen avrupa şampiyonası'nda çok iyi oynamıştı. Kritik anlarda yolladığı üçlükler akıllarda. Şut bazında mahçup etmez. Takım yönetme konusunda da eksik kalan tarafı yok bence. Nba draftında ilk turlardan seçilmişti sanırım. Savunması tartışılabilir. Zaten burada taraftar olarak Jackson'ı istiyorsak savunmayı ön planda tuttumuz için, en azından ben öyle düşünmekteyim.

Nikolov makedon vatandaşlığından çıkmamış mıydı? öyleyse devşirme sayılmamalı. Bu sene oyalıyorlar büyük ihtimal seneye oynatırız. Ergin Ataman bu konu için ağırlığını koymalıdır.
 
Yeni sistemde devşirmeler de yabancı sayılacaksa önemli bir avantajımızı kaybederiz. Ersin bana göre geçen yıl ki şampiyon kadronun en önemli 3 isminden biriydi. Yerli rotasyonumuzunda en önemli parçası diye düşünüyorum. Umarım karar bu yönde olmaz.
 
Sadece Dudley avantajını kaybedeceğiz diye yabancı sınırı değişecekken sunulan devşirme şartını reddedecek değiliz,Dudley maksimum 1 ya da 2 sene daha oynar bu seviyede sonra ne olacak? Asıl avantajını kaybedecek olan sene başında yerli olduğu için Simmons ile sözleşme uzatan Banvit ve Emir'li Fenerbahçe Ülker olur ki aslında burada avantaj kaybetmek diye bir şey de söz konusu değil bence.
 
Kerem Kanter antrenmanlara çıkıyor takımla. Dün oynanan hazırlık maçında da süre almış, 2 sayı üretmiş. Sözleşme imzalanacak gibi görünüyor.
 
Arroyo - Zisis - Gordon - Hairston - Marko - Erceg - Pleiss olabilir mesela. Gordon da problem varsa Goudelock yada Langford zorlanabilir. Erken daha bunlari konusmak icin.


iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 
Ben de dayanamadım, bir kadro yapayım dedim. Bütçe ne olur, nasıl bir politika izleriz, tabi bunu kestirmek güç. Ama gönlümden geçeni bir yazayım.

Kadro planlamasını düşünürken önümüzde iki adet belirsizlik var; yabancı sınırlamasında yapılması muhtemel değişiklikler ve sezon sonunda bitecek olan sponsorluk anlaşmamız. Bu iki belirsizliğin bizi fazla etkileyemeyecek şekilde sonuçlandığını, yani sponsorluğun en az şu anki seviyede kaldığını, ve yabancı sınırlamasının konuşulduğu gibi 5+2 şeklinde olmasa bile, 4+2 şeklinde değiştiğini varsayarak bir fikir jimnastiğine girersek;

Takımda eksiklikleri doğru tespit etmek adına lig üzerinden değil de Euroleague üzerinden gitmek daha mantıklı gibi geliyor. Çünkü o standartlarda eksikliklerimizi giderebilirsek, ligde her ne kadar yerli faktörü devreye girse de, ki o konuda da yabancı sınırlamasının değişmesi halinde bu faktörün önemi biraz daha düşecek, sorunlar daha iyi çözülmüş olur.

•Hücum: Normal sezon ve Top 16 verilerini birlikte düşünerek hareket ettiğimizde, Euroleague'in en çok skor üreten takımları arasında olduğumuzu söyleyemeyiz (#12). Ancak Top 16 verilerinden hareket edersek, bu konuda 16 takım arasında kendimize beşinci sırada yer buluyoruz. Önümüzde olan takımlar Real Madrid, CSKA Moskova, Maccabi Electra ve Barcelona. Ancak burada en önemli sıkıntımız skorun bazı oyuncuların çok üstüne binmesinden kaynaklanıyor. Arroyo, Erceg ve Hairston'ın burada öne çıktığını görsek de Arroyo dışında istikrarlı olarak bunu sürdürebilen bir oyuncumuz yok. Örneğin Erceg, 13.8 Sayı ortalaması ile Top 16'da oynasa ve çok iyi maçlar çıkarsa da geride kalan 13 maçta 7 kez çift haneleri görürken, 6 kez beklentilerin altında performanslar ile seyretti. Kaldı ki işin savunma tarafında takıma verdiği zararlar da var. Keza Hairston'ın da skor anlamında pek istikrarlı bir görüntü çizmediğini görüyoruz.
Durum böyle iken seneye yapmamız gereken ana transferlerden biri kesinlikle takıma saf skorer birini katmak. İki sene önce bu amaçla Domercant transferi yapılmıştı, ancak bir türlü o verimi alamamıştık. Eldeki kadroda bu özelliklere sahip bir oyuncumuz bulunmuyor. Jamont Gordon bu yükü hafifletse ve çok önemli bir oyuncu olsa da, bu konuda bir eksikliğimiz olduğu aşikar. Ayrıca pota altına da bu yükü paylaşacak, istikrarlı katkı verecek isimler bulmanın gerekliliği de ortada.

•Ribaund: Top 16'da en kötü ribaund alan üç takımda biriyiz. Arkamızda sadece Anadolu Efes ve Maccabi Electra var. Özellikle de defansif ribaund konusunda ciddi sıkıntılar çekiyoruz. Pota altı oyuncularımızdan Furkan hariç hiç birinin bu konuda yeterli agresifliği göstermediğini görebiliyoruz. Bonsu ilk geldiği zamanlarda bu konuda oldukça etkili olsa da, ilerleyen süreçle beraber sakatlık geçmişi nedeniyle zorlanmaya başlayınca o etkinliğini kaybeden bir görüntü çizdi.
Bu anlamda özellikle yeni sezonda pota altına yapılacak takviyelerde dikkate alınması gereken konuların başında ribaund özellikleri geliyor.

•Savunma: Her ne kadar kötü bir savunma takımı olduğumuz söylenemese de, oldukça iyi savunma yaptığımız maçlar olsa da Top 16'da geride kalan 13 maçta ortalama 77,1 sayı yiyoruz. Bu da en çok skor üreten beşinci takım olmamıza rağmen, neden yedi mağlubiyet aldığımızın bir göstergesi. Tabi oldukça yakın geçen ve son anlarda kaybettiğimiz maçlar var, ancak geride kalan maçlarda yedi kez 75 sayı ve üzere yemişiz. Burada iki sıkıntımız göze çarpıyor. Biri pota altı savunmasında yaşadığımız sıkıntılar, diğeri ise delici kısalara karşı yaşadığımız sıkıntılar. Javtokas, Krstic, Kaun, Sofoklis, Lauvergne, Tyus, Reyes, Slaughter, Bourousis.. Kısacası hemen hemen her tür uzuna karşı zor anlar yaşadık. Atletik özellikleri yüksek olan uzunlara da, ayak çabuklukları iyi olan uzunlara da, pota altı oyunları ile sayı bula uzunlara da. Kısa savunmasında da özellikle tek Hairston'a kaldığımız uzunca maç dönemlerinde sıkıntılar yaşadık. Hickman'ın, Sergio Rodriguez'in oldukça iyi performanslarını gördük.
Özellikle pota altında beş numara tercihimizi orayı kapatabilecek, ayak çabukluğu olan, savunmada yardımlara gidebilecek bir isimden seçmemiz gayet yerinde olacak gibi gözüküyor. N'Dong bize bu anlamda çok fayda sağlıyordu.

Bunların yanı sıra top çalma ve blok alanlarında Euroleague'in en zayıf takımlarından biri konumunda iken, takımımız en çok üçlük kullanan takım olmasının yanı sıra, en çok isabet de bulan ikinci takım konumunda.

Bir de her zaman dile getirilen bir Arroyo'yu dinlendirme problemimiz var. Seneye çözülmesi gereken konuların başında geliyor. Arroyo bu takımın tartışmasız lideri ve en iyi oyuncusu olsa da, ona bu kadar yük bindirmek çok doğru gelmiyor. Bu sebeple iyi bir oyun kurucu ile onu desteklemek, zaman zaman dinlendirmek son derece önemli. Ayrıca seneye bir yaş daha yaşlanacağını dikkate almamız gerekecek.

Tüm bunların ışığında, kafamda şu tarz bir kadro planlıyorum;

PG; Carlos Arroyo, "Nikos Zizis/Aaron Jackson/Earl Calloway", Ender Arslan, Kristijan Nikolov
SG; "Jaycee Carroll/Andrew Goudelock", Sinan Güler, Göksenin Köksal
SF; Malik Hairston/Manuchar Markoishvili, Cenk Akyol
PF; "Luigi Datome/Andreas Nocioni/Justin Doellman", Ersin Dağlı, Kerem Kanter
C; "Joffrey Lauvergne/Tibor Pleiss/Lamont Hamilton/Shawn James", Furkan Aldemir, Sertaç Şanlı

Kadroda sil baştan yapılacak bir durum yok zaten. Sadece 3-4 tane ekleme yapılması lazım. Arroyo'yu dinlendirdiğimizde takım organizasyonlarını sağlayacak, gözümüzü arkada bırakmayacak bir oyun kurucu; takımın ana skor opsiyonu olacak gerçek bir skorer; hem dış şut tehdidi olan hem de ribaundlarda etkili, hareketli bir uzun forvet; ayakları çabuk, ribaund konusunda fark yaratacak bir pivot. İsimleri kendi tercih sıralamama göre yazmaya çalıştım. Şu durumda benim kafamı karıştıran tek durum kısa savunmasında zaafiyet yaşama ihtimalimiz. Ama saf skorer ihtiyacımız bana daha elzem geliyor. Bu savunma sıkıntısını arkaya ayakları çabuk, yardıma gidebilecek bir uzun koyarak veya oyun kurucu tercihini savunma yönü de kuvvetli bir isimden yaparak daha iyi bir hale getirebiliriz.
 
Andrew Goudelock maç maç sayı olarak yüksek rakamlar var ama yüzde olarak o seviyelerde değil sanırım çok fazla top kullanıyo gibi ve bu takımı düzen dışına çıkarmaz mı? aynı zamanda sakatlığını tamamen atlatmış bi gordon bize faydalı olmaz mı?
 
Andrew Goudelock maç maç sayı olarak yüksek rakamlar var ama yüzde olarak o seviyelerde değil sanırım çok fazla top kullanıyo gibi ve bu takımı düzen dışına çıkarmaz mı? aynı zamanda sakatlığını tamamen atlatmış bi gordon bize faydalı olmaz mı?

Doğru şut sayısı fazla, EuroCup'ta maç başına 15 civarı top kullanıyor. Bizde ise en çok şut kullanan isim Arroyo, o da maç başına 12 şut falan kullanıyor. Ama ben bunun dizginlenebilir bir durum olduğunu düşünüyorum, sonuçta Gordon da set dışına çıkıp, ekstra işler yapmaya çalışan bir oyuncuydu. Ama onun o ekstra hareketleri zaman zaman bize zarar verse de, dizginlebildiğinde takımın en önemli silahlarından biri haline geliyordu. Goudelock da oldukça fazla şut kullanıyor olabilir, ama biz bunu kendi düzenlerimizde biraz daha aşağı çekebiliriz. Böyle bir skorer ihtiyacımız var.

Gordon bu takımın en değerli parçalarından biri olsa da, son iki senede yaşadığımız sakatlık konuları beni tereddüte düşürüyor. Bu sebeple Carroll ve Shawn James'e de şüpheyle bakıyorum aslına bakarsak.
 
Andrew Goudelock maç maç sayı olarak yüksek rakamlar var ama yüzde olarak o seviyelerde değil sanırım çok fazla top kullanıyo gibi ve bu takımı düzen dışına çıkarmaz mı? aynı zamanda sakatlığını tamamen atlatmış bi gordon bize faydalı olmaz mı?

Goudelock son maçlarda benimde kafamı çok karıştırdı kardeşim...Ancak Eurocup çeyrek ve yarı finalden önce yüzdesi oldukça iyiydi...VTB'de %56.8 ikilik %43.5 üçlük yüzdesi çok iyi...Sayı krallığındada ikinci sırada...Eurocup'ta iki %48.6 ve üç %41.1 (Son üç maçı atarsak bu yüzde daha yüksek) ve 420 sayıyla en çok sayı atan oyuncu...Çok iyi bir ortalama bu kadar çok top kullanan bir oyuncu için...Benim yüzdesinden çok endişem Burak'ında endişe ettiğini belirttiği gibi kısa savunmasında yaşanabilecek zaafiyet...Belki Real, Barca gibi uzun rotasyonları ile bu zaafiyet giderilir ama bizim alacağımız iyi bir uzunla, Eurolegue seviyesinde kısa rotasyonundaki savunma zaafiyetinin giderilebileceğini düşünmüyorum...

Arroyo'nun yanına iki sağlam savunmacı eklenmesinden yanayım...SG ve SF'de bir skorere daha ihtiyacımız oldu ayan beyan ortada üst seviye takımlarla mücadele edebilmek için...Sağlıklı bir Gordon bu konuda en iyi aday...Gordon'un defoları var tabi özellikle kontrolden çıkıp tercih hataları ve istikrarsız şutu handikap ancak diğer tüm özellikleri NBA seviyesinde(savunma-güç - atletizm- penetre) ama bu özelliklerinin tamamı atletik yeteneklerine dayanıyor...Sakatlığıda atletik yeteneklerine zarar verebilecek bir sakatlık, en azından bir süreliğine...Bağ operasyonlarından sonra hemen eski haline dönen oyuncu sayısı çok az...Çok iyi takip edilmesi ve sezon başı kontrol edilmesi gerekiyor...Bu da forumda bizim karar verebileceğimiz bir konu değil... Kim var bu tarz hem hücumda çok opsiyonlu hemde savunmada iyi Avrupa'da ya da NBA'den alınabilecek, kolaya kaçmayıp biraz daha kafa patlatmak lazım bence...
 
Cenk Akyol---->Fenerbahçe

Bir Fb'li arkadaşımdan, Ne kadar doğru bilmiyorum ama Obradovic'te beğendiğini söylemişti.

Yukarıda Goudelock ismi geçiyor. (Sevdiğim bir isim) Sezon içinde Anton Gavel ismi geçiyordu bizimle. Gavel'de düşünülebilir aslında. Kötü oyuncu değil.
 
Krstic gelirse sakin olsun herkes birbirimizi kesmeyelim. :)

Furkan-Krstic rotasyonu Kaun-Krstic etkisi yapar. Bonsu-Furkan hemen hemen aynı hücumu oynayan hatta bazen onu da oynayamayan oyuncular.
 
Vermişler çoşkuyu :)

------------------------------------------

Cimbom'a dev pivot


Galatasaray Liv Hospital, gelecek sezon Euroleague'e katılabilirse Avrupa'nın parmakla gösterilen uzunlarından birini İstanbul'a getirecek: Nenad Krstic

10.04.2014 - 16:52



Potada 23 yıl sonra yakaladığı şampiyonluğun ardından Avrupa'da da başarı isteyen Galatasaray büyük oynuyor... Cimbom kadrosunu güçlendirmek ve Final-Four'a kalabilmek için dev bir ismin peşine düştü. O da CSKA Moskova forması giyen Nenad Krstic.

Bu sezon başında Barcelona'dan Nathan Jawai'yi transer eden sarı-kırmızılılar bu oyuncunun beynine emboli gidince şok yaşamıştı. Ardından kadroya katılan Pop Mensah-Bonsu önemli miktarda katkı verdi ancak kronik sakatlığı nedeniyle önümüzdeki sezon kadroda düşünülmüyor.

GÖRÜŞMELER OLUMLU

Galatasaray Liv Hospital pivot bölgesini güçlendirmek için tek isme odaklandı o da Nenad Krstic. CSKA Moskova'nın dev pivotu ile ilk temas İstanbul'da kuruldu. Rus ekibiyle aynı grupta bulunan Cimbom'da yöneticiler, Sırp yıldızın menajerleriyle masaya oturdu. Görüşmelerin hayli olumlu geçtiği kaydedilirken Nenad Krstic ile para konusunda bir pürüz olmadığı belirtildi. Krstic ve menajerlerinin şartı ise Galatasaray Liv Hospital'ın Euroleague'e katılması. Ünlü basketbolcunun menajerleri "Bizim açımızdan bir sorun yok. Nenad da İstanbul'da oynamaya sıcak bakıyor. Euroleague'e katılırsanız bu iş olur" ifadelerini kullandı.

TARAFTARA HAYRAN

Nenad Krstic'in Galatasaray Liv Hospital'in teklifine olumlu yaklaşmasındaki en önemli etkenlerden biri de sarı-kırmızılı taraftarlar. Abdi İpekçi'de her Euroleague maçında inanılmaz bir atmosfer oluşturan Galatasaray taraftarına hayran kalan Krstic böyle bir topluluk önünde oynamaya can attığını ifade ediyor.

KRSTİC KİMDİR?
BOY: 2.13
KİLO: 120
DOĞUM TARİHİ: 25 TEMMUZ 1983

Avrupa basketbolunun fabrikalarından Partizan'ın bir ürünü olan Nenad Krstic ardından NBA'de şansını denedi. New Jersey Nets, Oklahoma City Thunder ve Boston Celtics formaları giyen Krstic ardından 2011'de Avrupa'ya CSKA formasıyla geri döndü.


3puan.com
 
Kristic'in ismi bile heyecanlandırıyor. :) Bu hafta bir aksilik olmaz da Top 8'e çıkarsak ve seneye EL'ye katılma hakkı elde edersek FBÜ ve Efes'ten daha iyi bir takım kuarabileceğimizi düşünüyorum. Bir tarafta yıllardır para saçıp hiçbir başarı elde edemeyenler, diğer tarafta katıldığı her iki sezonda da ciddi kazanımlar elde edip EL'nin rengi olmuş bir Galatasaray... Bu tablo transferde işimize yarayacaktır. :)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Üst