2024-2025 Kadın Voleybol Takımı (Galatasaray Daikin)

Şu noktadan başlayacağım. Forumda seviyenin yükselmiş olması salt keyif unsuru. Zira, Gsbasket 25 yıldır var ve 2000'ler keza 2010'larda içerikler böyle konuşuluyordu. Bu yaklaşım sürdüğü müddetçe, troll de tahrik için daha etkin çaba göstermek zorunda kalır; yapay zeka botu da taramasını yazılanların seviyesini baz alarak yapar.

2019-2020 sezonunda Galatasaray'ın erkek basketbol, kadın basketbol, erkek voleybol, kadın voleybol, erkek sutopu ve kadın sutopunda mücadele ettiği ve edebileceği tüm yerel ligler ve Avrupa liglerinde şalter kapatıldı. 2 yıl boyunca pandemiyle yaşamış insanlar ya sürekli üstüne gidecek, ya da eski normal varmış gibi devam edecek. İkinci yaklaşımın modernitenin bugünkü gerçeklerine uyum için tercih edildiğini görüyor ve anlayarak vurgumu son kez yineliyorum. İlk konvansiyonel krizde, para akışı tak diye kesildiğinden beyaz sezon ilan edilen sporlar ve organizasyonları profesyonel değildir. Sırbistan'da neredeyse erkek basketbol ligi yok, Londra Avrupa'nın ikinci kupasını kazanan kadın basketbol takımını kapattı, Londra Avrupa'nın ikinci kupasında yarı final oynayan erkek basketbol takımını Avrupa'ya göndermedi, Rus takımları neden Avrupa'da yok belli değil, İsrail takımları neden Avrupa'da var belli değil, bir Dubai takımı nasıl bir Doğu Avrupa liginde oynuyor, Beşiktaş'ın erkek voleybol takımı yok diye sıralar dururum bir çırpıda. Fakat, kimseyi pandemiye daha fazla döndürmeyelim ve burada kalalım insanlar bu yaklaşımla hareketli kalabiliyorsa. Ha, amatör kadın basketbolda dibine kadar başarılıyız bence. Dibine kadar tatmin oldum ben 2014'te Fenerbahçe galibiyetiyle gelen Euroleague şampiyonluğundan. Kulüp de son 16 sezonda 5 Avrupa kupası kazandı bu branşlarda. Branş profesyonel ve biz başarısızız demek insanları yatırım için başarıyla provoke edebilir fakat somut görüntünün anlatımı olmaz.

Bir de şu var. Boskovic bahsi hem Galatasaray hem de Türk milli takımına dair benim için de heyecan verici anlatı. Fakat reel-politik ve yumuşak güç kavramı üzerinden; Bosnalı Sırp Boskovic'in 2012 sonrası bir tarihte Türk olması ya da Bosna Sırp Cumhuriyeti vatandaşı Boskovic Sırbistan'da oynuyorken, Kübalı Vargas'ın Sırbistan'ı seçerek Boskovic'i yerine göre yedek bırakması söz konusu ihtimaller değildi. Amatör branş kadın voleybol günden güne popülerleşiyor, amatör branş kadın voleybol Akdeniz çanağı-Doğu Avrupa-Balkanlar kesişimi için devletler adına yumuşak güç ögesi. Bunlar birbirinin tezatı değil ve reel durum.
 
Voleybol Magazin | ÖZEL HABER

Fenerbahçe Medicana’nın ardından oynadığı Aydın Büyükşehir Belediyespor ve Türk Hava Yollar maçlarını da kaybeden Galatasaray Daikin’de yönetimin alınan mağlubiyetlerle ilgili başantrenör Guillermo Naranjo Hernandez’den rapor istediği öğrenilirken diğer yandan gelen duyumlara göre Galatasaray Daikin’in İtalyan başantrenör Marcello Abbondanza’nın menajeri ile iletişim kurduğu öğrenildi.

Şuan Güney Kore’nin Pink Spiders takımını çalıştıran Marcello Abbondanza geçmişte Türkiye’de Türk Hava Yolları ve Fenerbahçe Grundig takımlarını da çalıştırmıştı.
 
NBA en büyük spor ekonomisi ve WNBA'in ekonomik gücü gittikçe artıyorken basketbol en az erkek futbol kadar PROFESYONEL bir spor branşıdır.

DÜNYA genelinde basketbol ve voleybolun en az erkek futbol kadar PROFESYONEL bir spor branşı olduğu herkesin kabul ettiği BİLİMSEL bir gerçektir.

Pandemi döneminde erkek futbol maçlarının seyircisiz oynandığını ve bundan dolayı kulüplerin ekonomik anlamda zor durumda kaldığını da belirtmek istiyorum.

Ayrıca pandemi döneminde salon sporları olan basketbol ve voleybol KAPALI alanda oynandığı için sezonun iptal edilmesi kadar doğal bir şey de yoktur. Bu durum basketbol ve voleybolun amatör bir spor branşı olduğunu göstermez.
Erkek futbol maçlarında ise maçlar açık alanda oynandığı için liglerin seyircisiz oynanmak şartıyla devam ettiğini hatırlatmak isterim.

Ek olarak Avrupa Süper Ligi'nin kurulması erkek futbolda ekonomik sürekliliğin artık sağlanamadığını ve bu argüman üzerinden basketbol ve voleybolun amatör bir spor branşı olduğu argümanının da doğru olmadığını gösteriyor.


Saygılarımla.
 
Son düzenleme:
Voleybol Magazin | ÖZEL HABER

Fenerbahçe Medicana’nın ardından oynadığı Aydın Büyükşehir Belediyespor ve Türk Hava Yollar maçlarını da kaybeden Galatasaray Daikin’de yönetimin alınan mağlubiyetlerle ilgili başantrenör Guillermo Naranjo Hernandez’den rapor istediği öğrenilirken diğer yandan gelen duyumlara göre Galatasaray Daikin’in İtalyan başantrenör Marcello Abbondanza’nın menajeri ile iletişim kurduğu öğrenildi.

Şuan Güney Kore’nin Pink Spiders takımını çalıştıran Marcello Abbondanza geçmişte Türkiye’de Türk Hava Yolları ve Fenerbahçe Grundig takımlarını da çalıştırmıştı.
Abbondanza çok iyi hoca. Ben açıkçası Hernandezi normalde çok beğenirim. Ama bu sene değişiklik yapamıyor sanki. Elinde Kalandadze gibi bir oyuncu var kullanamıyor. Orta da Timmerman’ı her maç oynatıp gereksiz yordu sakatlandı kız. Çok beğendiğim bir koç normalde ama bu sezon olmuyor sanki.
 
-Galatasaray, Amerika kıtasında hiç var olmuş mudur?
-Erkek futbolcuların uçak, otobüs ve soyunma odasında bir tabur insan formunda bir arada olması; saatlerce temaslı bir spor icra etmesi prekarya futbolcuların sağlığını finansa baskın kılmakta mıdır?
-Esas bombaya geliyoruz, sosyal bilimler bilim midir? Bold yazınca Gsbasket'teki cümle bilimsel olur mu? :)
 
Söz konusu antrenör değişikliği yaşanacaksa da salt kulübe gelen paranın dönmesi gerekliliğine yorarım. Bu iki isim değil de alelade bir antrenörle dahi bu takım yerel ligde 5. olup, Challenge Cup'ta da yarı finalde Roma ya da Chieri'ye elenir zaten. Gelecek sezon Cev Cup katılımı normal olur. Bu sezon Challenge Cup'sa salona gelen Galatasaraylı insanlar sevinerek ayrılsın; finalde eş dost görelimden fazla iştah kabartmıyor.

Kabul gören hedef koyuldu mu ki, üzerinden antrenör yargılanabilsin?
 
Abbondanza'nın doğru seçim olduğu kanaatine değilim. Takım ligde favori kadrolardan biri değil, Abbondanza nispeten favori kadroları potansiyelinde oynatarak başarı kazanmış bir koç bizim gibi potansiyelli bir takımı bir üst seviyeye çıkarabilecek ve artık yarışmacı bir ligde koç olabilecek biri olduğunu düşünmüyorum. Hernandez hamlesiz bu seviyelerin koçu değil derken Abbondanza bir bir buçuk senelik bir maceradan öteye geçmez.
 
Bold yazı tipini kullanmak suretiyle yorum yazmanın sebebi yazılan yorumun bilimsel olduğunu göstermek değildir,yazılan yorumun önemini vurgulamaktır.😂

Avrupa Süper Ligi'nin kurulması erkek futbolun ekonomik süreklilik sağladığı için PROFESYONEL tek spor branşı olduğu argümanının yanlış olduğunu BİLİMSEL olarak ispat etmektedir.

Saygılarımla.
 
Son düzenleme:
3 Kasım tarihinde, geniş bir şekilde Hernandez yorumumu yapmıştım. Kim gelir kim gider bilemem ama geçen yıllarda berbat transferler sonucu geçen sezon düşme potasında görünen takımımızı alıp son maça kadar 5.lik kovalayan yine Hernandez idi. Geçen yıl, handikaplı kadrodan, Logan'ı pasör çaprazı olarak kullanması, oldukça riskli ama bir o kadar da başarılı bir hamle idi.

Bu sezon, Fener maçına kadar iyi giden takım, bir anda ne oldu da ters yüz oldu, bu tam bir bilinmeyen ve deyimi yerindeyse bu işte bir çapanoğlu var gibi görünüyor. Herkes Bongaerts övgüsü yaparken, onda da bir düşüşün olduğunu yazmıştım. Nitekim son maçta da birçok pas'da İlkin havada asılı kaldı ve Alexia da istediği topları alamadı.

Özetlersek;
1- Geçen yıl'ın en başarılı blokçularından Yasemin Güveli, ligde oynanan tüm maçlar dikkate alındığında, neden hücumda iyi performans sergilerken, henüz geçen yılın blok performansında istenen düzeyde değil?
2- İlkin, servis performansını hala niye oturtamadı? Hücum performansı iyi görünmesine rağmen, hala beklenen (%30) etkinliğe neden ulaşamadı? Ligin ilk maçlarında kötü kusursuz servis karşılama performansının nedeni ne idi? Son maçta çarpışma sonucu sakatlanmasına ve maç sonuna kadar seke seke oynamasına ve ara ara masajla tedavi görmesine rağmen neden değişiklik düşünülmedi?
3- Ligin ilk iki maçı ve Fener maçı haricinde, Lazovic'in kötü hücum performansı nasıl açıklanabilir? Hal böyle iken, neden ısrarla Kalandadze'den faydalanılmadı?
4- Kalandadze'nin sadece Avrupa maçlarında tercih edilmesinin ardındaki ana neden nedir?
5- Ayçin, en iyi serviscilerden biri olmasına rağmen, bu alandaki düşüş neye bağlanıyor?
6- Sarıyer bir yana, Alexia'nın, Fener ve THY maçlarındaki son derece zayıf performansı nasıl açıklanabilir?
7- Eylül, son THY maçında, niye hiç olmadığı kadar düşük servis karşılama yüzdesi ile oynadı?
8- Timmerman ne zaman geri dönecek? Sakatlık durumu nedir?
9- Ceylan'dan ne zaman faydalanılacak? Bu oyuncunun durumu nedir?
10- An itibarı ile, mevcut kadro yeterli görülüyor'mu? Gerçek bir geniş kadro için, takviye düşünülüyor'mu?

Fener maçı sonrası yorumumda, garip bir şekilde yaşanan düşüşün devam etmemesi adına, oyuncu ve teknik heyetin bir araya gelerek, nelerin yanlış gittiği konusunda bir çalışma yapması gerektiğini söylemiştim. Belli ki ya yapılmadı yada yapıldıysa bile bir faydası olmadı. Bu durumda psikolojik etkenlerin de önemli olduğunu düşünüyorum. Hiç normal bir durum değil ve takım hemen toparlanmalıdır. Aksi halde bunca deli sorular içerisinde başarısız sonuçların devam etmesi halinde, mutlaka bazı radikal kararlar alınmalı. Artık fatura kime yada kimlere kesilecekse....
 
Abbondanza'nın doğru seçim olduğu kanaatine değilim. Takım ligde favori kadrolardan biri değil, Abbondanza nispeten favori kadroları potansiyelinde oynatarak başarı kazanmış bir koç bizim gibi potansiyelli bir takımı bir üst seviyeye çıkarabilecek ve artık yarışmacı bir ligde koç olabilecek biri olduğunu düşünmüyorum. Hernandez hamlesiz bu seviyelerin koçu değil derken Abbondanza bir bir buçuk senelik bir maceradan öteye geçmez.
Abbondanza aslında Thy yatırım yapıcaz Avrupanın en iyisi olacaz dediği sezon takımı çok iyi yönetti o gidince takım dağıldı.Fener de Abbondanza ve Terzic hiç sevilmez ama onlar olmasa şuan ki kadro olmazdı bu ikili çok katkı da bulundu.Bizde ama bence de Hernandez Ataman hoca gibi hocalar daha mantıklı.
 
Taktik olarak Hernandez yetersiz diyen sayfalar gördüm asla katılmıyorum.Potsdam da elinde ki bütçe ile Almanya ligin de şampiyonlar ligin de mucizeler yarattı.Amerika liginden bu yaz ciddi teklifler geldiğini ama sözleşmesi olduğu için gidemeyeceğini söylemişti takım menajerimiz.Bence kaliteli bir hoca ama asla eski sezonlarda ki gibi oyuncularını kullanamıyor.Garantici yaklaşıyor buda bize eksi yazıyor.
 
Her ne kadar sevilmese de ben Ataman hocayı çok beğenirim.Alper Hamurcu ve Ataman hoca Ferhatla beraber en beğendiğim Türk koçlardır.Ataman hoca ne zaman düşük bütçeli bir kadro verilse elinde ki kadroyu çok iyi kullanıyor ne zaman bütçe verilse isteneni veremiyordu.Hernandez de aynı enerjiyi veriyor.
 
Hala hayallerde yüzenler var. Nba i baz alıp avrupa basketbolu hakkında çıkarımlarda bulunuluyor. Neymiş amerikada Nba oyuncularına yüz milyonlarca eurolar veriliyormuş. Nba ile Avrupadaki basketbolu karşılaştırmak hakikaten gülünç geliyor bana. Nba en başta bir show ve her zaman farklı bir seviye. Zaten basketbolun beşiğide Amerika. Avrupa basketbolu ise ölü doğmuş bir organizasyon. Futbol kluplerinin yada bir kaç şirketin kendi reklamlarını yapmak için takıldıkarı bir platform. Real Madridi, Barcelonası, kızılyıldızı panası olimpiyakosu, Gs si feneri hep futbol klubu bir kaçta efes vs gibi marka reklamı yapmak için kurulmuş takımlar var. Voleyboldada benzer bir durum söz konusu. Her zaman dediğim gibi gerçek anlamda bir basketbol bir voleybol seyirciisi yok. Bu gözler steps nedir 3 metre kuralı nedir bilmeyen bir ton seyirci gördü. Hele maçlarda futbol marşları söylenmesi, devamlı ayakta futbol stadındaki gibi hoplamalar zıplamalar vs. Yani daha salon kültürü yok avrupada. Bu yüzden Nba le karşılaştırma yapılmasına sadece gülüyorum. Avrupada basketbol voleybol gelişecekse takımlar futbol klüplerinin boyunduruğundan kurtulmalı. Profesyonelleşilecekse avrupadaki her ülke bir eyalet gibi düşünülüp ona göre takımlar kurulmalı. Misal istanbul boğaları, berlin panzerleri gibi takımlar kuracaksın bunlar Nba deki gibi lig ve playoff usülü oynuyacak vs anca işte bu şekil pro olursun. Ama işte bunlar için Amerikadaki ilgi lazım büyük paralar lazım, avrupadaki seyirci potansiyeli ile bu imkansız. Misal Çin, kendi ülkesinde futbolu populer yapmak için bir ton para harcadı sonrasında zarar edildi şuan eskisinden daha kötü bir futbol ortamı oldu. Suudi arabistanda futbol için para harcıyor, ama sırf zarar ediyor, devlet kasasından karşılanıyor. Bugün esasında Tr için düşünürsek bırakın basketbolu voleybolu futbolda bile bütün takımlarımız zararda. Devlet kredi vermiyorum banka borçlarınızı hemen ödeyin dese bir çok klup kapısına kilit vurur. Futbol seyircisiyle basketbol voleybol vs için ütopik hayaller kurmak, hele hele NBA gibi organizasyonları baz alarak çıkarımlarda bulunmak tekrar ediyorum hayalciliktir. Tr yi geçtim avrupanın önde gelen ülkeleri ingilteresinde almanyasında bile bu sporlara ilgi çok alt seviyede. Misal ingilterede futbol klüpleri milyar eurolar değerinde, chelsea klubu son üç yılda transfere 1.4 milyar euro harcamış. Bu klüp istese basketbolda voleybolda avrupada yüz yıl tüm kupalara ambargo koyar ama yapmıyor neden çünkü popüler değil. Euroligte cev de fener şampiyon oldu bunu gidip sorsan londrada berlinde kimse sallamaz bilmez. Şuan chelsa si liverpolu unitedi istese 20 milyon euroya bir bayan voleybol takımı 80 ede bir erkek basketbol takımı kurar yıllarca tüm kupalara ambargo koyar. Üstelik baskette voleybolda her zaman koyduğun paranın karşılığını alırsın. Sonuçta 5-6 kişiyle küçük bir sahada oynuyorsun. Chelsea son üçyılda 1.5 milyar dolar harcadı tek bir başarı yok futbolda. Avrupada çokta konuşulmadığı gündem yaratmadığı halde fener camiasının efenim bakın euroligi kazandık cevi kazandık deyip üste çıkmaya çalışması avrupada kupa kazanıyoruz ülkenin reklamını yapıyoruz demeleri başka bir acizlik. Avrupada reklam şuan futboldaki başarılar ile oluyor. Bu yorumuma karşı çıkan arkadaşlara cevabım, yarın yönetim çıksa tüm camiaya önümüzdeki sezonki 100 milyonluk futbol transfer bütçesinin yarısını 50 milyon euroyu basketbola voleybola ayırıyorum bizim için bu branşlardaki Tr ve avrupa şampiyonluğu daha önemli dese, ortalık ana baba günü olur. Sadete gelirsek avrupada basketbol voleybol amatördür, kendi seyirciisi yok denecek kadar azdır.
 
Gsbasket'te seviyenin forumun takriben ilk 15 yılına erişmiş olmasının verdiği keyifle birkaç cümle daha kuracağım. Yarın takım, çok kuvvetle muhtemel hem geçen sezonun; hem de bu akşama dair 0 TL ücret ödeyerek izleyeceğim kadın futbol takımının intikamını alacakken sosyal bilimlerde yöntem tartışmasına girmeyeceğim. Ortada kayda değer bir güncel edim var zira.

Avrupa'da basketbol, voleybol, hentbol ve sutopunun finans yoluyla profesyonelleşebilmesinin tek yolu; toplumsal antropoloji ve anatomiyi baz alarak, başta Sırbistan ve Yunanistan olmak üzere Balkan-Akdeniz çanağı ülkelerinin fabrikalarla dolup taşması. Hali hazırda, bu branşların finansal akışı Çin'deki reel üretimin mevzu bahis ülkelerde bürokratlar üzerinden yarattığı iz düşüm yoluyla sağlanıyor. Bununla birlikte, İngiltere'yi bir parça ayırarak tüm Kuzey Avrupa ülkelerinin insanlarına siz neden bu sporların toplarını yaklaşık olarak bomba zannediyorsunuz diye sorulabilir. Boy kısmen benzer, endam kısmen benzer, Avrupa anlatımı kısmen benzer. Silaha ve ordu ya da ordusuzluğa gelince NATO, politik şemsiye noktasında AB; bu yapıların kaynağı olan merkez ülkelerin keşfedip kurguladığı kültürel alana gelince ise yok demek tutarlı olmuyor kabul edelim ki. Dünya'da keşfedilmiş herhangi bir üretim ya da kültür ögesine dair boy verememek kimse adına seçenek değil.

Galatasaray voleybolunda bugünün ayrılık tartışması ise erkek voleybolda, kulübün olması gereken moral değerleri üzerinden pasöre; performans üzerindense Umut Çakır'a dair gerçekleştirilebilir noktasındayım. Kadın voleybolda Vakıfbank'ı tak diye 3-0 yenip, Aydın BŞB'ye yenilmek dışında şaşırılacak bir sonuç doğmadı bugüne dek.
 
Son düzenleme:
Cem bey'in fikirleri ilginç ve bu da forum'a zenginlik katıyor. Ne yalan söyleyeyim, tüm paylaşımları son iki üç gündür katılmadığım noktalar olmasına büyük bir keyifle okuyorum. Bu düzeyde devam.

Eyalet yada coğrafi bölge yarışması fikri ilginç ama bana biraz ütopya gibi geliyor. Amerikan tarzı ve kaynaklı bu yapılanma ne yazık ki mümkün görünmüyor çünkü Amerika'nın kendi siyasal ve sosyal yapısındaki doğal süreç, sporda ülkeler arası benzer bir yapılanmaya hiç uygun değil. Bu biraz da, LOVB'ye, Kanada'yı, Porto Riko'yu, Dominik'i Kanada'yı Şili'yi, vs. dahil edelim fikri ile neredeyse paralel bir fikir olur. En azından yakın gelecekte, bunların hiçbirisi gerçekçi görünmüyor.

Bir diğer konu da, emperyal ülkede bir şekilde popüler olmuş tüm branşlara, akıl almaz yatırımlar yapılıyor, yani biraz da görgüsüzün oğlu olmuş misali! Dünya'nın bir bölümü açlık ve savaşlar yüzünden kırılırken, buralardan emilen sermaye aktarımı, işte bu görgüsüzlükle cilalanan alanlara yatırılıyor. Sadece basketbol değil. Beyzbol (bildiğimiz kriket'in Amerika'daki versiyonu), Amerikan futbolu (bildiğimiz futbol'un Amerika'daki versiyonu) vs alanlarda da korkunç rakamlar dönüyor ve bunlar bir endüstriyel yatırım ve Amerikan reklamı aracı olarak görülüyor. Bunu bırakın, Golden Globe Sundance vs gibi Kırmızı halı organizasyonlarındaki şatafat tam da bu mealde dünyanın geri kalanının gözüne sokuluyor. Woodstock, Nashville gibi ciddi yatırımlarla düzenlenen festivaller de ayrı konu ve hatta American Idol gibi muazzam yatırım ve şovla yapılan program, farklı isimlerle Fener'in firarda olan yöneticisi tarafından da Türkiye'ye uyarlanmış. Orijinali gördüğünüzde, aradaki farkı anlarsınız.

Bunları yazma nedenim şu.... Asla NBA ile diğer basketbol organizasyonları karıştırılmamalı, tıpkı Amerika'daki diğer popüler branşlar gibi. Bu nedenledir ki, Amerika, NCAA'i yine genç yaşta yetiştirici lig statüsünde tutarak ve LOVB'yi kurarak, tıpkı Asya ve Avrupa'da olduğu gibi, profesyonel bir statü kazandırmaya çalışıyorlar. Onlar bunu başarınca, işte profesyonel lig bu, bizimkiler profesyonel değil'mi diyeceğiz? Bir kez daha sormak ve vurgulamak istiyorum. Milyonların döndüğü voleybol transfer borsasında 300-400' bin dolar'dan başlayarak 2-3 milyon dolara kadar transfer ücreti ve maaşla oynayan oyuncular profesyonel değil de nedir? Eğer bunlar profesyonel ise, amatör liglerde'mi oynuyorlar? Ligler (Voleybol-Basketbol) profesyonel ise, sözkonusu branşlar amatör'mü?

2010 yılında, korkunç bütçelerle basket oynayan Amerikan Milli takımının Dünya Şampiyonası Finali'ndeki rakibi Türkiye değilmiydi? Türkiye'de yetişen birçok oyuncu NBA'de oynamadı'mı? Yada halen oynamıyor'mu? Olimpiyatların en iyi oyuncusu Patry, şu an takımımızda değil'mi?

Son olarak, bir kez daha yinelemek istiyorum. Önceden de yazmıştım. Kimse, Basketbol yada Voleybol'a anormal yatırım yapılsın iddiasında değil. Dünya'nın en iyi voleybolcularından birisi olan Boskovic 2.5 milyon dolar alıyorsa, buna karşın futbolda bazen hatalı transferler sonucu kulüpler10 milyonlarca dolar zarar ediyorsa, Voleybol/Basketbol gibi branşlara yapılacak akılcı ve futbola oranla, başlangıç olarak çok mütevazı sayılabilecek extra 7-8 milyon dolarla (Basketbol/Voleybol kadın ve erkek takımlarının extra yatırım toplamı), bu branşları ihya eder diye iddia ediyorum. Fener şunu yapmış bunu yapmış. Yok yıllardır kültür yaratmış. Bence bunlar da biraz abartı. Doğru yatırımlar doğru şekilde yapılırsa, ve 2-3 yıl karşımıza çıkanı devirirsek, hem Türkiye hem Avrupa'da her maçta rakibin dizlerini titretirsek, işte kültür bu olur. Tıpkı, Futbol takımımızın, karşısına çıkan rakiplere yaptığı gibi.

Bu arada, önerim, NCAA finallerini ve buradaki tezhürat ve eğlenceyi, bando mızıka takımlarını vs izlemeniz. Eminim ki, pekçok benzerlikler bulacaksınız.
 
Son düzenleme:
Bir basketçinin iyi olması ile bir spor dalının o ülkede profesyonel olması farklı kavramlar. Profesyonellik kavramına sadece sporcu açısından bakmamak lazım. Bugün afrikadanda çindende Nba e basketbol oyuncusu gidiyor yarın birisi antartikada doğar iyi bir basketçi olur nba de oynar. Bu durum bu kişinin yetiştiği ülkede o sporun profesyonel olduğunu göstermez. Profesyonellik o sporun o ülkede ilgi görmesi, o spora yatırım yapılması ile alakalıdır. Şuan kendi takımımız açısından bakalım. Bir çoğumuzun Gs yi baskette voleybolda vs. desteklemesi futbol takımından kaynaklı. Bu branşların kendi seyircisi yok. Zaten Gs kongresinda bjk fener kongrelerindede futbol dışındaki branşlar amatör olarak ifade edilir. Sonuçta para kazandıran diğer branşları finanse eden, spor dalı futboldur. Tr de futbol dışındaki branşları profesyonel kabul etmek zaten bu kluplerin dernek tüzük ünede aykırıdır. Tüzüklerde futbol ve amatör branşlar diye bahsedilir.
 
Bir basketçinin iyi olması ile bir spor dalının o ülkede profesyonel olması farklı kavramlar. Profesyonellik kavramına sadece sporcu açısından bakmamak lazım. Bugün afrikadanda çindende Nba e basketbol oyuncusu gidiyor yarın birisi antartikada doğar iyi bir basketçi olur nba de oynar. Bu durum bu kişinin yetiştiği ülkede o sporun profesyonel olduğunu göstermez. Profesyonellik o sporun o ülkede ilgi görmesi, o spora yatırım yapılması ile alakalıdır. Şuan kendi takımımız açısından bakalım. Bir çoğumuzun Gs yi baskette voleybolda vs. desteklemesi futbol takımından kaynaklı. Bu branşların kendi seyircisi yok. Zaten Gs kongresinda bjk fener kongrelerindede futbol dışındaki branşlar amatör olarak ifade edilir. Sonuçta para kazandıran diğer branşları finanse eden, spor dalı futboldur. Tr de futbol dışındaki branşları profesyonel kabul etmek zaten bu kluplerin dernek tüzük ünede aykırıdır. Tüzüklerde futbol ve amatör branşlar diye bahsedilir.
Bakış açınıza saygı duyarak konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Bununla beraber;
1- Bireyleri örnek vererek, düzeyin ne olduğunu vurgulamaya çalıştım. Elbette tek başına bir ölçü değil ama Avrupa'da finaller oynayan Türk takımları ve Amerika ile 2010 yılında Dünya Kupası Finali oynayan milli takım dikkate alındığında, ciddi yatırım gerektiren bu tür üst düzey turnuvalarda bu dereceleri almak bile, bu dalın amatör olmadığının bir göstergesidir diye düşünüyorum. Voleybol için de benzer şeyler söylenebilir.
2- Ne kadar güzel. Futbol takımımızın taraftarının voleybol takımımızı yada basketbol takımımızı desteklemesi kadar doğal birşey olamaz. Bu forumlardaki başlıca serzenişlerden birisi de, başarıya bağlı olarak bu sayının daha da artması gerektiğidir. Hazır kıta bir seyirci potansiyeli var. Tek beklenen daha üst düzey başarı.
3- Dernek tüzükleri, kutsal kitaplar değildir. Tüzükler, değiştirilmek ve geliştirilmek için vardır. Önceki paylaşımımda da belirtiğim gerekçelerle, kabul edilse de edilmese de bu branşlar artık profesyonel branşlardır ve hal böyle iken, asıl sorgulanması gereken konu, bu tüzüklerin revize edilmemesidir. Tabii ki, bunun arkasında başka konular varsa, orasını bilemem.
 
Bakış açınıza saygı duyarak konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Bununla beraber;
1- Bireyleri örnek vererek, düzeyin ne olduğunu vurgulamaya çalıştım. Elbette tek başına bir ölçü değil ama Avrupa'da finaller oynayan Türk takımları ve Amerika ile 2010 yılında Dünya Kupası Finali oynayan milli takım dikkate alındığında, ciddi yatırım gerektiren bu tür üst düzey turnuvalarda bu dereceleri almak bile, bu dalın amatör olmadığının bir göstergesidir diye düşünüyorum. Voleybol için de benzer şeyler söylenebilir.
2- Ne kadar güzel. Futbol takımımızın taraftarının voleybol takımımızı yada basketbol takımımızı desteklemesi kadar doğal birşey olamaz. Bu forumlardaki başlıca serzenişlerden birisi de, başarıya bağlı olarak bu sayının daha da artması gerektiğidir. Hazır kıta bir seyirci potansiyeli var. Tek beklenen daha üst düzey başarı.
3- Dernek tüzükleri, kutsal kitaplar değildir. Tüzükler, değiştirilmek ve geliştirilmek için vardır. Önceki paylaşımımda da belirtiğim gerekçelerle, kabul edilse de edilmese de bu branşlar artık profesyonel branşlardır ve hal böyle iken, asıl sorgulanması gereken konu, bu tüzüklerin revize edilmemesidir. Tabii ki, bunun arkasında başka konular varsa, orasını bilemem.
Bende konuyu fazla uzatmak istemem ama avrupada basketbolun voleybolun tohumlarının yanlış atıldığı kanısındayım. Eğer bu branşlara profesyonel olarak bakılacaksa futboldan toplama seyirci değil, kendi seyircisi olmalıdır. Kusura bakmayın hoplamalı zıplamalı meşaleli futbol marşlarının söylendiği, oynanan maçtan bihaber seyircilerin olduğu bir basketbol voleybol amateur kalmaya devam edecektir. Futbol klüpleri bu alanlardan çekilmeli ve sırf bu sporlarda mücadele eden klüpleri kurulmalı işte o zaman bu klupler seyirci çekebilirse o zaman bu dallara profesyonel diyebiliriz. Zaten Gs çekilse basketten voleyboldan feneri bjk side çekilir. Bunların burda bulunma amacı Gs dir. Eğer iyi bir sponsor bulamıyorsak buralarda Gs ismini yıpratmamızında bir anlamı yok.
 

Üst