Kafamda çok fazla şey var, toparlayabilsem belki blog yazısı da yazarım. O zamana kadar buraya içimi dökmüş olayım.
Sabah
şu haberi gördüm, özetini okudum gerisini ise mutsuzluktan okuyamadım, kapattım.
"Kadına şiddet yüzde 1400 arttı."
İnsanlar potansiyellere bu kadar kör nasıl oluyor anlamıyorum. Bu kadar sığ görüşlü insanlarla yaşamak, onların arasında etkisiz eleman olmak, kararlarını kabul etme zorunluluğunu taşımak beni çok yoruyor.
Kadın takımımız, sınırlı imkanlarla, 2013-2014 sezonunda Avrupa'nın en prestijli kupasını kazandı.
Kadın takımımız, Avrupa arenasından mücadele etti; büyük denizde. Galatasaray Kadın Basketbol Takımı... Türkiye asıllı bir takım, Galatasaray Kadın Basketbol Takımı, kulüpler bazında en büyük kupalarından birini bu ülkeye ilk getiren takım oldu.
Kadına şiddetin yüzde 1400 arttığı bir ülkede, kadınlar tarih yazdı. Tarih yazdı ama kimin umrunda? Bundan öte daha ne yapması gerekirdi bu ekibin en ufak fikrim yok. Taraftar olarak hissettiğim şey gururdan ziyade artık utanç. Kulübün, kadın takımına olan tavrından ben artık utanıyorum; etkisiz eleman olmama rağmen.
ABD'de
To Write Love On Her Arms (kollarına aşk yazmak) diye bir organizasyon var. Bunalımda, intihara yatkın ya da bağımlılığı olan insanlara yardım etme amaçlı kurulmuş. Müzisyenlerle, oyuncularla vb. ünlü kişilerle çalışıyorlar ve uçurumun sonuna yaklaşan insanlara umut veriyorlar, hayata tutunmalarını sağlıyorlar. Konserler oluyor, para toplanıyor, gençlere yardım ediliyor. Bir ara
It Gets Better (daha iyiye gidecek) diye bir proje çıktı ve inanılmaz büyüdü. Bu proje, kimlik bunalımı çeken ve yine yaşamaktan ümidini kesmiş genç eşcinseller içindi. Bir sürü ünlü birey video çekip "Şimdi zor zamanlar yaşıyorsun ama gün gelecek ve her şey daha iyiye gidecek" mesajları verdi. Çünkü her bir hayat değerli, dokunulan her bir hayatın önemi var. Peki kadın takımı ile alakası ne? Alakasına şimdi geleceğim.
Bakmakla görmek arasında muzzam bir fark var. Galatasaray Kadın Basketbol Takımı'nın temsil ettiği bir takımdan fazla, kazandığı her kupa bir kupadan öte umuttur. Bazı şeylerin yokuş aşağı gittiği, ısrarla umursanmadığı ülkemde, iyiye gidebilecek kısımlarının tohumudur 2013-2014 sezonu. İnsanlar ölçebildikleri şeyleri ciddiye almayı seveler. Kazanılan 3 kupa ise ölçülebilir bir başarı, bir örnektir; "vazgeçmezsen kaybetmezsin, vazgeçmezsen başarbilirsin"in kanıtıdır. Geleceğinden ümitsiz olan, bir şeylere başlamaya cesaret edemeyen gençlere ilham olabilecek bir hikayedir... ya da hikaye idi. Sosyal sorumluluk projelerinde duyarlı olduğunu savunan kulübümüz bu fırsatı da es geçti.
"Galatasaray kadın basketbol takımı kıvanç duyduğumuz bir takımdı. Ancak, biraz masraflı bir takım oldu sanki." diye seçim açıklaması yapan başkanımız ve bol keseden prim sözü veren Ünal Aysal sağ olsun. Kadın takımımızın başarısı, yukarıda bahsettiğim projelere dönebilir, kaderi başkaları tarafından çizilen gençler için bir "acaba?" olabilirdi. Kariyerinin dibini görüp, zirvesine çıkan, elimizden kaçırdığımız değer Işıl Alben'den ilham alıp basketbola başlayan, Nevriye Yılmaz olmak isteyen genç kızlar varken, Galatasaray "
Spor Kulübü", fark yaratmak ve hayatlara dokunmak adına eline geçen en büyük fırsatlardan birini tepmiştir, işin daha acısı bunun farkında bile değildir.
Sporun her branşına öncülük etmesi gereken, kültürünü tabana benimsetmesi beklenen Türkiye'nin en büyük kulüplerinden Galatasaray ve küçülme döneminde en büyük başarıya imza atmış takımı için "biraz masraflı oldu sanki" açıklamalarıyla seçilen yöneticileri... Hepsinden inanılmaz sıkıldım.
[Dipnot: Kibarlığı bir seviye aşağı indirip, içimden geldiği gibi bir ek yazmak istiyorum. Aynı şeyleri duymaktan çok sıkıldım. Moderatör arkadaşlar isterse silebilirler.]
"Omo kodonlor boskotbol oynoyomoyorlor" diyeni de çok görüyorum. Rekabet yokmuş, smaç basamıyorlarmış vs. vs. Zannedersin madalyalarla, kupalarla dolu odası var herifin, hobi niyetine gidiyor öğlenleri belediyenin sahalarında smaç basıyor. Tekerlekli sandalye basketbolunda da smaç basan yok, ihtimal de pek yok. Ne yapalım şimdi, ligi mi toptan kapatalım? Hepinize inanılmaz uyuz oluyorum.