#24 Jewell Loyd

Bu konuda son yorumumu yazıp kendi adıma konuyu kapatıyorum,ihanetten farksız hem takımlarımıza hemde şahıslarında oyuncularımıza yapılan entrikalar ve kulüp dışından yapılan haksızlıklar karşısında bunalan vede bunun üzerine ödeme sıkıntıları ( şubeyi kapatmak amaçlı zemin hazırlama için kasten ödememe veya geciktirme ) vb. bir sürü sorunlarla boğuşmak zorunda kalan ve bunların sonucundada hataya zorlanan oyuncu olarak Loyd nasıl olsa tek başına kalmış taraftarlardan bir kısmınında basketbol düşmanlarına bilerek veya bilmeyerek koz verircesine destek vermeleri sonucunda yaptığı hatanın hak etmediği kadar büyük bedel ödetilerek gönderildi,peki bu entrikaları yapanlar takımlarımızın haklarını savunmayanların kökleri veya arkası kesilirmi bu şube içten ihanetlerle ayakta kalabilirmi bunu düşündünüzmü ? bu çocuk! daha 21-22 yaşında 30'lu yaşlarda olsa hadi azıcık size hak verebilirim ama siz yerli olarak Işıl'ın,Nevriye'nin yabancı olarak diğer hem yaşça hem tecrübe olarak aralarından epey fark olan oyuncularla kıyaslayıp Loyd'a bir kez daha haksızlık yapıyorsunuz ilk senesi olmasına rağmen Vallahi hatalısınız bunu bilesiniz.

Neyse oyuncu gitti yolu açık olsun ama sorunlarda bu zihniyetle bitmez devam eder son olayla birlikte azda olsa! sizinde katkılarınızla bunuda unutmayın.
 
Yazılı hukuk kuraları her zaman en doğruyu işaret etmeyebilir mesele şu ki doğru ya da en doğru denen şey de mutlak değildir zaman.yer ve kişiye göre her zaman değiir yazılı hukuk kurallarının avantajı bu görececeliğin yaratacağı uzlaşmazlık ve kaosu ortadan kaldırmak.

İşin hukuki kısmını bir tarafa bırakırsak mesela "bana göre" bir oyuncunun parasını alamadığı için hukuken hakkı olsa bile takımı bırakıp gitmesi her zaman etik değil.Mesela ben maaşlı çalışan metaforunu uygun bulmuyorum.Karnını doyurmak be temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan birinin ücretini alamadığında işi bırakması ile Arroyo gibi zaten maddi durumu oldukca yerinde bir oyuncunun parasını alamadığı için çekip gitmesi "bana göre" aynı kefede değil.Aynı şekilde yasal olarak hakkı olsa bile bir oyuncunun sezonun bitmesine zaten 1-2 hafta kalmışken takımının yeni bir transfer hakkı yokken çekip gitmesi de "benim için" çok uygun tavırlar değil.Bunları yeni bir tartışma açmak için yazmadım referans yazılı hukuk kuralları olmazsa birçok farklı görüş olacaktır ve işin içinden çıkmak da zor olur.

Bununla birlikte Loyd örneğinde yazılı hukuk kurallarının önemi sadece sabit referans olması değil .Paramı alamadığında her ne olursa olsun giderim tutumunun referansı profesyonellik değil mi ?Bu tutumu desteklerken bu oyuncu profesyonel parasını alamazsa takımı,yakın arkadaşlarını,koçunu düşünmek zorunda değil demiyor muyuz.İşte olaya madem profesyonel spor ahlakı açısından bakıyoruz.O zaman yazılı hukuk kurallarına riyayet etmek de profesyonel spor ahlakının bir gereği.Yani yazılı olmayan kurallar açısından fsrklı ahlakı tutumlarımız olabilir ama seçmiş olduğumuz ahlaki tutumda tutarlılık göstermemiz gerekir.

Ayrıca söz konusu örnekteki yazılı düzenleme bana kalırsa pratik açıdan da anlamlı bir düzenleme .Ödemler konusunda verilen 30 günlük gecikme "hakkı" bir sonraki ödemenin süresi gelmeden bir gün önce bir önceki ödemenin yapılması demek.Hal böyle olunca diyelim ilk ödeme 15 gün gecikti ve ondan sonraki tüm ödemeler de yaklaşık 15 gün gecikmiş olsun.Aslında pratik olarak oyuncu gecikmeli yapılan ilk ödemeden sonra ayda bir ödeme almış oluyor.Yani aralarında 30 gün olmasını gereken iki ödemenin arasını 45'e çıkarırsan bir sonraki ödemeyi de bir 45 gün sonra yapamazsın o ödeme 30 günden fazla gecımıs olur .Sezon boyunca oyuncuya hukuken sözleşme fesih hakkı geçmedi ise bu maddi açıdan da pratik anlamda büyük bir maduriyeti olmadı demek.

Ayrıca yönetimlerin basketbol şubesi ile ilgili o kadar çok kusuru var ki Loyd olayında kusurun büyüğünün oyuncuda mı yönetimde mi olduğu tartışmasının sonucu yönetimin genel kusurluluk değerlendirmesi açısından denizde bir damlanın eksik ya da fazla olması kadar ancak etki yapar
 

Üst