2024-2025 Kadın Voleybol Takımı (Galatasaray Daikin)

Bu arada belki bilmediğimiz bir şey vardır. Belki sonradan güçlü bir sponsor bekleniyordur bir bilgim yok. Ama neden formamız boş. Şort sponsorları yeterli seviye de ama formamız bom boş İtalyan kulüpleri gibi her yeri sponsor ile kaplayalım derken yönetim hiçbir sponsor ile anlaşmıyor. Umarım bildikleri bir şey vardır.
 
Beşiktaş'ın sosyal ağlar ekibi, 20 yıllık efsane besteyi diriltti erkek futbol derbisi öncesi. Günün anlam ve önemine binaen, İsviçre'de gür sesle söyleniyor. :)
 
Roma ve Chieri'yi geçerek kupayı alsak muhtemelen kulüp müzesinde ilk 2 sıraya yerleştirilmez. Fakat Eylül'ün başında Burhan Felek'teki PAOK maçı, geçtiğimiz turda 2020'lerin çöken Almanya algısını az sayıdaki rakip taraftara tiyatral bir sertlikle anlatabilmek, bugünkü Alplerin eteklerinde olduğunu hissettiren salonda; hayli ritmli tezahüratlarla cümbür cemaat tribün ve maç sonu kutlama derken verim keza tatmin maksimum düzeyde. :) Kadın voleybolun yine 2020'lerdeki dalga boyuyla artan sinerjisinin karşılığı olan bir Avrupa sezonu yaşıyoruz.
 
Eğer bir yanlışım yoksa, bir sonraki rakibimiz, Olympiacos Pireaus gibi görünüyor. Eğer durum böyle ise, ilk 4 şansımız yüksek. İlk 6'mız oyuncu kalitesi ve başarı sıralaması açısından, bir hayli ileride. Bianka Farriol büyük olasılıkla ilk 6 oynayacak. Yine çaprazları Milica Kubura, smaçörleri Yamila Nizetich, Ivana Vanjak ve ortaları Bianca Farriol tecrübeli iyi oyuncuları.

Dezavantajları ise pasörleri... Özellikle Isabella Di Julio 1.75 boyunda (diğer pasör Evanthia Lavda 1.78) ve ortaların boy ortalaması 1.84 (en uzunları Bianca Farriol 1.85). Gününde olacak takımımız bu engeli rahat geçer ama özellikle Alexia'nın bir an önce kendisini toparlaması şartı ile. Neler oluyor bilmiyorum ama Alexia'nın dünkü maçta da hücumda zorlanması, servis hataları (hoş bloklarda oldukça iyi idi) ve son derece düşmüş olan vücut dili, sevinç anlarında bile kenarda durması, hiç hoşuma gitmedi. Başta kaptan İlkin ve tüm takımın onu kucaklaması ve destek vermesi gerekiyor gibi hissettim. Özellikle de Koç'un.

Kazanırken de bazı sıkıntıları görmek ve bunlarla ilgili erken önlemler almak son derece önemli...

Diğer bir not, eşleşme böyle olursa, ilk maç deplasmanda 2.si evimizde oynanacak... Sonraki turu geçersek bu kez rakip yarı finalde Chieri ve ilk maç sahamızda olacak. Ne diyelim, hayırlısı...
 
Tıpkı bizim gibi, profesyonel erkek futbol ve amatör branşlar üzerinden birinci sınıf bir spor kulübü olan Olympiakos'la da karşılaşmak; Avrupa'nın üçüncü kupasının etinden de sütünden de faydalanıyoruz anlamına gelecek. Bu Avrupa sezonu Eylül'ün ilk günlerinden bu yana daha fazlasını veremezdi.

Takımın üstüne titreyen, kültleştiren her Galatasaraylıya elbette saygıyla yaklaşıyorum. Defaten de vurguladığım üzere, Burhan Felek'ten tutalım yerel ve yurtdışı deplasmanlarına dek; salonlardaki sinerji forumun kat be kat ötesinde. Basketbol özelinde haset yaratabilecek türden hatta. Fakat, bu takımın yerel ligi ilk 5'te bitirmek dışında hem belirlenmiş; hem de sürpriz yapıp ötesine geçebileceği bir hedefi göze çarpmıyorken bu kapı baca yıkılan ortamda performans gösteren her oyuncunun keyfi bilir. Saha içine dair de büyük bir iş yaparak deplasmanda Chieri'yi ve finalde Roma'yı geçip kupayı alırsak dahi bu kupayı büyüten; Galatasaray'ın erkek futbol, kadın basketbol, erkek basketbol ve erkek sutopundaki Avrupa kupaları koleksiyonu olacak. Voleybol özelinde ilk olması anlam ifade edip heyecan yaratacak. Daha tarafsız ülke, daha arzu nesnesi şehir, daha dinamik ve saygı duyulan kulüp bulabilen oyuncu orada mutlu mesut boy verebilir. Süleyman Demirel git gellerine evriliyor zaten bu mutsuz ayrılık üstü mutluluk arayışlı geri dönüşler. Demem o ki, yaşama ruh temelli bakan kadınlara anatomi üzerinden sunulması gereken iniş-çıkış lüksü dışında ben geçerli ya da umursayacağım bir mutsuzluk sebebi göremiyorum. İsviçre Alplerinin eteğinde, her yaştan ve ülkeden Galatasaraylılarla salkım saçak tribün önünde kutlama var. İnsanın tüm hayatında, yaşayacağı zirve deneyimlerden biriydi dün gece.
 
Alexia ile ilgili, birkaç tümce daha yazma gereğini hissediyorum. Konu, genelde Alexia'nın takımdaki mutsuzluğu değil ama kendi içerisinde bulunduğu kendi performansından kaynaklı mutsuzluğu gibi görünüyor. Bir camia kendisini takımımızdaki önceki sezonunda takıma yapmış olduğu katkı nedeni ile takdir ediyorsa ve yeni sezonda kendisine güvenerek yeniden kucak açıyorsa, sözkonusu oyuncunun, camia veya takımla ilgili bir sorununun olması olasılığı birhayli düşüktür. Eminim ki Alexia da camiayı seven ve camiaya bağlı bir oyuncudur. Ne var ki, profesyonel olsa bile, bazı oyuncular daha kırılgan olabilir. Alexia'nın durumunu, bu yönden değerlendiriyorum.

Kadın anatomisinin, günlük performans üzerinde elbette bazı etkileri olabilir ama bu seriye bağlandığında, altında mutlaka başka nedenler yatar. Takım dışında kendi özel hayatındaki mutsuzluk, çok belirgin olmayan hafif sakatlık veya ağrılar veya kısa süreli takım içi uyumsuzluğu bunlara birer örnek olabilir. Bunlardan hangisi bilemiyorum ama benim esasen gözlemlediğim, birkaç maçlık çok başarılı olmayan performans sonrası, kendi iç hesaplaşmasında girmiş olduğu bir sarmal nedeni ile, başarısızlık riskini kafasına takarak kendi kendisini aşırı strese sokması olabilir. Coşkulu tribün önündeki mutsuzluğu da bununla ilintili olabilir. Ben bunu haketmiyorum diyerek kenarda duruyor olabilir. Tam da bu nedenle, sahip çıkılması ve moral destek verilmesi gerekir diyorum.

Kim ne derse desin. Alexia başarılı bir Pasör çaprazıdır. Takımı, zor anlarda sırtlayacak başka alternatif olmaması nedeni ile, oyuncu (Alexia) üzerinde, extra bir stres yaratıyor. Başarısız günü, direkt takıma yansıyor ve eleştirilerin odağı oluyor. Kapı arkasında bekleyenlere bakınca da, en ufak bir başarısızlıkta yada performans düşüklüğünde, linç'e hazır geniş bir kitle var. Görüntü o ki, kendisi de bundan bir hayli etkileniyor. Sonuçta bu toplum içerisinde yaşıyor ve söylenenler, yazılıp çizilenler, öyle ya da böyle kulağına gidiyor. Bu, diğer oyuncular için de geçerli, ancak bazı oyunucular daha dirençli profesyoneller olabiliyor ve zaman içinde yazılan çizileni, sahiplerine yediriyor.

İlkin'in sezon başı servis karşılama istatistiklerine bakın ve şimdi ile kıyaslayın. 3-4 maç öncesi Lazovic performansı ile şimdiyi kıyaslayın. İniş çıkışlar mutlaka olacaktır. Esas olan, oyuncunun iniş süresini çok kısa tutarak, bir an önce çıkışa geçme başarısını gösterebilmesidir. İşte geniş kadro bunun için olmazsa olmazdır. Geniş kadro oyuncuları, birbirini yedekleyecek oyunculardan oluşmalı yoksa 6ya 6 antrenman maçı yapmak, kota doldurmak için yapılmamalı. Bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Yasemin Özel, Alexia'nın yedeği olamaz. Başka takımlarda ne yaptığının hiçbir önemi yok. Denendiği birkaç maç sonrası fikrimi açıkça yazmıştım. 2.lig düzeyinde bir oyuncu, Galatasaray'ın PÇ'ı olamaz. Yönetimin bunu görmesi gerekiyor.

Bir kez daha yineliyorum. Bu sezon için, öyle astronomik transfere gerek yok. İyice araştırarak yapılacak birkaç nokta transfer, bu takımı bir adım daha hedefe yaklaştırır. Herhangi bir kazaya kurban gitmemek, Challenge'de en az yarı final, ligde de en az 4.lük için, ihtiyaç halinde Alexia'yı ilk 6 için zorlayacak ve gerektiğinde sazı eline alacak, iyi bir PÇ transferi mutlak görünüyor. Sözün özü, kaliteli geniş kadro çağırım, hala geçerli.
 
Bu sezon dünyanın en iyi ligi ünvanını geri aldık bence. İtalya ligi daha çekişmeliydi bir kaç senedir bizde az çok sıralamalar beli olurdu sezon başı. Şuan İtalya da sıralamar bence şimdiden tahmin edilebilir ama bizde Sarıyer harici her takım birbirini zorluyor Kuzeyboru Eczacıya nefes aldırmıyor şuan bu sezon yeniden 1 numaraya ulaştı bu lig mutluluk verici.
 
İlk 4 yarışında bence Kuzeyboru da şuan korkutuyor beni. Çok temiz oynuyorlar mesela Büşra Kılıç ve Tuğba Thy gitmese takımda kalsa şuan Kuzeyboru ilk 4 yapardı. Çok temiz oynuyorlar şuan bence devrenin son maçı onlarla çok zevkli bir maç olacak gibi.
 

Üst